Mehmet İŞLER /EGEDESONSÖZ- Başbakan Binali Yıldırım İzmir’deki iftar programında kentteki şehit ve gazi aileleriyle bir araya geldi. Balçova’daki Kaya Termal Otel’de gerçekleşen etkinliğe Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan, İzmir Valisi Erol Ayyıldız, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, İzmir Emniyet Müdürü Hüseyin Aşkın, AK Parti İzmir İl Başkanı Bülent Delican, AK Parti İzmir milletvekilleri, AK Partili ilçe belediye başkanları ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile İzmir Valiliği’nin organize ettiği yemekte ayrıca 2 bin 300 şehit ve gazi yakını ağırlandı.
Programda konuşan Başbakan Binali Yıldırım, terör ve milli güvenlik üzerinden önemli mesajlar verdi. Şehit ve gazi ailelerine minnet ve şükranlarını sunan Başbakan Yıldırım, “Mübarek ramazanın son günlerine yaklaştık. Şimdiden ramazan bayramınızı tebrik ediyorum. Allah tekrarını nasip etsin. Manevi güzelliklerle dolu ramazan ayı, yardımlaşma ihsan sabır ayıdır. Siz şehit aileleri sabrın da metanetin de en büyüğünü yaşıyorsunuz. Şehitlerimize bu vesileyle bir kez daha Allah’tan rahmet ediliyoruz. Siz değerli aile ve yakınlarına sabır gazilerimize de hayırlı ömürler diliyoruz” dedi.
KAYIPLARIMIZ OLUYOR…
Yıldırım, “Sizler bize aziz şehitlerimizin yadigarısınız. Kendilerini vatanı milleti bayrağı ve devleti için feda edenlerin yakınlarısınız. Bu topraklarda yıllardır özgür ve bağımsız şekilde yaşıyorsak bu her bir şehidin sayesindedir. Bu mübarek toprakları korumak ve her türlü düşmandan, terörden arındırmak için gece gündüz demeden çalışıyoruz. Kayıplarımız oluyor. Milletçe zaman zaman canımız da yanıyor. Şehit askerlerimize bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum. Bu ülkenin bağımsızlığı ve bütünlüğü için hayatını seve seve veren asker, polis, jandarma, korucu ve bütün güvenlik güçlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Sizin derdinizle dertlenmek her zaman yanınızda olmak bizim birinci vazifemiz. Bu millet kadirşinastır. Şehidine de ailesine de vefalıdır. Şehidini kendi şehidi bilir. Ailesini ailesi bilir” diye konuştu.
İZMİR MARŞI VE YÜZBAŞI ŞERAFETTİN ÖRNEĞİ…
“Evet ateş düştüğü yeri yakar ama bilin ki sizin evinize düşen her ateş Türkiye’de bütün ailelerinin evine de düşmüş bir ateştir” diyerek konuşmasına devam eden Yıldırım, “Sizin her zaman yanınızda olmak tabi ki her zaman görevimiz. İzmir’den Van’a, Edirne’den Kars’a, Sinop’tan Mersin’e memleketin her bir tarafında yan yana omuz omuza birlik beraberlik kardeşlik anlayışıyla düşmana karşı koymuş, kanlarını ve canlarını bu güzel memleket için seve seve feda etmekten çekinmemiş şehitlerimizin bizim nezdimizde yeri gökyüzünde parlayan birer yıldızdır. İzmir Marşı ne diyor? İzmir’in dağlarında oturdum kaldım. Şehit olanları deftere yazdım. Öksüz yavruları bağrıma bastım. Kader böylemiş ey garip ana, canım feda olsun güzel vatana… Bu kadir bilen millet öksüz yavruları bağrına basmayı yüreği yanık anaların eşlerin göz yaşlarını silmeyi bilmiştir. Her türlü düşman Türk analarından korksun. Türk anaları ya şehit olacaksın ya gazi diyerek kınalar yakarak evlatlarını uğurladıkları sürece biz bir ölür bin diriliz bu vatan için. Tüm terör örgütleri tüm alçaklar şunu bilsin ki siz ne kadar kalleş oldukça biz daha fazla kardeş olacağız. Siz hain oldukça biz daha çok kahramanlar çıkaracağız. Bizler bu güzel vatan için atalarının canları ve kanlarıyla nice destanlar yazan bir milletin evladıyız. Kahramanlarımızı çok iyi bileceğiz. Onları unutmayacağız, unutturmayacağız.
Güzel İzmir’in şimdilerde pek de hatırlanmayan kahramanı var. Yüzbaşı Şerafettin... Kurtuluş mücadelesinin en hararetli günlerinde 9 Eylül’de İzmir’e giren süvari kıtasının komutanı olan Yüzbaşı Şerafettin şehre girdiğinde beraberindeki 40 askerini saldırıda kaybetti. Kendisi de yaralanır. Yaralı olduğu halde İzmir Hükümet Konağına koşar ve düşman bayrağını indirerek yerine göğsündeki kanın bulaştığı ay yıldızlı Türk Bayrağını çeker. Yaralı yüzbaşı tedavi altına alındığında ‘ölsem ne gam? İzmir’i kurtardık ya’ der. Mustafa Kemal Paşa Yüzbaşı Şerafettin’in isminin yanında İzmir ismini de kullanmasını ister. Soyadı kanunuyla İzmir soy adını alır. Artık onun adı Şerafettin İzmir’dir. Aradan yıllar geçer rahatsızlanır. İzmir halkı kahramanına vefasını gösterir. Şerafettin İzmir’e bir ev alarak armağan etmek için kampanya başlatır. Kendisi bu hareket karşısında ‘benim yaptığım vatan ve askerlik vazifesidir’ der ve kabul etmez. 1951’de rahmetli olur. Rabbim Şerafettin Yüzbaşı ve vatan şehitlerinin mekanlarını cennet eylesin” açıklamasını yaptı.
URLA’LI BEKİR KOMİSERİ UNUTMADI!
Yıldırım tarihi örneklerin ardından geçtiğimiz yıl yaşanan 15 Temmuz darbe girişimine değindi. 15 Temmuz 2016 gecesi Urla Menteş’te harp okulu öğrencileri taşıyan otobüste bulunan darbeci komutanlara geçit vermeyen komiseri hatırlattığı konuşmasında önemli ifadeler kullandı. Yıldırım, “Bu 1922’de olur. Yıl 2016… 15 Temmuz. Yine İzmir’de bir destan daha yazıldı. FETÖ darbe girişiminde Urla’da Menteş kampına getirilen ve darbe girişimi yapıldığı gece İzmir Valiliğini kuşatmak için 400 harp okulu öğrencisini taşıyan kafile, polis tarafından durdurulur. Bu öğrencilerin başındaki darbeciye asıl ağır darbeyi indiren genç bir komiserdir. Bugün de aramızda olan o genç komiser Urla İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde görev yapıyor. Bekir Komiser onların geçişine izin vermez. Darbecilerin başındaki, ‘Bizi belindeki o küçük tabancayla mı durduracaksın?’ der. Yiğit komiserin verdiği cevap çok anlamlıdır. ‘Ailemden 3 şehit var, 4’üncü ben olurum ama sizi buradan geçirmem. Tabancamda 13 mermi var. Israr edersen bunlardan biri sana nasip olur’ der. Bu kararlılık karşısında darbecilerin başındaki ve o konvoydakiler geldikleri gibi geri dönmek mecburiyetinde kalır” dedi.
HUKUK İÇİNDE EN AĞIR CEZAYI ALMAKTAN ASLA KURTULAMAYACAKLAR!
Yıldırım ayrıca, mahkemelerde ifade veren FETÖ’cü general ve komutanlar için çok sert ifadeler kullandı. Yıldırım, “Demek ki yıllar geçse de milli şuur asla kaybolmaz. Dimdik ayakta durur ne zaman lazım olursa o zaman da alçaklara gereken cevabı verir. Rabbim bir daha bu güzel ülkeyi böyle sınavlardan geçirmesin. Şu anda mahkemelerde darbeyi planlayanların verdiği ifadeleri görüyorsunuz. İşi nasıl sulandırmaya çalışıyorlar. Şehit yakınlarının gazilerin gözlerinin içine baka baka yalan söylüyorlar. İstedikleri kadar çırpınsın ve yalan söylesinler. Mutlaka ve mutlaka hukuk içinde en ağır cezayı almaktan asla kurtulamayacaklar” açıklamasını yaptı.
İLK 4 AYDA YÜZDE 5 BÜYÜMEYİ BAŞARMIŞIZ
Yıldırım ekonomi üzerinden çarpıcı açıklamalarda bulunurken, “15 temmuzdan sonra Türkiye iflah olmaz, ekonomisi çöker diyenler şimdi bu söylediklerinden utanıyorlar. 16 temmuzda acele not düşürenler şimdi Türkiye büyüme tahminlerini artırmaya başladılar. Yüzde 2’lerden 4.7’lere çıkardılar. Bu rakam bile Avrupa’nın iki katıdır. Darbe belasını savan terör örgütleriyle amansız mücadele eden ateş çemberi içinde Türkiye… Tüm olumsuz şartlara rağmen 2017’nin ilk 4 ayında yüzde 5 büyümeyi başarmıştır. Bu gerçekten büyük bir başarıdır. Bu ne demektir? Büyümede Türkiye Çin ve Hindistan’dan sonra dünyada üçüncü yerini almıştır. Cumhurbaşkanımız liderliğinde başlatılan istihdam seferlerinde de önemli netice almaya başladık. Yine yılın ilk 4 ayında işsizlik rakamı yüzde 1 oranında düşmüştür. İstihdam seferberliğinde 5 ayda ilave iş bulanların sayısı 1 milyon 200 bine yükselmiştir. Hiç kimse merak etmesin Türkiye’nin yarınları bugününden çok daha iyi olacak. Dünyada aynı anda en az 4 terör örgütüyle mücadele eden başka bir ülke yok. Dünyadan da bu kararlı mücadelemize amasız fakatsız destek bekliyoruz. Senin teröristin kötü benimki iyi gibi bir anlayışı asla kabul etmiyoruz. Bugünlerde moda oldu İslamcı terörist. Bu düpedüz İslam, Müslümanlık düşmanlığıdır. Teröristin dini, kitabı, mezhebi olmaz. Terörist sadece ve sadece insanları öldüren bir makinadır. Şu anda tüm vatan sathında topraklarımızın dışında da mücadelemize devam ediyoruz” diye konuştu.
TEK BİR GENCİMİZE UYUŞTURUCU SATILMAYACAK HALE GETİRECEĞİZ!
Terör üzerinden birlik mesajları veren Yıldırım, uyuşturucuya ayrı bir parantez açtı ve “Fırat Kalkanı’yla El-bab’da DEAŞ terör örgütüne çok büyük darbe vurduk. Aynı şekilde taarruz anlayışıyla PKK sığınağı haline gelen mağaraları birer birer başlarına geçiriyoruz. En büyük maddi kaynakları olan uyuşturucu trafiğine darbeler buruyoruz. Geçenlerde 67 milyon kök Hint Keneviri arazide bulundu ve imha edildi. Bu yıl aynı arazide 1 milyonun altında Hint Keneviri bulundu. Terörle mücadele neticesini verecek ve Türkiye terörle anılmaktan kurtulacak. Hedefimiz terörü Türkiye’nin gündeminden en alt sıralara indirmek istihdam yatırım üretim konuşmaktır. Tek bir gencimize uyuşturucu satılmayacak hale gelinceye kadar bu mücadeleyi kararlılıkla sürdüreceğiz. İzmir Emniyet Müdürümüz son aylarda uyuşturucuya karşı çok büyük savaş açtı. İzmir’in geleceğini yok etmeye çalışan bu alçak örgütlere göz açtırmıyoruz. İzmir’de başlatılan bu başarılı operasyondan dolayı İzmir valimizi, emniyet müdürümüzü tüm teşkilatımızı tebrik ediyorum. Aynı şekilde bir yandan terörle mücadele ederken bir yandan gençlerimize musallat olan uyuşturucu tacirlerine yurt çapında mücadele başlatıyoruz. Ülkemizin geleceğini karartmaya çalışan şer odaklarından ülkemizi kurtaracağız” dedi.
İZMİRLİ ŞEHİDİNE SAHİP ÇIKMAYI HER ZAMAN BİLMİŞTİR
İzmir’in, 2017’nin Ocak ayında gerçekleşen adliye saldırısında şehit olan polis memuru Fethi Sekin’e sahip çıktığını vurgulayan Yıldırım, “İzmirlilerde Türkiye’nin her köşesinde olduğu gibi şehitlerinin emanetine sahip çıkmış bunun en güzel örneğini göstermiştir. Yakın zamanda canı pahasına şehrinde yaşayan insanları korumak için polis memurumuz Fethi Sekin ne yaptı? Kendisini kurşunlara siper etti, canıyla alçaklara bedelini ödetti. İzmir halkı da onun bu vefasını unutmadı. Görülmemiş bir katılımla sağanak yağmura rağmen on binlerce İzmirli cenazesine katılarak gereken vefayı göstermiştir. İzmirli işte böyledir. Vatan denince millet denince bir araya gelir ve ülkesine vefasını gösterir. İzmir şehidi kadar emanetlerine de sahip çıkmayı her zaman bilmiştir. Gelecek nesillerin de aynı bilinçle hareket edeceğinden zerre şüphem yok. Bu millet kıyamete kadar ayakta duracak” diye konuştu.
KAPIMIZ SİZLERE SONUNA KADAR AÇIK
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya ise, “Efeler diyarı İzmir’in milli mücadelede gösterdiklerinden dolayı yeri bizim için çok ayrı. İstiklal ve istikbalimizi şehitlerimize ve gazilerimize borçluyuz. Ailelerine minnet ve şükran borçluyuz. Sizlerle her zaman birlikte olmak şehitlerimizin emanetini yaşatmak bizim için çok anlamlı. Bakanlık olarak sizlere en iyi hizmeti vermek için tüm gücümüzle çalışıyoruz. Kapımız sizlere sonuna kadar açık. Sizlere hizmet etmek bizler için en büyük şeref ve onurdur” ifadelerini kullandı.
Sayfa başına git