EGEDESONSÖZ-Tire Süt Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut EskiyörükSonsözTV canlı yayınına katılarak Aslı Eren’in sorularını yanıtladı. Eskiyörük, tarım politikaları ile ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu.
KOOPERATİFİMİZE PARAYI ORTADAN KALDIRDIK
Tire Süt Kooperatifi olarak icraatlarından bahseden Mahmut Eskiyörük, “Tire Süt Kooperatifi modeli ile günde 300 ton süt topluyoruz, 60 köyden alım yapıyoruz. Günde 100 ton süt işleyebiliyoruz. Yılda 15 bin ton slaj alıp paketleyerek ortaklarımızın yem ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Dün yeni açtığımız son teknoloji tesisimiz ile artık günde 30 ton etimizi işleyerek piyasaya sunabileceğiz. Daha önce günde 5 ton kadar üretim yapabiliyorduk dün açtığımız yeni tesis ile üretimimizi günde 30 tona çıkarmış olduk. Ortaklarımıza toplu alımlarla ihtiyaçlarımızı uygun fiyatlarla karşılayabiliyoruz. Marketlerimizle ortaklarımızın ücretsiz ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Akaryakıt istasyonlarımızla piyasaya normal fiyata satıp kazandığımız para ile ortaklarımıza indirimli mazot veriyoruz. Biz parayı ortadan kaldırdık, ortaklarımızın parasız olarak her ihtiyacını karşılayabilecek bir sistem kurduk. Herkes istediğini alıyor, veriyor, ay sonunda hesaplaşıyoruz. 17 yılda 72 kat büyüdük. Bizim tek bir amacımız var, üreticiyi korumak. Üreticinin emeğinin hakkını büyütmek için neler yapabiliriz diye düşünüyoruz” dedi.
TİRE SÜT, TÜRK TARIMININ REÇETESİDİR
İyi bir marka haline gelerek çok güvenilir olduklarını belirten Eskiyörük,“Buradaki en önemli unsur, yıllardır İzmir’in çocuklarına süt dağıtıyoruz ve tek bir sorunla karşılaşmadık. Böylece o güven piyasaya yansıdı. Piyasadaki talebe cevap vermekte güçlük çekiyoruz. Biz sadece Tire’de hizmet vermiyoruz, Küçük Menderes’teki tüm üreticilerimizle çalışıyoruz. Kaynakları doğru kullanıyoruz ve itibarımız arttı. Tarım bakanlığına da nasıl bir proje ile gitsek hemen kabul ediliyor. Bakın et tesisimizi de büyüttük. Şimdi biz büyük bir özgüvenle söylüyorum ki, bırakın İsrail’i, bırakın Hollanda’yı biz bizim kendi kültürümüze göre nasıl üretim yapabilirize bakın. Tire Süt, Türk tarımının reçetesidir. Bizim formülümüzle kalite arttı, verim arttı, üretici para kazanmaya başladı ve büyüdü. 10 yıl önce 10-15 ineği olan üreticinin şimdi 150-200 ineği var. Artık Tire’de çocuklar ben de babam gibi hayvancılık yapacağım demeye başladı. Tire’de kırsal nüfus yüzde 1 arttı, Türkiye genelinde ise yüzde 35 azaldı. Ben Anadolu’yu dolaşıyorum, orada üretici bitmiş, hiçbir şey yapamıyor, üretemiyorlar. Üreten satamıyor, satan parasını alamıyor, dolandırılıyorlar. Tire’de ise üretici sütüm satılır mı diye düşünmüyor, Tire süt her gün satın alma güvencesi veriyor, paramız ödenir mi diye düşünmüyor üreticiler, güveniyorlar. Bize her hafta bir çok tanıtım kafileleri geliyor Anadolu’dan, bizi tanımaya çalışıyorlar. Biz Türkiye’nin kurtuluş modeliyiz” diye konuştu.
TARIM BAKANI ÖNERİLERİMİ DİNLESE BİR YILDA İTHALATI BIRAKIRIZ
İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyelerine ile Tire Süt Kooperatifi Modelini sunduklarını söyleyen Eskiyörük, “İstanbul ve Ankara belediyelerine birer mektup gönderdim, bu modeli oraya da götürmemiz konusunda. Önümüzdeki günlerde Ankara’dan bir heyet gelecek bize, eğer anlaşma sağlanırsa, İzmir’in sütü Ankara’ya da dağıtılacak. İstanbul’da Ekrem İmamoğlu süt dağıtacağını söylemişti. Bunu gerçekleştirecekse zaten sütü bizden almak zorunda zaten, başka yer o kadar sütü temin edemez. Her sütten peynir yapabilirsiniz ama her süt içme sütü olmaz. Bunun için İstanbul’da da dağıtılacak sütü bizden almak durumundalar. Biz Ankara’da da bunu yapmak istiyoruz. Tamam hep biz yapmayalım bu işi, biz gelip temelini atalım, orada kooperatifi kuralım, sistemi oluşturalım Ankaralı üreticiler kendileri yapsın bu işi. Ben kimsenin adamı değilim, dava adamıyım ve davam bu. Bırakın benim Tarım Bakanı olmamı, mevcut tarım bakanı benim önerilerime kulak verse inanın bir yılda ithalatı bırakırız” ifadelerini kullandı.
BU MODEL TÜRKİYE’NİN KURTULUŞU
Türkiye’nin tarımda kurtuluş reçetesinin Tire Süt modeli olduğunu vurgulayan Eskiyörük, “Tarım Bakanımıza ben her zaman destek vereceğimi, başarılı olan bu projemizle ilgili tecrübelerimi paylaşabileceğimi dile getirdim ama hiçbir şey olmadı. Ben de kabuğuma çekildim. Ne olursa olsun tarımda bu modele geçecekler, çünkü bu model Türkiye’nin kurtuluşu. Tarım çok yakında çok önemli bir sektör olacak tekrar. Babanızın mesleği çiftçilik ise kesinlikle başka bir iş yapmayı düşünmeyin. Bu sektör mutlaka en kısa sürede hak ettiği yere gelecek” dedi.
Tarımda çıkış noktasının kooperatifçilik olduğunu vurgulayan Eskiyörük, “Devletin yapması gereken verilecek destekleri ilçe bazlı kooperatiflere vermek. Bakın İZKA bir destekleme yapıyor, projelere yüzde 90 hibe desteği veriyor. Bu muhteşem bir şey ama bunu yaparken ilçe bazlı kooperatiflerin projelerine veriyor. Böylece ne oluyor ilçelerdeki üreticiler birleşerek kooperatif oluşturuyor. Bizim burada çok çok büyük avantajımız var, Norveç gibi olsak neyse. Norveçlilere kimse tarıma önem verin diyemez çünkü şartları belli. Biz ise varlık içinde yokluk çekiyoruz, elimizde çok büyük potansiyel var. Bakın Tire’de muhteşem bir eser yaratıldı, İzmir’in her ilçesinde neden bunlar yapılmasın, çok zor değil” diye konuştu.
MİLLETVEKİLLERİ BİZİMLE İLGİLENMİYOR
İzmir Milletvekillerinin kendilerini ziyaret etmediğini vurgulayan Eskiyörük, “Beni üzen bize hiçbir milletvekilinin gelmemesi oldu. Milletvekilinin görevi bizlerin sorunlarını meclise taşımak, duyurmak, çözüme yardımcı olmak. Bakın o bölgede sular kesilmeye başlıyor, ürünler, mısırlar kurumaya başlıyor. Küçük Menderes gibi bir bölgenin çölleştiğini duyuracaklar, kurtaralım diyecekler. Keşke seçim öncesinde genel kurulumuzu yapsaydık, o zaman milletvekilleri de gelir bizi dinlerdi” diye konuştu.
FAZLA HAYVANI OLANIN HAYVANINI EKSİK HAYVANI OLAN ALACAK
Kooperatif olarak uygulamaya hazırladıkları projelerden de bahseden Eskiyörük, “Marketlerimizi çoğaltmayı düşünüyoruz, tavuk yetiştiriciliğini düşünüyoruz çünkü inek bakmak zordur, yaşlılarımızın da daha kolay olan tavuk yetiştiriciliğine destek vererek yumurta satışı yapmayı planlıyoruz. Ayrıca fazla ineği olan üreticilerimizden hayvanlarını satın alarak hayvanı eksik olanlara süt karşılığında satılacak bir projemiz var. Ayrıca incir, karadut ve kestanemiz var. Aydınlılar gelip bizim incirimizi alıp birinci kalite olarak satıyor. Bursalılar geliyor kestanemizi alıp kestane şekeri yapıyor. Bakın bunları bizim yapmamız gerekiyor. İnsanlar her yerden Tire’ye alışverişe geliyor. Biz önce mantı ile başlayacağız, kendi gıda mühendislerimizin denetimi ile üreticilerimize Tire ürünlerinin kullanılacağı güvenilir gıdalar ürettireceğiz. Tarhana, reçel gibi bir çok ürünle bu yelpazeyi genişleteceğiz” ifadelerini kullandı.
KOOPERATİF OLARAK OKUL AÇACAĞIZ
Köylerdeki gençlere tarımı sevdirmenin öneminden bahseden Eskiyörük, “Gençlerimize lise döneminden sonra çiftçiliği sevdirmek çok zor. Bunun için okulu açılması gerekiyor, gençlere çiftçiliği sevdirmemiz gerekiyor. Bu sebeple biz kooperatifimizin lisesini açacağız. Böylece biz bu şekilde hem eğitecek hem de bu işi sevdireceğiz. Gençlerimiz ziraat fakültelerine daha iyi hazırlanacak” dedi.
KÖYLER NEDEN MAHALLE YAPILDI?
Köylerin kentleşmesinin Türkiye tarımına zarar verdiğini söyleyen Eskiyörük, “Bu ülkede köylü düşmanlığı nasıl çıktı bilmiyorum. Köylerimizi mahalle yapma gereği neden hissedildi. Köylüleri böyle uzaklaştırmak kimin işine yarar biliyor musunuz, Türk tarımını ele geçirmek isteyenlerin işine yarar. Biz bu köylülerin sorunları var diyoruz, bu sorunların çözülmesi gerekiyor. Bakın biz böyle bir model yaptık, başarılı olduk, sorunları çözmeye çalışıyoruz, Türkiye’nin tarım reçetesi budur, bunu uygulamanız gerekiyor kurtarmak için. Elimizde iki tane Türkiye’yi besleyebilecek bir Anadolu varken, hala gıdalarımızı dışarıdan alıyorsanız ve bundan rahatız olmuyorsanız milliyetçilikten bahsedemezsiniz. Ben utanıyorum, elimizde böyle imkanlar varken hepsini elimizin tersiyle itip dışarıdan alıyorsak bu rahatsız edici. Ben milliyetçiyim, biz dışarıya vereceğimiz o kadar parayı köylülerimize yatırım yapsak, çok daha iyisini yaparız. Bu işle sadece ithalat şirketleri kazanır, diğer herkes kaybeder. Bakın plajlara gidin herkes tatil yapıyor, ama bizim köylerimize gidin o güneşin altında çalışmaya devam ediyorlar. Bizim karnımızı doyurmak için zorluklarla uğraşan o insanlara sahip çıkmak zorundasınız. Onları kendi kaderine terk edemezsiniz, yılın 365 günü aralıksız uğraşıyorlar. Kolay bir iş değil bu, işini büyütemiyor destek olmadan. Biz bunun için çiftçimize destek oluyoruz, onlar da yatırım yaparak üretimi arttırıyorlar” diye konuştu.
DEVLET DESTEK VERİYOR AMA YANLIŞ VERİYOR
Tarıma verilen desteğin yanlış olduğunu belirten Eskiyörük, “Devlet şu anda destek veriyor doğru ama yanlış sistemle veriyor. Hatta belki fazla bile destek dağıtılıyor ama bu desteğin çok daha az bir miktarı ile çok daha iyi işler yapılır. Çiftçi sadaka istemiyor, az bir miktar doğru destekle üretim arttırılır ve ürün alım garantisi ile verim olur. Şu an tarlalarda çeşit çeşit ürün var ama hangisi kazandıracak belli değil. Kumar gibi oldu çiftçilik” ifadelerini kullandı.
TARIM KİTAPTAN ÖĞRENİLMEZ!
Tarım Bakanı’nın İzmirli biri olmasına başlarda çok sevindiğini söyleyen Eskiyörük,“Çünkü hep tarım bakanının batıdan olması gerektiğini düşünüyorduk çünkü tarımda doğunun ilerisindeyiz. Tarım bakanımızın İzmirli olmasına çok sevindik. Ben siyasete girmeyeceğimi hep söyledim ama nedense bir bağlantı sağlayamadık. Hiçbir görüş alınmıyor. Eğer ben tarlada yaşamasaydım, çapa kürek sallamasaydım bunu başaramazdım. Tarım kitaptan öğrenilmez, bilmediğiniz bir şeyi biliyorum demek kadar tehlikeli bir şey yok. Cahil birinin kendini alim zannetmesi çok tehlikelidir. Ben şimdi burada kent planlamasından bahsedersem ukalalık etmiş olurum ama tarım ve hayvancılık konusunda neyin nasıl olması gerektiğini biliyorum. Benden bu konuda faydalanırsanız ve bu faydalı olursa benim önümü açmazsınız, faydalı bir iş yapmış olursunuz” dedi.
ÜRÜNLERİMİZ PAHALI DEĞİL
Tire Süt Kooperatifi ürünlerinin pahalı olması konusunda bazı eleştiriler aldıklarını söyleyen Eskiyörük,“Evet bizim bazı ürünlerimiz pahalı, hiç kar yapmadan satsak bile pahalı. Çünkü biz ürünlerimizde hiçbir kimyasal koymuyoruz bakın dikkat edin bizim ürünlerimiz biraz tuzludur. Çünkü biz bir miktar tuz koymazsak ürünlerimize kimyasal koymak zorunda kalırız. Dikkat edin bizim ürünlerimiz belli bir süre sonra bozulur, yağ küflenir, yoğurt ekşir çünkü kimyasal kullanılmaz. Böyle düşünürseniz aslında bizim ürünlerimiz ucuzdur” dedi.
|
ahmet 3 Temmuz 2019 Çarşamba 07:59
|
|
salih yüksel kaplan köy. 2 Temmuz 2019 Salı 16:59
|
Sayfa başına git