MENÜ
İzmir 14°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
CHP İzmir’de imza hareketliliği: 2 vekille birlikte o isim de 'değişim' dedi!
Politika
18 Temmuz 2018 Çarşamba 11:24

CHP İzmir’de imza hareketliliği: 2 vekille birlikte o isim de 'değişim' dedi!

Milletvekilleri Çelebi ve Böke, değişimden yana olduklarını sosyal medya hesaplarından yayınladıkları mesajlarla ortaya koydu. Partinin önemli ismi Yüksel de notere giderek imza attı.

EGEDESONSÖZ- (Kulis Haber) Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir İl Örgütü’nde 12 kişinin olağanüstü kurultay talebiyle imza verdiğinin açıklanmasının ardından gözler doğal delegelere çevrildi.

Milletvekili Mehmet Ali Çelebi’nin sosyal medya hesabı üzerinden sürpriz bir şekilde yaptığı,  ‘Ulusun geleceği için, ihtirassız yalnız vatan ve memleket selametini gaye edinerek: “Değişim için + 1’ açıklamasının ardından bir değişim vurgusu da PM Üyesi ve İzmir Milletvekili Selin Sayek Böke’den geldi.

Böke’den beklenen değişime destek açıklaması partinin sol kanadını temsil ettiği belirtilen ‘Gelecek İçin Biz’ adlı grup tarafından yayınlandı.

İŞTE O AÇIKLAMA!
‘Gelecek için Biz’ tarafından yapılan kurultay çağrısında şu ifadeler bulunuyor:

Adil ve güvenli koşullarda olmayacağı bilinerek girilen 24 Haziran seçimleri partimiz adına açık bir başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Ekonomik ve siyasal krize, halkın meydanlardaki coşkulu dinamizmine rağmen AKP-MHP bloğu Cumhurbaşkanlığını kazanmanın yanı sıra Meclis’te çoğunluğu elde etmiş, rejim değişikliği gerçekleşmiştir.

Türkiye’nin bu karşı devrimi aşmasına öncülük edebilecek yegane güç olan Partimizin, bu tarihi sorumluluğu yerine getirebilmesi için siyaset anlayışını devrimci biçimde değiştirmesi gerekmektedir. Bu değişim, partimizin siyasi-ideolojik çizgisinden, örgütlenme anlayışına, toplumla kurduğu ilişki biçiminden, muhalefet anlayışına kadar uzanan geniş bir alana müdahale edilmesini zorunlu kılmaktadır.

24 Haziran seçim sonuçları CHP’de uzun döneme yayılmış siyasetsizliğin eseridir. Hal böyleyken Cumhuriyet Halk Partisi’nin mevcut yönetimi, bugünkü siyaset anlayışını sürdürmekte ısrarlıdır. Yeni bir siyasete olan ihtiyaç her zamankinden daha fazladır. Bugünün olağanüstü koşulları, siyasi mücadeleyi toplumla buluşturacak, Meclisi de içeren ama mutlaka onun da dışına taşan bir siyaseti gerektirmektedir.

1 - Partimizin “sağdan oy alma” kaygısıyla içine düşürüldüğü siyasetsizlik ve ideolojik kafa karışıklığı acilen giderilmelidir. Bugün görevimiz, sloganlara hapsedilmemiş ve içeriğinden soyutlanmamış Atatürk devrimleriyle, evrensel sol değerleri günümüz için bütünleştiren yeni bir devrimci siyaseti var etmektir. Eşitliğe, özgürlüğe, laikliğe, barışa ve demokrasiye sahip çıkan, Türkiye’nin tüm temel sorunlarıyla yüzleşen ve çözümler üreten bir siyasi program oluşturulmalıdır.

2 - Parti içi iktidarı korumaya ve merkezileştirmeye odaklı dar kadrocu ve tasfiyeci anlayış terk edilmelidir. Saray rejimi karşısında, büyüyen toplumsal muhalefetin Cumhuriyet Halk Partisi öncülüğünde örgütlenmesi mümkün kılınmalıdır. Parti işleyişini demokratikleştirecek kurumsal ve örgütsel dönüşüm hemen başlatılmalıdır. Anayasamız olan Parti Tüzüğü, bu anlayışla değiştirilmelidir.

3 - Genel Merkezimiz seçim sonrası kapsamlı bir muhasebe yapmaya olanak verecek bir olağanüstü Kurultay toplanmasını, Yerel Seçimleri gerekçe göstererek reddetmiştir. Oysa biliyoruz ki; mevcut siyasi yöntemler ve yaklaşımla yerel seçimlerin başarısızlıkla sonuçlanması kaçınılmazdır. Bu nedenle;

Yerel seçim adaylarının belirlenmesinde önseçim temel yöntem olarak benimsenmelidir.

Sosyal demokrat belediyecilik programı katılımcı bir anlayışla bugünden oluşturulmalı ve kamuoyuna açıklanmalıdır.

Seçim ve sandık güvenliği konusunda ortaya çıkan yetersizlik ve eksiklikler, profesyonel ve şeffaf bir yaklaşımla giderilmeli, toplumda bu konuda oluşan haklı kaygılar hızla ortadan kaldırılmalıdır.

4 - 24 Haziran Seçimleri sonrasında halkımız hak etmediği bir moral bozukluğuna itilmiştir. Partimize gönül veren geniş halk kesimlerinde mevcut yönetimin inandırıcılığını yitirdiği görülmektedir. Bu nedenle, Partimizi tekrar umut haline getirecek, Türkiye’yi içinde bulunduğu karanlıktan çıkaracak yeni bir yönetim iradesinin oluşmasına olanak sağlanmalıdır. Genel Merkezimizin bu olumsuzluklar karşısındaki kayıtsız duruşu, parti içinde de hoşnutsuzlukları artırmıştır. Faşizme karşı omuz omuza mücadele etmesi gerekenlerin karşı karşıya gelmesine, yoldaşlık hukukunun bozulmasına izin vermemiz mümkün değildir.

Bütün bu tespitler ve seçim sonrasında ortaya çıkan durum, Partimizin vakit geçirmeden Olağanüstü Kurultaya gitmesinin zorunlu hale geldiğine işaret etmektedir. Olağanüstü kurultayla eş zamanlı olarak, gerekli kurumsal ve örgütsel değişimi gerçekleştirmemize imkan tanıyacak Tüzük Kurultayı ve partimizin siyasi hattını netleştirecek Program Kurultayı için de somut takvim açıklanmalıdır. Türkiye’nin önüne gerçekçi bir iktidar vizyonu koyabilecek birikimli, samimi kadrolar iş başına gelmelidir.

Bu ilkeler ışığında, toplumun beklentisi haline gelen kapsamlı değişimi gerçekleştirmek üzere, Cumhuriyet Halk Partisi delegelerini olağanüstü kurultay için imza vermeye davet ediyoruz. Partinin ve ülkenin çıkışını evrensel sol değerlerde ve büyüyen toplumsal muhalefetle bütünleşmekte gören partimizin tüm bileşenlerini dayanışmaya çağırıyoruz.

Gelecek için Biz olarak, bu tarihi sorumluluğu üstleneceğimizi ve üzerimize düşeni yapacağımızı kamuoyuna duyururuz.

YÜKSEL NOTERE GİTTİ
CHP eski İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel, olağanüstü kurultay için imza verdi. CHP’de değişime ihtiyaç duyulduğunu savunan Yüksel, imza harekatı başladıktan sonra CHP genel başkan yardımcılarının CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu kurultay delegeleri ve ilçe başkanlarıyla görüştürdüğünü öne sürdü.

Yüksel, değişime ihtiyaç duyulduğunu belirterek imza vermesinin gerekçelerini DHA'ya şöyle açıkladı:

"CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile uzun yıllar çalıştım. Ben bir süre sonra başarı göremediğim için yanından ayrılanlardanım. Ama bu arada partimizi desteklemeye de devam ettik. Fakat 9 seçimdir yenildik. Bu son seçimde Türkiye bir rejim değişikliği ile karşı karşıya kaldı. Ekonomi olarak darmadağın durumdayız. Dünyada artık en geri Afrika ülkeleri ile ekonomik açıdan aynı ligde değerlendirilmeye başlandık. Demokrasi ve özgürlükler konusunda aynı ligde değerlendiriliyoruz. Sosyal demokratların iktidar olması için bütün koşullar var. İktidar partisi yüzde 7 oy kaybetti evet ama yüzde 7 oy kaybına rağmen aldığı oy oranının yarısına zor eriştik. Bu bizim açımızdan son derece zor. Türkiye’de CHP’nin iktidarına ihtiyaç var. İzmir’de seçimde sonra bir araştırma yaptık. 'Muharrem İnce’yi nerede görmek istiyorsunuz' diye sorduk. Genel seçmenin yüzde 61’i, CHP seçmeninin de yüzde 70’, Muharrem İnce’yi CHP’nin genel başkanı olarak görmek istediklerini söyledi. Bunun önünde durulmaz."

Muharrem İnce’nin Türkiye’de bir heyecan ve umut yarattığını ileri süren Alaattin Yüksel, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu heyecanı ve umudu CHP’nin yitirmemesi gerekiyor. Genel başkan grup başkanı olarak parlamentoyu yönetsin, İnce de CHP Genel Başkanı olarak Türkiye’yi dolaşsın ve iktidar projesi yapalım. İktidar projesine göre yeniden kadrolarımızı yenileyelim, örgütlenme modelimizi yenileyelim. Tüzüğümüzü, programımızı yenileyelim. Tam bir parti reformu gerçekleştirelim ve iktidara yürüyelim istedik. Ama genel başkan yardımcıları, genel başkanı sanırım bu konuda ikna ediyorlar. İzin vermiyorlar. Kılıçların şakırdatıldığı bir süreç yaşanmasını istemiyordum ama zorunlu hale geldi. Ama bu değişiklik acil ve sorunlu. Yerel seçimlere partinin bu yapısı ile gidersek çok büyük bir hüsran yaşarız."

'GENEL BAŞKANIN TAVRI BU DEĞİL'
Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkan seçilirken ‘Ben başarısız olursam giderim’ dediğini anımsatan Yüksel, "Daha sonra bunu birkaç kez yineledi. Ben genel başkan ile çalıştım. Parti içi demokrasiye önem verir. Şimdi yapılanlara bakıyorum, bunlar genel başkanın tavrı ve tarzı değil. Genel başkanı kurultay delegeleri ile görüştürüyorlar, ilçe başkanları ile görüştürüyorlar. Bunu yanındakiler yapılıyor. Seçim yenilgisinden sonra genel başkan yardımcılarından parti içi çatışmaya yönelik açıklamalar geliyor. Genel başkanın ağzından bu tür açıklamalar çıkmıyor. Bir bakıyorsunuz Seyit Torun, Bülent Tezcan ‘İmza toplayın da görelim’ tarzında çatışmayı körükleyen açıklamalar yapıyorlar. Genel başkan kendisine kalsa bence çok daha olumlu şekilce çözerdi" diye konuştu.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 REİS
 18 Temmuz 2018 Çarşamba 20:02
Gazi Mustafa Kemalin şu sözünü sakın unutmayın deyip hattı müdafa hattı müdafa afedersiniz diyen ve o sözü kendi unutan bay KeMAL sen mi yöneteceksin bu ülkeyi,Allah korusun..
 KARABAGLAR HALKI
 18 Temmuz 2018 Çarşamba 17:38
bence delegeler dişinda kimse konusmamalıydı sizi vekil yapan genel başkan yarın tekrar seçilirse ne yapcaksınız
 Merkez
 18 Temmuz 2018 Çarşamba 15:39
Reise helal olsun chp yi tuz buz etti...
 Mustafa Narin
 18 Temmuz 2018 Çarşamba 12:35
Hadi atın artık şu imzaları, bir an önce önümüze bakalım, sürüncemede bırakmayın, kişisel hesaplarınızı askıya alın, yetmedi mi hala.
 Sarı Çizmeli Memed'A
 18 Temmuz 2018 Çarşamba 11:47
Devam DEĞİŞİMCİLER, yanınızdayız.
Benzer Haberler
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz