Mehmet İŞLER /EGEDESONSÖZ- Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Konak İlçe eski Başkanı Mehmet Şakir Başak’ın sürpriz bir şekilde istifa etmesinin ardından göreve gelen Çağrı Gruşçu Egedesonsöz’e birbirinden önemli açıklamalarda bulundu.
İlçe eski Başkanı Başak’ın, 5 Mart’ta il binasındaki toplantıda görevi bırakmasının ardından ilçe yönetim kurulunun olağanüstü toplanarak oy birliğiyle koltuğu emanet ettiği Başkan Gruşçu, süreci anlatırken, ilerleyen dönem hakkında net mesajlar verdi.
Konak’taki çalışmalara ilişkin de ipucu veren Gruşçu, siyasi kariyeri ve yol haritası üzerinden açıklamalar yaptı.
Aynı zamanda İzmir Kent Konseyi Başkanı da olan Gruşçu, kurumdan basına geçilen istifa maili ve sonrasında yaşanan belirsizlik için önemli bilgiler verdi.
ŞAKİR BAŞAK SİYASETTE ÖZEL BİR FİGÜR
İstifa eden eski Başkan Mehmet Şakir Başak’ın ardından görevi devralmak size ne hissettiriyor?
Mehmet Şakir Başak siyasette özel bir figür. 2014’ten beri yaptığı her çalışmada birlikte olduk. İlçe sekreterliği ve iki dönem de ilçe başkan yardımcılığı yaptım. Hep birlikte üreterek bugünlere geldik. Şakir Başak yönetiminin başarısı hem kendisinin özel bir figür olması hem de takım arkadaşlarımızın donanımlı ve nitelikli olmasından kaynaklanıyor. Biz her zaman gençliğin ön planda olmasına önem gösterdik. Bundan sonra da aynı şekilde devam edeceğiz. İşimiz zor. Şakir Başak geldiği günden bu yana siyasetteki çıtayı çok yükseltti. Bunu ben her yerde söylüyorum. Şakir Başak figürünün sadece İzmir siyaseti için değil Türkiye siyaseti için çok önemli olduğunu düşünüyorum. Ben kendisine teşekkür ediyorum. Gençlere şans verdi. Güvendiğini her daim belirtti. Bu yükselen çıtayı yükseğe taşımak için dinamikliğe ihtiyaç vardı. Hiçbir yere aday olmaksızın bir sorumluluğu yerine getirdi. Sadece Konak için değil, İzmir siyasetine CHP il örgütüne ve Türkiye siyasetine örnek olacak bir karar aldı. Biz bundan ötürü çok mutluyuz. Bu ateş tüm İzmir’i saracak. İlçe başkanlarında genç bir değişim yaşandı. Bundan sonraki il ve ilçe yönetimlerinin çok genç oluşacağına inanıyorum.
KILCAL DAMARLARA İNECEĞİZ
Bundan sonraki süreçte ne farklı olacak?
Biz hazırız. Bir eksiğimiz yok. Seçimlere yönelik hazırlıklarımızı bile tamamlamak üzereyiz. Bu yapı korunacak. Ama biz üstüne koymak istiyoruz. Şakir Başak’ın yukarıya çıkardığı çıtayı çok daha yukarıya taşıyacak planlarımız var. Şu an stratejik plan çalışması başlattık. Devam ettiriyoruz. Genç arkadaşlarımızla birlikte kurumsal anlayışı nasıl getiririz? Bunun üstünde çalışıyoruz. Yönetişim dediğimiz felsefeyi yerleştireceğiz. Sivil toplum örgütler, kamu kurumları, sendikalar, muhtarlar, üniversite temsilcilerinden oluşan bir çalışma grupları oluşturacağız. Daha ihtisaslaşmaya yönelik olacağız. Demokratik kitle örgütlerinden temsilciler olacak. Raporlar çalışma programlarımızı hazırlayacağız. Önümüzdeki süreçte bu programı uygulayacağız. Zaten Şakir Başak’tan aldığımız yönetim sistemini devam ettirmek istiyoruz. Takım arkadaşlarımızla diyaloglarımızı sürdürüyoruz. Eksiklerimizi saptadık, onları tamamlayacağız. Toplumsal duyarlıkla sahada çalışacağız. Bu dönem çok daha fazla sahada olacağız. 113 mahallede önce muhtarlarımızı ziyaret ediyoruz. Sonrasında bölgesel toplantılar yapacağız. Esnafımıza dokunan ziyaretler ve kahve toplantıları planlayacağız. Proje üreteceğiz. Önümüzdeki bir ay içinde somutlaşacak. Eylem planı çıkaracağız. Romanlarla ilgili olacak. Kadınlar, gençler, engellilerle, çocuklarla ilgili eylem planları olacak. Emeklilerle ilgili olacak. Hiçbir şeyi es geçmeyeceğiz. Ortak akılla yöneteceğiz. Bu dönem katılımcı yönetimi belirlemek ve yönetmek istiyoruz. Buna zorundayız. Çünkü CHP sadece CHP değildir. STK’larla olan ilişkiler tüm partilerin eksikliğidir. Biz bunları toplumun kılcal damarları olarak görüyoruz. Eğer bugün STK’lar güçlü olsaydı ne darbe süreci yaşardık ne de OHAL dönemi olurdu. CHP Konak İlçe Örgütü’nün adını duyuran özelliğini devam ettirmek istiyoruz. Bir bütünleştirme projesi gerçekleştirmek istiyoruz. Konak Türkiye’nin minyatürü. Konak’ta yeni bir Türkiye projesi başlatmak gerekiyor. Türkiye’nin en temel problemi bölgesel arası gelir adaletsizliğidir. Bunların üzerinden gelen bir ayrışma ortamı var. Toplumsal barışın ortadan kalktığı, herkesin birbirine düşman gözüyle baktığı bir ortamda yaşar hale geldik. Bunları başaracak liyakata sahip bir örgütümüz var.
İŞLERİ HEM KONAK’TA HEM İZMİR’DE ZOR!
AK Parti’de de bir değişim oldu. Konak’ta da yeni ilçe başkanı göreve geldi. 2019’a gidilirken bu sizi nasıl etkiler?
2014’te biz göreve geldiğimizde CHP, Konak’ta 49 mahallede birinciydi. Şimdi ise 71 mahallede birinciyiz. Üçüncü olduğumuz mahallelerde ikinci konuma geldik. Şu anda çok az bir bölgede geri konumdayız. Onları da çözeceğiz. 6 puanlık bir artış sağladık. Her haneye girdiğimiz, ayak basmadığımız sokak bırakmadığımız anlayışın bunda çok etkisi oldu. Bunu devam ettireceğiz. Kendi yolumuzu belirleyeceğiz. 71 mahalledeki birinciliğimizi arttırmamamız için hiçbir neden yok. Toplum şu anda AKP iktidarının 17 yılda yarattığı tahribatın faturasını ödüyor. AKP’nin yarattığı yıkım halka yansımış durumda. Halk CHP’yi bir değer olarak görüyor. Eğer CHP bu dönem kendi kimliğini sokağa yansıtırsa ne AKP ne de başka bir parti hem İzmir’de hem de Türkiye’de iktidar olamayacaktır. Yeni başkana hayırlı olsun. Tebrik ediyorum. Onların işi Konak’ta hiç kolay değil. İzmir’de de zor. Hedefimiz hem yerelde hem de genelde iktidar olmaktır.
KOMŞU KOMŞUNUN KÜLÜNE MUHTAÇTIR
İYİ Parti’nin durumu ne yönde etkili olur?
Siyasete yeni bir soluk getirecektir. Önemli bir mihenk taşı olabilecek bir partidir. Çünkü kadrolarında da çok farklı kültürlere ve siyasi deneyimlere sahip kişiler var. İYİ Parti bulunduğumuz konumda yerel ve genelde etkileyici olabilir. İYİ Parti’nin iyi niyetle başladığı demokratik yolda kendilerine başarılar diliyorum. Biz Konak İlçe Örgütü olarak onlarla komşuyuz. Karşılıklı olarak iyi niyetlerimizi dile getirdik. Komşu komşunun külüne muhtaçtır. Onlara yardımcı oluyoruz, destek oluyoruz. Onlar da bir şey talep ettiğimiz zaman yardımcı oluyorlar. Bunlar insanlık gereğidir. Bunları kaybettik biz. İttifak konusunda çalışmalar yapılıyor. Bizim tek derdimiz halkla olan ittifaktır. CHP bir makam mevki peşine düşmeden halkın ittifakını ön plana alacaktır.
İSTİFA ETMEM GİBİ BİR ZORUNLULUK YOK
Kent Konseyi’ndeki istifayla ilgili yaşanan belirsizlik aslında nedir?
Şu anda istifa etmedim. Bir eğilim vardı. Siyasi bir göreve geldikten sonra istifa etmemin etik olacağını düşünüyordum. Bunu arkadaşlarımızla paylaştım. Onlar da ‘birlikte başladık, birlikte bitirelim, olağanüstü genel kurula taşıyalım’ dediler. Daha sonra Büyükşehir Belediyesi’nden bürokrat arkadaşlarımızın yaptığı araştırma ve inceleme neticesinde konsey başkanı sıfatının istifa ettikten sonra boş kalacağı söylendi. En yaşlı üyenin sadece toplantılara başkanlık yapabileceği gibi bir eğilim ortaya çıktı. Hal böyle olunca siyasi göreve geldik ama konsey başkanlığını bırakmak da etik olmayacaktı. Boş bırakmak etik değil. Konsey başkanlığına seçilerek gelmiştim. O yüzden seçilmiş olduğum ve STK’lara karşı olduğum sorumluluğum gereği istifa kararımı tekrar gözden geçirdim. Yönetmelik gereği istifa etmem gibi bir zorunluluk yok.
KENDİSİ 2010’DA KONSEY BAŞKANIYDI, MANİ OLSAYDI BU GÖREVİ YERİNE GETİRMEZDİ!
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun bu yönde bir açıklaması oldu. ‘İstifa etmese de başkanlığı düşer’ dedi. Bu açıklamayla ilgili ne söylersiniz?
Aziz Başkan, ‘Başkanlığı düşer’ dedi. Böyle bir şey söz konusu değil. Aziz Başkan’ımızı yanlış yönlendiren bir yapı var demek ki. Bana kalırsa Aziz Başkan’ı yanlış yönlendirdiler. Yönetmelik siyasi bir göreve geldiğimizde bırakmamızı engellemiyor. Şu anda farklı il ve ilçelerde, ilçe başkanı, il başkanı, belediye başkanı olarak konsey başkanlığı yapan temsilciler var. 2010 yılında İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, İzmir Kent Konseyi’nin de başkanıydı. Eğer bir mani olsaydı kendisi zaten bu görevi yerine getirmezdi. Demek ki bununla ilgili bir problem yok. Onu ortadan kaldıracağız. En yakın zamanda yürütme kurulumuzla olağanüstü olarak toplanacağız.
‘TALİMATI YUKARIDAN ALDIK’ DEDİLER, BU BENİ DÜŞÜNDÜRDÜ!
Konsey bu maili basına niye geçti?
Bizim eğilimimiz istifaya yönelikti. Ben bu düşüncemi söylemiştim. Zannediyorum arkadaşlar yanlış bir değerlendirmede bulunmuşlar. Konuştuğumuzda Büyükşehir’deki personel arkadaşımız ‘biz de talimatı yukarıdan aldık’ dedi. Öncelikle bu beni düşündürdü. Biz iyi niyetle 3 yıl boyunca çıkarsız, menfaatsiz şekilde toplum yararına çalışmış olmamıza karşın, aynı ölçüde karşılığı beklemek üzere bu işin onuruna yakışır şekilde kararımızı alıp duyuracaktık. Ancak konu bu noktaya geldikten sonra tekrar değerlendirmeye almayı düşündük. Bence burada belediye personelinin yaptığı bir hata oldu. Kendileri bana danışmadan böyle bir süreci planlamışlar. Ama gerekli kararı alarak gerekli duyuruyu yapacağız.
SİYASET HEDEF VE İDEAL İŞİDİR
İlerleyen süreçte siyasi kariyer olarak bir planlamanız var mı?
Günü geldiği zaman örgütümüze gideriz. Onlar gerekli değerlendirmeyi yapar. Siyasette görev istemek dışında görev almak da önemlidir. Şu anda 2019’a yönelik bir düşüncemiz var. Seçimleri atlatabilecek örgüt gücünü oluşturmak için göreve geldik. Allah utandırmasın. Bu konudaki tüm çalışmaları yapacağız. Siyaset bir hedef ve ideal işidir. Hedefiniz yoksa siyaset yapmamalısınız. Toplumsal menfaati düşünen bir anlayış içindeyseniz bu doğrultuda hareket etmelisiniz. Teveccüh örgüt ve halkımıza aittir. Süreç içinde teveccüh kazanırsak zaten görevlere layık görüleceğiz. Umuyorum süreç gençlerin önünün açıldığı bir süreç olur. Umuyorum liyakat sahibi genç siyasetçiler yetiştirilir. Genç siyasetçi yetiştirememişseniz yaptığınız siyasetin bir önemi kalmıyor.
PRİŞTİNA YÖNLENDİRDİ, YEREL SİYASETE DAHA ÇOK YATKINIM!
Kendinizi yerel siyasete mi genel siyasete mi daha yakın görüyorsunuz?
Ben 17 yıldır STK’larla içli dışlıyım. Rahmetli başkan Ahmet Piriştina ile 2001 yılında başladık. 3 sene birlikte çalıştık. Yerel gündem 21 projesinin ayakta tutulabilmesi için İzmir’de çalıştım. 2009’da o süreci tamamladım. Kent konseyinin kuruluş sürecindeki çalışmalara başladık.2 sene çalışma grubu başkanlığı 3 yıl yürütme kurulu üyeliği 3 yıl da başkanlık görevi üstlendik. Yerel sorunları çok iyi biliyorum. Yerel siyasete karşı düşüncelerim açık ve net. Çünkü ihtisasımı da yerel yönetimler üzerine yaptım. Bu konuda tevazu gösteremeyeceğim. Bu konuda uzmanlaştım. O nedenle yerel siyaset ve yerel yönetimlere yatkınlığım çok fazla. Ama içinde bulunduğumuz siyaset gereği genel siyasete karşı da bakış açımız çok gelişti. O nedenle elbette uzmanlaştığımız alanda yürümek doğrudur ama genel siyaset noktasında toplumun hassasiyetini görerek ona göre hareket etmek gerekiyor. Bugünden bir şey söylemek için çok erken. 2001 yılında rahmetli Başkan Piriştina’yla çalışırken sivil toplum örgütlerini bir araya getirdik. Başkan o günlerde bana şunu söyledi; ‘senin hem siyasette yer alman lazım hem de yerel yönetimler alanında kendini uzmanlaştırman gerekiyor. Senin buna yatkınlığın var’ dedi. Ondan sonraki süreçte ben yerel yönetimler üzerine çalışmaya başladım. Dokuz Eylül Üniversitesi yerel yönetimler bölümünü yazarken Başkan Piriştina’nın önerisiyle bunu yaptım. Sonra siyasete sıcaklığım başladı ve yer almaya başladım. Bana şunu söylemişti; ‘kaldırım yapabiliriz, yol köprü yapabiliriz ama insana yatırım çok daha önemli’ demişti. O şiarda hareket ediyorum. Hizmetin en önemlisinin insana yatırım olduğunu düşünüyorum.
Sayfa başına git