MENÜ
İzmir 13°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Kılıçdaroğlu’ndan camide müzik açıklaması: İzmir’de yapılan provokasyondur!
Politika
26 Mayıs 2020 Salı 10:14

Kılıçdaroğlu’ndan camide müzik açıklaması: İzmir’de yapılan provokasyondur!

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu İzmir’de camilerde müzik yayının provakasyon olduğunu söyledi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu katıldığı canlı yayın programında İzmir'deki camide müzik yayını ile ilgili olarak değerlendirmelerde bulundu.

Kılıçdaroğlu, “İzmir’deki olayın ardından bizim eski bir partilimizi tutukladılar. Bu olay provokasyondur. Mevzu CHP’yi nasıl yıpratırım diye düşünmektir. Bizim gençlik kollarımız İzmir’de camileri tadilat yapıyor. İl başkanımız konuyla ilgili açıklama yaptı, savcılığa suç duyurunda bulundu. Ona rağmen açıklamalar yaptılar. Gideceğini görüyor beyefendi. Gitmeden CHP'yi nasıl yıpratırım derdinde. Bizim belediyelerimiz bu süreçte tarih yazıyorlar. Yardımlar kesilmedi, aksine arttı. Üstelik bir elin verdiğini diğer el görmedi” dedi.

Kılıçdaroğlu'nun konuşmalarından satır başları şöyle:

"Biz ülkeyi yönetmeye hazırız. En rahat yürütülecek kurum devlet yönetimidir. Herkesin görevi yazar, herkes kendi görevini yaptığı zaman her şey saat gibi çalışır. En iyi yönetici kendisine en az ihtiyaç hissedilen yöneticidir.

"İKTİDAR KENDİSİNİ HERKESİN ÜZERİNDE GÖRÜYOR"
Geçen bayramda bir teklifim oldu. Bütün parti liderlerini davet edin bir masada, hiç siyaset konuşmadan, gençliğimizi eskileri anlatalım. Biz de bir aileden bir çevreden yetiştik bunları anlatalım. Ama bu kabul edilmedi. Hepimizin ortak hedefi Türkiye'yi nasıl büyütebiliriz?

Bunların hepsini oturup konuşmak lazım. Geçmişte liderler turu yapılırdı. Her parti kendi görüşünü aktarırdı. Şimdi kabul edilmiyor, iktidar kabul etmiyor. Kendisini herkesin üzerinde görüyor, bu kibir dediğimiz bir tutum.

ERDOĞAN ÇAĞIRSA NE SÖYLERDİ?
Gergin olmamasını, toplumun her kesimini kucaklamasını, devlette ciddi bir israf var, israfın önlenmesi için çaba harcamasını, arda bir vatandaşlarla oturup konuşmasını, toplum arasında ve Sivil Toplum örgütleri arasında ayrımcılık yapmamasını, Ekonmik ve Sosyal Konseyi hemen harekete geçirmesini, ülkenin sanayicisi, esnafı ve çiftçisi ile arada bir konuşmasını, onların çok ciddi dertleri var. Onlarla konuşmasını ve bu sorunları nasıl çözeceklerini onlardan dinlemesini isterdim. 

Belirli aralıklarla siyasi partilerin genel başkanlarını davet edip, onların düşüncelerini almalarını veya bir bayram gününde hp beraber ortak bir fotoğraf vererek birliğin ve beraberliğin ne kadar önemli olduğunun, ayrıca kendisinin partinin genel başkanlığından ve partiden istifa edip tarafsız bir cumhurbaşkanı olmasını isterdim. Çünkü anayasaya göre cumhurbnaşkanları tarafsızdır. Tarafsız olacaklarına dair namusları ve şerefleri üzerine yemin ediyorlar. Bu yemine uymasını ve bütün siyasi partilere eşit mesafede olmasını söylerdim.

VATANDAŞ ADALETİN OLMADIĞINI SÖYLÜYOR
Devleti yönetecekseniz, geldiğiniz nokta çok önemliyse, tarafsızlık dediğiniz ilke çok önemlidir. Bugün yapılan tüm anketlerde vatandaş adaletin olmadığını söylüyor. Yok zaten. Adalet olsaydı biz Adalet Yürüyüşü yapar mıydık? Adalet hava gibidir. Hava kirlendiği zaman temiz havanın kıymetini anlarsınız.

"COVİD-19 SÜRECİ ÇOK BAŞARILI YÖNETİLEBİLİRDİ"
Covid-19 süreci çok başarılı yönetilebilirdi. Kaynaklar doğru kullanılabilirdi. Özveride bulunması gerekenler, gerçek özveride bulunabilirdi.Ekonomide ilk yapacağım işlerden birisi devlette tasarruf. Devlette ciddi bir savurganlık var. Bursa AKP il toplantısında Sayın Bülent Arınç konuşuyor; “İsrafın önünü alsak sizden vergi almamıza gerek kalmaz. İsraf konusunda karnemiz kırıktır. İki; doğru dürüst bir bütçe yapacaksınız. Yüzde 5 büyüyecek miyiz? Hayır. O zaman bu bütçenin bir anlamı yok. Yeni bir bütçe, ya da yeni bir ek bütçe getirin dedim. Bütçe açığı ne kadar öngörüldü? 139 milyar 2019’da. İlk çeyrekte bunun yarısı gitti. Gelin ek bütçe getirelim, pandemi sürecini aşalım. Türkiye zengin bir ülke, kaynak da var. Çok daha düşük bedellerle borçlanılabilir. Türkiye’nin bereketli toprakları, çalışkan insanı var. En büyük kaynak gençlerimiz.İşsizlik var. Bir ev düşünün, baba işsiz, anne işsiz, evlat işsiz. Aynı evde birbirlerinin yüzüne bakamıyorlar. Pandemi sıkıntısında eleman sıkıntısı vardı. Neden atanmıyor bunlar. Eğitimde ciddi boşluğumuz var. 

MEHMET DİŞLİ AÇIKLAMASI
MİT üstüne düşen görevi yapmış, ordudaki FETÖ'cüleri tespit etmiş. Son gece ne oluyorsa Mehmet Dişli görevinde kalıyor. O aşamada dosyaya müdahale edip görevinde kalmasını isteyen kimdir?  Bu işin başında olan karar veren kim. Ben değilim, Başbakan da değil. Cumhurbaşkanıdır. Başbakan emekli edilmesini istemiş, MİT emekli edilsin demiş. Kim müdahale edebilir buna? Her MGK toplantısında MİT’in raporu vardır. MİT ordudaki yapılanmayı takip ediyor biliyor. MİT Başkanı ve Dönemin Genelkurmay Başkanı neden araştırma komisyonuna gelip neden konuşmadı. Erdoğan neden bunlara izin vermedi? Bütün ayrıntılar zamanla ortaya çıkacaktır.

İŞ BANKASI HİSSELERİ
İş Bankası hisselerini biz sadece temsil ediyoruz. Oradan bir gelirimiz yok. Atatürk’ün bir mirası var. Biz bu vasiyetin gereğini yerine getiriyoruz. İş Bankası’nın iç işlerine hiç karışmayız. 4 arkadaşımız görevli atanıyor onlara. Onlara da iç işlerine karışmamalarını söylüyoruz. Neden İş Bankası? 20 Temmuz’dan sonra bir sivil darbe dönemi yaşıyoruz. Onlar CHP’yi tahrik etmek istiyorlar. “CHP sokağa çıksın.”Erdoğan, toplumun yaşadığı derin sarsılmayı gözden kaçırmak için bir düşman yaratma peşinde. Onun için düşman da CHP. 

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Benzer Haberler
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz