MENÜ
İzmir 13°
Ege'de Sonsöz
Özlale, İYİ Parti'ye geri döndü!
Politika
28 Nisan 2024 Pazar 10:17

Özlale, İYİ Parti'ye geri döndü!

İYİ Parti’nin olağanüstü kurultayında partinin yeni ‘A takımı’ da belli oldu. 31 Mart seçimlerinden sonra İYİ Parti’den istifa eden İzmir Milletvekili Ümit Özlale, Genel İdare Kurulu (GİK) üyesi olarak İYİ Parti’ye geri döndü.
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

İYİ Parti’nin olağanüstü kurultayında 50’si asıl, 25’i yedek 75 Genel İdare Kurulu (GİK) üyesi ile 11’i asıl, 7’si yedek 18 Merkez Disiplin Kurulu üyesi de belirlendi.

GİK üyesi seçilenler arasında 31 Mart seçimlerinde İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan adayı olan Ümit Özlale de yer aldı. Özlale, seçimlerin ardından İYİ Parti’den istifa ederken, GİK üyesi olarak partiye geri döndü.

Kurultayda GİK üyesi seçilen isimler şöyle:

Ayyüce Türker Taş, Hakan Şeref Olgun, Turan Yaldır, Kürşad Zorlu, Uğur Poyraz, Hasan Toktaş, Ersin Beyaz, Ümit Özlale, Selcen Taşçı, Yavuz Aydın, Ünzile Yüksel, Enver Yılmaz, İsmail Koncuk, Müjdat Öztürk, Ali Feyzi Karaca, Kadir Ulusoy, Cumali Durmuş, Emre Nilay Tüfekçi, Melih Aydın, Selçuk Kılıçarslan,Dursun Çolak, Cenk Özatıcı, Ali Topçu, Kazım Haluk Ünal, Nevzat Korkmaz, Hasan Eryılmaz, Orkun Kanber, Alper Akdoğan, Erol Karapınar, Kazım Yücel, Özdemir Polat, Fatih Koca, Ali Adnan Kaya, Rıdvan Yalçın, Burcu Akçaru, Ali Demir, Mehmet Aslan, Fatih Demirkol, Alparslan Yüce, Berna Sukas, Canan Uçar, Hamdi Taner Özeler, Kısmet Çelik, Emel Bilenoğlu, Kübra Dursun, Demet Tekdemir, Kevser Ofluoğlu, Huriye Pelin Tellitepe Turan, Hilal Şerifoğlu, Ali Coşkun.(PolitikYol)

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

İzmir’de küçük çocuğa tehdit iddiası… İmam mısın, eşkıya mı?
Güncel
28 Nisan 2024 Pazar 10:01

İzmir’de küçük çocuğa tehdit iddiası… İmam mısın, eşkıya mı?

İzmir’de bulunan bir ortaokulda Z.Ö. ile D.E. arasında kavga çıktı. Kavganın ardından iddiaya göre okula gelen ve aynı zamanda Narlıkuyu Camisi’nin imamı olan H.Ö. kızı ile kavga eden D.E.’yi kolundan tutarak tehdit etti. Olayı duyan D.E.’nin darp raporu alarak imam H.Ö.’den şikayetçi oldu. D.E.’nin annesi ise “okul, camiye komşu. Çocuğum korkudan okula gidemiyor” dedi. Bir diğer iddia da okulun kamera kayıtlarının silindiği…
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Ozan EKİZ / EGEDESONSÖZ – Olay, 24 Nisan Çarşamba günü Bayraklı’da bulunan Kaymakam Özgür Azer Kurak Ortaokulu’nda yaşandı. İddiaya göre; aynı sınıfta okuyan D.E. ile Z.Ö. arasında tartışma yaşandı. Tartışma büyüyünce okul müdürü ve okul müdür yardımcısı devreye girdi ve öğrencileri ayırdı.

Çocukları sakinleştiren müdür ve müdür yardımcısı gerekli uyarıları yaptı ve çocukları sınıfına gönderdi. Bu esnada ise kapının dışarısında bulunan Z.Ö.’nün babası Narlıkuyu Cami imamı H.Ö., D.E.’nin karşısına çıktı. İddiaya göre; baba, D.E.’nin kolundan tutan H.Ö. “Bir daha benim kızıma dokunursan seni mahvederim” diyerek tehditler savurdu. Can havliyle kendisini geri çeken D.E., okul koridorunda bağırarak, “Kolumu bırak” diye bağırdı. Bu esnada müdür ve müdür yardımcısının D.E.’ye kızdığı iddia edildi.

ÇOCUK KORKUDAN OKULA GİDEMİYOR
Darp raporu aldıklarını ve savcılığa suç duyurusunda bulunduklarını anlatan D.E.’nin annesi Emine Evrim Süzen, “Adamın evi ve çalıştığı camii okulun dibinde. En büyük korkum adamın çocuğuma bir daha zarar vermesi… İdare ise kamera kayıtlarını siliniyor olay anına dair. Okul müdürü ve müdür yardımcısı hiçbir şekilde müdahale etmiyor. Bu korkunç bir durum. Burası iyi bir okul, okulun bu olayı örtbas etmeye çalışması beni korkutuyor. Çocuk korkudan okula gidemiyor” ifadelerini kullandı.
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

İzmir'deki kanlı pusuda yeni gelişme!
Güncel
28 Nisan 2024 Pazar 10:46

İzmir'deki kanlı pusuda yeni gelişme!

İzmir'in Buca ilçesinde bir kişiyi evine girerken silahla öldürdükleri suçlamasıyla gözaltına alınan 7 şüpheliden ikisi cezaevine gönderildi.
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

Ömer Gülen'in (34) 23 Nisan'da Şirinkapı Mahallesi'ndeki evinin önünde öldürülmesine ilişkin İzmir Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet ve Analiz büro amirlikleri, İstihbarat Şube Müdürlüğü ve Buca İlçe Emniyet Müdürlüğü ekiplerince çalışma yapıldı.

Olay yeri ve çevresindeki kameraların incelenmesi sonucu olay yerine gelen bir otomobilde sahte plaka bulunduğu belirlendi. Otomobilin olay öncesi bir akaryakıt istasyonunda plakasının değiştirildiğini belirleyen ekipler, kimlikleri belirlenen 7 şüpheliye yönelik İzmir, İstanbul ve Muğla'daki adreslere eş zamanlı operasyon düzenledi.

Adreslerde yapılan aramalarda 4 tabanca, yüklü miktarda para ve uyuşturucu madde ele geçirildi. İşlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen şüphelilerden B.G. ve E.U. çıkarıldığı hakimlikçe tutuklandı, 5 şüpheli adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Olayın taraflar arasındaki eski bir husumetten kaynaklandığı belirlendi.

Bir süre önce cezaevinden çıktığı belirtilen Ömer Gülen, Şirinkapı Mahallesi 1058/21 Sokak'ta evinin önünde silahlı saldırıya uğramış ve hayatını kaybetmişti. (AA)

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

İzmir'den de gözaltılar var... Terör örgütüne 'BOZDOĞAN' baskını!
Güncel
28 Nisan 2024 Pazar 08:54

İzmir'den de gözaltılar var... Terör örgütüne 'BOZDOĞAN' baskını!

İzmir dahil 34 ilde terör örgütüne düzenlenen BOZDOĞAN-30 operasyonlarında 147 örgüt üyesi yakalandı.
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Başkanlığı ve Terörle Mücadele Daire Başkanlığı koordinesinde; İl Emniyet Müdürlüklerince, İzmir dahil 34 ilde terör örgütüne düzenlenen BOZDOĞAN-30 operasyonlarında 147 örgüt üyesinin yakalandığını açıkladı.

Yurt içinde ve sınır ötesinde terörle mücadele kararlılıkla sürüyor.

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, sosyal medya hesabından 34 ilde bölücü terör örgütüne düzenlenen BOZDOĞAN-30 operasyonuyla ilgili bilgi paylaştı.

Yerlikaya, 147 terör örgütü üyesinin yakalandığını açıkladı.  Operasyonlarda, çok sayıda ruhsatsız tabanca, av tüfeği, plastik el bombası ve dijital materyal ile örgütsel dokümana el konuldu.

Yerlikaya, "Yılın 365 günü, 4 mevsim, 12 ay, gece gündüz demeden jandarmamız ve polisimizle operasyonlar düzenliyoruz. Terörle mücadelemiz son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar kararlılıkla devam edecek" dedi.(TRT HABER)

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Başkan Tugay hedeflerini anlattı: İzmir örnek kent olacak!
Yerel Yönetimler
28 Nisan 2024 Pazar 08:39

Başkan Tugay hedeflerini anlattı: İzmir örnek kent olacak!

Başkan seçilmesiyle birlikte üstlendikleri sorumluluklara dikkat çeken ve hedeflerinden bahseden İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, “Bizlere önemli sorumluluk yüklendi. İzmir’in, İzmirlinin hakkını en önde savunacağız. İzmir, örnek bir yerel demokrasi ve kalkınma kenti olacak” dedi.
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

31 Mart yerel seçimlerinde CHP'den İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olan ve ipi göğüsleyerek başkan seçilen Cemil Tugay, seçim süreci ve hedefleri hakkında açıklamada bulundu. 

Tugay şunları belirtti:

Seçim süreci nasıl geçti?
Seçim kampanyası boyunca tabii on binlerce vatandaşımızla direkt muhatap olduk. İzmir’in dört bir köşesinde sevgiyi ve saygıyı hissettim. Diğer taraftan da yüklediği sorumluluk tabii üzerimizde. Görevi devralmış olmanın büyük onurunu hissediyorum, sorumluluğumun farkındayım. Yoğun bir çalışma temposuyla başladık. Çok güzel şeyler yapmak için de sabırsızlanıyorum.

‘DAHA ATAK ŞEHİR’
Neler planlıyorsunuz?

İzmir’i yerel demokrasinin çok daha gelişmiş olduğu bir kent haline getirmeyi hedeflerken aynı zamanda kalkınma açısından da yerel yönetimlerin güç vermesiyle biraz daha atak yapmış bir şehir haline çevirmeyi hayal ediyorum, düşünüyorum. Ve bir taraftan sahip olduğumuz kültürel mirası da zenginleştirerek, üstü örtülmüş olanları açığa çıkararak diğer taraftan hem yaşayanların günlük yaşamlarında hissettiği kültür sanat yoğunluğunu artırmayı yerli ve yabancı turistler için daha çekici bir yer haline getirmeyi düşünüyorum. Bunlar zaten İzmir’in var olan üstün özellikleri. Ama diğer taraftan çalışarak bu kimlik özelliklerini daha da belirgin hale getirebiliriz diye bir düşüncem var.

‘DİYALOGLA YÜRÜTECEĞİZ’
22 yıllık AK Parti döneminde İzmir, “muhalif kent” olması nedeniyle çeşitli mağduriyetlere uğradı. İzmir’in hakkını, hukukunu savunma noktasında neler düşünüyorsunuz?

Yani tabii İzmir’in haklarını savunmada en önde çaba gösteren kurum olacağız belediye olarak. İzmir, örnek bir yerel demokrasi ve kalkınma kenti olacak. Öncelikle kentin bugünü ve geleceğini planlamakla ilgili üzerimize düşeni yapacağız. Sonra da koyduğumuz hedefler çerçevesinde tüm kamu kurumlarıyla, tabii merkezi hükümetle, Ankara’yla da diyalog içerisinde götüreceğiz. Özellikle İzmir’in kendi doğal yapısını çevreyi bozacak, İzmir’deki insanların yaşamını sağlıksız hale getirecek şeylere karşı her zaman duyarlı olacağız. Mesela Aliağa’daki gemi söküm tesislerinde biliyorsunuz zaman zaman asbest yoğunluklu ya da toksik yapısı, içeriği tam belli olmayan bazı sökümler oluyor. Onlara karşı her zaman ses çıkarıyoruz. Seçim kampanyasında Kınık’ta bir termik santral yapımından bahsetti enerji bakanı ki bunu yanlış bulduğumu ifade etmiştim. Bu ya da buna benzer durumlarda mutlaka ki muhalif olacağız. Diğer taraftan, biz istiyoruz ki hükümetimizle de İzmir’in kalkınması, büyümesi, gelişmesi çerçevesinde uyum içerisinde çalışalım. Dolayısıyla fırsat buldukça Ankara’ya giden, bakanları ziyaret eden, ilgili kurumları ziyaret eden ve beraber çalışma yönünde üzerine düşeni yapan bir belediye başkanı olacağım. Diyalogla daha iyi sonuçlara erişeceğimize inanıyorum.

‘HIZLI BİR KENTSEL DÖNÜŞÜM ÇALIŞMASI YAPACAĞIZ’
Nasıl bir öncelikler sıralamasıyla hizmet yapmayı düşünüyorsunuz?

Kampanya boyunca söylediğim gibi hızlıca müdahale edeceğimiz işler var. Bunları ilk 6 ayda yapılacaklar olarak sıralamıştım. Daha sonrası için de daha büyük ölçekli planlamalar, master planların çerçevesinde yapacağımız yatırımlar var. Önceliklerimiz tabii ki sıkıntıların daha yoğun yaşandığı noktalara temas etmek olacak. Sonraki adımı devam etmekte olan ya da şu anda yapımı durmuş olan projelerin tamamlanması ve yarım bir şey bırakılmaması üzerine oturtuyorum.

Üçüncü bölümünü de yaptığımız master plan büyük ölçekli çalışmalar çerçevesinde daha orta ve uzun vadeli yapacağımız işlerle ilgili olarak yine ifade edebilirim. Kent içerisindeki trafik, toplu taşıma, toplu ulaşımla ilgili yapılması gereken çalışmalar, yatırımlar, işte körfezin temizliği, genel olarak altyapıyla ilgili sorunların düzeltilmesi, bunun yanında halihazırda eksiğimiz olan işleri tamamlamayı hedefleyeceğiz. Bir de tabii kentimizin önemli bir sorunu bozuk zeminli alanlarda depremden korunmak için yapacağımız kentsel dönüşüm çalışması. Ama aynı zamanda plansız bazı semtlerimiz, mahallelerimiz var. Bunlarda da yapılacak bir planlamayla birlikte hızlı bir kentsel dönüşüm çalışmasını gerçekleştirmek.

‘GENÇLERİN GİTMEDİĞİ YENİ BİR DÖNEM’
İzmirli hemşerilerinize hangi mesajları vermek istersiniz?

İzmir halkına teşekkür etmem gerekiyor. Halk 31 Mart’ta “değişim” dedi, partimize ve bizlere önemli sorumluluk yükledi. Bundan sonrası için herhangi bir ayrımcılık içerisinde olmadan halkımızın tamamına eşit hizmet götürmeyi tekrar vaat ediyorum. Ayrıca hizmette biraz daha fazla dezavantaja maruz kalmış, biraz daha ihmal edilmiş alanlara daha öncelikli olarak hizmet götüreceğiz. Biraz belediyeyi reorganize etmek açısından biraz bu yeni dönemin kimliğini belediyeye tutmak açısından azıcık zamana ihtiyacımız olabilir. Ama çok kısa zamanda yapacağımız çalışmalar sahada görülmeye başlanacak. Türkiye kamuoyuna da bu dönemde Cumhuriyet Halk Partisi’ne verdikleri destek için teşekkür etmek gerektiğini düşünüyorum. Bundan sonraki dönemde insanlarımızın katılımını daha fazla yükselttiğimiz ve Türkiye’yi daha demokratik, daha özgür, daha gelişmiş, refah içerisinde olan gençlerin bu ülkeden göçüp gitmek istemediği, çalışanların emeklerinin karşılığını aldığı, kendini ihmal edilmiş hisseden tüm vatandaşlarımıza da belediyeler üzerinden ulaşabildiğimiz, onları rahatlatabildiğimiz bir dönem olacak.(Cumhuriyet)

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Doğrucu Davut.
 28 Nisan 2024 Pazar 09:54
Şimdiye kadar neden olmadı 40 yıldır? Bence inandırıcı değilsiniz. Bu süslü lafların arkasından gidip ya Ankara dan para isteyeceksiniz ya da borçlanma izni. Sonra ki senaryo zaten belli futbol kulüpleri gibi borç batağında yüzen bir İzmir.
 
 28 Nisan 2024 Pazar 09:50
Somut hiçbir projesi yok. Büyük ihtimal 5 yıl sonra da yok.
 İZMİRLİ
 28 Nisan 2024 Pazar 09:39
Vatandaş sizleri seçmedi Hükümeti uyardı aradaki farkı ess geçmeyelim...
 Erdal
 28 Nisan 2024 Pazar 09:39
Başkanım Lütfen en çok göze batan Soyerin atadığı eş, dost , tanıdık yönetim kurulları üyelerinin bir an önce görevden alınması ve hakkeden insanların getirilmesi. Birde insanlar arasında rahatsızlık yaratan bir konu var, İzmir dışından özellikle doğudan insanlar getirilip iş başı yaptırılmış, bu konu son derece rahatsız edici
Hayvan hakları aktivistlerinden çağrı: Balon balığı avcılığı durdurulsun!
Güncel
28 Nisan 2024 Pazar 08:23

Hayvan hakları aktivistlerinden çağrı: Balon balığı avcılığı durdurulsun!

Tarım ve Orman Bakanlığı'nın hazırladığı "Balon Balığı Avcılığının Desteklenmesine İlişkin Tebliğ" Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Hayvan hakları aktvisti Ayşem Özleyiş Oğuz, balon balıkları ile ilgili olarak “Ellenmediği ve yenilmediği sürece insana zarar verebilecek bir tür değil. İnsanın sömürü odağına dokunduğu için bu tür ile ilgili bir tebliğ yayımlandı” dedi.
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

Büşra ÇETİNKAYA/EGEDESONSÖZ - Türkiye’de son yıllarda denizlerin iklim değişikliği nedeniyle ısınmasından kaynaklı balon balıklarına çok sık rastlanıyor. Bununla beraber avlanan balon balıklarının tüketilmesinden dolayı meydana gelen zehirlenme vakalarında artış yaşandı.

Balon balıklarının popülasyonunun artmasından ve zehirlenme vakalarındaki artıştan sonra Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından balon balığı avcılığının desteklenmesine ilişkin hazırlanan “Balon Balığı Avcılığının Desteklenmesine İlişkin Tebliğ”, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Hayvan hakları aktivisti Ayşem Özleyiş Oğuz, balon balıklarının avlanması ve avcılığının desteklenmesi ile ilgili Egedesonsöz’e değerlendirmede bulundu.

SÖMÜRÜ ODAKLARINA DOKUNDUĞU İÇİN AVCILIĞA DESTEK VERİLDİ
Oğuz açıklamasında “İstilacı tür olduğunu biliyoruz, deniz ekolojisinde bizim kara sularımız için yeni bir tür olduğunu biliyoruz. Kızıldeniz’de yaşadığı sürede böyle bir avlanmaya gidilmedi. Özellikle Doğu Akdeniz’de çok sık görüldüğü ve oranda hareket ettiği ve Ege’ye doğru hareket ettiği söyleniyor. Bu yakalanabilecek, yenilebilecek, ellenmediği ve yenilmediği sürece insana zarar verebilecek bir tür değil. İnsanın sömürü odağına dokunduğu için bu tür ile ilgili bir tebliğ yayımlandı. Bunun endişesinin ekolojik sisteme bu boyutta zarar vereceğini düşünmüyorum. İnsanlar, bu türleri avlayarak daha çok zarar veriyor. Küçük avlıyor, yumurta zamanında avlıyor. Dolayısıyla çok daha fazla zarar veriyor. Tabii ekolojik sistem içerisinde popülasyonda bir değişim olacaktır. Çünkü bölgenin ekosistemine ait bir tür değil ama insan kadar zarar vereceğini düşünmüyorum” şeklinde konuştu.

ÖNERİLEBİLECEK EN GÜZEL ŞEY: AVCILIK DURDURULMALI
Oğuz sözlerine şöyle devam etti:

“Bu balığın içinde tetrodotoksin adında zehir var bu zehir ilaç sektöründe ağrı kesicilerde kullanılan bir zehir. Tabii doğal yöntemle elde etmenin hiçbir kazanımı ve albenisi yok. Çünkü laboratuvar ortamında sentezlenebilir ve elde edilebilir bir zehir. İnsanların o hizmetine de katkı sağlamadığı için bu şekilde bir yok etme politikası içine giriliyor. Önerilebilecek en güzel şey, avcılığın durdurulmasıdır. Hiçbir şekilde hiçbir balıkçı ya da bundan kazanım sağlayan insanlar bunu kabul etmeyecektir.

Karadeniz’de hamsi bir ara bitme noktasına geldi. Çok sıkı önlemler alındığında biraz artıyor. O önlemler sıkı bir şekilde alınmadığında ‘hamsi azalıyor, kaçıyor’ deniyor. Avcılık, denizin kendine verdiği zarardan çok daha fazlasını denize veriyor.

BU BALIK GELMEYE DEVAM EDECEK
Avcılığın mümkün olduğu kadar engellenmesi ve kontrol altına alınması lazım. Bir başka balığı öldürerek değiştiremeyiz. Bu balık gelmeye devam edecek. Küresel ısınma var ve bunun için Türkiye’de bakanlık düzeyinde ne yapıldığını henüz anlamış ve çözmüş değiliz. Bakanlık, küresel ısınma ile ilgili nasıl bir çalışma sergiliyor? Denizler için neler yapılıyor? Bir bilgimiz yok. Çünkü açıklama yok. Çok basit bir şekilde üstünden geçiliyor.”

KARADAKİ DİĞER TÜRLERİ DE ZEHİRLEYECEKTİR
Bu balığın zehirli olması karadaki türleri de ciddi anlamda tehdit etmektedir. Avlandığı zaman, geniş ve büyük çukurlara gömülmediğinde karadaki birçok canlıyı, kedileri, köpekleri ve kargaları da dokundukları zaman zehirleyecektir. Son derece bilimden uzak bir şekilde yapılmış bir teşviktir bu. Televizyonda bu balıkların küresel ısınmadan dolayı denizlerimize geldiğinin anlatıldığı kamu spotları yayımlanmalı. ‘Şu gün şu kadar balık avlayın, bunun önüne geçeriz’ düşüncesi, bir başka canlının öldürülmesi üzerinden bir kazanım elde edilmesini abesle iştigal buluyorum. Bize çok ters bir durum. Biz yaşamı savunuyoruz. Bunun çok daha akılcı, bilimsel ve ekosisteme zarar vermeden çözüm yollarının bulunabileceğini biliyoruz. İnsanların sömürü odaklarına dokunduğu için böyle bir teşvik verilmiş ama bunun karada verebileceği zararlar hesaba katılmamış”

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 VfV
 28 Nisan 2024 Pazar 09:27
Hah, bi bu kalmıştı bulaşmadığınız buna da bulaşın. Yakında virüsler de canlı aşılara yasak gelsin derseniz hiç şaşırmam. Şımarıklar.
Ulusal Et Konseyi, dana karkasın fiyatını açıkladı: 17,5 lira düştü ancak...
Ekonomi
28 Nisan 2024 Pazar 08:13

Ulusal Et Konseyi, dana karkasın fiyatını açıkladı: 17,5 lira düştü ancak...

Et piyasasına yön veren Ulusal Et Konseyi, 25 Nisan’daki toplantıda dana karkasın kilo fiyatını 377,5 liradan 360 liraya düşürdü ancak kasaplar “Biz iki haftadır en düşük 400 liradan alım yapıyoruz. Bu nasıl iş?” diye soruyorlar. İzmir Kasaplar Odası Başkanı Melih Şenkara, Konsey’in fiyat düşürmesinin, piyasada da etin fiyatının düşeceği anlamına gelmediğini söyledi
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

Muhittin AKBEL / EGEDESONSÖZ – Ulusal Et Konseyi’nin 4 Ocak’ta Ege Bölgesi için belirlediği dana karkasın kilo fiyatı 262,5 lirayken, bu rakam 22 Şubat’ta 310,90 lira, 4 Nisan’da 367,5 lira, 18 Nisan’da 377,50 lira oldu. Konseyin bu hafta yaptığı toplantıda dana karkasın yine Ege Bölgesi için kilo birim fiyatı, 17,5 lira azalarak 360 liraya geriledi. Ancak kasapların, konsey karkası 367,5, 377,5 lira yaptığı dönem de dahil olmak üzere, 360 liraya indiğinde de alım yaptıkları fiyatın en düşük 400 lira olduğunu öne sürdüler.

ŞENKARA: KONSEY O RAKAMA NASIL ULAŞTI, BİLEMİYORUM
İzmir Kasaplar Odası Başkanı Melih Şenkara, Ulusal Et Konseyi’nin belirlediği fiyattaki düşüşün, piyasada satılan etin fiyatının da düşeceği anlamına gelmediğini söyledi. Başkan Şenkara, konseyin ortaya koyduğu rakamla ilgili şu değerlendirmelerde bulundu:

“Ulusal Et Konseyi, ortalama fiyatlarla değerlendiriyor. Ortalamaya yakın fiyatlar elde ediyorlar zaman zaman. Bir kere hayvan kesim sayısı çok azaldı. Ulusal Et Konseyi, kaç mezbahanın yaptığı kesimden aldığı verilerle bu fiyatı belirledi; yoksa borsa tescili üzerinden mi yaptı, bilemiyorum. Biz borsa tescili yaparken bir fiyat belirleriz ve o fiyat üzerinden kesim fiyatlarını gerçekleştiririz. Üretici, mevcut piyasa koşullarından dolayı malını o fiyattan vermek istemiyor. Eğer verirse, yeniden üretemeyeceğini biliyor. Böyle bir durum varken, et fiyatlarının düşeceğini yorumlamak pek doğru bir yaklaşım olmaz.”

BİZ DE 400 LİRADAN DAĞITIM YAPTIK
Kendisinin aynı zamanda bir et toptancısı olduğunu belirten Oda Başkanı Melih Şenkara, geçtiğimiz hafta pazartesi günü 400 liradan dağıtım yaptıklarını açıkladı. Başkan Şenkara, etin kategorilendirilmesi gerektiğinin altını çizerken, şunları söyledi:

“Sonuç itibariyle biz kasaplar, belli bir malı belirlenmiş tek fiyat üzerinden almıyoruz, alamıyoruz. Dana karkas 400 lira ama biz 415 liradan da alıp kesim yapabiliyoruz, 390 liradan da kesebiliyoruz. Hayvanın şekli cemali ve cinsine göre rakamlar değişiklik gösterebiliyor. Burada en büyük sıkıntıya değinmek istiyorum. Yıllardır ette kategorilendirme yok, eti kategorilere sokmamız lazım, diyorum; birinci kalite, ikinci kalite, üçüncü kalite, şeklinde... Avrupa’da, ABD’de olan bir şeyden bahsediyorum. Ben aynı zamanda bir et toptancısıyım. Biz de son et dağıtımında, yani geçtiğimiz hafta pazartesi günü, karkas fiyatı 400 liradan dağıttık. Önümüzdeki hafta ne olur, bilemiyorum. Belki 410 olur, belki 390 lira olur. Şunu net olarak söyleyebilirim ki, Ulusal Et Konseyi’nin açıkladığı 360 lira fiyatı nedeniyle bir piyasada et fiyatında bir düşme söz konusu değildir.”

ET NASIL KATEGORİLENDİRİLİR?
Bir kilo kıymanın farklı fiyatlarla satılabildiğini belirten Oda Başkanı Melih Şenkara, etin kategorilendirilmesiyle ilgili olarak şu açıklamayı yaptı:

“Yatık inek (yaşlanmış, ayağa kalkamayan) dediğimiz bir inek kesildiyse, onun etini satıyorsa, 520 liraya satarsın. Dişi bir hayvan ama yatık değilse, onun etini 570 liradan satarsın. Büyük sanayi tipi 400 kilo üzeri dana kesiyorsa, 580-600 lira arasında satabilir. Besili, güzel hayvan dediğimiz tezgahlık hayvanın etini 620-650 lira aralığında satabilir. Süt dananın etini 700-720 lirayı bulur. Kategoriden kastım budur.”

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Lokantacılar Odası Başkanı Kılıç açıkladı: Suriyeli eleman arıyorum!
İş Dünyası
28 Nisan 2024 Pazar 08:02

Lokantacılar Odası Başkanı Kılıç açıkladı: Suriyeli eleman arıyorum!

Sektörün en ciddi sorunlarından birinin personel yetersizliği olduğuna vurgu yapan İzmir Lokantacılar ve Gazinocular Esnaf Odası Başkanı Doğan Kılıç, “AB desteğiyle meslek kazandıracağımız bir kurs açtık, yeterli kursiyer bulamayınca kursu iptal ettik. Kendi işyerimde asla Suriyeli çalıştırmam diyordum, şimdi Suriyeli eleman arıyorum; muhtaç oldum. Çünkü personel bulamıyorum” ifadelerini kullandı. Başkan Kılıç, “Ortaokul son sınıfta notu düşük olanlar, meslek liselerine gönderilsin” çağrısında bulundu
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

EGEDESONSÖZ - İzmir Lokantacılar ve Gazinocular Esnaf Odası Başkanı Doğan Kılıç, SONSÖZ TV’de Gazeteci yazar Muhittin Akbel’in sorularını yanıtladı. Başkan Kılıç, kafe ve restoranlara yönelik boykot eyleminden lokantacıların personel sıkıntısına kadar çok önemli açıklamalarda bulundu.

HİÇ KİMSE ESNAF LOKANTALARININ FAHİŞ FİYATLA SATIŞ YAPIYOR DİYEMEZ
Söz konusu boykotun, esnaf lokantalarına yönelik olmadığının altını çizen Başkan Kılıç, fiyat tarifesinin her lokanta ve kafede olması gerektiğini söyledi. Fakat kanunen bir zorunluluk olmasına rağmen Oda olarak hazırladıkları fiyat tarifelerinin ellerinde patladığını hatırlatan Başkan Kılıç, “Vatandaşın esnaf lokantalarından şikayeti olduğunu düşünmüyorum. Vatandaşın doğumundan ölümüne kadar yanında olan bir esnaf kesimiyiz. Bu nedenle bir müşterimizi ne üzeriz, ne korkuturuz. 1 Ocak 2024’te çıkan bir yasayla, fahiş fiyatlarla satış yapıldığı iddiaları üzerine, fiyat tarifelerinin camlara, herkesin görebileceği bir yere asılması yasal bir karara bağlandı. Esnaf, lokantaya girerken o listeyi görüyor. Yerine oturuyor, bir de broşür şeklinde fiyat listesi veriliyor. Bu nedenle kimse bize fahiş fiyatla yemek satıyor diyemez. Bu boykotun hedefi, bence kafeteryalar. Bir çay 100 lira diyorlar, misal. Adam Folkart’ın altında aylık 150 bin lira kirayla mekan kiralamış, orada bir bardak çay içip iki saat oturursan, adam bir fincan çay için 100 lira istemekte haklı duruma geçer. Öyle yerlerin fiyat tarifelerini de biz veriyoruz. Fakat tarifeler asılmış mı, uygulanıyor mu diye bir denetim yapılırsa, o zaman hiç kimse haksız rekabetin içinde olamaz. 2014’ten bu yana İzmir’de fiyat tarifesi bastırılmamış. Biz o yasaya güvenerek bastırdık, başlangıçta biraz hızlı tarife listesi alımı oldu, sonra durdu ve bastırdığımız tarifeler elimizde kaldı. Dolayısıyla bizim yaptırım yetkimiz olmadığı için bunu zabıta ve devletin yapması gerektiğinden, bazı yerlerde fahiş fiyatla satışlar yapılıyor. İşletmecilerimiz, tarifenin altında satış yapabilir ama üzerinde bir fiyata satamaz. Vatandaş o listeleri gördüğü halde, fiyatlar yüksek deyip boykot falan yapıyorsa, burada tuhaflık var demektir. Evet, denetleme yetkimiz yok. Kanun diyor ki, sen oda olarak git denetle, sonra İlçe Tarım’a, zabıtaya git, şikayet et! Ben şikayet eden başkan mı olurum, benim odam şikayet eden bir oda mı olur? Bu noktada esas sorumluluk devlettedir” dedi.

YILBAŞINDA DANA ETİNİN KİLOSU 300 LİRAYDI, BUGÜN 600 LİRA!
Lokantacıların kullandığı etten bakliyata, undan yağa kadar her şeye yılbaşından bu yana en az yüzde 100 zam geldiğini ancak yemek fiyatlarına o kadar zam yapılmadığını belirten İzmir Lokantacılar Odası Başkanı Doğan Kılıç, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Bir kilo dana etinin kilosu 600 lira. Bunun yüzde 40 firesi vardır. Etti mi etin kilosu 850 lira? Bir kilo etten 8 porsiyon yemek çıkar. Bir porsiyonunu 200 liradan satan 1600 lira yapar ki bunun yarısı et parası zaten. Nerede bunun doğalgazı, işçiliği, nerede, yağı, tuzu, salçası? Yılbaşından önce etin kilosunu 300 liraya alıyordum, bugün 600 liraya alıyorum. Yüzde 100 zam gelmiş, peki ben yemeğe yüzde 100 zam mı yaptım? Tabii ki yapmadım. Bir de evinde oturup lokantaya gelmeyen, yemek siparişi verenler var. O yemek şirketleri yüzde 37 komisyon alıyor lokantalardan. O şirketler haklarını alıyorlar, lokantacılar haklarını alamıyorlar. Para kazanamıyoruz, zararına satışlar yapıyoruz. Günlük ciromuzla yanımızda çalışanların yevmiyelerini veremediğiniz günler oluyor. Yüzde 1 ile ürünleri alıyoruz, yüzde 10 KDV ile satıyoruz. 100 liralık yemeğin KDV ve kart komisyonu, 16 lira yapıyor. Devletten ricamızdır; devlet bankaları bizden komisyonları düşük oranda alsın. Bunu, küçük esnafın yaşaması için istiyorum. Devletten ayrıca KDV oranlarının ortak bir noktada sabitlemesini istiyoruz. Bunu her fırsatta dile getiriyoruz ancak bugüne kadar herhangi bir gelişme yaşanmadı. Yılbaşında bir porsiyon kuru fasulye lokantada 60 liraydı, bugün 100 lira oldu. Yılbaşında sebze pahalıydı. Taze fasulye 120 liraydı pazarda, bugün 50 lira. Şimdiki fiyatların, geçen yılın aynı ayına göre karşılaştırdığımızda iki katından fazla olduğunu görüyoruz. Bir demet roka 17 lira olur mu arkadaş? Un, pirinç, nohut, yağ, salça, her türlü bakliyatın fiyatı kat kat arttı. Her hafta, bir önceki haftaya göre zamlanmış oluyor ürünler. Haldeki fiyatlar bile çok pahalı. Patates 17 lira, kuru soğan 19 lira, limon 22 lira, domates 28 lira, patlıcan 30 lira. Markası belli olmayan ayçiçeği yağı 194 lira. Biz lokantacıların yemekleri pahalıya sattığımızı söyleyenler, önce pazara gidip fiyatları bir görsünler, ondan sonra bize söz söylesinler. Adam 150 bin lira kira ödüyorsa, o mekanın ürünü biraz pahalı olabilir. Tepecik’teki bir esnaf lokantasının kirasıyla Kordon’daki lokantanın kirası bir olur mu?”

SURİYELİ PATRON “YABANCI UYRUKLU OLMASIN” NOTUYLA ELEMAN ARIYOR!
Lokantacıların en önemli sorunlarından birinin de personel sıkıntısı olduğuna dikkat çeken Başkan Doğan Kılıç, “Ben bir lokantacı esnaf olarak Suriyeli çalıştırmam diyordum, inanın Suriyeli personel arıyorum” dedi ve ekledi:

“Lokantacı, ağırlaşan ekonomik şartlarda daha az elamanla çalışarak tasarruf yapıyor. Gerçekten personele ihtiyacı olan da personel bulamıyor. Aşçılık biriminin olduğu meslek okulları İzmir’de üç tanedir. Ne yazık ki oralardan eleman gelmiyor. Kurs açtık, insanlara meslek kazandıracağım, inanın yeterli kursiyer sayısını bulamayınca kursu iptal ettik. Eğitim sistemi değişmeli. Belli bir notun altında başarı notu olan öğrenciler, meslek liselerine yönlendirilmeli. Ben Suriyeli çalıştırmam diyordum, şimdi Suriyeli eleman arıyorum! Suriyeliye muhtaç oldum. Basmane’de bir dönerci camına ilan asmış, eleman arıyormuş ve yabancı uyruklu olmayacakmış! Meğer işyeri sahibi Suriyeliymiş. Girdim, patronla konuştum, Suriyeli eleman istiyorum, Türk istemiyorum, dedi. Başımdan aşağıya kaynar sulan döküldü. Kendi ülkemizde yabancı olduk! Ben de istiyorum ki, Suriyeli olsun, kim olursa olsun, gelsin çalışsın!”

ÜÇ AYDA 165 LOKANTA KAPANDI, 131 YENİ İŞLETME AÇILDI
Yılbaşından bu yana, ilk üç ay içerisinde İzmir’de 165 lokantanın kepenk kapattığını, 131 yeni işletmenin açıldığını anlatan Başkan Kılıç, “Odaya gelip dosyasını kapatanların sayısı 165 ama lokantasını kapatıp odada dosyasını henüz kapatmayanları göz önünde tutarsak, 200’ü geçer” dedi ve kuryelerle eve yemek getirtme olayını da değerlendirdi:

“Yemek taşıyan kuryelerin sayısı bir hayli arttı. Maalesef insanlar evlerinde yemek yapma alışkanlığını yavaş yavaş kaybediyor. Eve yemek siparişi veriyor. Yemek taşıyan şirketler para kazanıyor, lokantacı kazanmıyor bu işten. Eskiden evde yemek yoksa, iki yumurta kırıp yiyorduk. Şimdi alışmışız, evlere yemek servisi yapan şirketler aranıyor, eve yemek getirtiliyor. Pandemi sürecinde yemek siparişi olayı daha da abartılı bir şekilde olmaya başladı.”

DEVLETTEN VE BÜYÜKŞEHİR’DEN BEKLENTİLERİMİZ VAR
İzmir Lokantacılar ve Gazinocular Esnaf Odası Başkanı Doğan Kılıç, lokantacı esnafının zor durumda olduğunu, devletten ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’dan beklentilerini açıkladı:

“Komisyon bedelleri, KDV indirimi, doğalgazın ucuzlaması ve kredi desteği istiyorum devletten. Devlet bankalarının bizi bu büyük komisyon oranlarından kurtarmasını istiyoruz. Esnaf 18 kalem vergi ödüyor. İzmir Büyükşehir Belediyesinin geçmiş dönem başkanlarından Burhan Özfatura döneminde hamam su tarifesi diye bir şey vardı; kahveciler, hamamcılar, lokantacılar için… O dönemde biz suyu yüzde 50 ucuza kullanıyorduk. Çünkü bizde hijyen çok önemlidir. Burhan Beyin dönemi bittikten sonra bu indirimden vazgeçildi, üstüne bir de katı atık bedeli kondu. Pandemi zamanında dükkan kapalıydı ama katı atık bedeli ödedik bizler. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Cemil Tugay’dan indirimli su sözünü aldık. Suda indirim bekliyoruz. Cemil Başkandan başka isteklerimiz de var. Kemeraltı’ndaki altyapı çalışmalarından dolayı mağdur olmuş bir lokantacı esnaf kesimi var. Cemil başkanımızdan tabela vergisi, işgaliye vergisini indirimli alınmasını istiyoruz. Cemil başkanımızdan o müjdeli haberi sabırsızlıkla bekliyoruz.”

 

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 VfV
 28 Nisan 2024 Pazar 09:29
Asgari ücrete günlük 15 saat çalışan ararsanız bulamaz, Suriyeli çalıştırmaya meyledersiniz.
 hasan gürsel altuğ
 28 Nisan 2024 Pazar 08:44
Sayın Başkan göçmen çalışanlardan sağlık raporu ve özellikle verem taraması isteniliyor mu.Bunları kontrol eden belediye var mı.Özellikle hayvan çiftliklerin çalışanlar göçmenler nedeniyle tahlile gönderilen sütlerde olması gereken limitlerin çok üzerinde mikrop çıkıyormuş.Muhtemelen göçmen çalışanlar temizlik kurallarına dikkat etmiyor.Sizin ben göçmen işçi arıyorum dedikten sonra ben hiç bir lokantada bundan sonra yemek yemem.
Egeli ihracatçılar harekete geçti... Gıda kayıplarına yapay zekalı önlem!
İş Dünyası
28 Nisan 2024 Pazar 10:25

Egeli ihracatçılar harekete geçti... Gıda kayıplarına yapay zekalı önlem!

Yıllık 58 milyon ton taze meyve sebze üreten Türkiye, meyve sebze sektöründe yüzde 30’ları aşan ürün kayıplarını genç girişimcilerin yapay zekâ destekli geliştireceği projelerle önlemek için harekete geçti. 
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

“Üretim, hasat, hasat sonrası nakliye, pazarlama ve tüketici satın aldıktan sonra kötü koşullarda saklama gibi nedenlerle Türkiye’de her yıl milyonlarca ton meyve sebzeyi tüketemeden kaybediyoruz. Milyarlarca dolarlık ürünümüz çöp oluyor” diyen Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkan Yardımcısı ve Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, çalışmalarının önemli bir kısmının gıda kayıplarını azaltma amaçlı olduğunu dile getirdi.

Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği’nce, tarım sektörüne gençleri kazandırmak amacıyla düzenlenen, “Üçüncü Kuşak Tarım Girişimciliği” eğitim programının ikinci ayağında programa katılan Ziraat ve Gıda mühendisliği mezunu ya da öğrencisi 82 gençle bir araya gelen Başkan Uçak, gençlere gıda kayıplarının önlenmesi konusunda proje geliştirmeleri çağrısında bulundu. 

“Gıda kayıpları genç girişimcilerin tarım sektörüne girmesiyle önlenecek” diye konuşan Uçak, “Gıdada meydana gelen kayıplar ciddi boyutlarda. En çok kayıp yaşanan gıda ürünleri de doğası gereği taze meyve sebze ürünleri. Ancak, teknoloji çok gelişiyor. Yapay zekanın da desteği ve gençlerimizin ortaya koyacağı sinerjiyle gıda kayıplarını minimize edeceğimize inanıyoruz. Biz de Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği olarak Ege Üniversitesi ortaklığında; “Gıda Kayıplarının Belirlenmesi ve Azaltılması Projesi”nin 2. yılını tamamlamış bulunmaktayız. Bundan sonraki süreçte hem üreticilerimiz, hem de ihracatçılarımıza yönelik eğitim çalışmaları ile bu konunun üzerinde durmaya devam edeceğiz. Üçüncü Kuşak Tarım Girişimciliği Projemizde de gıda kayıplarının önlenmesiyle ilgili çalışmalara büyük önem veriyoruz. Gençlerimizden gıda kayıplarının önlenmesi için yeni projeler geliştirmelerini ve hayata geçirmelerini bekliyoruz. Gençlerimize bu konuda her türlü desteği vermeye hazırız” dedi.

Her yıl yaklaşık 20 milyar dolar çöp oluyor
Türkiye’nin 58 milyon ton taze meyve sebze üretimine karşılık, taze meyve sebze ve meyve sebze mamulleri ihracatının 10 milyon tonun altında kaldığı bilgisini veren Uçak sözlerini şöyle sürdürdü; “Türkiye İhracatçılar Meclisi verilerine göre; Türkiye, taze meyve sebze, meyve sebze mamulleri ve kuru meyve sektörlerinde son 1 yıllık dönemde ihracatını yüzde 9’luk artışla 7 milyar 146 milyon dolardan, 7 milyar 804 milyon dolara taşıdı. Çöpe giden taze meyve sebzelerimiz 20 milyon tona ulaşıyor. Bu şartlarda 15-20 milyar dolar aralığında bir değeri her yıl çöpe atıyoruz. Amacımız üreticimizin alın terinin karşılığını bulması, tarım sektöründe çalışacak gençlerimizin bu konuya odaklanması.”

Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği’nce, 20 Nisan – 11 Mayıs 2024 tarihleri arasında düzenlenen “Üçüncü Kuşak Tarım Girişimciliği” projesinin ikinci ayağında; İzmir Ekonomi Üniversitesi, Ege Üniversitesi, ATMOSFER TTO ve TARGEV destek veriyor. 

Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği, Türkiye’nin yıllık 35 milyar dolar seviyesinde olan tarım ürünleri ihracatını kalıntısız güvenli gıda üretimiyle 50 milyar dolara ulaştıracak zemini sağlamak için “Üçüncü Kuşak Tarım Girişimciliği” projesi yanında, “Kullandığımız Pestisitleri Biliyoruz”, “Gıda Kayıplarının Belirlenmesi ve Azaltılması”, “Akdeniz Meyve Sineği ile Biyoteknik Mücadele” başta olmak üzere pek çok projeyi sürdürürken, Tarım ve Orman Bakanlığı ve sektörün diğer paydaşlarınca gerçekleştirilen projelere de destek veriyor. 

“Üçüncü Kuşak Tarım Girişimciliği” eğitim programında ilk dersi; “Tarım, Tehditler ve Fırsatlar” başlığıyla, organik sektöründe dünyanın otorite isimlerinden Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği Başkanı Prof. Dr. Uygun Aksoy vermişti. 

İkinci haftada Türkiye’nin taze meyve sebze ihracatında 35 yıllık tecrübeye sahip olan Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak’tan deneyimlerini dinleme olanağı bulan genç girişimcilerle, Veteriner Emre Gürdal, Genç Girişimci Sohbeti başlıklı oturumda; “Organik Süt Üretimi” konulu sunumunu paylaştı. 

Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özlem Kızılırmak Esmer, Biyobozunur Ambalajlar ve Atık Yönetimi konusunda genç girişimcileri bilgilendirdi. 

İYTE Atmosfer TTO Girişimcilik Birimi Koordinatörü Burak Köle, tarım sektörüne aidiyet duyan genç girişimcilere; İş Fikirlerinin Projelendirilmesi konusunda can alıcı bilgiler verdi. 

Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ferit Turanlı, “Tarımsal Zararlılarla Mücadelede Biyoteknik ve Biyolojik Mücadele Yöntemlerinin Kullanımı”nı anlatırken, AgriSynergy Tarımsal Araştırmalar ve Danışmanlık Hizmetleri Ltd. Şti. Yöneticisi Dr. Veli Çetin, “Pestisitler ve Gıda Güvenliği” başlıklarında bilgilendirmede bulundu. Gıda sektöründe Lojistik ve Tedarik Zincirini Yeditepe Cargo Yöneticisi Alp Tuğhan anlatırken, Tarımsal Ürün Kontrol ve Sertifikasyon Kuruluşları Derneği Başkanı Dilek Elivar, Tarımsal Kontrol ve Sertifikasyon konusunda önemli başlıklara dikkat çekti. 

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Mehmet KARABEL yazdı... Siperdeki foto nasıl canlandı?
Güncel
28 Nisan 2024 Pazar 08:00

Mehmet KARABEL yazdı... Siperdeki foto nasıl canlandı?

Mehmet KARABEL yazdı... Siperdeki foto nasıl canlandı?
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Mehmet KARABEL yazdı... Siperdeki foto nasıl canlandı?
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Ve Müsavat Dervişoğlu ipi göğüsledi... İYİ Parti'ye İzmirli genel başkan!
Politika
27 Nisan 2024 Cumartesi 08:07

Ve Müsavat Dervişoğlu ipi göğüsledi... İYİ Parti'ye İzmirli genel başkan!

İYİ Parti 5. Olağanüstü Kongresi'nde yapılan seçimde partinin yeni genel başkanı İzmir Milletvekili Müsavat Dervişoğlu oldu.
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri'nin ardından olağanüstü kurultay kararı alan İYİ Parti'de yeni genel başkan belli oldu.

Seçimin üçüncü turunda Müsavat Dervişoğlu, 611 oy alarak genel başkan oldu. Dervişoğlu'nun rakibi Koray Aydın ise 548 oyda kaldı.

DERVİŞOĞLU: HİÇBİR ŞEY ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK
Genel başkan olarak seçilen Dervişoğlu konuşmasında, “Bu yolculuğa çıkarken Allah hakkımızda hayırlısı neyse onu nasip etsin diye dua ettim. Partim, ülkem ve sizler için dua ettim. Ben bir yarış kazanmadım. Çünkü kimseyle yarışmadık biz. Herkesin gözü buradaydı. Allah hepinizden razı olsun. En küçük tatsız olay bile yaşanmadı. İyiler ve cesurlar hareketinin nasıl bir siyasi hareket olduğunun en büyük delilidir. Konuşurken de ifade ettim, Koray Aydın benim aile büyüğüm ve ağabeyimdir. Tolga Akalın da benim kardeşimdir. Sizlerin adayları olarak bu yolculuğa çıktık. Siz çok büyük bir ailesiniz. Size mensup olmaktan iftihar ediyoruz. Bugün itibariyle birbirimize sarılarak yaralarımızı saracağız ve sonrasında iktidar yolculuğuna devam edeceğiz. Herkes emin olsun artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Ne mutlu Türküm diyene” dedi.

İLK TUR KORAY AYDIN'IN
5. olağanüstü kurultayda Koray Aydın, Müsavat Dervişoğlu, Tolga Akalın ve Günay Kodaz genel başkanlık için yarışıyor.

Seçimin ilk turunda Koray Aydın 472 oy, Müsavat Dervişoğlu 378 oy, Tolga Akalın 310 oy, Günay Kodaz 2 oy aldı. Seçim ikinci tura kaldı. İkinci tur seçimleri öncesinde Tolga Akalın adaylıktan çekildiğini ve tarafsız kalacağını duyurdu.

İKİNCİ TUR DERVİŞOĞLU'NUN
İkinci Tur'da ise ipi Dervişoğlu göğüsledi. Müsavat Dervişoğlu 570 oy, Koray Aydın 565 oy, Tolga Akalın 15 oy, Günay Kodaz 3 oy aldı. Seçim üçüncü tura kaldı.

NELER YAŞANDI?

SEYİRCİ ALINMADI
Ankara Ticaret Odası (ATO) Congresium'da gerçekleşen kongreye seyirci alınmadı.

Organizasyon komitesi bu karara ilişkin adaylardan gelen eleştirilere salon kapasitesini işaret ederek yanıt verdi.

Kongrede Kurultay Divan Başkanlığına Şükrü Kuleyin seçildi.

KODAZ SON ANDA ADAY OLDU
İYİ Parti'nin 5. olağanüstü kurultayında kurucular kurulu üyesi Günay Kodaz, son anda imzaları yetiştirerek aday olabildi.

Delegelerle tek tek konuşarak ikna etmeye çalışan Kodaz, rakipleri olan Müsavat Dervişoğlu ve Koray Aydın'dan da imza istedi. Gerekli 80 imzayı bulan Kodaz, evrakları divana kendisi teslim etti.

AKŞENER'DEN VEDA KONUŞMASI: BU KÜRSÜDEN SON KEZ KONUŞUYORUM
Yeniden aday olmayan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin olağanüstü kongresinde bir veda konuşması yaptı.

Akşener'in açıklamalarından satır başları şöyle:

"Bugün karşınızda bu kürsüden son kez konuşuyorum. Çünkü bugün emaneti devretme günü. Hayatımın 30 yılını farklı dönemlerde memlekeletimizin geleceği devletimizin güvenliği için siyaset sahnesinde çalışarak geçirdik. Beni motive eden tek bir şey vardı o da tüm eğitim hayatım boyunca beni parasız yatılı okutan milletimize ve her geçen gün tahrip edilen devletimize karşı vefa borcumu ödemekti. Bu uğurda 30 yıl boyunca bir kadın olarak zorluklarla iftiralarda tehditlerle karşılaştım.Her devrin ahlaksızlarıyla mücadele ettim. Zihnim de vicdanım da rahat oldu. Hiçbir zaman kişisel bir çıkarım olmadı. Hiçbir zaman utanacağım bir yaram olmadı. Hiçbir zaman vicdanımı susturabilecek bir güç olmadı. Yalan dolana hiç tahammülüm olmadı. Tehdide hiç eyvallahım olmadı. Toz zerresi kadar korkum da olmadı.

"CAZİP TEKLİFLER BENİ SUSTURAMADI"
Milletin hakkı için karşısında durduklarımın parmak sallayan elleri beni yıldıramadı cazip teklifleri beni susturamadı makam vaatleri beni durduramadı tutuklanacaksın tehditleri umrumda bile olmadı. Verdiğim tüm kararların hep arkasında durdum bugün de durmaya devam ediyorum. 28 Şubat'ta ölümle tehdit edilmeme rağmen vesayetçilere karşı tutum aldım. 2010 yılında herkes yetmez ama evet diye diye ortalıkta gezinirken iktidarın en tepesi dahil olmak üzere önde gelenlerine bizzat gittim söyledim yapmayın bu garabet sizi de vuracak dedim maalesef ki milletimiz devletini sokaktan köprüden toplamak zorunda kaldı ve haklı çıktım. 2018'de 2019'da 2020'de ve 2023 yılında da milletle inatlaşılmaz diyerek hem iktidar hem ana muhaleferi uyardım. Herkes sustuğunda bile milletin sesini haykıran oldum. Şahsıma her türlü hakareti küfrü edenler iftiraya sarılanlar bugün benimle aynı şeyleri söylemeye başladılar. Bazıları kısık sesle de olsa haklıymış bile diyenler var. Ne diyeyim sabah şerifleriniz hayır olsun.

"SATIN ALINMIŞLARA KARŞI YÜREKTEN İNANMIŞLARIN MÜCADELESİNİ YÜRÜTTÜĞÜMÜZÜN FARKINDAYDIM"
Gelelim bugüne yani 2024'e... Yetkili kurullarımızın kararı doğrultusunda 31 Mart seçimlerine hür girdik. İYİ Parti'yi kavgalara korkulara mahkum edilen milletimize yeni bir seçenek kurmak için kurmuştuk. Ben de bugüne kadar hem kendimin hem de partimizin aldığı tüm kararların arkasında durduğum gibi bu kararın da arkasında durdum. Ne kadar zorlu bir yola çıktığızın farkındaydım. Karalamalarla üzerimize gelineceğinin farkındaydım. Satın alınmışlara karşı yürekten inanmışların mücadelesini yürüttüğümüzün farkındaydım. Bedel ödeme sırasında da en önde karşınızda duruyorum.

"GEREKTİĞİNDE BEDEL ÖDEMEYİ BİLDİM"
Gerektiğinde bedel ödemeyi bildim. Bundan dolayı asla pişman olmadım, bugün de pişman değilim. Bugün üzerime düşen her şeyi yapmış olmanın huzuruyla son kez karşınızdayım. Hiçbir hesaba pazarlığa girmeden milletin sesini duyurmuş olmanın mutluluğu ile son kez karşınızdayım.

"BİZ BUGÜNLERE MAYIN TARLALARINDAN GEÇEREK GELDİK"
Duruşumuzu pazarlık masalarına meze ettirmemiş olmanın gururuyla son kez karşınızdayım. İYİ Parti'yi kurduğumuz ilk günkü gibi bir an bile pes etmeden mücadele etmiş olmanın gönül rahatlığı ile karşınızdayım. Allah herkese böyle veda etmeyi nasip eylesin. Biz bugünlere çiçek bahçelerinden değil mayın tarlalarından geçerek geldik. Türkiye'nin çok yarası var biz merhem olacağız dedik. Hiçbir zaman bir yerlere sırtımızı dayayarak ilerlemedik. Bu partiyi kurarken nereden ve nasıl geldiğimizi unutmayın demiştim.

"İYİ PARTİ'YE ÇÖKMEK İSTEYENLERE MÜSAADE ETMEDİM"
Haksız olduğumuz için değil başarısızlığı ben aldım artık başarıyı sizler yakalaacaksınız bedeli ben ödedim artık hesabı siz tutacaksınız. Kiminiz abla kardeş diye geldiniz benden bir yuva istediniz ben de İYİ Parti'yi sizlere bir ev yuva yaptım. Yıkmak dağıtmak isteyenlere çökmek isteyenlere müsaade etmedim. Bugünden sonra artık bu evi siz koruyacaksınız. Bu eve artık siz bakacaksınız. Yolunuz bahtınız açık olsun."

DERVİŞOĞLU: OY ORANIMIZ YÜZDE 5 DEĞİL, YÜZDE 52'DİR

Adaylardan Dervişoğlu'nun konuşmasından öne çıkanlar:

"Çıktığımız yolculuk kolay değildi. Önümüzde ceberut bir iktidar ve ne olduğu belli olmayan ucube bir sistem vardı. İyi'lerin mücadelesi de zaten bu ceberut iktidarla ve ucube sistemle mücadeleydi. Sistemin dayatmaları vardı. O dayatmalardan bir tanesi de ittifakla siyasi arenada yer edinebilme imkanı aramaktı. Bunun müsebbibi ve sorumlusu İYİ Parti değil. Bunun sorumlusu esas itibariyle Türkiye'ye dayatılan sistemdi.

Ve biz, 2018'de başlayarak, son yerel seçime kadar çeşitli ittifakların içinde bulunduk. 2019 yerel seçim ittifakının asıl amacı ve hedefi, hepinizin bildiği gibi, bu iktidarın seçim yoluyla yenilebileceği ve AKP iktidarına son verilebilme arzusuydu. 2019 yerel seçimlerinde biz bunu başardık. Muhalefetin de kazanabileceğini ve hatta bu iktidarın gidebileceğini büyük milletimize gösterdik. Biz, o seçimdeki ittifakı 2023 yılındaki genel seçim için yapmıştık. İktidarın yenilebileceğini gösterip, ondan sonra da 2023 seçimlerinde iş başında bulunan iktidarın artık siyasi ömrünün tamamlanmasını sağlamaya çalışacaktık. Ama süreç öyle akmadı. Hepinizin bildiği gibi, İYİ Parti'nin tüm çabalarına rağmen, maalesef birtakım stratejik hatalar yüzünden 2023 seçimleri kaybedildi ve Türkiye bu seçimin akabinde bir yerel seçime gitti. Bu seçime partimiz, özgün kimliğini muhafaza edebilmek ve 2028 genel seçimlerine layıkıyla hazırlanabilmek adına, tüm yetkili organlarını toplayarak, müstakilen girme kararı aldı. Bu kararın alınmasıyla birlikte, yine İYİ Parti, çeşitli saldırıların muhatabı kılınmaya çalışıldı. Onun sonucudur ki, o sürecin akabinde, girmiş olduğumuz yerel seçimlerde maalesef başarılı olamadık ve bu başarısızlığı henüz değerlendirmeden, özeleştirimizi yapamadan bo kongreyle karşı karşıya kaldık. 

Aslında, meselenin doğru anlaşılması, doğru yorumlanabilmesi ve uzun vadede partimize kazandıracaklarının hatırlanması lazımdı. Bunları yapamadık ve netice itibariyle de bu kongre salonunda toplandık. Sayın genel başkanımız, milletimize verdiği sözün gereği olarak aday olmayacağını açıklamak suretiyle, bu kurultayın zeminini oluşturdu. 

Biz, buna 3 aday olarak, bu kritik süreçte tarihi sorumluluk üstlenmek suretiyle sizlerin huzuruna geldik. Bu adaylardan bir tanesi benim değerli ağabeyim, aile büyüğüm, aile dostum Sayın Koray Aydın'dır. Bu adayların bir diğeri de yine benim sevgili kardeşim, değerli dostum, ailemin bir ferdi olan Sayın Tolga Akalın'dır. Ben de bir adayımızın ağabeyi, diğer adayımızın kardeşi olarak bugün huzurunuzdayım.

Bu güzel kongre, aslında sadece İYİ Partililerin gözünü diktiği bir kongre değil, bu kongre, büyük Türk milletinin gözünü diktiği ve takip ettiği bir kongre. Bu kongrenin öncesinde gördüğünüz gibi, başka partilerde olduğu gibi taraftarlaşma olmamıştır. Yine başka partilerde olduğu gibi, yalan, riya, iftira ve fitne sokağa dökülmemiştir. Bütün adaylarımız, kendilerine yakışan, demokrasi geleneklerimize uygun, iyiler ve cesurlar hareketinin siyasi ahlakıyla mütenasip bir tavır ve davranış sergilemişlerdir. Ben, hepinizin huzurunda adaylarımıza ve adaylarımıza gönül verenlere teşekkür ediyorum. 

Kolay günler beklemiyor bizleri. Sadece kongre yapmayacağız, bu kongre ile İYİ Parti'nin yaralarını saracağız. Biliyorum derdimiz var, biliyorum kırgınlıklarımız var. Birleşmeli ve aşmalıyız. Onun için geliyoruz. 

Bu ülkede partimizi bekleyen ne kadar problem varsa, aslında emin olunuz ki, o problemler Türkiye'yi bekleyen problemlerdir. İYİ Parti'nin kurulduğu gün hangi problemler varsa, bugün katlanarak büyümek suretiyle önümüze gelmiştir. Bu, İYİ Parti'nin varlık gerekçesinin hala devam ettiğinin bir göstergesidir. İşte onun için diyoruz, İYİ Parti'nin güneşi asla sönmeyecektir.

Yerel seçimlerden çıktık. Başarısızlık tanımlaması yapılıyor. Müştereken bir karar aldık, fakat bu kararı uygularken, müştereken uygulayamadık. Özellikle büyük şehirlerde AKP'nin baskın kampanya uygulamaları münasebetiyle halk kutuplaştırıldı. Dolayısıyla, seçmen kimin kazanacağına bakmak yerine, kimin kaybetmesi gerektiğine baktı ve maalesef öyle oy kullandı. İktidarın baskın kampanyası seçmeni o kadar kutuplaştırdı ki, aman ha AKP gelmesin diye vatandaşlarımız ve belki de parti tabanımızın bazıları oy kullanma tercihini şekillendirdiler. Oyunu bu şekilde kullananlara diyecek bir şeyim yok. Ama bu işin içinden elimizi yıkayarak çıkamayız, bunun da böyle bilinmesini istiyorum. Biz bazı yerlerde çok az oy aldık ama işte şu anda Divan'da oturan Nevşehir belediye başkanımız yüzde 52 oy aldı. AKP'nin seçim kaybetmediği Nevşehir'de yüzde 52 oy almayı başabiliyorsak, bana sorarsanız İYİ Parti'nin oy oranı yüzde 5 değil, yüzde 52'dir arkadaşlar. Meseleleri doğru kavrayıp, hükümleri doğru vermeyi becerebilirsek, gerçekleştireceğimiz bir durumdur. Aramızda Ordu Büyükşehir Belediye Başkanınımız var, Sayın Enver Yılmaz. O da Ordu gibi bir yerde, AKP'nin yüzde 70'e yakın oy aldığı yerde yüzde 37 oy aldığı görüldü. Bana göre, seçimi kazandı ama Beştepe seçimi elinden çaldı. O kıstastan bakarsanız, İYİ Parti'nin oyuna yüzde 37 de diyebilirsiniz. 

Erdoğan hükumeti kutuplaştırarak süreci yönetiyor. Kamu kaynaklarıyla yandaşlarını ihya ediyor. Erdoğan hükumeti Lozan’ın yandaşları marifetiyle tartışmaya açılmasına dayanak oluşturmak istiyor. Biz bunlarla mücadele etmek zorundayız. Bu mücadele kongre salonlarında verilecek bir mücadele değildir. Sizlere yalvarıyorum.  Allah rızası için diyorum. Bana bir fırsat tanıyın. Türkiye’nin meydanlarında Tayyip Erdoğan’la hesaplaşmak istiyorum."

Koray Aydın'ın konuşmasından öne çıkanlar:

Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılının başındayız. Maalesef son 22 yıldır milliyetçiliği ayaklar altına alan, sıkışınca seçim kazanmak için milliyetçilerin ayağına kapanan bir iktidar gördük. İktidar ve ucube sistem, cumhuriyetimizin temel değerlerini hiçe saydı. Temel hak ve hürriyetleri kısıtladı. Ülkenin kaderini iki dudağının arasına hapsetti. Milli mücadeleye karargahlık yapmış yüce meclisimizi itibarsızlaştırdı. İşte bu ucube sistem, demokrasinin vazgeçilmez ilkesi olan kuvvetler ayrılığını, kuvvetler birliğine dönüştürdü. Bu iktidar ve ucube sistem, ülkenin dış borcunu tam 500 milyar dolara çıkardı, enflasyonu 3 haneli rekor düzeyine yükselttti. Milleti yoksulluğa mahkum etti. Faiz sebep, enflasyon sonuç safsatasıyla da Türk lirasının değerini, milletin alım gücünü yerle bir etti. Bu iktidar, yanlışlarıyla servetine servet katarken, vatandaşını sabahın erken saatlerinde ucuz et kuyruğuna girmeye mecbur etti. Bu iktidar, memuru, işçiyi, emekliyi hızla yoksullaştırarak açlık sınırının altında yaşamaya mahkum etti. Bu iktidar, liyakatı değil yandaşlığı önceleyerek, gençlerin hayallerini çaldı. Beyin göçünü engelleyecek tedbirler almak yerine, gençlerimiz için giderlerse gitsinler dedi. Bu iktidar, yüce dinimiz İslam'ı kirli siyasetine alet etti. Çalıyor ama çalışıyor kafasıyla beytül mala uzanan eli meşrulaştırmaya çalıştı. yanlış ekonomi politikalarını 'nas var nas' diyerek perdelemeye çalıştı. Bu iktidar, dış politikayı iç politikanın siyaset malzemesi yaptı. Uluslararası gerçeklerden uzaklaştı. Bir gün dost dediğine diğer gün düşman kesildi. Bu iktidar, namusumuz olan hudutlarımızı kevgire döndürdü. Üstüne utanmadan, şerefimiz olan Türk vatandaşlığını da sanki bir pazar malı gibi yabancılara sattı. Bu iktidar, bölücü başının posterlerini sokaklara asanlara hoşgörü gösterdi. Sonuç olarak bu iktidar ve eseri olan bu ucube sistem, ülkeyi pek çok büyük beka sorunuyla karşı karşıya bıraktı. Türkiye'yi bu iktidara mahkum bırakmayacağız, bu iktidarı Türk milletinin yakasından söküp atacağız.  

Partimiz sarsılmıştır. Bu sarsıntıyı en az hasarla atlatabilmek için bir durum muhasebesi yapmamız elzemdir, kaçınılmazdır. Ne oldu partimizin oyları yüzde 4'lere geriledi. Elbette yerel seçimlerin dinamikleri farklı, elbette İYİ Parti'nin asıl oyu bu değil. Doğru bir değerlendirme yapmaz, acil bir müdahalede bulunmazsak, bu kötü tablo sürekli hale gelecek. Toplumun sesine, parti teşkilatlarımıza ve tabanımızın taleplerine kulak tıkayarak, asla ve asla siyaset yapılmaz. 

Kısaca, millete rağmen siyaset yapılmaz. Seçim sonuçlarından çıkarmamız gereken ilk ders budur. Sayın genel başkanımız, bu olumsuz tablonun farkındadır. Genel başkanımızın olağanüstü kurultay yolunu açmış olması ve kendisinin de aday olmaması, demokratik bir olgunluktur, örnek bir tavırdır. Şimdi sıra bizdedir, sizlerdedir, şimdi sıra iyilerdedir. 

Sizleri sadece İYİ Parti'nin genel başkanını belirleyecek delegeler olarak değil, Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşundaki ruhu temsil eden, cumhuriyetin ikinci yüzyılına yön verecek olan kadrolar olarak görüyorum. 

İyiler ve cesurlar hareketi olarak hürriyete aşık insanlarız ve demokrasiden yanayız. Bizler, hürriyetlerin kısıtlanmasına, anti demokratik düzenlemelere tahammül edemeyiz. Bu inançla, ne partimizde ne de ülke yönetiminde anti demokratik düzenlemeleri onaylayamayız. Buradan ilan ediyorum ki; parti tüzüğümüzde anti demokratik olarak nitelenen tüm maddeler gözden geçirilecek ve tadil edilecektir. Ülkede demokrasi talep ediyorsak, bunu önce kendi içimizde sağlamamız gerekmektedir. 

Anayasa'nın ilk dört maddesi ve Türk milliyetçiliği tanımı, kırmızı çizgimizdir. Millet tektir, adı da Türk'tür.

İyileştirilmiş ve güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönüş temel önceliğimizdir.

Tolga Akalın'ın konuşmasından öne çıkanlar:

Bugün eski Türkiye'nin, yani Tayyip Erdoğan iktidarının son günü. Bugün iktidar yoluna girişimizin ilk günü. Elbette bu yürüyüşte Türk yurtseverleri, Türk demokratları ve samimi muhafazakarlarla omuz omuza yeni bir dönemi açıyoruz. 

Biz, Türk siyasi tarihinin en ceberut iktidarına karşı, onun en ceberut olduğu dönemde kurulmuş bir siyasi partiyiz. 

MHP'den ne istedik biz? Birincisi, güvenlikçi, devletçi milliyetçilikten demokratik milliyetçiliğe geçilmesini istedik. İkincisi, iktidar hedefini kaybetmiş bir siyasal hareketle yol yürünmeyeceğini tespit ettik ve bu kapsamda bir yürüyüş başlattık. 

Erdoğan bir şövalye, bir alp değildir. Erdoğan, bir pusucudur. Erdoğan, rakipleriyle cesurca mücadele edemez. Erdoğan, ancak muhaliflerine pusu kurarak iktidarını devam ettirebilir.

Erdoğan'ın bitiremediği tek siyasal hareket, bu iyiler ve cesurlar hareketi oldu. 

İYİ Parti, Türkiye'nin makul merkezinde kurulmuş, kuruluş ilkeleri de fevkalade bir siyasi harekettir. Ben, İYİ Parti'nin kendisini milliyetçi, demokrat ve kalkınmacı olarak tanımlamasını doğru buluyorum. 

Seçmene 3 konuda mesaj vermeniz gerekiyor. Güvenlik, özgürlükler ve hukuk, üçüncü olarak da refah alanında mesaj vermeniz gerekiyor. İYİ Parti'nin milliyetçiliği siyaset ve seçmen ihtiyaçlarının güvenlik alanına, İYİ Parti'nin demokratlığı siyaset ve seçmen ihtiyaçlarının özgürlükler ve hukuk alanına, İYİ Parti'nin kalkınmacılığı siyaset ve seçmen ihtiyaçlarının refah alanına tekabül ediyor. 

Milliyetçilik ve demokrasi, birbirinin olmazsa olmazıdır. Güvenlik ve demokrasi de birbirinin çelişeni değil, tamamlayanıdır. 

Milliyetçilikle demokrasiyi birbiriyle içselleştirip, demokratik milliyetçiliği inşa etmemiz lazım.

Günay Kodaz'ın konuşmasından öne çıkanlar:

"Partimizde mutlaka emek, liyakat, bilgi, istişare, çalışkanlık, sözünde durma hakim olmalıdır. Bu ülkede AKP'nin yaygınlaştırdığı biat kültürüne karşı kurulmuş bir partiyiz. Eleştirdiğimize benzememeliyiz.

Maalesef partimizde birçok farklı ses susturulmuştur. Tek kadın adayı olarak kadın hareketi denilen partide sürekli yok sayıldım."

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 
 28 Nisan 2024 Pazar 09:55
İyi parti sağı temsil edemez. Şu fotoğraf bile bunun ispatı
 ismail
 27 Nisan 2024 Cumartesi 22:20
bos laflar %52 oyumuz var dıyen adamı genel baskan sectiysenız bıttınız demektir memleket partısı gibi tarihin tozlu yapraklarına gomnuldunuz gecmısler olsun
 Lombak
 27 Nisan 2024 Cumartesi 20:24
Avrasyacılarla emperyalist ABcilerin yarışı. Sonuç ne olursa olsun İP ortadan ikiye bölünecek.
 SOKAK
 27 Nisan 2024 Cumartesi 19:22
Marmara 1999 depremi dönemindeki, Koray AYDIN hikayelerine bakacak olursak gölüm DEVİŞOĞLU'n dan yana...
 Yıldız Ersen
 27 Nisan 2024 Cumartesi 17:29
1.tur oylamanın sonucuna göre yorum yaparsak; ELDE VAR SIFIR....
 
 27 Nisan 2024 Cumartesi 13:13
Akşener hâlâ kendini haklı görüyor. Yerel seçimle, genel seçimi karıştırmayın. Kılıçdaroğlu aday olmasaydı da Erdoğan yine kazanırdı. 2018'de İnce adaydı, çok kalabalık mitingler yaptı, sonucunda 10 milyon fark yedi. Erdoğan'a kaybetmiş tek kişi KK gibi lanse edilmesi çok saçma.
 İzmir'li
 27 Nisan 2024 Cumartesi 09:33
İyi parti sağı temsil edecek diye düşünmüştük ama MHP'nin kopyası olmaktan ileri gidemedi.İyi parti sağdaki boşluğu doldurabilmesi için zamanının Demokrat Partisi,Doğru Yol Partisi,Anap... gibi ve hatta onlardan çok daha iyisi olmalıdır,bunun için Bilge Yılmaz,Turhan Çömez,Ümit Özlale,Durmuş Yılmaz,Bahadır Erdem... gibilerin oluşturacağı bir parti olmalıdır,aksi durumda yok olmaya mahkumdur.
Kemeraltı'nda tehlikeli yangın!
Güncel
27 Nisan 2024 Cumartesi 22:49

Kemeraltı'nda tehlikeli yangın!

İzmir’in tarihi çarşısı Kemeraltı’nda yangın çıktı. Yangın, kısa süre içerisinde kontrol altına alınarak söndürüldü. Yangının elektrikli kablolarına yüklenen güç üzerine çıktığı tahmin edilirken, Tarihi Kemeraltı Esnaf Derneği Başkanı Semih Girgin, bu kabloların acilen değişmesi gerektiğini belirtti. Girgin, eskiyen kablolar için 'saatli bomba' tanımını yaptı.
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

EGEDESONSÖZ – İzmir’in tarihi çarşısı Kemeraltı’nda yangın çıktı. Yangın Kemeraltı Veysel Çıkmazı 2.Beyler'deki tekstil binasında olduğu öğrenildi.

-KEMERALTI'NDAKİ YANGINDAN KARELER

Yangına çok sayıda itfaiye ekibi müdahale etti. Yangın kısa süre içerisinde kontrol altına alınarak söndürüldü. 

İlk belirlemelere göre; yangının çıkış sebebi elektrikli kabloları oldu. Dükkan sahibinin aktardığına göre atölyede 5 milyon TL’nin üzerinde bir maddi kayıp yaşandı. Olay sırasında herhangi bir can kaybı yaşanmazken bir kişi yaralandı. Yaralının durumunun hayati tehlike içermediği ve bilincinin de açık olduğu belirtildi.

Tarihi Kemeraltı Esnaf Derneği Başkanı Semih Girgin, olay yerinden Egedesonsöz’e açıklamalarda bulundu. Yangının ilk başladığı anlardan itibaren olay yerine giden Girgin, “Atölyenin üst katları tamamen yandı. Yan tarafa sıçramadan itfaiye müdahalede bulunarak yangını durdurdu. Konak Belediye Başkanı Nilüfer Çınarlı Mutlu geldi olay yerine ve burada bilgi aldı. Allah korudu Kemeraltı’nı” dedi.

‘BU KABLOLAR SAATLİ BOMBA’
Yangının elektrik kablolarından çıkması şüphesi üzerine Girgin, bu kabloların değişmesi gerektiğinin altını çizerek “Kemeraltı’nda çok acil olarak mülk sahiplerinin kamunun desteği elektrik kablolarını değiştirmesi lazım. Bu uzatılacak bir konu değil. Kabloların yorgunluğu var, yeni teknoloji ile beraber gelen elektrik yüklerini ile birlikte bu kabloları çekmiyor. Bu kablolar içi saatli bomba. Geçtiğimiz günlerde bir başka yerde yangın çıktı, yarın nerede olacağı belli değil. Bu kabloların değişmesi gerekiyor” uyarılarında bulundu.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 
 28 Nisan 2024 Pazar 00:44
her eline pense alan elektrikçi olursa sonuç da bu oluyor.
Kemeraltı'ndaki yangından kareler
Güncel
27 Nisan 2024 Cumartesi 23:59

Kemeraltı'ndaki yangından kareler

Kemeraltı'ndaki yangından kareler
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

'Şatafatlı oda'yı gördü, net konuştu: Birileri açken birileri sefa sürmeyecek!
Ege
27 Nisan 2024 Cumartesi 14:40

'Şatafatlı oda'yı gördü, net konuştu: Birileri açken birileri sefa sürmeyecek!

CHP Lideri Özgür Özel, şatafatlı makam odasıyla gündeme gelen ve yerel seçimlerde CHP’ye geçen Yunusemre Belediyesi‘ni ziyaret etti.
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Ege turu kapsamında başladığı ziyaretlere memleketi Manisa’da devam ediyor. Özel, Yunusemre Belediye Başkanı Semih Balaban’ı ziyaret etti. Balaban, AK Parti’den devraldığı belediyenin borcunu 1.2 milyar lira olduğunu açıklayıp, ihtiyaç fazlası 48 kiralık aracı meydanda sergilemesiyle gündeme gelmişti.

Yunuemre’nin kendisinin de ikamet ettiği ilçe olduğunu belirten Özel, geçen seçim çok büyük bir güçlükle Manisa’nın kazanılamadığını ifade etti. Özel, CHP’nin bu seçimde liste veremediği bir ilçe hariç Manisa’da yarışa girdiği 17 ilçeden 15’ini kazandığını açıkladı.

‘BU KENTTE BİRİLERİ AÇLIK ÇEKERKEN BİRİLERİ SEFA SÜRMEYECEK’
Özel’in konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:

“Bundan sonra her kuruş sosyal belediyecilik için harcanacak, yoksullar için harcanacak, dezavantajlı guruplar için harcanacak. Ve bu kentte birileri açlık çekerken birileri sefa sürmeyecek. Birileri yoksulluk çekerken birileri dağda belediyenin yaptırmış olduğu köşklerde israf masalarında homini gırtlak yemeyecek. Yoksulluk varsa yoksulluk kalkana kadar kimse israf ve şatafatın lüksün yaşandığı belediye bulunmayacak. Başkanımız da diğer başkanlarımız da büyükşehir başkanımız da mütevazı insanlar halkçı insanlar. Onlar görevi bıraktıklarında, ‘Güya kul hakkı yemeyeceğiz diye gelip de israf edenler yandaşı zengin edenler varken bunlar geldi yoksula sahip çıktı, kimsesize sahip çıktı. Ve geldiler bizim kursağımızdan geçecek lokmayı hesap ettiler’ dedirteceğiz.

‘PARTİNİN HARCAMASI PARTİDEN YOKSULUN HARCAMASI BELEDİYEDEN’
Sosyal belediyeciliğin iyi örneklerinin Yunusemre’de de Şehzaler’de de 15 belediyede de büyükşehirde de verildiğini göreceğiz. Biz ‘Ya ben CHP’ye oy vermedim ama geldiler insan ayırmadılar, yoksula partizanlık yapmadan sahip çıktılar’ deniyorsa, hayır duasını alıyorsak biz başardık demektir. Bunları yapmadık eskiden yönetenler gibi yönettik, partimizi zenginleştirdik, etrafımızı zenginleştirdik, gençlik kollarının altına araba çektik, il başkanının arabasını belediyeden verdik ilçe başkanlarını altına araba çektik… Vallahi bizde öyle ilçe başkanı da yok il başkanı da yok. Partinin harcaması partiden yoksulun harcaması belediyeden. Biz yoksula yapılabilecek katkıyı partinin iline ilçesine yöneticilerine vermeye başlarsak erdemliler hareketi diye kurulup da bugün bu noktaya savrulan ve bir zamanlar altı yedi milletvekili çıkardığı ilde ittifak ortağıyla birlikte yüzde 30’u zor alanların durumuna savuruluruz.”

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Çeşme-Karşıyaka etabı tamam... Kazanan Andresen!
Spor
27 Nisan 2024 Cumartesi 15:21

Çeşme-Karşıyaka etabı tamam... Kazanan Andresen!

2024 Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu'nun (TUR 2024) 7. etabını, Dsm-Firmenich PostNL takımının Danimarkalı sporcusu Tobias Andresen kazandı.
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş

Turun sondan ikinci etabı, İzmir'in Çeşme ile Karşıyaka ilçeleri arasındaki 125,4 kilometrelik parkurda düzenlendi. 3. kategori bir tırmanış haricinde düzlüklerden oluşan etaba 152 sporcu katıldı.

Q36.5 takımından James Whelan ve Beykoz Belediyespor'dan Natnael Berhane, bitime 98 kilometre kala ana gruptan ayrıldı. Berhane son 8, Whelan da son 6 kilometrede yakalandı.

Bitiş düzlüğü öncesindeki derin virajda çok sayıda bisikletçi düştü.

Toplu finişe sahne olan etabı 2 saat 50 dakika 58 saniyede tamamlayan Andresen, TUR 2024'teki 3. etap zaferini yaşadı.

Andresen böylece sprint klasmanında liderliğe yükseldi.

Etapta 2'nciliği Timothy Dupont (Tarteletto-Isorex takımı), 3'üncülüğü de Manuel Penalver (Polti Kometa) elde etti.

Turkuaz mayo değişmedi
Bir diğer Dsm-Firmenich PostNL sporcusu Frank van den Broek, 25 saat 53 dakika 9 saniyelik zamanıyla genel klasman liderine verilen "turkuaz mayo"yu korudu.

Hollandalı bisikletçi, son etaba Merhawi Kudus'ün (Terengganu) 4, Paul Double'ın (Polti Kometa takımı) ise 9 saniye önünde lider başlayacak.

Bike Aid takımından Vinzent Dorn ise tırmanış ve Türkiye güzellikleri klasmanlarını ilk sırada bitirmeyi büyük ölçüde garantiledi. Alman bisikletçinin söz konusu kırmızı ve beyaz mayoları giymesi için yarınki etabı tamamlaması yeterli olacak.

Yarış sonrası düzenlenen basın toplantısında konuşan Andresen, “Bu yarışa gelirken bir etap kazanmayı hayal ediyordum fakat şurası kesin ki, 3 etap kazanmak aklımın ucundan geçmezdi’’ diye konuştu.

Andresen, konuşmasını şöyle sürdürdü;

“Amacımız bugün yine Fabio Jakobsen için bir finiş yapmaktı. Ama bakıyorum ki bu bir hayal, hatta hayalden öte bir şey oldu. Bugün neler olduğunu anlamak için videoyu seyretmem gerekiyor. İnanması çok zor Finişte grup halinde ilerliyorduk. Amacım sprinte gitmek değildi, Fabio’nun arkamda olduğunu hissediyordum. Fakat son tempoda kimse olmadığını fark ettim. Takdir edersiniz ki bu şans geldiğinde son 50 metrede kazanmak için her şeyi yaparsınız. Şu an yine fark ediyorum ki İzmir’de muhteşem bir atmosferde bu galibiyeti aldım” ifadelerini kullandı.

Tobias Andresen, TUR’da kazandığı tüm millerle Türkiye’ye tatil için de geleceğini sözlerine ekledi.

TUR 2024 yarın tamamlanıyor
Akdeniz ve Ege sahillerini geride bırakan bisikletçiler, yarın organizasyonun 8. ve son etabının yapılacağı İstanbul'a hava yoluyla geçecek.

Startı saat 11.00'de Beşiktaş Meydanı'nda verilecek TUR 2024'ün 105,4 kilometrelik en kısa etabı, Sultanahmet Meydanı'nda sona erecek.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz