MENÜ
İzmir 13°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Biz vazgeçmeyen kadınlarız
19 Temmuz 2019 Cuma 00:00

Biz vazgeçmeyen kadınlarız

Hanzade Ünuz, İzmir İş Kadınları Derneği Başkanı Huriye Serter ile “Vazgeçmeyen Kadınları” konuştu.

Kadınlar bir şeyi kafaya koyarsa ne olur?

Vazgeçmezler...

Nefeslerini tutup, konuya odaklanıp daha çok çalışırlar.

Ve o iş kaçmaz.

İzmir İş Kadınları Derneği (İZİKAD)’da da durum bu...

Enerjik Başkan Huriye Serter 78 üyesiyle birlikte kafaya koymuş...

Kadını güçlendirip, toplumda görünür kılacaklar...

Hem iş dünyasında, hem de siyasette...

Kadının hak ettiği şartlarda, hak ettiği konumda, hak ettiği yerde var olmasını sağlayacaklar.

Bu dayanışma içinde kendilerine “Kabile” diyorlar.

Kadınlar hakkında kim kötü konuşursa kara listeye alıp...

Kazana atıp kaynatarak yedikleri rivayeti dilden dile dolaşıyor...

İZİKAD’ın ana sloganı “İş’te Kadın...”

Topukluları giymiş, savaş boyalarını sürmüş, dudaklarda kahkaha yola çıkmışlar.

“Biz de varız” diyorlar.

İlk hedef...

BM’in kabul ettiği WEPs Prensipleri’ni İzmir iş dünyasına kabul ettirmek.

Huriye Serter, kadına yönelik farkındalığı artıran WEPs Prensiplerini önce çok ilginç bulan erkekleri...

“Önce dinleyip, sonra kaçıyorlar. Ama vazgeçmeyeceğiz, kadının güçlenmesini İzmir’den tetikleyeceğiz” diye anlatıyor.

Aynı zamanda Eylül ayından itibaren Huriye Serter’i...

İzmir Kadın Kuruluşları Birliği Başkanı olarak göreceğiz.

Bünyesinde 44 dernek ve yüzlerce kadın üye olan birlik içinde “Vazgeçmeyen Kadınlar” olarak seslerini duyuracaklar.

Benden şimdiden söylemesi...

Topuk seslerini duyuyorum...

Vazgeçmeyen Kadınlar sahaya iniyor.

 

İZİKAD Başkanı Huriye Serter, bol kahkahalı sohbetimizde yaşamını, çok özel anılarını, hayata bakışını ve hedeflerini samimiyetle anlattı.
-Bir kadın Başkanla birlikteyiz bugün… Başkan olmak nasıl, iyi bir şey mi?

Dernek Başkanı… (gülüyor) Başkanlığı derneğimiziy önetişim içinde bir yere taşımak olarak alıyorum. Enerjinizi katarak, diğer enerjilerle birleşip bir yere taşımak... Kim için, diğer kadınlar için. Önemli olan bir takım oluşturmak, kendi kabilenizi kurmak. O kabilenin içinde güçlü, eğitimli ve başkaları için bir şeyler yapmaya hevesli kadınların biraraya gelmesi lazım. Ne mutlu bize ki İZİKAD’da böyle bir kabilemiz var. Biz böyle bir takımla birlikte çalışıyoruz. Ve mümkün olduğu kadar da o takımı bozacak insanlardan kaçıyoruz. Bizim niyetimiz gelecek hayalimizi gerçekleştirmek.

BAZILARINI KAZANDA YİYORUZ

-Bahsettiğiniz bu kabile işi ilginçmiş. Siz nasıl bir kabilesiniz?

Kabile süper oluyor, bazılarını kazanda yiyoruz (kahkahalar). ‘Bugün kimi yiyelim’ diye kazanın etrafında yürüyoruz. Kadınlar hakkında kim kötü bir şey söylüyorsa onu yiyoruz bir kere… Kara listeye alıyoruz hemen, işi bitiyor.

-İZİKAD’ı tanımak isteriz. Ne zaman kuruldu, kaç üyesi var?

2008 yılında kuruldu, 11. yılı dolduruyoruz. 78 aktif çalışan iş kadını üyemiz, 8 de onur üyemiz var. Daha çok KOBİ girişimcileriyle birlikteyiz, sanayici üyemiz, beyaz yakalı üyemiz de var.

-Kaç yıldır İZİKAD Başkanısınız……

Ben 2009’da üye oldum İZİKAD’a, katılmak için can atıyordum. Girdikten sonra ne görev verilirse yaptım. Şu anda Başkanlıkta dördüncü yılım. Bizde (2 + 2)’dir görev süresi, sonra uzamaz. Zaten uzaması da çok yanlış. Günübirlik düşünüp Başkan olayım, etiketim olsun, bir yere üye olayım düşüncesi bizden çok uzakta. Dilerim İZİKAD hiçbir zaman bu tuzağa düşmez, genelde düşülüyor çünkü. ‘Başkanım Başkanım’ denmesinden beslenen insanlar var.Benim için Başkanlık bir süre için bir yerin liderliğini yaparak yanında duran arkadaşlarınla birlikte kurumu bir yerden başka bir yere taşımak. Satrancın taşlarını yıka yıka hedefleri başararak yanımda duran arkadaşlarımla hep birlikte bir yere gidebilmek.

-Bundan sonra da ufukta yine Başkanlık görülüyor…

Ben İZİKAD’ın Başkanıyım, görevim bu yıl sonlanıyor. İzmir Kadın Kuruluşları Birliği Başkanlığı teklif edildi, bundan sonra orada çalışacağım. Başkanlıktan ayrılsam da İZİKAD’ın neferiyim, arkadaşlarımın yanındayım.Başkanlığımda başarılı olmasam başka şeyler gelmez zaten önüme. Bir şey başka kapıyı açıyor, yeter ki isteyin, yetkinliğiniz olsun. Neden bu kadar anlamsızca koltuğu bırakmayacağım diye uğraşıyor insanlar anlamıyorum.Biz örneğin İZİKAD’a aldığımız yeni üyelerde gelecekte İZİKAD’a liderlik edebilir mi süzgecinden geçirerek alıyoruz.DEDİKODU İSTEMİYORUZ

-Üye olmak zor mu İZİKAD’a…

Önce internet üzerinden doldurulmasını istediğimiz standart bir form var.Sonra sıraya alıyoruz, her yönetim kurulu toplantısında beş kişiyi davet ederek mülakattan geçiriyoruz. Sohbet ediyoruz, eğer bizi ikna edebildilerse…

-Neye ikna olmak istiyorsunuz?

Bizim kimyamızı bozmadan, İZİKAD’a etiket için gelmediklerine ikna etmeleri lazım. Çalışmak için geldiklerine, bu düzeni bozmadan dedikodu çarkına dönüştürmeden, gerçekten iş yapmak için geldiklerine ikna olmamız lazım. Kadın problemlerine gönül vermiş olmalarına ikna olmamız lazım. Bu baraj aşılırsa biz üç üye olarak kendisinin iş yerine gidiyoruz, gözlüyoruz. Sonra bir araya gelip değerlendiriyoruz, diğer üyelerimizle tanıştırıyoruz. Biz üyelik konusunda çok titiz davranıyoruz, yoksa al parasını üye yap geç. Sırada 300 kişi bekliyor ama biz ahenkli çalışmaya, niteliğe  daha çok önem veriyoruz.

-Hangi projeleri yaptınız?

Biz fon kullanarak projeler yapalım anlayışıyla göreve geldik. Önce ofisimizi yeniledik, aslan yattığı yerden belli olur dedik. Hemen topuklu ayakkabılarımızı giydik, ofis aramaya çıktık. Tık tık tık diye ofis aradık, bu büroyu bulduk. Eğitim yapabildiğimiz seminer salonu, yönetim kurulu odası ve beyin fırtınası odası olan güzel bir ofisimiz var artık.

Sonra kolları sıvadık, gece 22.00’lere kadar İZİKAD’da  proje yazmaya başladık. Kocalar evde kadınları bekliyor, biz büroda proje yazıyoruz. İlk projemizi el yordamıyla yazdık, kadınlar için dokuma tasarımı içerikli dosyamızı Dernekler Müdürlüğü’ne verdik.Kabul edilince kendimize güvenimiz geldi, şimdi artık proje yazmayı öğrendik. Daha sonra ‘Kadın Güçlenirse, Toplum Güçlenir’ başlığında tematik konulu “e okul” projemiz için KOSGEB’ten hibe aldık.WEPs PRENSİPLERİ ARTIK İZMİR’DE

Ege Bölgesi’ndeki iş kadını derneklerinin güçlendirilmesiyle ilgili bir proje yazdık, Amerikan Büyükelçiliği’nden kabul edildi fon aldık çalıştaylarımızı yaptık. Son olarak da bir AB projesi başladık, bunu yazdırmak için destek aldık. Kadınların iş dünyasındaki statülerinin artırılması için hazırlanan projemiz AB’den kabul aldı. Güçlü bir proje ortağımız var, aynı zamanda üyesi de olduğumuz merkezi Barselona’daki Akdeniz İş Kadınları Dernekleri Federasyonu. Türkiye’den İZİKAD ile birlikte dört dernek var üyesi olan.  İzmir’de iki günlük çalıştay yapacağız. Projemizkadının güçlenmesini anlatan ”WEPs Prensipleri” (Women’s Empowerment Principles) ve bu ilkelerin şirketlerde uygulanmasıyla ilgili.

ERKEKLER DİNLEYİP KAÇIYORLAR

-WEPs prensipleri nedir?

Biz Birleşmiş Milletler (BM) Global Compact üyesiyiz, bünyelerinde bulunan WEP’s Prensipleri de 7 maddeden oluşuyor. Kadının güçlenmesi temelli bu prensiplerin kadın ve erkeğin insan haklarına sahip çıkmak, kadınlara üst düzey liderlik yapma fırsatı sağlama, sosyal güvenlik ve refahlarından sorumlu olacağım, kadınları eğiteceğim gibi maddeleri var.Şimdi biz İzmirli şirketlerin imzalaması için Eylül’den itibaren sahaya çıkarak bir kampanya başlatacağız. Biz İZİKAD olarak ESİAD ile birlikte BM tarafından Kadının Güçlendirilmesi Platformu’nun temsilcisi seçildik. Bu konudaki çalışmaları birlikte yürüteceğiz. Aslında BM tarafından kabul edilmiş bu prensipleri İzmir’e taşıma görevimiz var bundan sonra.

Ben şimdi işadamı arkadaşlarıma bunu anlatmaya başladım, “Hımm BM mi çok iyiymiş” diyorlar. Sonra maddeleri saymaya başlıyorum ve teker teker kaybolmaya başlıyorlar yanımdan… Kimse kalmıyor, bir bakıyorum kimse kalmamış (kahkahalar). Ama vazgeçmeyeceğiz, her şey anlatarak olur. Bunu ilk İzmir’den tetikleyeceğiz. İzmir’de olmazsa başka hiçbir yerde olmaz. İnci Holding imzalamış, Yaşar neden imzalamasın, Arkas neden imzalamasın? İmzalayın kardeşim, bunda bir şey yok.YÜKSELEN KADIN İSTİYORUZ

-Çalışan kadının güçlenmesi size neyi ifade ediyor?

Bakın gelin bizde kadın çalışan çok var diyorlar. Ama o iş öyle olmuyor. Biz sıradan çalışan bir kadın istemiyoruz, yükselen kadın istiyoruz. İzmir’de bile çok ciddi duvarlar var. Kadın baştan caydırılıyor, 150 kişilik kadın çalışanı varsa artı bir kadın daha almıyor. Çünkü kreş açmak zorunda kalacak. Kadının güçlenmesi dendiğinde şiddet, taciz de var ama en önemlisi ekonomik durumunun güçlü olması. Şiddete uğruyorsa o adamı çekmemesi, dönüp girmesi için. Endüstri 4.0 geliyor, sen kadını teknolojiye hazırlamazsan ne olacak? Eğitim vermelisin, şirketler ben erkeğe yatırım yapayım dememeli. Biz harekete geçildiğini görmek istiyoruz İzmir’de de, Türkiye’de de.

ŞAN BÖLÜMÜ MEZUNUYUM

-Bu enerji nereden geliyor?

Nereden biliyor musunuz, güzel bir aile olmaktan. Hayattan beklentilerini bulabilmekle ilgili, ben 40 yaşıma kadar çok çalıştım. Sonra başka şeyler de yapmam lazım, örgütlü bir hareketin içinde olmam lazım dedim. Ve STK hayatım başladı, ben biraz geç kaldım.

-Ailede de görevleriniz vardı şüphesiz, annelik başta olmak üzere…

Oooo oralara girersek sabaha kadar anlatırım. Ben müzik öğretmeniyim, şan bölümü mezunuyum. Sanatçı olmak istiyordum (gülüyor)… Ama bakarsanız adanmışlık diye bir şey var hayatta, ben kendini kadınların sorununun çözümüne adadım. Yangına gagasıyla su taşıyan serçe misali, benim de elimden gelen bu.

Durunca düşecekmişim gibi geliyor bana, hep güzel işler yapayım faydam olsun istiyorum. Ben denize gireyim, tatil yapayım tarzı biri değilim. Bakmayın bu kollarımdaki hep fondöten, sürüyorum bronz etkisi veriyor, bir de her şeyi boyuyor (kahkahalar). Gideyim güneşin altında günlerce yatayım asla yapamam, bana üç gün yeter. Fazlası beni sıkar, boğar. Havuz başında elimde fosforlu kalem kitap altı çiziyorum (gülüyor). Bir de bana acıyorlar, tatile gitmiyor mu diye…

ERKEKLER ARKADAŞLAR BANA ACIYOR

-Kadınlar mı acıyor size?

Yok yok erkek arkadaşlar…. Geçen gün biri “Sen hiçbir yere gitmiyor musun, seni hiç görmüyorum sosyal medyada” dedi. Ben koymuyorum kardeşim sosyal medyaya, gidiyorum elbette bir yerlere ama asla göstermem. Etiketleyenin gönderisini de kaldırırım hemen. Ben de insanım tatil benim de ihtiyacım ama uzun uzun, aylak aylak gezip tatil yapamam.

-Ama bunu çok kadın yapıyor…

Evet yapıyor, hele İzmirli kadınlar gerçekten yapıyor. Boğaziçi mezunu mesela, çalışmıyor. İzmir’de çok var böyle, çalışmıyor evde oturuyor. Yetkinliklerinden diğerlerini faydalandırsınlar istiyorum, ben bir şeyler yaptığım, ürettiğim sürece mutluyum. Başkalarını bilmiyorum tabii… Bugünleri hayal etmiş miydiniz derseniz, evet etmiştim. Bu tür işlerde öncü olmak hep vardı kafamda. Ama başta  bahsettiğim kabileyi asla unutmamalısın, tek başına bir yere gitmemelisin. Sana inanan birileriyle birlikte yürümelisin.

-Çocukken ne olmayı hayal ederdiniz?

Ben sanatçı olmak istiyordum, sahneye çıkayım şarkılar söyleyeyim, kostümler giyeyim. Opera sahnesinde olayım… Sahnede olmak istemiştim, sesim aileden gelen yetenekle iyiydi. Sonunda Eğitim Fakültesi Şan Bölümü’ne girdim ve mezun oldum. Ama girişimcilik ruhu içimde hep vardı, daha üniversite birde evde korsan müzik dersi vermeye başladım.

“ALLAHIM BU ÇOCUKLA EVLENEYİM”-Eşiniz CHP milletvekili Bedri Serter ile nasıl tanıştınız?

Orta sonda 15 yaşımda eşimle bir Hıdırellez günü tanıştım, “Allahım, ben bu çocukla evleneyim inşallah” dedim. Hatay’da aynı mahallenin çocuklarıydık. O da lise sonda idi, aramızda üç yaş var.  Arkadaşlıkla ilerlettik ilişkimizi, Bedri işletmeye girdi, okulu bitirir bitirmez evlendik. Benim opera sahnesinde şarkı söylemek hayalim varken, evlendim 10 ay sonra oğlum kucağımdaydı. Ne sahne kaldı, ne opera kaldı, ne de müzik hiçbir şey kalmadı. Allahtan doğru bir karar vermişim, şu anda doğru bir yerdeyim ve iyi bir ilişkiydi bizimki. Birbirimize hep saygılı olduk, eşim hep destek oldu. Eşimle birlikte Serter Mobilya’yı kurduk. Enerjimi evimdeki huzura borçluyum diyebilirim. Her zaman istediğin şey olmuyor ama ben hiç vazgeçmedim. Bence işin sırrı vazgeçmemek…

GÜZEL ŞEYLER YAPACAĞIZ

-Eylül ayında İzmir Kadın Kuruluşları Birliği Başkanlığı görevini devralacaksınız. İKKB’nin kapsamı nedir?

Türkiye’deki en büyük kadın kuruluşları birliği İKKB, bünyesinde 44 dernek var. Sadece iş kadını derneklerinden oluşan bir platform değil, cumhuriyet kadınları gibi, engelliler gibi, Türk Kadınlar Birliği gibi, hak temelli dernekler gibi çok farklı dernekleri de kapsıyor. Bundan sonra hepsiyle birlikte çalışacağım. Farklı bir mecra, benim için de keşfedilmeyi bekleyen bir platform. Güzel şeyler yapacağımıza inanıyorum, daha kapsamlı olarak çalışacağımız çok iş var.-Eşiniz şu anda milletvekili, siz de siyaseti düşünüyor musunuz?

Ben kadınların siyasette yer almasını kesinlikle istiyorum. Siyasetin kadın bakış açısına çok ihtiyacı var. Siyasete girmek isteyen arkadaşlarımı desteklerim ama benim siyaset gibi bir düşüncem yok şu an için. Bir gün siyasete yakın hissetmem için Türkiye’deki her şeyin değişmesi lazım. Sanmıyorum, ben sivil toplum örgütleriyle yolculuğa başladım orada devam etmek istiyorum. Biz şu anda çok özgürüz, üretebiliyoruz ve bunları kabul ettirme şansımız da var. Siyasette belli kıstasların ve disiplinin içine girmek benim yaratıcılığımı öldürür diye düşünüyorum. Sivil toplumda kendimi daha özgür hissediyorum.

KADINLARI ATEŞLEMEK İSTİYORUM

-Kadın belediye başkanı olmak istemez miydiniz örneğin?

Siyaset de topluma hizmet etmenin bir yolu tabii ki ama ben sivil toplumu tercih ediyorum ve alanım da belli kadınlar ve gençler. Ben siyaseti düşünmüyorum ama kadınların siyaset yapmasını destekliyorum. Ben kadın ya da erkek diye de bakmıyorum, donanımlı insanların koltuktan güç alan değil güç veren insanların bir yere gelmesinden yanayım. Böyle kadınlar olduğu sürece, böyle çok sayıdaki kadınımızı ortaya çıkarmak, cesaretlendirmek ve desteklemek istiyorum. Başka kadınları ateşlemek istiyorum. Kadınları karar verilecek masalara oturun, duvar kenarlarında kalmayın diye ikna etmem gerekiyor. Erkekleri de kadınlarda büyük potansiyel var, bizim ne farkımız var neden kadınların yükselmesini istemiyorsunuz diye ikna etmem gerekiyor. Bir fotoğraf veriyorlar, hepsi erkek içlerinde bir kadın yok. Nerede kaldı bizim çeşitliliğimiz, üstelik burası İzmir. Bir kadın yok mu o resme girecek var elbette, olmaz mı? Biz varız... Kadınlar var ve kadınlar vazgeçmeyecek.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Diğer Röportajlar
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz