MENÜ
İzmir 18°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Nüvit TOKDEMİR
YAZARLAR
14 Haziran 2018 Perşembe

"Yerli" yok, "İthal" verelim!..

Seçim nedeniyle liderlerin ve adayların meydanlarda atışmalarını görüyorsunuz...

İktidar cephesi AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere, başbakan ve bakanlarıyla gün boyu tv ekranlarında!..

Muhalefette CHP-İyi Parti-SP adayları meydanlardan yetişiyor atışmaya! HDP adayı Selahattin Demirtaş ise Edirne cezaevinden twett atarak, tutukluğunu da dillendirip, son derece önemli seçimdeki "haksız ve adaletsizliğe" de dikkat çekerek "ben de varım" diyor!..

Anlayacağınız...

AKP iktidarda olmanın getirdiği kazanım ve olanaklarla yükleniyor...

Muhalefet alanlara getirdiği devinimle, "bir dönemi bitirme" mücadelesini mutlu sonlandırmanın peşinde...

24 Haziran bu nedenledir ki...

"Hak ve özgürlükler", "Hukuk", "Adalet", "Eşitlik" ve her şeyden önemlisi laik cumhuriyetin olmazsa olmazı "demokrasi" isteyen tüm kesimler için önemli...

Ülkesini seven, demokratik değerleri savunan herkes için!..

Seçim mitinglerinde alanlarda ilginç tartışmalara tanıklık ediyoruz bu süreçte...

Özellikle de "Yerli" ve "Milli" atışması!..

İktidar tarafı yerli ve milli değerleri koruyup, kolladığı iddiasıyla; ülke ihracatını 16 yılda katlayarak artırdıkları savında!..

Muhalefet ise "yerli" ve "milli" bir şey kalmadığını savunarak; saman, mercimek, pirinç, buğday, soğan, et ve canlı hayvan ithalatı ile katlanan rakamlara dikkat çekiyor; yükselen cari açığı anlatıyor seçmene!..

Muhalefetin bu çabası haksız da değildir!..

Sonuçta rakamlar ne söylüyorsa o!..

Biz işin spor alanına bakalım isterseniz...

Karşımızda son derece karanlık bir tablo var...

Görüntü, AKP iktidarının sporda da "dışa bağımlılığı" seçtiği; "tüm sporların anası" dediğimiz atletizmden başlayarak, futbola kadar ithal sporcuların "Milli" takımlarda forma giydiğini ortaya koyuyor..

Atletizm, futbol, basketbol, yüzme, masa tenisi, eskrim milli takımlarına bakıldığında gerçekle yüz yüze geliyorsunuz...

Cumhuriyet'te Arif Kızılyalın geçtiğimiz günlerde konuyu irdelerken, özellikle atletizmde geçmişte uluslararası alanda başarı kazanmış sporculara sahipken, bugün altyapının tükenmişliğine dikkat çekiyordu...

Haksız da sayılmaz!..

 

Tabloya bakınca görünen şöyle: 

 Futbol altyapıları 2010 yılı sonrası tamamen çökerken, ‘geleceğin (A) Milli Takımı’ diye adlandırılan ekibin neredeyse yarısı Almanya, Avusturya ve Fransa’da yetişen isimlerden oluşuyor. Kaan Ayhan: (Schalke altyapı), Ömer Toprak (Ravensburg altyapı), Tarkan Serbest (Austria Wien altyapı), Hakan Çalhanoğlu (Waldhof Mannheim altyapı), Yunus Mallı (Sportfreunde Fasanenhof altyapı), Emre Mor (Danimarka Bronshoj Boldklub altyapı), Nuri Şahin (Meinerzhagen altyapı), Tolga Ciğerci (Phiesewarden altyapı),  Kenan Karaman (MTV Stuttgart altyapı), Cenk Tosun (SV Frankfurt).

Yüzmede Derya Büyükuncu'dan sonra Olimpiyatta yarışma düşüncesi olan sporcu yetiştirilemedi. Ukrayna'dan Viktoria Zeynep Güneş, Bulgaristan'dan Ekaterine Avramova 2016 Rio Olimpiyatları sonrası TC vatandaşı oldu.

Türkiye, masa tenisinde son yıllarda Melek Hu, Cem Zeng, Ali Li, Bora Vang, Şirin H. ile ayakta durabiliyor.  

Atletizmde Ramil Guliyev (Azerbacan), Polat Kemboi (Kenya), Elvan Abeylegesse (Etiyopya-Doping skandalına karıştı), 

Tarık Langat Akdağ (Kenya), Mert Girmalegesse (Etiyopya), Jak Ali Harvey (Jamaika), İlham Tabui Özzbilen (Kenya), Axel Luxa (Slovenya) Ali Kaya (Kenya), Yasmani Copello Escobar (Küba), Yasemin Can (Kenya), Karin Melis Mey (Güney Afrika), Meryem 

Erdoğan (Etiyopya-Dopingten ceza aldı), Mirela Dulgheru-Renda (Romanya) milli formayla yarışıyor.

Masa teenisinde  Çin'den Melek Hu, Cem Zeng ve Ahmet Li milli sporcularımız oldu.

Basketbolda milli takımda Özbek asıllı Ersan İlyasova, ABD'li Bobby Dixon (Ali  Muhammed) oynuyor. Basketbol takımlarımızın yüzde 80'ini de yabancı oyuncular oluşturuyor. Kadın milli takımında da Lara Sanders (ABD), Q. Hollingsworth (ABD) forma giyiyor.

Eskrimde Martino Minuto (İtalyan asıllı, sonradan Türk vatandaşı oldu), Szabolcs Böjte (Macar, sonradan Türk vatandaşı oldu) ithal sporcular arasında...

 

Böyle bir görüntüde insan ister istemez düşünüyor...

81 milyon nüfusa sahip bir ülke nasıl elit sporcu yetiştiremez?

Spor politikası oluşturup, spor kültürünü yerleştirmek bu denli zor mudur?

Bu ülkede Spor Bakanlığı ve kendisine bağlı kuruluşların işlevi nedir?

Sporcu yetiştirmek ve alt yapı oluşturmak gibi görevleri bulunan kulüpler ne iş yapar?

 

Gıda, tekstil, parfüm, oyuncak, lüks oto derken...

Dokunduğumuz, gördüğümüz her şey ithal olunca...

İktidar meydanlarda savunsa da...

"Yerli" ve "Milli" yi bulmak da zorlaşıyor haliyle!..

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz