MENÜ
İzmir 14°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
31 Mart seçimleri ve seçmen sorumluluğu
Metin ÖNEY
YAZARLAR
11 Aralık 2018 Salı

31 Mart seçimleri ve seçmen sorumluluğu

Şüphesiz bütün seçimler önemlidir…

Ancak bazı seçimler seçim olmaktan da öte bir anlam taşımaktadırlar.

Mesela:

1950 seçimleri çok partili hayata geçiş olması hasebiyle çok önemlidir.

1965 seçimleri “Milli Bakiye” sistemine rağmen tek başına iktidar çıkardığı için farklı bir seçimdir.

1977 seçimlerinde CHP siyasi hayatının en yüksek oyunu almıştır… Yüzde 43 oy almıştır ki; bir daha o orana yakalaşamamıştır bile...

1978 Senato seçimleri beş senatörlük için yapılmıştır ama iktidar değişikliğine yol açmıştır…

Ve nihayet 1989 yerel seçimleri siyasi tarihimizin önemli seçimlerindendir... Çünkü 1987’de tekrar tek başına iktidar olan ANAP, bu yerel seçimlerde Malatya dışında bütün illerde seçimleri kaybetmiş ve oy oranı %37 den %21.75’e düşmüştür…

Bu ve buna benzer bazı seçimler doğurdukları sonuçlar itibariyle diğer seçimlere oranla daha bir önem arz etmektedir…

Şimdi:

31 Mart yerel seçimleri de belirtmeye çalıştığım seçimler gibi çok önemlidir…

Çünkü:

Türkiye’de “16 Nisan Referandumu” ile Anayasa değiştirilmiş ve bu değişikliğin sonucu olarak “Demokratik Parlamenter Sistem” yerine sadece Türkiye’ye mahsus bir sistem olan ve yetkilerin hemen hemen tamamının bir kişi de toplandığı “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” uygulanır hale gelmiştir.

Ve unutulmamalıdır ki; Cumhurbaşkanı, Anayasa’ya göre tarafsız olması gerekirken bir partinin Genel Başkanıdır.

Böyle bir sistemi, başta Cumhurbaşkanı ve MHP Genel Başkanı olmak üzere taraftarları savunmaktadırlar. Elbette bu hal onların doğal haklarıdır.

Ancak:

Benim gibi düşünen milyonlar da “Parlamenter Sistem”den yanadırlar…

Bu sebeple:

Cumhurbaşkanlığı seçimine yaklaşık beş yıl vardır.

Kim öle kim kala…

Oysa:

31 Mart seçimleri ile önceden de yazdığım gibi “Parlamenter Sistem”e  gidilebilecek yol da “kapıyı aralamak” mümkündür...

Diğer bir deyişle, alınacak sonuçla “Rejimin” tekrar rayına oturtulması yolunda ufukta ışık görülebilir.

Şimdi uygulanan rejimi savunanlar dahi yerel seçim sonuçlarına göre tekrar başlarını iki elleri arasına alıp düşünmeye başlayabilirler… Çünkü alınacak sonuç Milli İrade’nin yön değiştirdiğine dair önemli bir karine olacaktır.

Bu durum karşısında işi sadece “Belediye Başkanı” seçimi olarak algılamak fevkalade yanlış olur…

Bu sebeple:

Muhalefetin uzatıp durduğu “ittifak” görüşmeleri ve adayların hala açıklanmamış olması “işin ciddiyetini” anlayamamak gibi geliyor bana.

Seçmene de önemli görevler düşmektedir.

Öncelikle mutlaka sandığa gitmek gerekir… Parti içi sebeplerle sandıktan uzak durmak seçmen açısından da konuyu anlamamak demektir… Bunun yanı sıra sandığa da sahip çıkmak, “partilerin işidir” demeyip, demokratik hakkı kullanmak temel görevdir…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 
 11 Aralık 2018 Salı 13:33
Hoca önceki seçimlerden bahsetmişsin ama 1946 seçimlerinden bahsetmemişin niye..?
  Bekir Bozkaya
 11 Aralık 2018 Salı 11:31
Bu yapılacak olan yerel seçim uygulanmaya çalışılan "ucube sistemden" kurtulmak için bir ön çalışma olabilirse önemi bir kat daha artacaktır. Umarım, seçmen farkına varır ve gereğini yapar. Bu "ucube sistemi" savunanlar hadisenin farkına varmış olmalı ki, her türlü iş birliğini olup bitenlere rağmen yapıyor .Taraftarları da kayıp edersek ile başlayan tehditler savuruyor.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz