MENÜ
İzmir 13°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
696 sayılı KHK!
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
26 Aralık 2017 Salı

696 sayılı KHK!

Dün Kudüs’ü konuşuyorduk. Hiç kuşku yok ki Erdoğan’ın siyaset hayatının en büyük adımıydı Kudüs.

BM Genel Kurulu’nda Amerika Başkanı Trump’un talihsiz, haksız, hukuksuz, bölgeye hatta dünyaya kaostan başka bir şey getirmeyecek Kudüs kararının çıkılmasında Erdoğan’ın oynadığı pozitif rolü konuşuyorduk. Kritik oylamadan saatler önce Amerika’nın yaptığı “Maddi yardımı keseriz” tehdidinin nasıl da duvara tosladığını, ABD’nin yanında İsrail ve birkaç müstemleke devletten başkasının yer alamadığını, dünya iradesinin dolarla imtihanından başarıyla geçtiğini falan…

Bu hafta gündemimiz 696 sayılı KHK!

1,5 yıldır OHAL ve KHK ile yönetilen güzel ülkemde geçtiğimiz Pazar nur topu gibi bir KHK’mız daha oldu. Kendisine 696 adını verdik. Ülkem özellikle ‘sivillere yargı muafiyeti getiren maddeye’ çok fena takmış görünüyor. Özellikle de 696’nın içindeki; "15 Temmuz darbe girişimi ve terör eylemleri ile bunların devamı niteliğindeki eylemler kapsamına sokulacak girişimlerin bastırılması kapsamında hareket edecek sivillerin cezai sorumluluğu olmayacağı" bölüme…

*
Bir dediği bir dediğini tutmayan Devlet Bahçeli hükümet sözcülerinden daha ateşli savunsa da bu konuda kafalar epey karışık.

Nasıl yani…  Yani şimdi… ile başlayan soruların ardı arkası kesilmiyor.

Adalet Bakanı, “Düzenleme sadece 15-16 Temmuz 2016’yı kapsıyor” falan dese de başta hükümetimizin hukuk duayeni Anayasa Profesörü Burhan Kuzu olmak üzere çeşitli çevreler düzenlemenin bundan sonra ortaya çıkacak darbe ve benzeri olayların bastırmak için harekete geçecek sivilleri koruduğunu açıkça söylüyorlar.

Benimse aklıma Gezi Parkı olayları sırasında Eskişehir’in arka sokaklarında tekme tokat hunharca katledilen silahsız 19 yaşındaki üniversite öğrencisi Ali İsmail Korkmaz geliyor.
Ya da Alsancak sokaklarında ‘eli sopalılar tarafından’ öldüresiye dövülen gençler…

Ve Taksim’deki palalı tabi ki…

Ya da 16 Temmuz sabahı Türk polisine teslim olan ‘emir eri Mehmetçikleri’ öldüresiye döven gözü dönmüşler…

Yani yüce hükümetimiz tarafından ‘terör eylemi’ olarak nitelendirilen her olayı bastırmak için sokağa inmesi muhtemel meşhur ‘evdeki yüzde 50’ yi korumak gibi bir amaçtan korkuluyor.
Dahası bu düzenlemenin olası bir iç savaşa davetiye çıkarmasından endişe ediliyor.

*
Aklı selim kesimler düzenlemenin daha net yazılması için sayın hükümetimize çağrı yapıyor. 

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül twit atıyor.  

CHP, İyi Parti ve duyarlı siyasetçiler uyarıyor.

Bir kısım medya ve hala konuşabilen az sayıdaki STK yöneticileri…  

Hatta AK Parti cephesinden de bu uyarılara hak verenler, destekleyenler var.

*
Bir araştırma şirketi yöneticisi olarak şu kadarını söyleyebilirim.

7 Haziran 2015’ten bu yana bu ülkede önemli bir kesimin en büyük korkusu iç savaş.

Olası bir Kürt-Türk savaşı…

Olası bir Alevi-Sunni çatışması…

Yahut Laikler-Anti Laikler savaşı…

Toplumun nabzını düzenli tuttuğunu bildiğimiz bir siyasi iktidarın bu korkudan haberdar olmaması düşünülemez. Haberdarlarsa neyin peşindeler…

-Efendim birileri darbeye hazırlanıyormuş falan…

-Geçiniz!

15 Temmuz’un üzerinden 1,5 yıl geçti.

O gece sokağa inenleri koruyacak hukuki düzenlemeyi siz daha dün yaptınız.

Tam da bu noktada iki önemli sorum var sayın yetkililere…

Böylesine mühim bir düzenleme için neden 1,5 yıl beklediniz? 15 Temmuz gecesi Türkiye’nin yarınlarını korumak için hayatını ortaya koyan, makamlarınızı hatta yaşamlarınızı borçlu olduğunuz vatandaşları hukuken koruma altına almak için niye  bu kadar geç kaldınız?
İkinci sorum… Siz bu ülkenin yiğit insanlarının olası bir darbe girişiminde sokağa inmek için kanuni bir zırha ihtiyaç duyduğunu mu sanıyorsunuz?

Öyle sanıyorsanız yazık!

Bu ülkeyi kaç yıl yönetirseniz yönetin, yüzde kaç alırsanız alın, bu milleti yeterince tanımamışsınız demektir.

*
Benim korkum da iç savaş… Her hususta bölünmeye alışan ve siyasi kutuplaşmanın zirve yaptığı, bir kıvılcımın büyük bir yangına sebep olabileceği güzel ülkemde böylesine muğlak bir metnin sebep olabileceği yıkımdan korkuyorum.

Silahlanmanın özendirildiği, ‘ne idüğü belirsiz sivil savunma’ gruplarının mantar gibi çoğaldığı, peynir ekmek gibi silah satışının yapıldığı bir ortamda böyle bir düzenleme her türlü yoruma muhtaçtır.

Her türlü sonuca da gebedir.

Sayın hükümetimizin bu hususta ortaya çıkan sağduyulu görüşleri dikkate alarak, KHK’yı yeniden yazmasını şiddetle öneririm.

Şimdi ne mi olacak?

Sayın hükümetimiz Sayın Genel Başkanları ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu hususu nasıl değerlendirdiğini merak ediyor?

Sayın AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan da sanıyorum Afrika’dan olan biteni dikkatle izliyorlar. Şu ana dek bu hususta tek kelam etmediler. Kamuoyunun hangi yönde evrileceği sanıyorum burada önemli.

Motorlu Taşıt Vergisi (MTV)’ye getirilen yüzde 40’lık artış ve 4 milyondan fazla otomobili ilgilendiren ‘cam filmi’ uygulamasında olduğu gibi…

Her an önüne konulacak anket sonuçlarına göre “Bu hususun yeniden gözden geçirilmesi gerektiğine inanıyorum” ya da “darbecileri ve de teröristleri bastırmak için sokağa inenleri tabi ki koruyacağız” türünden bir açıklama bekliyorum.

Hangisinin geleceğine halk karar verecek. Halk yeterince endişelenmişse Erdoğan ‘KHK’yı yanlış yazanları fırçalayıp ülkemizi büyük bir kaostan kurtaran akil lider olarak’ puan alacak.  
Yok yeterince endişelenmemişse; “Ülkemizi darbelerden, darbecilerden, teröristlerden korumak için halkına kanuni bir zırh sağlayan yürekli, cesur bir lider olarak puan toplayacak.

Yani her türlü kazanan Erdoğan olacak.

Kazanan belli olduğuna göre bize düşen Sayın Erdoğan’ın hangi durumda kazanacağını belirlemektir.

KHK’daki hatayı düzeltip ülkeyi büyük bir kaostan kurtararak mı kazanacak yoksa darbe teşebbüsü ve terörist grupları bastırmak için sokağa inenleri kanunen koruyan lider olarak mı?

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 KEMAL
 27 Aralık 2017 Çarşamba 12:05
ısrarla düzenleme 15-16 temmuzu kapsıyor iddiasını sürdüren adalet bakanına ve akpli arkadaşlara soruyorum. iki satır yazıya bakar. metni bu şekilde kaleme almak bu kadar mı zor. bu yasa 15-16 temmuz 2016yı kapsamaktadır yazacaksınız hepsi bu. niyetiniz başka olmasa bu kadar direnmezsiniz
 Hırs mı azim mi
 26 Aralık 2017 Salı 21:02
Azim insanları refaha götürür, gözü her şeyi görür. Hırs insanın gözünün çok az şeyi görmesini, duymamasını sağlar.Ötekileştirmeye hayır, ben yok biz varız o halde hep beraber bir araya gelip bu ülke için herşeyin en güzelini yaparız.İnsanlar bunu biliyorlar.Ege‘de yunanlıların adacıkları işgal edip yerleşime açmasının nedeni kısa süre sonra kıta sahanlığını öne sürerek gemi ve uçakların Ege‘ye çıkmasına engel olacağının insanlar farkında, yunan savunma bakanı Türkiye‘ye meydan okudu ülkeyi yönetenlerden tık yok.Kardak kayalıkları için Sayın Çiller‘in "O bayrak inecek o asker gidecek" sözünü bu millet unutmadı.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz