MENÜ
İzmir 13°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
AK Parti-MHP ittifakı!
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
27 Kasım 2017 Pazartesi

AK Parti-MHP ittifakı!

Gerek Bahçeli’nin gerekse de Erdoğan’ın son açıklamaları aylardır beklediğimiz hususu netleştirdi. Yani AK Parti-MHP ittifakı neredeyse kesinleşti. Geriye tek bir soru kaldı aslında.
Bu ittifakın yüzde 51’e yetip yetmeyeceği… Tecrübelerimiz siyasetin matematiğinde 1+1’in her zaman 2 etmediğini gösteriyor. Hatta çoğu zaman etmediğini…

Bu tür birleşmelerde Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olma riski de var.  Ve bu risk AK Parti-MHP ittifakı için de ziyadesiyle var.

Bugün farklı formüllerle ete kemiğe büründürülmeye çalışılan ittifakın tarihçesine bakacak olursak;  ilk olarak her iki partinin tabanlarının birbirine çok da uzak olmadığını söyleyebiliriz.

Biri Milliyetçi-Muhafazakar öteki muhafazakar-milliyetçi…

Aslında iki partinin milliyetçiliğin yorumunda ayrıldığını da biliyoruz. Erdoğan’ın savunusu din merkezli (ümmetçi) bir milliyetçilik iken Bahçeli Türkçülüğe dayalı bir milliyetçilikten besleniyor.

Yakın geçmişte Erdoğan’ın Türkçülük ve Milliyetçilikle ilgili MHP tabanını kızdıran  “Her türlü milliyetçiliği ayaklarımın altına aldım” hatta ‘Türk’üm demen hakkındır ama Türkçülük bölücülüktür’ şeklindeki sözleri bile Bahçeli’nin AK Parti’ye olan ilgisini azaltmadı.

Neden mi?

Her iki taraf da olası ittifaka farklı manalar yüklese de hepimiz biliyoruz ki yegâne sebep oransal mecburiyettir. Hatta mahkûmiyet derecesinde bir mecburiyettir.
İntegral Araştırma Şirketi olarak İzmir’de yaptığımız düzenli araştırmalardan biliyoruz ki MHP’de çok ciddi bir kan/taban kaybı yaşanıyor.

Ve sanıldığı gibi bu kaybın tek sebebi, Meral Akşener’in İyi Parti’si de değil.
Tabi ki Meral Akşener’in öncülüğünde kurulan ve Koray Aydın, Ümit Özdağ, Müsavat Dervişoğlu gibi etkili milliyetçi isimlerin buluştuğu İyi Parti, MHP tabanından önemli bir parçayı etkiliyor.

Ama bence MHP’yi asıl tehdit eden bu değil.
Yarım asırlık bir siyasi parti olarak MHP’yi asıl tehdit eden tabanında başka bir siyasi parti liderine karşı gelişen hayranlık derecesindeki duygusal yakınlaşmadır.
16 Nisan referandumu öncesinde ve de sonrasında yaptığımız araştırmalardan gördüğümüz en önemli sonuç, MHP tabanının önemli oranda Erdoğan’a yakınlaştığıydı. Hatta öyle ki Erdoğan’a hayranlık derecesinde sevgi ve saygı ifadesi kullanan MHP seçmeninin oranı yüzde 30’ları geçiyordu. Şimdilerde kurumsal yakınlaşmalarla birlikte bu oran artmış olabilir.
Yani seçim barajının indirilmesi ve de garip ittifak formülleriyle gündeme gelen Bahçeli’nin tarlasının çoktan sürülmüş olduğu gerçeğinden söz ediyorum. 
Bu durum MHP’yi Meral Akşener’in İyi Partisi’nden daha çok tehdit ediyor bana göre.
Çünkü Akşener ile MHP’nin yollarının yeniden kesişme ihtimali var. Yani Erdoğan’a kaptırılan seçmenin geri kazanılması çok daha zor…
*
MHP camiasının etkili kalemlerinden Cumhur Bulut’un Ege’de Sonsöz’deki son yazısını dikkatle okudum.
Evrendeki ‘boşluk prensibi’nden hareket eden Bulut, Türk seçmeninin yüzde 65’ni mukaddesatçı, milliyetçi, demokrat çizgide olduğunu ve Türkeş ve Bahçeli’nin MHP’sinin de bu yapının tam ortasına oturduğunu anlatıyor. 
Bulut’a göre siyasi arenada boşluk yok.
Bu da yeni kurulan ya da kurulacak partiler için hiç de iyi bir haber değil.
Özellikle de Akşener için…
*
Bence kalemini beğendiğim Cumhur Bulut meseleye fazla içeriden bakıyor.
Dahası bir dava adamı olarak böyle bakmayı tercih ediyor.
Biraz daha dışarıdan baksa göreceği ilk şey, Türkiye’de uzunca bir süredir hem iktidar hem de muhalefet boşluğunun ne denli büyük olduğudur. Özellikle de muhalefet boşluğunun…

15 yıldır ülkeyi yöneten siyasi iktidarın alternatifi olmak dururken ancak sigortası olabilmiş muhalefetin boşluk yaratmaması mümkün mü?
Yahut gelinen noktada süper güçlerin masasında adeta bir pinpon topuna dönen, dışarıda Katar ve Rusya dışında doğru dürüst selam vereceği bir ülke kalmayan, asırlık rotasından en az 180 derece sapan bir ülkede…
Ekonomik, sosyal, siyasal göstergelerin S.O.S verdiği, doların rekor üstüne rekor kırdığı, samanın Bulgaristan’dan ucuz etin Sırbistan’dan ithal edildiği bir ülkede…
İnsanların adalet talebi için 25 gün boyunca yürüdüğü, hukuk devleti, demokrasi, insan hakları ve basın özgürlüğü alanında her yıl küme düşen bir ülkede…
İktidar boşluğunun olmadığı iddia edilebilir mi?
Evet, bana göre bu ülkede hem iktidar hem de muhalefet sorunu vardır. Her iki alanda da kocaman boşluklar oluşmuştur.
Cumhur Bulut’la buluştuğumuz tek nokta henüz bu boşlukları kimin dolduracağının belli olmadığı hususu olabilir.
Meral Akşener’in İyi Partisi bu boşluğu doldurabilir mi?
Daha önce de söyledim. Bunu zaman gösterecek.
Müthiş bir potansiyelleri var. Ama bu potansiyelin ne kadarına sahip çıkabilecekler, o boşluğu doldurmak için doğru parti olduklarına kaç kişiyi ikna edebilecekler?
Bunları zaman gösterecek.
Öyle uzunca bir zamandan da söz etmiyorum.
Şu anda Akşener’in İyi Partisi izleniyor. Geniş bir kesim tarafından dikkatle izleniyor.
Ve kısa vadede vatandaş puanını, karnesini verecektir. Akşener’in partisi bu süreçte adı gibi iyi bir sınav verebilirse hiç kimsenin tahmin etmeyeceği bir yüzdeye ulaşabilir. Veremezse de siyaset mezarlığındaki yerini alır. Bu kadar basit ve nettir benim için mesele…  

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Lombak
 28 Kasım 2017 Salı 13:03
CHP "tohum kartellerini sonlandıracağım. Bağımsız tarım politikası izleyeceğim" desin. Üreteceğim desin. Oy vereceğim. Yok kardeş adam Batı hizmetkarı. Tutturmuş bir yolsuzluk, tutturmuş bir insan hakkı gidiyor. Bunlar milletin karnını doyurmuyor. Yoksulluk sınırı olmuş 5100 TL. Asgari ücreti diyor 2000 TL yapacağız. E üretim? aynı tas aynı hamam! Sana daha dört seçim önce sormadılar mı kaynak nerde diye? Sevgili kardeşim bu boş laflar size kaç seçim kaybettirdi. Söyle bir oturun sayın yav. Bak yineliyorum sizi Meral bile kurtaramaz.
 Tarım ve hayvancılık
 27 Kasım 2017 Pazartesi 19:44
Tunus bizden toprak ve nüfus olarak çok küçük ülke, topraklarının hatırı sayılır kısmı da çöl ama dünya zeytinyağı üretiminde bizden üst sıralarda.Hollanda okyanustan çamur çıkarıyor iskandinav ülkelerinden toprak alıyor dünyadaki hali ortada.Sanayisi gelişmiş hiç bir ülke tarım ve hayvancılığı bırakmamış.Biz dünya üzerinde 4 mevsimi yaşayan ender coğrafyada yaşıyoruz ama herşeyi ithal ediyoruz.Döviz ağacımızda yok.Bankaların kredilerine ve onun plastik kartlarına boğazımıza kadar batmışız.Bir araya gelip ülkeyi refaha ulaştırma yerine ötekileştirmeyi baş tacı yapmışız.Nereye kadar? İnsanlar artık gerçeği görüyor.Çünkü şu anda küresel ısınmayı hesap ederek birlik içinde çalışıyor, üretiyor biz sadece konuşuyoruz ahkam kesiyoruz.İnsanımızın cebinde parası evinde aşı yok.Görebilene.
 İnciraltı
 27 Kasım 2017 Pazartesi 19:10
Bakın burada arazi sahiplerinin sorunu var.Hollanda denizden balçık çıkarıyor tohumculuk yapıyor dünya pazarı elinde.Bilinen gerçeğe rağmen kimse bu arazi sahiplerine tohumculuğun gelirinin ne olduğunu anlatmak yerine körfez geçişi tutturmuşlar illa ki orayı betonlaştıracaklar.İnternette tohumun tonuna deil, kilosuna değil gramının fiyatı dudak uçuklatıyor.Bir söz bulmuşlar "istemezükçü" bir sayın milletvekili diyor bu kervan yürüyecek körfez geçişi yapılacak.Kimse körfez geçişine karşı değil ama yap-işlet-devret ile yapılacak insanlar buna karşı.Sen İzmir‘e bunun yerine neden metro yapmıyorsun? Osmangazi köprüsü için müteahhite geçiş garantisi verdin şu an devletin borcu 760 milyon dolar.Körfez geçişini yapacan pahalı olmak zorunda devlet yine garanti verecek hazine yine milyon dolarlar borçlanacak.Bu zihniyetin bir adı var herkes biliyor.Hazinede para varsa çalışana emekliye verin kış günü milletin hali perişan.Hep aynı anket şirketleri, televizyon kanalları, gazetecileri dinlersen yanılırsın.Hele birde binaların duvarları yüksek, arabaların camları çift cam olunca duyulmaz sesler.
 Gerçekler
 27 Kasım 2017 Pazartesi 18:37
2019‘un kaderini hayat pahalılığı belirliyecek.Yağmur gibi akaryakıt zamları, bırakın kırmızı et hikayelerini tavuk eti 8 ayda %20 zamlandı, çay-şeker-bakliyat-sebze- meyve milletin bu kış günü canı burnunda.Yönetenler 1 aydır cam filmi derdinde.Ekonomiyi iktidar ağzına alıyor mu hayır.Akaryakıt zamları-döviz-ithalat diye liste sıralanıyor.Bugüne kadar olduğu gibi hataları hep başkalarının üzerine atıldı ekonominin kötü halinide birilerinin üzerine atmasınlar çünkü kredileri doldu.Heryıl %5 artan mtv %25 artarken yabancı plakalı araçların ülkede kalış süresi 6 aydan niye 24 aya çıkarıldı.Bulgaristan ve Gürcistandan araç getirenler bayram etti.Fiyatı artan her ürün için gümrük duvarı indirildi ama ürün eskisinden pahalı oldu.Referanduma kadar koşulsuz Ak Partiye destek veren kimseyle dirsek teması olmamış (kandırılmamış), siyaset sayesinde zenginleşmemiş kesim artık konuşuyor, soru soruyor, eleştiriyor.Köprü ve otoyollara 760 milyon dolar borç var.Çalışana - emekliye %4 zam.
 Merkez
 27 Kasım 2017 Pazartesi 17:07
"İnsanların adalet talebi için 25 gün boyunca yürüdüğü" dediğin chp önce kendi partisinde ve sahip olduğu belediyelerde Adeleti sağlasın.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz