ATA-MA

“ Seni bir kere öpsem ikinin hatırı kalıyordu

İki kere öpeyim desem üçün boynu bükük”

demiş Cemal  Süreya…

Ne yapsın Kılıçdaroğlu?..

Birini atasa, ikincinin hatırı kalıyor, ikincisini atasa, üçüncünün boynu bükük…

Atama, demokratik bir yöntem olmadığı için;  demokrasinin olmadığı bir yöntemden de, doğru sonuç çıkmıyor…

Ölçüsü yok çünkü…

Önseçim sonuçlarının bile tartışıldığı CHP’de;  atama listesinin tartışılmaması mümkün mü?

Hele adalet terazisini, gelecek kurultayı düşünerek tartarsan hiç değil…

Bir yanda Muharrem İnce’yi cumhurbaşkanlığına aday göstereceksin veya göstermek zorunda kalacaksın… Diğer yanda genel başkanlık yarışında İnce’ye destek olan milletvekillerini tasfiye edeceksin… İstim üzerinde giden lokomotifin hızını keserek yeni bir tartışma başlatmanın bir anlamı var mı?

Daha kapsayıcı, herkesi kucaklayan bir liste yapılması mümkünken, Kılıçdaroğlu’nun kendi yakın çalışma arkadaşlarını özenle koruması pek şık olmamıştır…

Türkiye’de Adalet Yürüyüşünü tek başına başlatan  Kılıçdaroğlu; pekala daha adil davranabilirdi…

*

Açıklanan listelere baktığımızda, milletvekilliğini bir kez daha hak eden bir çok kişi listelerde yok… Kantarın topuzu kaçmış gibi…Tek tek isimlerini yazmak mümkün değil ama, bir örnek vermek gerekirse; Trabzon Milletvekili Haluk Pekşen  bunlardan birisi…

Sadece Trabzon’a değil, tüm Türkiye’ye hitap eden, tanınan,bilinen, çalışkan, bilgili, donanımlı bir kişiyi tekrar milletvekili göstermemeyi anlamak mümkün değil…

İyi Partiye, Saadet partisine, Abdüllatif Şener’e, Mehmet Bekaroğlu’na gösterilen iyi niyet; partinin öz evlatlarına da gösterilemez miydi diye sormaktan kendimi de alamıyorum…

*

İzmir listelerine gelince;

Aziz Kocaoğlu’nun izlerini görmek mümkün… Seçilecek sıralara bakınca bunu görebiliyorsunuz…

Olmazlardan Tuncay Özkan İstanbul’a postalanmış… Geçen dönemin birinci ve ikinci bölgedeki önseçim birincileri olan; hem kamuoyunda, hem de örgütte karşılığı olan Musa çam ve Mustafa Balbay listede yok…

 Kırsal kesime hitap edebilecek adaylar listenin sonlarına yerleştirilmiş…

Kocaoğlu’na ters düşse de; dikensiz gül bahçesi olmaz denilerek, Kamil Oktay Sındır, Tacettin Bayır ve Bedri Serter’ de listeye konarak bir tür denge tutturulmaya çalışılmış…

*

Bu listelere; “ Bundan iyisi Şam’da kayısı” da diyebilirsiniz, şiddetle eleştirebilirsiniz de… Yazımın başında söylediğim gibi bunun ölçüsü yok. Size göre doğru olan, bir başkasına göre çok yanlış olabiliyor…

Önemli olan bir denge tutturulabilmek…

Doğrusu o denge pek tutturulmuş olmasa da; milletvekili listesinin sıralaması aktif politika yapanların haricindeki seçmeni pek o kadar ilgilendirmiyor. Hele cumhurbaşkanlığı seçiminin öne çıktığı bir süreçte, kimin milletvekili olacağından çok, memleket ne olacak kaygısı öne çıkıyor.

Kimin milletvekili olacağına odaklanır, oyunu ona göre kullanmaya kalkarsan:

Önündeki ağaçtan, arkasındaki koskoca ormanı göremezsin…”

O orman bize Atatürk’ün emanet ettiği, laik- demokratik Türkiye Cumhuriyeti ve onun yarattığı değerlerdir…