MENÜ
İzmir 17°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Adalet, adalet...
Metin ÖNEY
YAZARLAR
4 Eylül 2020 Cuma

Adalet, adalet...

Adli yıl başladı…

Hayırlı olsun, diyelim…

Ancak…

İşe önce açılış töreniyle başlamak gerek…

Önceleri tören Barolar Birliği’nin salonunda yapılıyordu…

Sonra.

Tören Cumhurbaşkanlığı yerleşkesinde yapılmaya başlandı…

“Yerleşke, külliye veya saray” bildiğim kadarı ile ve basından ve muhalefet sözcülerinden öğrendiğime göre “mahkeme kararları ihlal edilerek inşa edildiği” ileri sürülmektedir…

Bu itibarla da açılış yerinin “Adli yıl açılışı” için uygun olmadığı düşünülebilir…

Açılışın Cumhurbaşkanı tarafından da yapılması tartışılabilir…

Çünkü:

Cumhurbaşkanı aynı zaman da bir partinin de Genel Başkanı’dır…

***

Bunlara bazı çevreler “şekil” diyor…

Önce şunu söyleyeyim…

Hukukta bir kural var:

“Usul esastan sayılır…” biline…

Kaldı ki, burada “şekil” doğrudan “devlet”tir…

Devlet olmazsa gerisini bırak gitsin…

***

Esasa gelince:

Uzun zamandır adalet adeta “sokak adaleti”ne dönüşmüştür…

“Dayak” ve “Öldürme” sokak adaletinin temel cezalandırma şekli olmuştur…

Siyasetçiye dayak…

Gazeteciye dayak…

Doktora dayak…

Hemşireye dayak…

Yazara-çizere dayak…

Kadına dayak ve öldürme…

Çocuklara cinsel taciz ve dayak…

Hemen her gün yazılı ve sözlü basında gördüğümüz ve okuduğumuz ana haberler ne yazık ki…

***

Niçin böyle oluyor?

Her şey 12 Eylül Referandumu ile başladı…

Hani meşhur, “yetmez ama evet”çilerin referandumu…

Hukuk Devleti, orada sona erdi…

Kuvvetler ayrılığı o referandum ile bitti…

Niçin?

Çünkü o referandum ile “kuvvetler ayrılığı”nın temel kuralı olan “yasama, yürütme ve yargı”nın birbirine müdahale edememesi kuralı sona erdi...

Çünkü, yargı kurumlarına siyaset de müdahil oldu…

Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı demokrasinin ve hukuk devletinin “olmazsa olmaz” şartıdır…

Bunun için temel kural yargının en üst kuruluşu olan Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun bağımsızlığıdır.

Bunun için de:

Hakimler ve Savcılar Kurulu’nda kesinlikle adalet bakanı, müsteşarı veya yardımcısı olmamalıdır…

Kurul yine kendi üyeleri tarafından yapılacak seçimlerle oluşmalıdır.

Üst mahkemeler, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay ve Sayıştay gibi mahkeme üyeleri tamamen kendi üyeleri arasından seçilmelidir… Hiç bir kurum ve kuruluş bu seçimlere müdahil olmamalıdır…

Ve,

Hakim teminatı denilen hakimlerin bağımsızlığı ve tarafsızlığı ve her türlü tayin ve atama işlemleri tamamen yukarda belirttiğim şartları taşıyan Hakim ve Savcılar Kurulu tarafından yapılmalıdır…

***

Bütün bunlara ilaveten, “Savunma”, yargının en önemli üç ayağından biridir... Yargı; muhakeme, iddia ve savunmadan oluşur…

Savunmanın en önemli örgütü de Barolar’dır…

Yapılan değişiklikle Barolar işlevsiz hale getirilmek istenmektedir…

Güçlü Baro, hem savunmanın ve hem de demokratik rejimin temel unsurlarındandır…

***

Kısaca…

Her konuya toplum tahammül edebilir…

Adaletsizliğe asla…

Bu konuda her türlü hukuksal tedbir alınmalıdır…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Bozkurtca
 4 Eylül 2020 Cuma 15:19
Malesef ne hakim nede savcı tarafsız. Herbiri bir siyasi in hayranı halbuki aynı gemideyiz
 altan koralttan
 4 Eylül 2020 Cuma 13:51
senin devri iktidarını da biliyoruz..biraz onları anlat da z kuşağı da bilgilensin..
 REİS
 4 Eylül 2020 Cuma 11:24
DÖNEMİN ADELET BAKANI MEHMET MOĞOLTAY GAZETECİLERİN SORUSU ÜZERİNE NE YANİ KADROLARA MİLLİYETCİLERİ Mİ,MHP L,İLERİ Mİ ALACAĞIM DERKEN NERDEYDİN ÖNEY
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz