MENÜ
İzmir 14°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Ah nerede, vah nerede?
Oya DEMİR
YAZARLAR
16 Aralık 2014 Salı

Ah nerede, vah nerede?

Yaşamak dünyanın en ender şeyidir, çoğu insan sadece var olabiliyor. Oscar Wilde

Bazen bir ses, bazen kocaman bir çığlıktır yaşamak. Bazen bir kahkaha, bazen hüzündür yaşamak. Kimi zaman bir yerde olmak, olduğun yerde yok olmaktır yaşamak. Dünü, bugünü, yarını aynı anda yaşamaktır. Bazen dünya dönerken, günler saat gibi akıp giderken sabitlenme isteğidir yaşamak. Kimi zaman ise olduğun anda, olduğun kişi olmamak, olamamaktır yaşamak. Kalmakla kaçmak arasında, gülmekle ağlamak arasında, varlık ile yokluk arasında, ne orada ne burada olmamaktır yaşamak.

Olanlar ile olması istenenler arasında koşmak, beklemek, aramak, bulmak, umut etmek, hayal etmek...Duygular ve düşünceler arasında günlük hayatı yakalamaya çalışmak, para kazanmaya çalışmak, hayatta kalmaya çalışmak, kendinden çok etrafı mutlu etmeye çalışmak. Kimbilir bazen de sadece kendini düşünmek, bencil olmak, vurdum duymaz olmak, unutmak ile unutmamak arasında, ne orada ne burada olamamaktır yaşamak.

Herşeyin içinde hiçbir şeyin olmamasıdır yaşamak. Herşeyin olması için koşturup durduğumuz yaşantımızda; hiçbir şeyin olmadığı ne kadar çok zaman yaşıyoruz? O toplantıdan bu toplantıya giderken, zamanımızın çoğunu alan ufak tefek şeylerle uğraşırken; bir an durup düşünmek ve sormak gerekiyor : Bu anlar hayatımıza ne getiriyor? Bugün kendiniz için ne yaptınız? İçinde bulunduğunuz herşeyden en son ne zaman uzaklaşabildiniz?

Bugünü yaşayıp, ufak dokunuşlarla andan uzaklaşmak isteyenlere..

Yönetmenliğiini Burak Cem Arlıel’in yaptığı orjinal fikri Cengiz Dağcı’ya, senaryosu ise Nil Ünsal ve Ahmet Ünsal’a ait olan KIRIMLI vizyona girdi. Murat Yıldırım-Sadık Turan, Selma Ergeç-Maria Koseckhi, Baki Davrak-Bauer, Bülent Alkış-Mustafa, Ali Barkın-Halil, Burç Kümbetlioğlu-Kılıçbay, Joshy Peters-Schultz, Gülçin Santırcıoğlu-Anette rolleri ile II. Dünya Savaşı sırasında Kırımlı Türklerin yaşadıklarını anlatan film bana göre son zamanlarda seyrettiğim en iyi dönem filmi. Teknik olarak sinema ile ilgili çok şey bilmiyorum. Ancak iyi sayılabilecek bir sinema izleyicisi olarak; kurgu, müzik ve oyuncuların başarısının gerçekten çok ama çok iyi olduğunu söyleyebilirim. Görüntü Yönetmeni Feza Çaldıran, Kurgu Deniz Kavalalı, Sanat Yönetmeni Vahit Yazıcı, Kostüm tasarımcısı Fadim Üçbaş. Ses Tasarmı Çağdaş Karagöz, Yapım Süpervizörü Avni Özgürel. Ve adını bilmediğim bütün ekip tarihin sayfalarında kaybolan, unutulan, bilinmeyen yaşanmışı bugün seyirciye yaşatıyor.

Bilmediğimiz bir varolma savaşı. Bütünün içinde kaybolan vahşet. Bir kez daha insanın insanlıktan çıkabildiğini yaşamak. Acının sonunun olmadığını hissetmek. Savaşın içinde aşk. Olduğun yerden kopmak, o yıllara gitmek ve beyazperdede o duyguları yaşamak. Sesler, müzik, görüntüler...Savaşın en kötü yanı tutunduğun dalları tek tek kırmasıdır. Çaresizlik, bir parça ekmeği paylaşmak, mücadele etmek, bir elmada yeşeren umut. Uğruna öldüğü şeyin büyüklüğüdür insanı ölümsüzleştiren. Biz o gün öldüğümüzde aslında çoktan özgürleşmiştik...ve pek çoğu aklımda kalanlar...

Yaşamak bazen bir hüzün, bazen kocaman kahkahalardır. En hüzünlü anınızda bir gülümseme yerleşir yüzünüze. Kimi zaman biri, kimi zaman bir şey neden olur bilmeden. Hüzün kırılır, dağılır. Tıpkı Atatürk Kültür Merkezi’nde Marc Comeletti’nin yazdığı Bora Severcan’ın yönettiği, Volkan Severcan, Bekir Aksoy, Yeliz Şar, Melda Gür, Pelin Akil, Seyhan Şaşko tarafından sahnelenen Abim Geldi tiyatro oyununun günden ve gündemden uzaklaşmanızı başarması gibi.   

Cihangir’de yaşayan yakışıklı Tansu, 3 hostes sevgilisi, İstanbul’a tayini çıkan öğretmen abisi ve huysuz hizmetçi ile 1970’li yıllara kahkaha dolu bitmesin dedirten bir yolculuk. Dinamik, her an sizi sahnede tutan, canlı, heyecanlı mükemmel performans ile bir kez daha tiyatronun o muhteşem sıcaklığını, yaşanabilirliğini, mutluluğunu yaşayabilir; anı, günü, gündemi kırabilirsiniz.

Yaşamak bazen kaçmak, bazen kalmaktır. Kaçmak istediğinizde ya da zaman zaman kalmanız gerektiğnde; sanat tutunacağınız bir daldır. Kimi zaman yüz yüze olduğunuz, dokunabileceğiniz tiyatro, kimi zaman renk katabileceğiniz resim, kimi zaman ellerinizde şekillenen heykel, kimi zaman 7. sanat sinema sizi yaşamdan alıp kaçırabilir, kimi zaman ise yaşama bağlayan umut olur..

Yaşamak bazen aramak, bazen bulmaktır. Arayışlar, kimi zaman uzun buluşmalar sanat ile gerçekleşir. Kırımlı filminde hüzünlenirken, insanlığın gelebileceği noktayı bir kez daha dehşetle izlerken, Abim Geldi tiyatro oyununda 70‘li yıllara gidip, Tansu’nun aşk maceralarında gülerken, canınızı hergün daha çok acıtan gündemden uzaklaşabilirsiniz.

Sevgi ve mutlulukla iki saatlik tiyatro terapisinden sonra; sanatın aslında herşeyi çözebeceğini bir kez daha görmek, bir kez daha asık asık suratların, anlamsız kavgaların, ben savaşlarının unutturduğu kahkahaları yaşamak... İster istemez kaybettiklerimiz, kaybetmeye başladıklarımız daha büyük bir bomba gibi düşüyor aklıma, gönlüme. İnsanlığın kaybettikleri, ülkemin kaybettikleri, dünyanın kaybettikleri... ve kaybedeceklerimiz...

Ah nerede vah nerede
Bir bulabilsem ah nerede
Ne olurdu yerinde duraydı (Söz : Oktay Yurdatapan - Teşekkürler Abim Geldi)
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 KARABURUN
 18 Aralık 2014 Perşembe 11:10
GÜZEL BİR YAZI OLMUŞ,YAZDIKLARINIZ HEPİMİZİN HİSSETTİKLERİ YAŞADIKLARI ,DEDİĞİNİZ GİBİ HAYATIN KOŞUŞTURMASI İÇİNDE KENDİMİZ RUHUMUZ İÇİN NE YAPIYORUZ SORUSUNU SORMAYI ÇOKTAN UNUTTUK BİZ OYA HANIM.KENDİMİZE ZAMAN AYIRMAK İÇİN NE VAKTİMİZ NE ENERJİMİZ KALIYOR...KALEMİNİZE YÜREĞİNİZE SAĞLIK
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz