Kimler mi?
Halka sahte gündem pompalayan ahkâm kesiciler…
Köşelerinden toplum mühendisliği yapanlar…
Yaparken de gelecekle ilgili kehanetlerde bulunuyorlar.
Tanımadıkları ya da kabullenmek istemedikleri toplumsal gerçeklerle bağdaşmayan yargılarda bulunuyorlar.
Bunun adı düpedüz yalancılık aslında!
Bu nedenle her seferinde derin bir hayal kırıklığına uğruyorlar.
Yine de yalan söylemeye ve kendi yalanlarına inanmaya devam ediyorlar.
Hayatın diyalektiği ise bildiği gibi akıyor.
İnsanlar, günlük hayatlarında somut koşulların dayattığı gerçeklerin peşinden gidiyor.
Halk dediğimiz sıradan insanlar, ne politika yapıcıların ne de entellerin nutuklarına göre yaşam tarzını dizayn ediyor.
Herkes eline geçen ya da geçebilecek olanlarla ilgileniyor.
Buna karşılık, toplumu kendi amaç ve özlemleri doğrultusunda tasarlamak isteyenler inatla, suni gündemler yaratarak, halkı, manevi değerler üzerinden manipüle etmeye çalışıyorlar.
Üç gündür, bayrak meselesini, ülkenin en acil sorunuymuş gibi ajite edenler ve kazan kaldıranlar da bu yüzden, Musul’da Türk toprağı sayılan konsolosluğumuzun fiili işgali karşısında, şaşkınlığa uğradılar.
Oysa gerçek gündemi takip edenler, günlerdir, hem hükümetin hem de kamuoyunun dikkatini bu konudaki tehlikeye çekmeye çalışıyordu.
Ama goygoycular yüzünden, bu uyarılar gümbürtüye gitti…
Sanki burnumuzun dibinde 2011’den beri Suriye’de yaşananlar hiç yaşanmamış gibi… Son 30 yıldır binlerce fidanımız, hiç yere kıyıma uğramamış gibi… Kürtlerle Türkler arasında bir iç savaş tehlikesi yokmuş gibi… Eğitim, adalet, ekonomi vs. alanlarındaki sorunlarımızı halletmişiz gibi…
Sözüm, bu gibi halindeki sahte gündemlerle kamuoyunun dikkatini dağıtmaktan bıkmayanlara; bari manevi değerler üzerinden halkı birbirine karşı kışkırtmaktan vazgeçin.
Sonumuz Suriye, Libya, Irak, eski Yugoslavya gibi olacak.
Hala göremiyorsanız pes!
Sayfa başına git