MENÜ
İzmir 13°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Akıllar karışık
Tayfun MARO
YAZARLAR
14 Eylül 2020 Pazartesi

Akıllar karışık

Kendilerini aydın, ilerici, demokrat, solcu, Atatürkçü ve benzeri sıfatlarla tanımlayanları yeni Dünya düzenine geçiş sürecinde bekleyen tehlike, yeni zamanların gericiliğidir.

Batı çıkışlı bir şablona göre dizayn edilen ve alaturkalaştırılmış batı düşüncesi üstünde yükselen Türkiye Cumhuriyeti, paradoksal yapısıyla dikkat çeken bir model olarak uluslararası kapitalist sisteme eklemlenmiş ve Batı Bloku içinde yerini almıştır. Kurtuluş Savaşı yıllarındaki antiemperyalist tutum bu tercihe engel teşkil etmemiştir.

Cumhuriyet devrimiyle gelen sistemde mülkiyet ve üretim ilişkileri kapitalizme göre örgütlenmiş olup İzmir İktisat Kongresi, bu tercihin teyididir.

Cumhuriyet devrimi, zihniyet olarak bir burjuva devrimidir. Ne ki bu zihniyeti taşıyacak burjuvazinin ortaya çıkması çok zaman almıştır. O boşluk da askeri vesayetle doldurulmuştur.

Durum böyle olmakla birlikte, emperyal güçlere karşı savaşan Mustafa Kemal ile Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna ve uluslararası kapitalist sistemde yerini almasına öncülük eden Atatürk’ü kendi bütünlüğü içinde kavramak, sığ siyasetten beslenenlere ters geliyor.

Bu model, makro düzeyde, 97 yıldır çalışıyor. Öyle ki ülkede 70 yıldır üretici güçleri muhafazakârlar geliştiriyor.

İkibinli yıllara gelinceye kadar, muhafazakârların yönettiği Türkiye’de yoksulların tenceresi iyi kötü kaynıyordu, iş dünyası da kendini güvende hissediyordu.

Sosyalistlerin, komünistlerin söylediklerini bu halk ya anlamadı ya ikna edici bulmadı. Dolayısıyla komünistler hiçbir zaman sistemi yıkıp yeniden inşa edecek güce ulaşamadı.

Ana muhalefet partisi ise tam olarak sistemden beslendiği halde “değilmiş gibi” yaptığından, siyaset uzlaşma kültürüne yabancı kaldı. Muhalefetin sol ayağı hep aksadı.

(Sadece Bülent Ecevit, iktidar olmaya çok yaklaştı fakat sonunu getiremedi.)

Sosyal demokrasinin tarihsel olarak sağ ve sol oluşumlarını tanımak yerine “alaturka sosyal demokrasi” ile günü kurtaran siyasetçi, ülkeyi etkili muhalefetten yoksun bıraktı. Sosyal demokrat hareketin sağ ve sol kanat (hizip değil) oluşumları gerçekleşemedi.

Ve “sosyal demokrasiyi mümkün kılan ekonomideki fazla” meselesinin nasıl aşılacağı hiç konuşulmadı. Bu meseleler ortada dururken gerisini konuşmak anlamsızdı.

Günümüzde, sosyal demokrat düşünceye elan ihtiyaç var; ancak değişim dinamiklerini doğru okuyan akla da ihtiyaç var. İlerici, demokrat, Atatürkçü, solcu gibi yaftalarla satıhta siyaset yapanların çoğu ne yazık ki böyle bir akla hayli yabancı.

Bir devrin kapanmakta olduğu zaman aralığında, yeniden toplumsal mutabakatın, yeni bir uygarlığın, yeni Dünya düzeninin konuşulduğu koşullarda, değişimi doğru kavramış sosyal demokratlara hiç olmadığı kadar ihtiyaç var.

Gelin görün ki görünürlerde kimseler yok.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 ÇAMLICA'NIN ÜÇ GÜLÜ
 16 Eylül 2020 Çarşamba 03:22
"İzmir'in dağlarında MUSTAFA KEMAL'ler açar" 9 Eylül 1922 Cumartesi sabahından bu yana her gün...
 Lombak
 15 Eylül 2020 Salı 10:44
Bir de Karaburunlu sosyalistler vardı Altancım. Bir Börklüceyi iktidar yapamadılar yahu!
 Karaoğlan
 14 Eylül 2020 Pazartesi 13:28
Tayfun beyin yazılarını çok beğeniyor ve ufuk açıcı olarak görüyorum. Kişiler ve olaylar üzerinden çatışmacı bir dili sevmiyorum.
 Dolarla mı maaş alıyorsunuz?
 14 Eylül 2020 Pazartesi 12:57
Neyse ki dolarla işimizin olmadığını söyleyenler ülkeyi yönetiyor da değişim sancısız geçecek.
 altan koralttan
 14 Eylül 2020 Pazartesi 12:15
sosyal demokratlar didim'de iktidar hazırlıklarına başlamış tayfun'cum..gözün aydın...
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz