Siyasi çizgisi belirsiz, bir o partiye, bir bu partiye geçen siyasetçilere bakışım oldum olası negatiftir.
Kim ne derse desin, bu değişimi ne kadar savunurlarsa savunsunlar...
Olumlu bir bakış açısıyla o transferleri değerlendirmem mümkün değil.
Zamanında adının önüne "Fırıldak" eklenmiş insanlar gördük.
Falanca partide çok önemli görevlerde bulunduğu halde...
Ne olduysa (!) taban tabana zıt siyasi görüşün hakim olduğu partiye geçenleri de gördük.
O isimleri hatırlatmama gerek yok. Herkes çok iyi tanıyor.
Yaşadıkça, daha neler göreceğiz, kim bilir!
***
Hafta başındaki İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi'nde, üç Meclis üyesi, yeni partilerini yazılı olarak başkanlığa bildirdi.
Kimdi onlar?
Millet İttifakı'nın oylarıyla CHP'den Meclis üyesi seçilen ve İYİ Parti'ye geçen Aliağalı Sedat Sarı...
AK Partili bir Meclis üyesiyken istifa edip bağımsız olan, sonra da MHP saflarına katılan Aliağalı Eda Kılıç...
Millet İttifakı'nın oylarıyla İYİ Parti kartvizitiyle Meclis üyesi seçilen ve MHP'ye geçen Tireli Nafiz Kükler...
Sedat Sarı'nın, ittifakın bir parçası olan İYİ Parti'ye geçmesi normal karşılanabilir.
Çünkü anlaşmaları öyle...
CHP çatısı altında seçime girecek, ittifak gereği sonrasında kendi partisine geçiş yapacak!
Fakat Nafiz Kükler'in, ittifak mittifak tanımaksızın İYİ Parti'den MHP'ye geçmesi acaba ne kadar doğru?.
Eda Kılıç'ın da diğer ittifakın parçası olan MHP'ye geçişinde ne var ki, diyebilirsiniz.
Aliağa'nın keskin "Kılıç"ı Eda Kılıç, aslında sıkı bir AK Partili...
Tansu Kaya döneminde belediyede çalışmaya başlamış.
AK Parti için çok emek vermiş birisi...
***
Acaba, ilçe başkanları, bu transferleri nasıl değerlendiriyor?
Bu merakımı gidermek için başkanları aradım, tek tek...
CHP Aliağa İlçe Başkanı Özlem Şan Oğuzhan, "İttifak yaptık. Sedat Sarı, zaten İYİ Partili. Onunla birlikte tüm İYİ Partili arkadaşlar, partilerine döndü. Bu durumda anormallik yok" dedi.
İYİ Parti Tire İlçe Başkanı Yüksel Şenyurt, siyasi nezaketi nedeniyle Nafiz Kükler için "Bundan sonraki siyasi yaşamında başarılar diliyorum" dedi demesine de...
Yine de bu transferin, Nafiz Kükler'e oy veren seçmenin iradesine saygısızlık olduğunu söylemeden geçemedi.
"Arkadaşın kendi tercihidir. Fakat seçmene, onun kararına saygı duymak lazım. Millet ittifakının oylarıyla seçildiğini unutmamasını beklerdik kendisinden..." sözleriyle de yapılan hareketin yanlış olduğuna vurgu yaptı.
Nitekim İYİ Parti İzmir İl Başkanı Hüsmen Kırkpınar da Nafiz Kükler'in MHP'ye geçişine çok şaşırmış, bir tepki göstermişti:
"Bu arkadaşımızın İYİ Parti ile ilgili bir sıkıntısı olduğunu düşünmüyorum. Partimizden ayrılıp MHP'ye geçtiğini duyunca çok şaşırdım. İttifak yaptığımız CHP'den Tire Meclis üyesi adayı bir arkadaşımız (Yücel Özen), seçime 10 gün kala vefat etti. Kükler de yedekten listeye girdi ve seçildi. Söylenecek bir şey yok. Bu transferin altından ne çıkacak, ben de merak ediyorum. İşi zamana bırakıyorum."
Bu noktada şu cümleyi kurmakta bir yanlışlık olmaz herhalde:
"Madem MHP'ye geçecektin, madem o kadar güçlüydün, MHP'den seçime girseydin Nafiz kardeş."
AK Parti Aliağa İlçe Başkanı Hamdi Erdem, "Eda Kılıç hanımefendinin AK Parti'den seçilip, sonra bağımsız üye olmasını, son olarak MHP'ye geçişini nasıl değerlendiriyorsunuz?" şeklindeki sorumuza verdiği yanıtı yadırgadım.
Hamdi Bey dedi ki:
"Ben sizi tanımıyorum Muhittin Bey. (İki yıldır Egedesonsöz'de yazıyorum) Tanımadığım birisinin bana böyle bir soru sormasını doğru bulmuyorum. Hem MHP ile partim, ittifak yaptı. Eda hanımın MHP'ye gitmesinde ne sorun olabilir ki..."
Demek ki Hamdi Bey'in, tanımadığı gazetecilere bilgi vermek gibi bir adeti yok!
Eda Hanım'ın AK Parti Aliağa'da yönetim kurulunda görev aldığını...
Hatta İl Başkanlığı Yönetim Kurulu üyeliğinde bulunduğunu...
2019 yerel seçimlerinde, ittifakta MHP kanadından değil, AK Parti adına Meclis üyesi olarak listeye girdiğini de bilmiyor sanırım!
9 Temmuz 2019'da, seçimlerden 100 gün sonrasında yaşanan istifalardan da bilgili yok anlaşılan!
Öyle ki...
31 Mart seçimlerinde Cumhur İttifakı'ndan Belediye Meclisi üyesi seçilen AK Partili Serhat Aras, Ferhat Lek, Halil İbrahim Özer ve Eda Kılıç, 9 Temmuz'da, AK Parti'den istifa ettiklerini, bundan sonra bağımsız olarak Meclis'te görev yapacaklarını açıkladılar.
Eda Hanım'ın da imza verdiği açıklamada aynen şu ifadeler yer alıyordu:
"Bizler, Adalet ve Kalkınma Partisi kurulduğundan bugüne, partimizin çeşitli kademelerinde hizmet vermekteyiz.
31 Mart yerel seçimlerinde, Cumhur İttifakı ve MHP listelerinden Belediye Meclis üyesi olarak seçildik.
4 Temmuz 2019 tarihinde İzmir İl Başkanı Kerem Ali Sürekli tarafından toplantıya çağrıldık. Sayın İl Başkanı, bizlerin konuşmasına bile müsaade etmeden, nezaketten uzak ve küçümser bir tavırla bizleri azarlayarak, MHP Aliağa Belediye Meclisi üyeliğinden istifa etmemizi istemiştir. İstifa etmeyen meclis üyeleri hakkında gerekli disiplin işlemlerinin yapılacağını dile getirmiştir.
Sayın İl Başkanımız Kerem Ali Sürekli'nin bizlere karşı sinirli, baskıcı, zorlayıcı ve ayrıştırıcı tavrını hak etmediğimizi düşünüyoruz. Bu sebeple AK Parti üyeliğinden, Aliağa Belediye Başkan Yardımcılığından ve MHP Aliağa Belediye Meclis üyeliğinden istifa edip Bağımsız Belediye Meclis üyeleri olarak yolumuza devam etme kararı aldık."
Tüm bu yaşananlara karşın Hamdi başkan, AK Parti'yi bir kalemde silip, Bağımsız Meclis üyesi kimliği olsa da eski partilisinin, AK Parti'nin ortağı MHP'ye geçmesini son derece doğal karşılıyor.
Siyasi ikbal hesaplarını, partiye aidiyetin önüne almış bir isme hala sahip çıkması, sizce de tuhaf değil mi?
Derler ya, balık baştan kokar diye...
İlçe başkanı, yaşanan bu transferden hiç rahatsız olmuyorsa...
Partisinin oylarıyla seçilen birinin, ortak da olsa MHP'ye geçişini neredeyse alkışlayacak durumdaysa...
Sözün, siyasi ahlakın bittiği yerdeyiz demektir.
Sanırım İl Başkanı Kerem Ali Sürekli'nin de bu konuda söyleyeceği bir söz vardır.
Sayfa başına git