MENÜ
İzmir 14°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Anaokullarındaki Kameralar
Dr. Berna BRIDGE
YAZARLAR
26 Eylül 2018 Çarşamba

Anaokullarındaki Kameralar

Bir zamanlar anaokullarında kameralar vardı. Bir iki yıl önce Bakanlık özel hayat ihlal ediliyor diye kameraları yasakladı. Okul müdürleri ve öğretmenleri kameralarla kontrol edilmek işlerine gelmediği için hızla kameraları söktüler. Peki, anaokulları özel alanlar mıdır, ortak kullanılan kamu alanları mıdır?

Kameralar varken veliler internetten bağlanıp çocuklarını hangi derste hangi etkinliği yaptığını izleyerek çocuklarının gelişimi hakkında bilgi sahibi oluyorlardı. Sınıfta kameranın bulunması öğretmen için bir oto kontrol sağlıyor, düzenli yoklama alması çocukları gözetimsiz bırakmaması, hakkıyla çocukları geliştirici çalışmalar yapması için güdüleyici, yani motivasyon arttırıcı bir fonksiyonu oluyordu. Müdür oturduğu masasından ofisinde çalışmaları kameralar aracılığıyla denetleyebiliyordu. Yani her açıdan herkes için iyi bir etkisi oluyordu kameraların.

Geçen yıl bir anaokulunda serviste unutulan bir minik yavrumuz yaşamını kaybetti. Işıklar içinde yatsın. Ancak sınıfında kamera sistemi olsa acaba yaşamını kaybeder miydi, yoksa bugün hayatta mı olurdu? Bu açıdan bakıldığında bu yönetmelik maddesine karar veren devlet görevlisinin sorumluluğu tartışılmalı mıydı?

Çünkü, o yavrumuzun sınıfında kamera olsa annesi çocuğunu denetlemek için internet üzerinden çocuğunun sınıfına ulaştığında çocuğunun sınıfta olmadığını görebilecekti. Gördüğünde okul yetkililerini telefonla uyarabilecekti. Sınıfta kamera olduğu için sınıf öğretmeni sabah ilk iş yönetmelik doğrultusunda yoklamayı alacaktı ve çocuğun yokluğunu fark edecekti. Öğretmenlerin iddia ettiği gibi okul kurucu ve müdürü eğer eksik personel çalıştırıyorsa kameralardan veliler bunu fark edeceği için eksik personel çalıştıramayacaktı. Tüm bu basamaklar belki de o yavrumuzun şimdi hayatta olmasını, bütün bu acıların yaşanmamasını ve ilgili görevlilerin hapishanede cezalarını çekerek perişan olmamalarını sağlayacaktı.

Görüldüğü gibi kameralar hiçbir zararı olmayan, tersine çok faydalı araçlardır. Anaokulu çocuklarının korunmaya muhtaç bir yaşta olduğu göz önüne alındığında onları korumak için herkesin görevini büyük bir hassasiyet içinde yerine getirmesine de yardımcı oluyordu bu araçlar.

Haliyle, insan yapısı denetimsiz ve gözetimsiz kaldığında iç disiplinini ve vicdanını her zaman devreye sokamamakta. İki genç öğretmenin sınıflarını bir an gözetimsiz bırakıp birbirlerine dertlerini anlattıklarında gözetimsiz kalan bir çocuk diğerine vurabilir, ısırabilir hatta kalıcı bir hasar bile bırakabilir. Veya yorgun yarı hasta bir öğretmenin dikkati dağılıp koruma yaşındaki bu öğrencilerini yeterince hassasiyetle koruyamayabilir.

Ancak sınıfta bir kamera varsa ve çocuğun bir yakını devre devre internet aracılığıyla çocuğunu kontrol etme olanağına sahipse bu izleme sınıftaki öğretmene de destek olur. Vicdan ve iç disiplini yeterince gelişmemiş öğretmenlere de kameralar vicdan ve iç disiplin geliştirme yönünde destek olur. İlk başlarda kameraların zoruyla görevini hassasiyetle ifa eden bir öğretmen bir süre sonra bu alışkanlığı ve etiği kazanır ve kameralar olmadığında dahi görevini vicdan ve iç disiplinle yapar.

Sonuç olarak, Bakanlığın kameraların kullanımını tekrar izi vermesi için yönetmelikte gerekli düzenlemeleri yapması gelecekte oluşacak birçok kaza ve felaketin de önüne geçecektir.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Sarı Çizmeli Memed'A.
 26 Eylül 2018 Çarşamba 09:40
"Yarası olan gocunur..."
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz