MENÜ
İzmir 14°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Arınç yine haklı…
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
6 Mart 2015 Cuma

Arınç yine haklı…

Biz siyasetin yerel fotoğrafına anlamlar yüklemeye çalışırken yukarıda acayip gelişmeler yaşanıyor.
Hakan Fidan’ın istifası… (Erdoğan’a rağmen)
Üstüne Ankara’daki temayül sandığından birinci çıkması…
Abdullah Gül’ün siyasete dönüş sinyali vermesi...
Arınç’ın Erdoğan’a çok net/sert MB ayarı… Dolar uyarısı…
AK Parti iktidarını ayakta tutan ‘ekonomik istikrarın’ sağlayıcısı kabul edilen Ali Babacan’ın istifa ettiği söylentileri… Doların rekorları alt üst etmesi… İki ayda yüzde 12 değer kazanması…
Dahası ekonomik ve de siyasi istikrarın S.O.S vermesi…
Tüm bunlar AK Parti cephesinde doğru okunması gereken alt siyaset metinleri…
*
Uzmanlara göre bir ekonomik krizin eşiğindeyiz. Bana göre siyasal kriz de kapıda…
Hem iktidar partisinde hem de muhalefet cephesinde taşlar yerinden oynuyor.
Ve 7 Haziran pek çok gelişme için milat…
Bekleyip, izleyip, göreceğiz. 
Şu kadarını söyleyebilirim. Bu krizler bu kez teğet geçmeyecek gibi görünüyor.
Umarım ülkece bu gelişmelerden en az şekilde etkileniriz.
*
Bir süre önce ‘Toplumun yarısı, yüzde 50’si bizden nefret ettiği sürece, diğer yarısının oyunu almaya devam etsek bile Türkiye yönetilebilir bir ülke olmaktan çıkar’ diyerek Erdoğan’a ‘normalleşme’ uyarısı yapan Arınç bu kez Merkez Bankası üzerinden liderini uyardı.
Arınç’a yüzde yüz katılıyorum.
Cumhurbaşkanı ve adamlarının Merkez Bankası’nı tehdit etmesi doğru değildir. Hele hele
Cumhurbaşkanı’nın başbakana Anayasa kitapçığı fırlatmasıyla büyük bir krizin göbeğine düşen bir ülkede hiç değildir.
Ve de tıpkı Arınç’ın dediği gibi Cumhurbaşkanı tavsiyenin ötesine geçmemeli artık. 
Geçerse ne olur?
TL iki ayda yüzde 12 değer kaybeder.
Dolar rekorlar kırar… Dolarla borcu olan yanar… TL ile alacağı olan biter.
Olan garip-gurabaya olur.
Tüm bu kavgayı Erdoğan değil de Kılıçdaroğlu yapsaydı.
Yahut Bahçeli’nin sözleri nedeniyle dolar yükselmiş, TL değer kaybetmiş olsaydı.
Bugün vatan haini olarak suçlayıp çoktan kalemleri kırılmış olmaz mıydı birileri?
Erdoğan çok iyi biliyor ki ‘bu milletin’ ona açtığı çok büyük bir kredi var.
Ve o son süreçte sınırlarını hayli zorluyor.
Gezi Parkı sürecinde ‘faiz lobisi’ diye uyduruk bir yafta ile meydanlara çıkanlara sormak lazım şimdi.
Birileri çıkıp sizin için ‘bunlar dolar lobisi’ dese yeri değil mi?
Yahut bilerek ya da bilmeyerek dolar lobisine hizmet ediyorsunuz dese…
Bir hafta öncesinde yayınlanan bir habere göre bu Erdoğan-MB kavgasının başladığı iki ayda Türkiye’deki bankaların döviz rezervlerine göre dolara yatıranlar 80 katrilyon (milyar TL) kazanmış…
Bu rakam bankalardaki hesaplardan…
Ya yastık altındaki dolarlar? Ya uluslararası fonlar? Düşünmek bile işkillendiriyor insanı!
80 milyar lirayı cebe indirenler kim? Ya da bu süreçte parayı dolara yatıranlar kimler?
**
Peki, ‘faiz’ kavgasının altında gerçekte ne yatıyor?
Bence bu işin merkezinde ‘dolar lobisi’ yok.
Belki ‘dolar lobisi’ kazandı bu süreçte… Ama Erdoğan’ın amacı dolar lobisinin cebini doldurmak değildi. Ya ne o zaman?
Bence bu işin merkezinde 7 Haziran seçim sandığı var.
Ve muhafazakâr seç menin gönlünde, 17-25 Aralık sürecinde kırılan fayları tamir etmeye çalışıyor Erdoğan. Çünkü kim ne derse desin yolsuzluk algısı tabanda güçleniyor. Ve bu algıyı tabanda güçlendiren faktörlerin başında da 4 bakanın aklandığı TBMM tiyatroları geliyor. TESEV’in yaptığı son araştırma ortada… Yolsuzluk algısı yüzde 82’ye ulaşmış durumda. Ve yolsuzluğu kabul edilebilir bulanların oranı sadece yüzde 32… Bu bile büyük bir oran… Lakin yolsuzluk iddiaları iktidar partisi ile merkez sağ, bilhassa ANAP iktidarlarının son yılları arasında bir bağ kurulmasına yol açıyor.
Ve Erdoğan, faizle mücadele görüntüsüyle, rüşvet/yolsuzluk iddialarını zihinlerde aklıyor.
Sahada seçmenine kendisini/iktidarını savunacak bir argüman veriyor aslında.
Ağzını yolsuzluk ve rüşvet iddialarıyla açacak herkese, “Ne rüşveti, ne yolsuzluğu, ne sıfırlaması… Liderimiz faizle, faiz lobisiyle mücadele ediyor’ dedirtecek bir argüman sunuyor.
Zihinlere sıçrayan lekeleri temizliyor bir yerde…
Umarım bunu yaparken, toplumun sınırsız kredisinin sınırlarını iyice zorlayıp ülkeyi topyekûn bir ekonomik krizin kucağına attığının farkına varır.
Çünkü bugün istediğimiz son şey gereksiz bir kavgadan çıkacak büyük bir ekonomik felakettir.
Kimileri için ‘AK Parti’den kurtulmanın yolu’ olarak ekonomik kriz sevimli görünebilir.
 Lakin AK Parti’den kurtulmanın tek bir yolu vardır ve de demokratik ülkelerde de o tek yol olmalıdır.
O da daha iyiyi vaat edip ülkeyi ikna edecek, toplumu peşine takacak bir muhalefet…
Eğer iktidara iyi bir alternatifiniz yoksa gelen her zaman gideni aratacaktır.
O nedenle çare demokrasidir.
Çare alternatifli demokrasidir.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 
 9 Mart 2015 Pazartesi 11:53
Bütün dünya paralarını etkileme gücüne sahip cumhurbaşkanımız olduğu için ne şanslıyız.
 
 9 Mart 2015 Pazartesi 08:15
Cumhurbaşkanı konuştukça sadece TL değil tüm para birimleri değer yitiriyor dolar karşısında.
 seçim
 6 Mart 2015 Cuma 18:04
bu seçim sonrası birilerine "Haydi Abbas vakit tamam" denecek.... Şimdiden güle güle...
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz