MENÜ
İzmir 19°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Aslında bizden biri!
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
10 Eylül 2019 Salı

Aslında bizden biri!

Pazar akşamı nefes nefese izledik…

Bizim “Filenin Sultanları”nı…

Kadın Voleybol Takımımız…

Avrupa Voleybol Şampiyonluğu’nu “kıl payı” kaçırdı…

Kahrolduk…

Tak, akşam saatlerinde bir şarkıcı Demet Akalın’dan bir tweet:

“Abi koçumuz niye Türk değil? Kaybetmezdik… Yine de teşekkürler kızlar…”

Abooov!

Şarkıcının beğenmediği, burun kıvırdığı koçumuz kim?

Milli Takımımız’ın İtalyan baş antrenörü Giovanni Guidetti

Allahı var, adam cevap vermemiş…

Yoksa, bizim şarkıcı…

Öğrenecek “Hanya’nın Konya” ne olduğunu!

***

Aslında…

“Abi koçumuz niye Türk değil? Kaybetmezdik!”

Gafının “enteresanlığı” yabancı bir ismin…

Milliyetçi duyguların “yanlış” törpülenmesinden kaynaklanıyor…

İtalyan Giovanni Guidetti Efendi’nin kim olduğunu…

Yurtdışında…

Ve özellikle bu ülkede ne denli hayırlı işler yaptığını…

Bilmediğimiz için…

Şarkıcının attığı tweet’in…

“Haydaaa / hubbba…” coşkusuyla…

Nasıl “vur beline kazmayı” haline dönüştüğünün…

Acıklı halidir…

Ben anlatayım kısaca…

***

Çoğumuzun adını bile doğru dürüst telaffuz edemediği…

Giovanni Guidetti, doğrudur; İtalyan vatandaşıdır…

Şu sıralarda 50 yaşına yaklaştı…

Avrupa’nın sanat yapılarıyla ünlü Modena kentinde doğmuş…

Gerçek bir voleybol hastası, babası da öyle…

Kariyer olarak…

Doğaldır voleybolu seçmiş…

Bi’süre oynamış…

Sonra antrenör olmaya karar vermiş…

Üç yıl Spezzano’yu çalıştırmış, birinci lige çıkarmış…

İtalya’da “yılın antrenörü” seçilmiş…

Dünya seyreder mi böyle voleybol profesörünü?

Seyretmez, ne yapar?

“Gel bizi çalıştır” der…

Şarkıcı Demet Akalın’a inat!

Koç Guidetti…

Amerika B bayan voleybol milli takımını…

Bulgaristan’ın milli kızlarını…

Almanya’nın filedeki güzellerini…

Son olarak da…

Hollanda’nın bayan milli voleybol takımlarını çalıştırdı…

Bu kızlarla…

Dünya Grand Prix’te üçüncülük…

Avrupa Şampiyonası’nda ikincilik…

Avrupa Ligi’nde ise bi’kez birincilik, bi’kez de ikincilik elde etti…

Teklif almış Vakıfbank’tan…

11 yıl önce Türkiye’ye gelmiş…

Geliş o geliş…

Ancaaak…

Ne inancını yitirmiş ne de profesyonelliğini…

İstanbul’a aşık olmuş…

Yalnız İstanbul’a mı?

Vakıfbank’daki oyuncusu, milli voleybolcu…

Güzeller güzeli Bahar Toksoy’a da aşık olmuş…

Dönemin kulüp başkanı İlker Aycı’dan rica etmiş…

Birlikte kız istemeye gitmişler…

Bitmedi; sonrası daha heyecanlı…

Türk usulü bir törenin ardından dünya evine girmiş…

Film gibi vallahi; otur seyret…

İstanbul'da kıyılan nikahın ardından…

Eşinin memleketine…

Aydın’ın Çine İlçesi Dorumlar Köyü'ne gitmiş…

Yöre geleneğine uygun…

At üstünde gelen eşini “sekiz köşeli şapka” ile karşılamış…

Üstüne bi’de Aydın Zeybeği oynamış…

***

Bahar ile Giovanni’nin “Alison” adın verdikleri bir kızları var…

Evde ortak dil, İngilizce…

Koç Giovanni, kızına İtalyanca…

Annesi de Türkçe öğretiyor…

E, daha ne yapsın bu “Koç Arkadaş”, bizden biri olmak için…

Adı, “Giovanni Guidetti” değil de…
“Gıyaseddin Gaffar” olsaydı…

Bizim “Filenin Sultanları” beşinci seti alıp…

Şampiyon mu olacaklardı?

Olmadı işte, ikincilik de büyük onur değil mi?

***

Tut ki, bi’sayı “fark” ile sultanlar şampiyon oldu…

Hala…

“Abi koçumuz niye Türk değil?” diye…

Tweet atıp…

Milliyetçi ruhumuzu “yıkama-yağlama”ya alır mıydık?

Spor bu yav, spor!

O İtalyan koçu zaten kendimize benzetmişiz; yetmez mi?

***

Milliyetçilik ayaklarına…

Bazı şeyleri çok çabuk unutuyoruz…

Türk Futbolu’na damgasını vuran…

Çuval dolusu yabancı antrenör var…

Mesela…

60’lı yıllarda Ljubisa Spajic, Beşiktaş’a üst üste şampiyonluk turu attırdı…

Tomislav Kaloperovic, Galatasaray'a lig ve Cumhurbaşkanlığı Kupası zaferleri hediye etti, Fenerbahçe’yi lig şampiyonu yaptı…

Mesela…

İngiliz Brian Birch, Galatarasay’a art arda üç şampiyonluk yaşattı…

Mesela…

Brezilyalı efsane Didi, Fener’e iki kez lig şampiyonluğu tattırdı…

Mesela…

Alman Jupp Derwall, Galatasaray’da harikalar yarattı…

Gordon Milne, Beşiktaş’ı namağlup şampiyon yaparak…

Türk Futbolu’nda bir ilke imza attı; boru değil…

Mesela…

Alman teknik adam Karl-Heinz Feldkamp’ı…

Yine memleketlisi Christoph Daum’u…

İlk Avrupa Kupası’nı Galatasaray’a kazandıran…

Rumen Mircea Lucescu’yu, unutmak mümkün mü?

***

Zaferler…

Sadece yabancı antrenörlerle gelmiyor…

Üstünde ay-yıldız olan formayı…

Terletip, hakkını vermekle oluyor…

Bence…

“Filenin Sultanları”nı alınlarından öpelim…

“Koç Gıyasetti”ne de…

Pardon, dilim sürçtü…

Bizim Egeli damat “Koç Giovanni”yi de gözlerinden öpelim…

Ardından da “önümüzdeki maçlara” bakalım…

Nokta…

Sonsöz: “İki parmağının ucunu gözlerine koy… Bir şey görebiliyor musun dünyadan? Sen göremiyorsun diye bu alem yok değildir… / Hz. Mevlana…”

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Sarı Çizmeli Memed'A.
 10 Eylül 2019 Salı 11:14
Türkiye Kadın Voleybol Takımı'nın tüm oyuncularının, onurlarını ortaya koyarak Avrupa ve Dünya voleybolunda söz sahibi ülkeleri birer birer ve söke söke saf dışı bıraktığı günlerde, bu başarıları sadece bir alt yazıyla geçiştirerek, saatlerce Falcao'nun ve "İstanbul futbol derebeyliği"nin nihayetini yalamayı yeğleyen utanmaz spor(!) kanallarının reyting zirvesi yaptığı bir ülkede, kültürel ve sportif alt yapıdan yoksun paspal bir kadın şarkıcı, bu zaferlerin mimarı Giovanni Guidetti'yi tanımamış, çok mu?
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz