MENÜ
İzmir 12°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Aşure bölünmez bütünlüğümüzün sembolü…
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
16 Şubat 2020 Pazar

Aşure bölünmez bütünlüğümüzün sembolü…

Kuran’da, İncil’de ve Tevrat’ta, Nuh Peygamber’in yaşadığı tufan uzun uzun anlatılıyor. Kısaca, büyük tufanın bittiğini ağzındaki zeytin dalıyla haber veren güvercini gören Hz. Nuh, geminin kilerinde kalan tüm ürünlerin bir kazana doldurulup pişirilmesini isteyince, ortaya aşure çıkıyor. Kökeninde buğdayın bereketi var elbette. En eski çağlarda Tanrıça Demeter’in baharla birlikte dirilişi, aynı zamanda buğdayın dirilişi olarak kabul ediliyor. Bugün de Kazakistan’da ve Özbekistan’da, Nevruz (21 Mart) kutlamalarının simgesi çimlenmiş buğdaydır.

BEREKET, SEVİNÇ VE HÜZÜN…

Eşim; Sevdiye Teyzesi ile birlikte nefis bir aşure yapmış. Bir yandan onu yerken, diğer yandan da bizim Ahmet Uhri’nin Salvador Dali sunumlarında dile getirdiği bir gerçeği düşünüyorum. Dali’nin sıklıkla çizdiği paelalara bakarak içindeki her şeyi ayırabileceğinizi, ama aşurenin içinden bir şeyi koparmanın mümkün olmadığını söyler Alex… Ne kadar haklıdır. Aşure aslında batıdan doğuya, kuzeyden güneye her coğrafyada yapılır Anadolu’da… Dolayısı ile Aşure bizim bölünmez bütünlüğümüzün de sembolüdür…

Aşure, buğday başta olmak üzere tüm tahılları ve yemişleri harmanlayan tam bir bereket aşıdır. Aşureye konulan malzeme sayısı için de farklı inanışlar vardır. Kimine göre İslâmiyet’te uğurlu kabul edilen 7 ya da 41 sayısı tutturulmalıdır. Muharrem ayının onuncu günü Aşure Günü kabul edildiği için, 10 rakamı da geçerli kabul edilir. Aleviler’de ise Kerbelâ’da şehit olan 12 İmam’ın anısına 12 sayısı benimsenmiştir.

Aşure aynı zamanda bir matem yemeğidir. Hz. Ali’nin oğlu Hüseyin’in Kerbelâ’da öldürülüşünün yası tutulur. Bu yüzden Aleviler, muharrem ayının ilk on iki günü boyunca matem orucu tutarlar. Orucun son günü de aşure yapıp dağıtırlar.

İstanbul’un Tophane semtindeki Kâdirîler Âsitânesi’nde ise, yaklaşık 400 yıldır, biri matem biri de sevinç için olmak üzere, yılda iki kere aşure kazanı kaynatılır.

İlki muharrem ayında Kerbelâ’nın yasını tutmak içindir; ikincisi ise coşkuyu ve bereketi temsil eden ‘Sefer Aşuresi’dir. Hz. Zeynelâbidin’in Kerbelâ’dan sağ olarak kurtulması, peygamber soyunun süreceğine işarettir; bu sevinci kutlamak için de aşure yapılır. Görüldüğü gibi aşure pişirmenin dinsel bir seremoniye tâbi olması, tasavvufi ritüeller ve nüanslar içermesi, inanç dünyası açısından oldukça önemlidir.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz