Ege'de Sonsöz KAPAT

PAYLAŞ 

Hanzade ÜNUZ

10 Kasım'ın ardından...

Toplumda Atatürk'e olan sevginin arttığını "tespit” edenler oldu.

"Vay canına" diye okudum bu yorumu.

"Resmi baskılara dayalı Atatürk sevgisinden kurtulduk çok şükür" diye...

Toplumda artık "Şuurlu ve gönüllü" bir Atatürk sevgisinin ortaya çıktığı...

İddia edilmiş.

“Yeni Tür” bir sevgi tarif eden bu yaklaşıma göre demek ki..

Daha önce şuursuz ve gönülsüz bir Atatürk sevgisi de varmış.

İhtimal ki ‘Yeni Türkiye’ şartları kast edilerek...

Şimdilerde Atatürk sevgisinin halkın özgür iradesiyle arttığı, o nedenle kıymetli olduğu söylenmiş.

Ne diyelim, Allah iyiliğinizi versin.

Yeni Türkiye’ye, yeni tür Atatürk sevgisi.

"Seviyorum üstelik artık gönüllüyüm” diye aşkı ilan bir yana...

Önceki gönülsüzlüğe kulp bulmalı...

Şerh koymalı, üste çıkmalı, bir bildiğimiz vardı demeli...

Kurnaz dilli, dans eden bir deneme.

***

Gazeteci Ahmet Hakan Atatürk'ün milyonların kalbinde yükselen yerini böyle okumuş.

Türkiye’de artık şuurlu ve gönüllü bir Atatürk sevgisi olduğunu ifade etmiş köşesinde.

Ahmet Hakan'a göre Türkiye'de resmi baskılara dayalı Atatürk sevgisinden kurtulan milyonlar...

Bugün "Şuurlu ve gönüllü Atatürk sevgisine" kavuşmuş.

Oysa aslında siz de biliyorsunuz...

Bin yıl geçse de Atasından vazgeçmeyecek akın akın akan yüzbinleri...

Ata'ya her zaman sevgiyle koşan anneleri, babaları, gençleri, çocukları, yaşlıları..

Gözlerdeki özgür iradeyi, sevgiyi, coşkuyu tanıyorsunuz.

Hep gördünüz...

Ne geleni, ne geçeni takan...

Atası için gönül teli titreyen...

Vazgeçmeyen tutkuyla seven...

“Resmi baskıyı kulağına damlatan” kafayı tanıyorsunuz, biliyorsunuz...

Olsa olsa belki şimdi yeniden, daha iyi anlıyorsunuz.

***

Hürriyet Gazetesi'nin yeni genel yayın yönetmeni Ahmet Hakan...

2014 yılında, "9'u 5 geçe ayağa kalkmadım" diye yazmıştı köşesinde.

"9'u 5 geçe siren çaldığında hazır ol vaziyetine geçmeye kılım..." demişti.

Yıl 2017 yılında ise yine aynı köşede "Bu sene 9'u 5 geçe büyük bir aşk, şevk, sevgi, saygı ve heyecanla fırlayacağım ayağa" demişti.

Gerekçesini de...

"O günden bugüne...

- Atatürk’ün gözümdeki yeri öyle büyüdü ki...

- Atatürk’ün yüzyıl sonrasını görebilen bir lider olduğuna dair inancım öyle arttı ki...

- Atatürk’ün kurduğu sistem sayesinde Ortadoğu’daki bütün ülkelerin ilerisinde olduğumuza dair kavrayışım öyle perçinlendi ki..."

diye açıklamıştı.

***

Aslında Ahmet Hakan'ın bugün satırlarında “Göze alarak” diye vurguladığı Atatürk'ü sevme tarifi...

Gerçek özgür iradenin yani halkın...

Atatürk’ünden vazgeçmeyen bir milletin arkasından...

Mecbur yola düşmektir.

“İki ayyaşa” varan hakaretleri kalplerinde hisseden...

Ne yapıldıysa geri tepen, sessiz milyonların vefalı gönüllerin...

Susmayan statların, susmayan sokakların, susmayan milyonların...

Dalga dalga kabaran sevgisi karşısında...

Gönülsüz ve şuursuzların pes etmesidir.

Atatürk’ün bükemedikleri bileğini öpmektir.

***

Birilerinin Atatürk'ün dehasına yeni ayıyor olmasının...

Üstün liderliğini yeni kavramasının...

Dümenin başına geçince yedi düvelle baş etmenin nasıl bir şey olduğunu görmesinin...

Gerçek dik durmanın ve eğilmemenin ne demek olduğunu anlamanın...

Kafaya dank etmesinin özeti...

Açık ve net fotoğrafıdır.

***

Bugün Türkiye'de Atatürk sevgisinin artmasından ziyade...

Kabaran bir sevgiden, koruyan, sahip çıkan bir sevgiden...

Yoğunluğu ve yaratıcılığı artan...

Seni çok sevdiğimi nasıl anlatsam diye çırpınan...

Halkın sokaktaki sade, gerçek, samimi sevgisinden...

Haksızlığa, hor görmeye, şuursuzluğa karşı tepkiden...

Sabır taşının çatlayıp taşmasından söz edilebilir.

Bana kalırsa Mustafa Kemal Atatürk’ümüzün...

“Beni hatırlayınız” cümlesindeki...

Mavi gözlü naif sesine...

Türkiye Cumhuriyeti'ni emanet ettiği evlatlarının verdiği yanıttır.

Onlar da hatırlıyorlar sevgili Atam, geç de olsa hatırlıyorlar.

Geç geldiniz ama...

Aramıza ve Atamıza hoşgeldiniz...

Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye

Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz