Ayıp değil mi başkan?

Cumhuriyet’in 96. kuruluş yıl dönümünü tam da kazasız belasız atlamıştık ki İzmir’in güzel ilçesi Selçuk’tan kötü bir haber geldi. Cumhuriyet Bayramı kutlamalarının yapıldığı ilçenin ünü, şanı Türkiye sınırlarını aşmış köyü Şirince’de eski Belediye Başkanı Vefa Ülgür yeni Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel’e fiziki ve sözlü saldırıda bulundu.

Aslında, “şöyle oldu, böyle oldu, bu yüzden yaşandı” demeye hiç gerek yok.  Her şey apaçık ortada ve kamera kayıtları, ortamın sosyal durumu da gayet belli!

Kısaca eski ama halen yaşayan bir belediye başkanı yeni seçilmiş belediye başkanına, “burası benim çöplüğüm, burasının horozu da benim, daha ölmedim” mesajı veriyor.

Siyaseten sonuç belli olsa da; Selçuk’u 1999, 2004, 2009 yerel seçimleri olmak üzere üç dönem yöneten Vefa Ülgür bu mesajı daha önce de verdi.  2019 yerel seçimlerinden önce kendi yetiştirdiği, yanında gezdirdiği, referans olduğu birisinin aday gösterilmesini, başkanlık koltuğuna oturmasını hazmedemedi. Tüm bunları apaçık da belli etti.  1990 yılından bu yana aktif siyaset ve yerel yöneticiliğinin yanında 30 yıldır bırakmadığı “Selçuk Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi Başkanlığı” görevini de amaçları için kullandı.

Parti içi olağanüstü kurultay sürecinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı imza toplayan Muharrem İnce’nin yanında saf tutan ve imza veren dönemin Selçuk İlçe Başkanı Merve Çalışkan’a uyarılara rağmen, “imzanı geri çek” demedi.  Zaten Çalışkan, şimdiki başkan Sengel’in geleceğini gördüğü için sonrasında yönetim kuruluyla birlikte istifa etmişti.

Gelelim meselenin gerçekleştiği yerin özelliğine!

Olay yeri şirin köy Şirince… Vefa Ülgür’ün doğduğu ve büyüdüğü yer.  Zaten kendisinin Şirince’de evi, arazisi hatta yol üstünde yeni faaliyete geçen yağhanesi bulunuyor!

Olayın ardından adli ve hukuki süreç başlatılınca Ülgür gece yarısı sosyal medya hesabından “asıl dayağı biz yedik” anlamına gelen, “Oğluma bir kaç dikiş attılar.Ben ve birkaç arkadaş jandarma gözetiminde acil servisteki kardeşimi bekliyorum.İktidar sahibi,belediye başkanı ve Cumhuriyet Halk Partililere teşekkür ederim” paylaşımında bulundu.

Ardından da, “Belediye başkanı gece yanında çok sayıda kişiyle köye geldi. Akrabalarımın çektiği halaya girdi. Amacı benim akrabalarımla fotoğraf vermekti. Sonrasında ben de halaya girerek, ‘bu fotoğrafa ihtiyacın mı var?’ dedim. Başkan provokasyona gelmişti.  Biz kimseye saldırmadık. Konuyu bilerek kadına şiddet meselesine getirmeye çalışıyorlar” açıklamasını yaptı.

Selçuk gibi bir ilçede üç dönem belediye başkanlığı yapmadan önce bir dönem il genel meclisinde görev yapan, 30 yıldır da esnafa kredi dağıtıp kefil olan bir koltuğu işgal eden, deneyimli siyasetçi bilmelidir ki bir köy meydanında “akraba halayı” diye bir şey olmaz. Ne halaya ne de horona girene kimlik sorulmaz, kan bağı aranmaz!

İlçenin belediye meclislerinde görev yaptıktan sonra altı aydır “ilk kadın belediye başkanı”ünvanıyla ilçesini tanıtma gayretini gösteren, metropollerdeki kelli felli belediye başkanlarının da önüne geçerek kendi genel başkanını iki kez ilçesinde ağırlayan bir kişiye ancak saygı duyulur.

Vefa başkanı herkes gibi ben de yakından tanıyanlardanım!

Ama artık eski delege ağalığı sistemi, köylü siyaseti dönemi, hem param var hem gücüm anlayışı bitti. Yeni dönemde beldelerinde, ilçelerinde adeta derebeylik kuranların anlayışı da çöpe gitti. Bir ağabey, büyük figürü sergilemek yerine meseleyi kişisel hesaplaşmalara götürmek doğru değil.

Yaşını başını almış, partiye yıllarını vermiş kişilerin oralara baktığında gördüğü, hafızalarda yer edinmiş deneyimli kişilerin bu tür olaylarla anılması kimseye yakışmaz.

Kadınlarımıza seçme ve seçilme hakkını veren Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 96 yıl önce kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nde bu başarıyı elde etmiş kadın belediye başkanına bırakın fiili saldırıyı sözlü saldırıyı dahi kimse kabul edemez.

Şimdi daha net soruyorum!

“Ayıp değil mi Vefa başkan?”