Aziz başkanın hamlesi!

CHP’de genel seçim sonrası başlayan hareketli süreç tüm hızıyla devam ediyor.

Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce’nin 15 milyon oy ile birlikte yakaladığı “özgüven” sonrası CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yaptığı, “koltuğu bırak” çağrısı büyük yankı uyandırdı.

Parti içinde ve dışında başlayan tusunami etkisi kimi harcar bilinmez ama yeni sürecin daha çok tartışılacağı da aşikar.

Bir önceki yazımda, bu sürecin genel başkanın milletvekili olduğu İzmir’deki etkisini ifade etmiştim. Çünkü, partinin en güçlü olduğu yerde 14 yıldır görevde olan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu gibi bir isim yer alıyor. Ne diyeceği, nasıl bir hamle yapacağı çok önemli olan Kocaoğlu’nun açıklamaları tusunami etkisini 10 kat attırdı desek yanlış olmaz!

Ne dedi başkan?

“24 Haziran seçimleri, Cumhuriyet Halk Partisi'nde acil bir değişimi zorunlu hale getirmiştir. Kamuoyu ve parti tabanının talebi de bu doğrultudadır. Söz konusu değişimin Sayın Genel Başkanımızın öncülüğünde gerçekleşmesi, partimize büyük güç katacaktır”

Yani kısaca değişimin olması, çağrılara kulak verilerek gerekenin yapılması ve bunun da bizzat genel başkanın iradesiyle gerçekleştirilmesi gerektiğini ifade eden Kocaoğlu adres olarak da irade sahibini, özetle lideri gösterdi.

Kılıçdaroğlu’nun ekibiyle birlikte aldığı karar gereği, olağanüstü kurultay talebine sıcak bakmadığı zaten açıklandı. Çünkü, aldığı sonuçtan çok yaptığı hamleler ve duruşu konuşulan Kılıçdaroğlu sandıklardan çıkan rakamı görmek istemiyor.

Tıpkı her liderde olduğu gibi!

Partide olağanüstü başkan seçimli kurultay için 1266 delegenin 634’ünün bizzat imza vermesi gerekiyor.

Olağan genel kurultay sürecinden itibaren “kurşun askerlerini” listelere yazan ve milletvekili listelerinde “sadık isimleri” tercih eden Kılıçdaroğlu’nu 15 milyon seçmenin tamamı göndermek istese bile delege cephesinden bakıldığında bu iş hiç de kolay değil.

Gelelim meselenin kenti ilgilendiren boyutuna…

Genel başkan kendisi hakkında hiç kamuoyunda eleştiri yapmamışken, üstüne örnek göstermiş, her toplantıda övgülerle kendisinden bahsetmişken Kocaoğlu neden değişim istedi? Başkanı buraya getiren süreç neydi?

Aslında Aziz Başkan, partinin aldığı yüzde 22’lik oydan memnun değil. Başından bu yana lider ile sorunu olmasa bile ekibiyle var. Neredeyse tüm Merkez Karar Yürütme Kurulu (MYK) üyeleri yani genel başkan yardımcılarıyla tabiri caizse papaz olmuş durumda. Artı olarak İzmir’deki eski/yeni birçok milletvekili ve parti yöneticisiyle de defalarca karşı karşıya geldi. Özellikle olağan kurultayda önerdiği isimlerin PM listesine yazılmamasına oldukça bozulmuştu. Bu tavır genel merkez düzeyinde milletvekili listeleri şekillenmesiyle devam etti. Üstüne, kriz yaşadığı Genel Başkan Yardımcısı Tuncay Özkan ile ilgili Kılıçdaroğlu’yla mutabık kalmışken önce İstanbul’dan sonra tekrar İzmir’den aday gösterilmesi işin tuzu biberi oldu.

Yani bardağı taşıran son damla olarak kayıtlara geçti!

Kocaoğlu, 14 yıldır bu kentin belediye başkanı olmasının yanında Türkiye’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan sonra “halk iradesiyle” göreve gelen ikinci isim. Ve üstüne TBMM’den sonra Türkiye’nin ikinci meclis grubu olan İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin meclisini yöneterek kararlar alıyor. Sadece kırsalda 400 bine yakın oyu bloke edecek potansiyeli bulunan Kocaoğlu’nun bugün siyaset arenasında aktivitesi bilinen İYİ Parti’yle diyaloglarını kim yabana atabilir?

Aslında Aziz başkanı, Muharrem İnce’ye götüren asıl sebep İnce’nin çekiciliği, liderlik vasfı falan değil. Kılıçdaroğlu’yla uzun süredir yaşadığı gönül kırgınlığı ve açılan yaranın farklı zamanlardaki hamlelerle derinleşmesi. Başkanın açıklamasından sonra birçok isim kendisine tepki gösterdi. Milletvekilleri, bazı ilçe başkanları “bırak git” dedi.

Peki Kocaoğlu görevi bırakıp gidecek mi? Bu hamlesiyle genel merkezi kendisini aday yapmaya zorlayabilecek, yani buna mahkum edebilecek mi?

Çünkü 2009 yılında CHP’nin kıdemli Genel Başkanı Deniz Baykal’a rağmen Kocaoğlu adaylığı söke söke almamış mıydı?

Belki tarih tekerrür edecek.

Elbette bunları zaman gösterecek!

Bugünün penceresinden bakıldığında Kocaoğlu, “aday gösterilmesem de olur, zaten son zamanlarım” da mantığında olabilir. Siyasette 24 saatin bile çok önemli olduğu bir atmosferde yerel seçimlere, aday belirleme çalışmalarına daha aylar var.

Bu yüzden Kocaoğlu öyle genel merkezin yutacağı, yutarsa bile hazmedebileceği kolay lokma değil!

NOT1: Şu sıralar Aziz başkana en çok duayı il kongresinde “kurultay delegesi yazılmayan” ilçe belediye başkanları ediyor.  Durum itibariyle “arafta kalmanın” sancısını yaşayabilecek isimler yaz modunda keyif yaparak başkana ne kadar ileri görüşlü olduğunu anlatıyor.

NOT2: Kocaoğlu’nun doğrudan müdahalesiyle seçilen İl Başkanı Deniz Yücel’in genel başkan lehine açıklaması bu meselenin en dikkat çekici bölümü. Yücel’in, Kocaoğlu’nun bu hamlesiyle zor durumda kaldığı da bir gerçek. O da tabi ki yeni süreçte yer edinebilmek için ibreyi genel merkeze çevirecek.

SONSÖZ: Zaman dediğin, bildiğin ayakçıdır! Getir, götür işlerine bakar. Ya ‘o’ nu sana getirir. Ya da senden ‘o’ nu götürür.