MENÜ
İzmir
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Bari bir güncük…
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
14 Temmuz 2017 Cuma

Bari bir güncük…

Büyük bir yanlışı acilen düzeltmemiz lazım.
9 Temmuz’u, 15 Temmuz’un rakibi olarak gören anlayıştan söz ediyorum.
Maltepe’deki Adalet Mitingi, rövanşı alınacak bir maç hiç değildir.
Maltepe, ayan beyan ortada olan adaletsizliğin dışa vurumudur.
İktidara, yargıçlara, savcılara ve bu ülkenin diğer dinamiklerine bir uyarıdır.
(Ayrıca bu mitinge 170 bin değil en az 10 katı insan katılmıştır)
*
Evet, bu ülkede adalet hiçbir zaman tam anlamıyla tesis edilememiştir.  Daima eksik, yarım, ağır, hantal, kimi zaman kişiye göre, kimi zaman siyasi, kimi zaman da taraflı olmuş, olagelmiştir. Ama hiçbir dönem bugünkü seviyeye düşülmemiştir.  Siyaset kurumunun emrine amade bir duruşun ötesinde saç baş yoldurtan, vicdanlarda karşılık bulmayan kararlardır milyonları Kılıçdaroğlu’nun arkasına takan… Geleceğe dair korkuların, endişelerin tavan, yargı/adalet kurumuna olan güvenin dip yapmasıdır.
Daha önce bu sütunlardan duyurmuştum.
İntegral Araştırma olarak bir ay önce, Mayıs sonunda tamamladığımız İzmir araştırmasında yargıya/mahkemelere olan güven yüzde 18 olarak ölçülmüştü.
İşte bu rakamdır Maltepe’yi Temmuz sıcağında dolduran…
Ve de gerektiğinde 10 tane Maltepe’yi daha dolduracak olan…
*
15 Temmuz’a gelince…
Aşağılık bir girişimdir, kalkışmadır.
Asker üniformasına bürünmüş robotların, Okyanus ötesinden aldıkları emirle zaten yarım yamalak olan demokrasimize kastıdır. Türk insanının inandığı değerleri korumak için gerektiğinde tankların üzerine atlayabildiğini, mermilere göğüs gerebildiğini ortaya koyduğu bir destandır.
En azılı Erdoğan karşıtını bile darbecilerin karşısına diken bir demokrasi şölenidir.
Bu destan ne kadar övülse azdır.

Ancak siyasallaştırılmadan…
Başka bir şeye dönüştürülmeden…
Eğer niyet metal yorgunluğu tedavisinde AK Parti teşkilatlarına motivasyon sağlamak değilse tabi ki.
Yahut niyet, resmi tarihi yeniden yazma girişimi değilse…
Mübalağadan uzak ama hakkı verilerek kutlanması gereken bir gündür 15 Temmuz!
Yeni Kapı Ruhu’nun bir günlüğüne olsa ortaya çıktığı, çıkması gereken bir gündür.  
FETÖcüler hariç ki kendilerinin yüzde kaça tekabül ettiğini gördük, herkesin bayramıdır.

Peki, bugünkü tablo nedir?
Daha birinci yıldönümünde bile o ruhtan eser yok! İşte size tablo!
Resmi törenlere, TBMM’de grubu olan iki parti davet edilmiyor.
İşte size cumhurbaşkanının partili olmasının ilk sonucu…
15 Temmuz bir milleti birleştiren değil, ayıran, bölen bir güne dönüşüyor.
1,5 partinin bayramına…  

Referandumda ‘evet’ diyenlerin gününe…  
Böylesine önemli, böylesine kritik bir olayın ilk sene-i devriyesinde bunlar yaşanırsa olacakları şimdiden söyleyeyim.
15 Temmuz’un resmiyeti AK Parti’nin ömrü kadar olacaktır.
Yazıktır, günahtır. Kendi ayağımıza bir kurşun daha sıkmaktır.
249 şehidin anısına hakarettir.
Bari burada siyaset yapılmasa…
Bari bir güncük yapılmasa…

-Efendim onlar ‘kontrollü darbe’ diyor ama…
Tamam… Onun kavgasını 16 Temmuz’dan itibaren ver arkadaş. 15 Temmuz’u demokrasi günü olarak kutla, 16 Temmuz’da siyasi kavganı yine yap.
Bizim kafamız çok mu net sanıyorsunuz?

Ama şu hususlarda netim.
CİA destekli FETÖ’nün darbe girişiminde bulunduğu ve Türk halkının da bu kanlı girişimi kahramanca püskürttüğü konusunda en küçük bir soru işaretim yok.
O nedenle 15 Temmuz benim için bir destandır.
Ama 16 Temmuz için aynı şeyi söyleyemem…
Genelkurmay başkanından, MİT müsteşarına kadar çok sayıda aktörün 15 Temmuz’daki rolü konusunda yerine oturmayan onlarca taş var zihnimizde hala…
Neticede 15 Temmuz ‘enişteden öğrenilen’ bir darbe girişimi olarak geçmiştir tarihe…
Ve hala önemli bir bölümü karanlıktır.
Siyasi ayağı dokunulmaz kılınmıştır. Askeri ayağının bile tam olarak çözüldüğü kanısı henüz yerleşmemiştir. Net olan halkın tankların önüne atlayarak, Boğaz Köprüsü’nü zapt ederek, meydanlara akın ederek bu kanlı girişimi durdurmasıdır.
Ve net olan o darbecilerin yüzde 90’ının Ergenekon-Balyoz adı verilen kumpas sürecinde saf dışı bırakılan askerlerimizin yerine bugünkü iktidar sahiplerinin ıslak imzalarıyla atanmış olmalarıdır.
Üzüldüğüm ve kahrolduğum ise FETÖ haininin robotları tarafından ‘emir-komuta zinciriyle’ gece yarısı yataklarından kaldırılıp meydanlara sürülen ve adeta bir piyon gibi kullanılan Mehmetçiklerin yaşadığı zulümdür. Kemerlerle, sopalarla dövülen o çocukların bakışlarını kolay kolay unutamam herhalde.
Sonuç olarak; 15 Temmuz’u 15 Temmuz gibi kutlayalım.
Çünkü 15 Temmuz’un kahramanı halktır, millettir.
16 Temmuz’u da 16 Temmuz gibi tartışalım.
Çünkü 16 Temmuz’un mimarı siyasettir.
İkisini aynı anda yapmak mümkün… İnanın mümkün.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 
 16 Temmuz 2017 Pazar 14:12
Merkez , sürekli kandırılan asrın lideri mi olur ?
 Merkez
 15 Temmuz 2017 Cumartesi 17:44
Asrın Lideri RECEP TAYYİP ERDOĞAN dır.
 Zafer Zafer
 15 Temmuz 2017 Cumartesi 10:39
Aynen...
 Ötekileştirme
 14 Temmuz 2017 Cuma 21:54
Ötekileştirmeye hayır.Ben yok biz varız o halde herşeyin en güzelini yaparız.Vatandaş bunu diyor ama siyasetçilerin işine gelmiyor, diyemiyorlar.
 KEMAL
 14 Temmuz 2017 Cuma 14:26
Kimse ULU ÖNDER MUSTAFA ATATÜRKÜMÜZÜN YERİNİ ALAMAZ. İKİ ÜÇ SEÇİM KAZANMIŞLARLA YEDİ DÜVELE KARŞI SEÇİM KAZANAN ATAMIZI KARŞILAŞTIRMAK BİLE BİLİME FENNE AYKIRIDIR.
 
 14 Temmuz 2017 Cuma 13:53
"Büyük bir yanlışı acilen düzeltmemiz lazım. 9 Temmuz’u, 15 Temmuz’un rakibi olarak gören anlayıştan söz ediyorum." 9 Temmuz'u bırak, 15 Temmuz "bizim" yeni Çanakkalemiz'dir, kurtuluş savaşımızdır diyorlar. Birileri Atatürk'ün yerini almaya çalışıyor farkında mısınız ?
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz