MENÜ
İzmir 12°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Belediyeler ve halk
Nuray KAYA
YAZARLAR
27 Nisan 2020 Pazartesi

Belediyeler ve halk

Bir  aracı yerinden hareket ettirmek için direksiyon başına geçmek yeterli değildir.  Çünkü araç, tüm parçalarıyla bir bütündür  ve görev tanımı vardır. Görev bilinciyle hareket ettiğinde bütünün  parçası olduğunu anlarsın ve bu gerçekle yol alırsın.

Direksiyon hakimiyetini sağlamanın ve  tüm trafik akışının güvenliğini de düşünerek sürdürmenin yolu budur. 

Devlet halkın oylarıyla seçtiği milletvekilleri, belediye başkanları, tüm  devlet ve  özel kurumlarıyla bütündür.

 Siyasi kaygılarla, kişisel egoyla, kibirle, keyfiyetle devlet yönetilemez. Böyle yönetilmeye çalışıldığında hiyerarşi bozulur; kargaşa başlar, dikkat dağılır ve sonunda da trafik kazası kaçınılmaz olur.  

Salgınla mücadele sürecinde iktidarın  en öncelikli görevi, krizin faturasından halkı en yüksek düzeyde koruyabilmektir. Kimseyi dışarıda bırakmadan, dışlamadan süreci planlamaktır.  

Devletin en üst makamını temsil eden Sayın  Cumhurbaşkanı, “Aziz Milletim” diyerek halka hitap ettiğinde  kendisinin yönetim anlayışını eleştirenler  tıpkı onaylayanlar gibi  kucaklanıldığını, sahipsiz bırakılmadığını hissetmelidir. Çünkü halk bir bütündür. 

 Kendisinden ve iktidar partisinin tüm temsilcilerinden beklenilen şey, halkın yararını gözeten, halkın takdirini kazanan her adımı , kim atarsa atsın, örnek alıp  alkışlamak ve daha da geliştirmektir. Benim anladığım demokrasi budur.  

Muhalif belediyelerin çabasını ve  dolayısıyla onları seçen halkın oyunu  dışarıda bırakırsanız toplumun "aitlik" duygusunu zedelersiniz.

“Aziz Miletim” gibi güzel bir hitabın kapsamını daraltır, etkisini eksiltirsiniz. Siyaseti halkın yararına bir araç olarak gören hem yerel hem  merkez yöneticilerinde olması gereken  vatandaşa değerli olduğunu lafta değil somut icraatlarla göstermesidir. Ortak akıl ve bilim  “halk odaklı” anlayışın temel prensipleridir. 

DEDİKODU SİYASET DEĞİLDİR

İzmir özelinde de bir iki söz etmek gerekirse ben, tüm Belediye Başkanları’na teşekkür etmek isterim.  İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’e ise iki kez  teşekkür etmek isterim.

Eleştirileri önemserken;  buzdolabı dolu, evi geniş, cüzdanı şişkin siyasetçilerin dedikodudan beslenmeye çalışan siyasi anlayışına  prim vermiyor. 

Halkın içinde bir yetkili. Enerjisi yüksek, üslubu kucaklayıcı. Güler yüzü  halkta güzel etki bırakıyor. 

Yeterli  sayıda maske bulmanın  krize dönüştüğü günlerde bulduğu çözüm de örnek alınacak türden. Çabası samimi... 

Devletlerin tökezlediği salgınla mücadele sürecinde elbette  her birimizin eksikleri, hataları olur.  Olacaktır da.

Yeter ki sağduyu ve ortak akıl diyelim. Eksiği bilinçle tamamlayıp; fazlayı yalınlıkla törpülemek gerekiyor. 

Birimiz açken diğerimizin umurunda  değilse bu kabul edilemez. 

İnsan kelimesinin hakkını vicdan ve kalpte temize çekmek gerek. 

Ülkenin yara bere içinde kalmış ruhunu, elinden gelenin en iyisiyle iyileştirme çabası hepimizde olması gereken sorumluluk duygusu aslında. 

Ben, iyi niyetli  çabaları insan olmanın erdemiyle selamlıyorum. Çünkü  hep birlikte  iyi olmaya, iyileşmeye ihtiyacımız var. 

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 MEGAKÖY
 2 Aralık 2023 Cumartesi 14:11
CHP KAPATILSIN
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz