MENÜ
İzmir 15°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Benden hayatta kavurma yapamazsın arkadaş!
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
29 Ağustos 2018 Çarşamba

Benden hayatta kavurma yapamazsın arkadaş!

Bayramın birinci günüydü…

Başına gelecekleri az buçuk hissetmişti…

Melül melül bakan…

Kapkara madalyon gözleri vardı…

Henüz bir buçuk yaşında bile değildi…

İnsanoğlu gibi konuşamıyordu ama…

Derdini gözleriyle anlatmaya çalıştı sahibine…

“Yapma…” dedi…

“Kıyma bana… Biliyorum, kurbanlık yapacaksın beni… Beni satıp aldığın parayla çoluğuna-çocuğuna ekmek götüreceksin… Ama, bak ben de daha bebe sayılırım… Boğazıma bıçağı dayayacaklar, sen de beni unutacaksın… Bırak biraz daha dünya gözüyle yaşayayım…”

***

Sahibi Karadenizli’ydi…

Az buçuk da inatçı…

İçi burkulmuştu ama…

Gözlerini…

Danasının yalvaran gözlerinden kaçırmayı başardı…

Hoş 400 kilo çeken “Kara Şahin” de…

Rize’nin İyidere ilçesinde gözünü dünyaya açmıştı…

O da Karadenizli sayılırdı…

“İnadım inat…” dedi ve…

Hayvan pazarındaki ipini kopardı, kaçmaya başladı…

Kaçarken de…

Dereye düşmesin mi?

Dana sahibi durur mu?

O da jandarmaya koştu…

Bi’de ne görsünler?

“Kara Şahin” denize ulaşmış bile…

Her kafadan bir formül döküldü…

Biri, “Motor tutalım…” dedi…

Bir diğeri ise…

“Kasap da motora binsin!” demez mi?

Sonra karanlık bastı…

“Kara Şahin” kaderine terk edildi…

***

Bayram’ın dördüncü günü gelip çattığında…

Dana “Kara Şahin” ortaya çıkıverdi…

Nerede?

İyidere’den 23 kilometre uzaktaki…

Trabzon’un Sürmene sahilinde…

Yüze yüze oralara kadar gelmiş…

Düşünün artık…

Ölüm korkusu neler yaptırıyor 400 kiloluk tosuna…

Hani…

“Kara Şahin”, çok değil…

Altı kilometre daha yüzebilse…

İngiltere ile Fransa’yı ayıran Manş Denizi’ni geçecek…

Al sana bi’rekor daha!

Başlığı gözünüzün önüne getirin:

“Manş’ı yüzerek geçen ilk dana!”

***

Sonra ne oldu?

Vatandaş “Dolar kaça uçtu?” haberini bıraktı…

“Dana Şahin”in maceralarını okumaya / izlemeye başladı!

Usta firari dananın Karadenizli sahibi…

Plajda güneşlenip, yorgunluk atan tosununu görünce…

İnsafa geldi…

“Artık O’nu kesmeye kimsenin gönlü elvermez… Şimdi Şahinim’e ahırda prensler gibi bakıyoruz…” demeye başladı…

İşte…

Tam o sırada…

Sanatçı Haluk Levent büyük hassasiyet gösterdi…

İki vatandaşın desteği ile…

“Kara Şahin”i satın aldı…

Adını da değiştirdi…

“Şahin”nin size dönüp bakmasını istiyorsanız…

Artık O’na “Ferdinand” diye sesleneceksiniz…

80’li yıllarda çok izlenen bir çizgi filmdeki dananın adı…

O Ferdinand da durup durup kaçıyordu…

Hatırladınız mı?

***

“Ferdinand”, bundan böyle İzmir Kemalpaşa’daki…

“Çiftlik Hayvanları Barınağı”nda yaşayacak…

Büyük olasılıkla büyürken…

Yediği yoncaların arasında…

Mutlaka “dört yapraklı” olanı vardı ki…

Bundan böyle kasap yüzü görmeyecek!

***

Peki, “Kara Şahin” ölüme neden direndi?

Düşündüklerimi paylaşayım…

Dünya dönmeye…

Kader de ağlarını örmeye devam ediyor…

Hem de acımasız biçimde…

Mesela…

Tüm hayvanlar ölümü hissedip…

Bu dünyaya veda edeceklerini anlıyor…

Kuşlar gibi…

Onlar da öleceğini anlayınca gözden uzak bir yere saklanıp…

Ölümü bekliyorlar…

Çünkü…

Tüm canlıların yaşamda iki amacı vardır…

Birincisi; “Hayatta kalmak”

İkincisi; “Genlerini sonraki nesillere aktarmak, yani üremek…”

İngiliz evrimsel biyolog ve yazar Richard Dawkins

Taaa, 40 küsur yıl önce…

“Gen Bencildir / The Selfish Gene” kitabında yazmış…

Diyor ki:

“Hayatta kalma içgüdüsü o kadar baskındır ki, canlılar her ne kadar kötü şartlarda yaşarlarsa yaşasınlar ufak sapmalar (intihar vs.) hariç yaşamak isterler… Yani, kararlı olan (kitlelerin izlediği) yol budur… Eğer bir gün aklımız daha da gelişip içgüdülerimizi de yönetmeye tam anlamı ile başlarsa ölüm korkusunu yenmek mümkün olabilir… Ancak bu yüzlerce nesil sürecek bir süreç…”

***

Çok eskilerden bir inanışla…

Bitiriyoruz…

Bilir misiniz?

Osmanlı döneminde…

İdam sırasında yağlı urgan koparsa…

İdareciler bunu “ilahi bir hareket” olarak kabul ederler, idama mahkum olanın bu cezaya haksız olarak çarptırılmış olduğuna inanıp onu affederlermiş… 

Eh…

Kurbanlık “Kara Şahin” de…

İpini koparıp…

Kendini kızgın kumlardan serin sulara bırakmıştı bayramda…

Affedilmesi doğal, di’mi?

Sonsöz: “Bu hayat, mendil satan çocuğun burnunu koluyla silmesi kadar acımasız…”

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz