MENÜ
İzmir 17°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Berlin ITB’den dersler…
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
11 Mart 2019 Pazartesi

Berlin ITB’den dersler…

Berlin ITB 2019 ziyaretimizi tamamladık, memlekete dönüş yolundayız… Bugün de notları paylaşayım… Yinelemekte zarar yok, Berlin Turizm Borsası bu yılı enteresan duygularla tamamladı. ITB’nin medya merkezinde konuştuğum Fransız ve İtalyan gazetecilerin tamamı çocuklara, torunlara turizm gelirlerinden pay bırakabilmek için bugünden önlem alınması gerektiğinden görüş birliği içindeler.

Şunu da belirteyim Tunç Soyer’in konuşmalarında sıklıkla dile getirdiği kırsal turizm, köy turizmi de sürdürülebilirlik açısından en önemli faktör olarak görülüyor.

***

Özellikle turizm bölgelerinde yerel yöneticilere düşen önemli görevlerden biri de bu fuarlarda bulundukları bölgeyi tanıtmaları, bölgeye gelecek kaliteli turist için çaba harcamaları. Bunlardan en iyi örnek de neden yeniden aday gösterilmediğini anlayamadığım bir isim olan Kuşadası Belediye Başkanı Özer Kayalı. Başkan Kayalı ekibiyle birlikte Kuşadası’nı en iyi şekilde temsil etmeye çalıştı.

İzmir standını bu yıl İzmir Kalkınma Ajansı düzenlemiş. Özellikle Alaçatı’yı ve şehrimizin temiz denizlerini temsil eden sörf tahtası- yelkeni iyi fikirdi. Ben de birçok ziyaretçi gibi o fotoğrafı çektirdim. Gelecek yıllarda İzmir için çok daha büyük bir alanda katılım diliyorum. Bol fotoğraflı bir ITB röportajını İzmirlife Dergisinde yayımlayacağım.

***

Bu sabah ITB sonuç raporu yayımlandı. Dünya Turizm Örgütü (UNWTO) bu yıl uluslararası turistik hareketin yüzde üç ila dört arasında artacağını tahmin ediyor. Dünya ekonomisindeki yavaşlamaya rağmen, dünya seyahat endüstrisindeki talebin son derece istikrarlı kalması bekleniyor. Avrupa’nın gelecek kaygısı Brexit ve bunun turizme olumsuz etkisi görülüyor.  Tabii ki “aşırı turizm” ve bunun yarattığı kirlilik de önemli. Bildiride  sürdürülebilirlik ve iklim değişikliği, özellikle lüks seyahat pazarında müşteri taleplerindeki değişim ve Geleceğin Hareketliliği konuları da yer aldı. Seyahat endüstrisinin, düşük performans gösteren bir ekonominin sonuçlarıyla başa çıkmayı öğrenmiş olduğunun altının çizilmesi de önemli. “Küresel çağda çok düşük kar marjları ile büyümenin doğaya ve toplumlar arası barışa olan etkisini olumsuzdur” diyenlerin sayısı da hızlıca artıyor.

Turizmin duayen ismi Hüseyin Baraner’in yazdığı gibi, dünya turizminin her yıl artarak sosyal, kültürel ve çevre hassasiyetlerden yoksun sadece kar odaklı dinamiklerin eline geçtiğini, yerel ve otantik yapıların yok olduğunu işaret edenler, ivedilikle yeni partner ve ortaklık modelleri arayışı içine girdiler. Büyük alıcıların düşük fiyat şartları altında her gün biraz daha fazla ezildiklerini dile getirenler, daha uygun bir satıcı bulabilir miyim diye fuar alanını baştan sona kadar turluyor, stantlardan içeri girmeye çalışıyorlar.

Baraner’in şu düşüncesine aynen katılıyorum: Turizm sektörü yapı itibari ile en barışçıl güdümlü, en kültürel donanımlı, en korumacı zihniyetli, en paylaşımcı/merhametli sektör olmasına rağmen, kendisini var eden bu konulara diğer sektörlerden çok daha az destek ve sponsor olduğu bir dönemde, kendi geleceğini tayin edecek olan öz konularına bile manevi sahiplenmesinin ne kadar düşük olduğunu 2019 ITB’sinde görmek insanı şaşırtıyor.

***

Türkiye’nin standında bu yıl temanın Göbeklitepe olması gerçekten büyük ilgi çekti. Göbeklitepe Araştırma ve Kazı Koordinatörü ve Almanya Arkeoloji Enstitüsü Öğretim Üyesi Dr. Lee Clare’nin konuşması ITB’nin en çok ilgi çeken konuşmasıydı diyebilirim. Benim gözlemim öyle… Daha önce Brüksel’de aynı masada olduğum Dr. Clare’nin Türkiye turizmi için şans olduğunu düşünüyorum.

Dr. Lee Clare’nin verdiği son bilgileri şöyle özetleyeyim: İlk ve en önemlisi, Göbeklitepe, MÖ 10. bin yılın sonlarından, MÖ 9. bin yıllarına tarihlenen bir tarih öncesi alandır (MÖ ~ 9,500-8,000). 1500 yıl kadar süren bir dönemden kalma arkeolojik birikintiler içeren yapay bir höyüktür. Bu birikintiler arasında mimari yapılar, atıklar ve tortu birikintileri yer alır. Kazılarda büyük miktarlarda faunal ve botanik kalıntılar, çakmaktaşı ve öğütme taşı eserleri, ayrıca hayvan ve insan tasvirleri ile heykeller ortaya çıkarıldı.

Buranın yorumuna dönecek olursak, Göbeklitepe’nin “tapınak” olarak önerilen işlevinin son derece problemli olduğunu her zaman vurguladım. Bu terim mevcut haliyle, örneğin tanrıların ve eğitimli bir ruhban sınıfının varlığını varsayar. Ayrıca, “tapınakların” (ilahi tapınım için bir yer olmasının yanı sıra) bir tür ekonomik güç kullandığı anlamına gelir. Bu yorum, MÖ 10. ve 9. bin yıllarında yaşayan Taş Devri toplulukları için tamamen gerçek dışıdır. Bu tür “tapınak ekonomileri” en azından geç Kalkolitik / Bronz Çağı’na kadar ortaya çıkmıyor.

Kuşkusuz bu anlayış, Göbeklitepe’de keşfedilen büyük T biçimli dikilitaşların çok özel olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Gerçekten de bu dikilitaşlar, dünyanın herhangi bir yerinden bildiğimiz en eski anıtsal yapılar arasında. Elbette, işlevleriyle ilgili olarak, anıtsallıkları ve biyografileri ile işaret ettikleri gibi; topluluğun ritüel geleneklerinde önemli bir rol oynamış olmalılardı. Bununla birlikte, yapılar, yalnızca sosyal toplantılar için alanlar değil, hayvan, insan ve bunlarla ilişkili sayısız sembolizm tasvirlerinin önerdiği gibi, yerel gelenek ve kimliğin fiziksel ifadeleri olarak da önemli işlevlere sahip olmalıydı.

***

Bu yıl ülke olarak Göbeklitepe turizmde en büyük şansımız olacak…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 mustafa yenihayat
 11 Mart 2019 Pazartesi 17:27
dünya turizmini kürtürel ve eğlence odaklı düşünmeliyiz, yani 12 ay turizm için...tabi turizm için iddialı olan ülkelerde güvenlik,özgürlük ve demokrasiyi içselleştirmiş olması gerek. genelleştirdikten sonra ülkemize bakarsak, kültürel açıdan gelenekselliği bir dereceye kadar savunsakta, ülemizdeki kültürel mirasın geneline aynı şekilde yaklaşmamız gerekir.bunu niye yazma ihtiyacı duydum çünkü bu alandada "bizden" ve "öteki" ayrımı seziliyor maalesef. Eğlenceye gelirsek, bunun kapsamı çok geniş;içinde "ahlaksızlık" olarak yorumlanacak unsurlar da var, ülkemizde yasak olan "casino" ve kumarhaneler de var. bence turizmi planlarken dünyanın önemli turizm destinasyonlarına iyi bakmak gerekir.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz