MENÜ
İzmir 18°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Bir Donald Trump esintisi…
Tayfun MARO
YAZARLAR
17 Mayıs 2017 Çarşamba

Bir Donald Trump esintisi…

Donald Trump, bütün halleriyle, bugünün satıhlaşan tüketim ve gösteri toplumunu temsil eden bir figürdür. Gelişinde yanlışlık yok. Bilişim devriminin getirdiklerine direnenlerin sesi soluğu olacak.

Bu binyılın şafağında, küreselleşen kapitalizmin yıkıcı bir krize girdiğini gösteren öncüller daha bir görünür oldu. İç savaşlar yaygınlaştı, terör aldı başını gitti. Dünya savaşı tehdidi büyüyor. Güvenlik politikaları çöküyor; güvenlik sorunu korkutucu boyutlarda. Dünya nüfusunun dörtte üçü yoksul.

Sahip olduğumuz değerleri nicedir taşıyamıyoruz, üstümüzden akıyor. Tüketim kültürünün aynılaştırdığı insanın tükenişi hız kesmiyor.

Karabasan gibi üstüne çöken gündelik hayatın bunalttığı insan, sanal âlemde çarnaçar çıkış arıyor.

Nihayetinde, Kapitalizmin yeni Dünya düzeni kimseyi mutlu etmiyor; Büyük insanlığı korkuları yönetiyor artık. Sistemde “paradigma çökmesi” dedikleri tam olarak bu olmalı…

Yeryüzünün güvenliksiz bölgeleri her zaman vardı. Ancak, bu bölgeler biliniyor ve kontrol altında tutulabiliyordu. Güvenliksiz bölgelerde yaşayan nüfusun sefaleti olağan bir durum olarak algılanıyordu. Yönetilebilir sefaletin ve şiddetin sıradanlığı…

Sorun şu ki, küreselleşen kapitalizmin yol açtığı sistem sorunları yönetilebilir olmaktan uzaklaştı; aksine, giderek derinleşiyor. Dengeden çıkan sistemin yeniden dengeye dönmesi zor görünüyor. Sefalet ve şiddet kontrolden çıktı.

Yeryüzünde hızla artan açlık ve yoksulluğun yanı sıra, kapitalistlerin insani duygulardan yoksunluğu, olumsuz tablonun vahametini daha da artırıyor. Çıkışsızlık duygusu insanlığı kuşatıyor.

Bu karamsar tabloyu dramatik biçimde tamamlayan Donald Trump, gelişiyle kimseyi şaşırtmadı.

Donald Trump’ın ABD Başkanı oluşu bir tesadüf değildir. Kapitalist sistem içinde ortaya çıkan çatışma, sistem içi bir sorun gibi görünmekle birlikte, kapitalizmin dünya sistemi olduğu da bir gerçektir. Yani kapitalist sistemde olan biteni “Dünya problemi” olarak görmek gerekiyor.

Endüstri devrimi sonrasında gelişen üretici güçlerin sistemdeki belirleyici gücü, bilişim teknolojilerinin geliştirdiği yeni üretici güçlerin baskısı altında gerilemeye başladı.

Donald Trump, bilişim devrimi öncesinde, tam olarak bu gerileme sürecinin ortaya çıkardığı konjonktürel bir başkanlık anlayışını temsil etmektedir.

Ortaya çıkan yaklaşım farkının kaynağında, otoriter yönetime duyulan ihtiyaç olduğu muhakkak...

Dolayısıyla benzeri liderlere bu dönemde sıkça rastlanabileceğini öngörmek gerekir. Aşırı milliyetçi, ırkçı, faşizme teşne liderlere gün doğmuş bulunuyor.

Donald Trump ayağının tozuyla, ABD’yi Pasifik bölgesi serbest ticaret anlaşmasından çıkardı; Dünya Ticaret Örgütü kurallarına ABD’nin uymayabileceğini açıkladı. Oysa Dünya Ticaret Örgütü, küreselleşmeyi simgeleyen unsurların başında geliyordu. Ne ki korumacı ekonomik önlemlere ihtiyaç doğdu… ABD ve Avrupa, sistem dönüşürken daha az zarar görmenin yollarını arıyor…

Tam da Batı’nın kendi derdine düştüğü şu zor zamanda Trump ile baş başa tam 23 dakika görüşen Erdoğan, söylemek istediklerini ancak basın toplantısında tamamlayabilmiş gibiydi; ama kendisini yüzüne oturttuğu gülücükle dinleyen Trump’a ulaşmak sanki mümkün olmadı. Muhtemelen Trump kendisine söylenenleri veya söyleyeni pek ciddiye almamıştı. Yüzünün orta yerinde sempati yüklü yapma gülücük, Trump,  bir “güleryüzlü ret” eşliğinde, Erdoğan ve heyetini geri gönderdi.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz