MENÜ
İzmir 14°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Bir ‘Halit Kakınç Klasiği’ daha: İnsaymun
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
3 Eylül 2020 Perşembe

Bir ‘Halit Kakınç Klasiği’ daha: İnsaymun

Bunca yıllık dostumdur Halit Kakınç… İzmirlidir. Meslektaşımdır. Yazı İşleri Müdürümdür.Her seferinde ters köşe yapıp şaşırtmaya devam ediyor beni.

Yeni kitabı İnsaymun’da öyle bir konu işliyor ki, ‘akıllara sezâ’ eskilerin deyimiyle.

Soruyor önce: “Eğer dersem ki sizlere, bir zamanlar bilim insanları, insanlar ile maymunları yapay olarak çiftleştirerek evrime müdahale etmeye teşebbüs ettiler – ‘Hadi oradan sen de’ deyip geçer misiniz?... Yoksa, merak edip bu alandaki ciddi çalışmalara göz gezdirir misiniz?”

Ve de ta Stalin’in SSCB’sinde başlayan laboratuvar faaliyetlerini ve ortaya çıkan somut sonuçları aktarıyor bu çalışmasında.

Krasnaya Frankenstein, yani Kızıl Frankenstein Dr. İlyaİvanoviç İvanov’u duydunuz mu hiç!Vallahi duymamıştım ben. Özetleyelim:

Dönemin Moskova gazetelerinde ciddi bir haber çıkıyor. Bir direktif veriyor bilim insanlarına Stalin: “Yenilmez bir insan türü istiyorum… Acıdan etkilenmeyen… Yüksek dirençli… Ve her ne olursa olsun, sorun etmeden yiyebilen…”

Takvimler 1926 yılını gösterirken SSCB Bilim Akademisi, PolitBüro’dan emri alıyor: “Canlı bir savaş makinesi yapacaksınız.”

Hedef İnsaymun. Ve bu işin üstesinden insan ile maymun melezi ‘’insaymun” gibi adlar öngörülen melez bir cinsinin gelebileceğine inanılıyor. Stalin, derhal Dr. İvanov’u görevlendiriyor bu iş için. O dönem için olağanüstü bir meblağ olan 200 bin dolar karşılığı da bir tahsisat çıkartıyor.

İvanov, dişi maymunların insan spermi ile hamile bırakılmasını planlıyor öncelikle. Üç şempanze ile başlatıyor deneyini. Başlatıyor ama, sonuç alamıyor bu aşamada.

***

ABD de, resmî ve gayrı-resmî olarak bu işlerin peşinde elbette. Devlet kaynakları ve özel fonlar... Örneğin, MIT TechnologyReview’a göre, ABD Ordusu, son dönemde Minnesota Üniversitesi’ndeki bir yaratık projesi için 1.4 milyon Dolar tahis etti.

Bu arada Vatikan’dan muhalefet geliyor. Katolik Etik açısından, bu prosedür, insanın özel kimliğini bozabilecek insan ve hayvan genetik unsurlarının karışımı nedeniyle insan haysiyetine karşı bir suç teşkil ediyor.

İnsan Biyoetik Araştırma Konseyi, olarak insan sperminin şempanzelere zerk edilmesine derhal engel olunması gerektiğini savunuyor. Kimi bilim insanları için ise bu iki türün çiftleşmesinden melez bir yavru elde edilememesi için hiçbir geçerli neden yok. Doğrusunu isterseniz, bu tür melez embriyoların uygun bir rahime yerleştirilirse insan bebeklerine dönüşüp dönüşemeyeceğini bilemiyoruz.

***

Şöyle yazıyor Halit Kakınç Abim: “Galaksideki yaşam, ‘uplift’ denilen bir olgu etrafında ve tüm ırklarca uyulması gereken milyarlarca yıllık yasalar ve kurumlarla şekillenmiştir. Bilinçlilik seviyesine ulaşan her canlı genetik mühendisliği kullanarak potansiyel sahibi canlıları ‘uplift’ eder diye özetleyebileceğimiz yasaya göre insanların şempanzelere ve yunuslara yaptığı şey, aslında galakside milyarca yıldır uygulanan bir metottur. İlginç olan ve galaktik toplumu korkuya düşüren şey ise insanları kimin ‘uplift’ ettiğinin bilinmemesidir.”

***

Sorular çok… 46 kromozomlu insan ile 48 kromozomlu şempanzenin birleşiminden on yaşındaki çocuk zekâsına sahip köle şempanzeler mi doğacak?

Hayvanların zekâlarını önemli ölçüde artırmak, ahlâkî olur mu? Aptal bir hayvan, aklı olsaydı geliştirilmesi için nasıl rıza verirdi?

Hiçbir insandan, sahip olduğu zekâ ve sağlık düzeyiyle dünyaya gelmesi için rızası alınamadığına göre, hayvanların seviyesini yükseltmek için neden, kimden ve nasıl önceden rıza alınabilir ki?

Hayvanları yücelteceğim derken onları mutlu birer köle yapmak yanlış mı olur?

Halit Kakınç’a katılıyorum: “Hayvanların insan seviyesinde bir zekâya yükseltilmesine engel olan bir ahlakî engel yoktur. Olamaz da… Ne var ki, günün birinde böyle bir evrim sıçraması gerçekleşirse, onlara karşı da diğer insanların büyük bir bölümüne reva gördüğümüz muamelenin daha da kötüsünü mü sergileyeceğiz büyük bir olasılıkla?.

İNSAN EVRİMİ: İnsan Evrimi hipotezi, insanların maymuna benzer atalardan türediği uzun bir değişim sürecini dayandığını kabul eder. Bu hipoteze göre tüm insanların paylaştığı fiziksel ve davranışsal özellikler, maymuna benzer atalardan kaynaklandığını ve yaklaşık 6 milyon yıllık bir süre içinde evrimleştiğini göstermektedir.

İnsansı özellikleri tanımlayan en eski farklılıklarımızdan biri olan -- iki ayak üzerinde yürüme yeteneği -- 4 milyon yıl önce gelişmiştir.

Büyük ve karmaşık bir beyin yapısı, âlet yapma ve kullanma becerisi ve dil kapasitesi gibi diğer önemli insanî özellikler daha yakın zamanda ortaya çıkmıştır. Karmaşık sembolik ifade, sanat ve ayrıntılı kültürel çeşitlilik de dahil olmak üzere pek çok gelişmiş özellik, daha çok son 100 bin yıl içinde ortaya çıkmıştır.

Özetle insanlar primattır. Fiziksel ve genetik benzerlikler, modern insan türü Homo Sapiens'in maymunların da atası olan başka bir grupla çok yakın bir ilişkisi olduğunu göstermektedir.

Özetle: İnsanlar ve Afrika’nın büyük maymunları – şempanzeler, orangutanlar ve goriller -- 8 ila 6 milyon yıl önce yaşamış ortak bir atadan türemişlerdir bilimsel verilere göre.

Katılırız, katılmayız, kabul ederiz etmeyiz… Bilemem. Ama okumaya mutlak değer bir kitap çıkmış.
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz