MENÜ
İzmir 16°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Bir de  Sarı İnek'i  dinleyin
Abdi KARAGÖZOĞLU
YAZARLAR
26 Ağustos 2018 Pazar

Bir de Sarı İnek'i dinleyin

Aslanlarla öküzlerin anlatıldığı Afrika hikayesi ülkemize "Sarı Öküz"  adıyla uyarlanmış.

Sürekli sürüyü tehdit eden Aslanlar, rahat bırakmaları karşılığında "bize sarı öküzü verin" der.

Hikayenin sonu malum; öküzler birer birer aslanlara yem olur.

***

- Benim Sarı İnek'e bu Afrika hikayesini yorumlamasını istedim, içtenlikle (!) yanıt verdi:

MÖÖÖ.. Bizde aslan falan yok ama daha kötüsü ekonomiyi hedef alan "Enflasyon Canavarı" var. O üreticinin cebini sürekli yakmakla tehdit ediyor.

- Nasıl yani. 

MÖÖÖ.. Hayat pahalı. Enflasyon yüzde 25'in üzerinde. Tüm sektörler ürünlerine anında zam yaptı. Süt Konseyi'nin Ankara'nın bürosunda süt fiyatının alımı için 170 lira kararı alan üretici ve sanayicilerin anlaşması iki ay oldu hala bizim buralarda yürürlüğe girmedi.

- Bu sizi nasıl etkiler? 

MÖÖÖ. Nasıl etkilemesin ki.. Ben süt üretiyor ve 1.45'e satıyorum, markette aynı süt 3.5 lira. Duyduğuma göre yem ve girdi fiyatları katlanınca binlerce üretici arkadaşlarımı kesime göndermeye başlamış bile.

- Kriz dönemlerinde önce 'Sarı İnek'ler gözden çıkarılır. Sen korkmuyor musun? 

MÖÖÖ.. Doğrusu benim iki nedenden dolayı korkum yok.

Birincisi, "alaca inek" ve"kırmızı inek"ten fazla süt veriyorum. Yani kriz durumunda onlar benden önce kasaba gider. 

İkincisi; bizde böyle bir durum söz konusu olmaz. Çünkü burası işçi yeri. Biraz hobi bahçesi gibi düşünün. Sadece çiftlikten kazanılacak parayla geçinmiyoruz yani. 

- Senin için sorun yoksa neden kara kara düşünüyorsun?

MÖÖÖ... Benim derdim üretici ile, derdim vatanla ilgili. Selfie yapacak zamanı bile olmayan Türk köylüsünün hakettiğini alamaması benim derdim. Herkes uyurken süt sağan, yemleri karıp, sırtımızı kaşağılayan; ahırı temizleyen, tarla çapalayan, gün boyu yem getirmeye çalışan üreticinin işi akşamları da aynen devam eder. Geceleri ise çoğu zaman doğum nöbeti tutarlar. 

- Peki bu işten mutlu olan yok mu? 

MÖÖÖ... Bu sektörden para kazanan sadece bir azınlık var. Ancak onlar da mutlu değil. Çünkü onların da en büyük sorunları zamanın yetmemesi.

- Derdim vatanla derken..

MÖÖÖ.. Yem fiyatlarının yanı sıra veteriner, elektrik, mazot ve pahalı haşere ilaçları, girdi maliyetlerini  katlıyor. Sen gıda üretemezken, sürekli ithal edersen bu iş olmaz. Borcu borçla ödemekle bu ülke kalkınmaz. Katma değeri yüksek ürünler üretilmesi gerekir. 

- Bayağı bilgilisin. Bütün bunları nerede öğrendin?

MÖÖÖ... Hayvani içgüdü diyelim. Benim annem 7 yıl önce Avusturya'dan hamile getirilen bir Simental. Avrupalı olmak başka ama doğum yerim İzmir. Bundan da gurur duyuyorum. 

Bu hayatta da kasaptan başka kimseden korkum yok. Dolayısı ile sadece gördüğümü söylerim. Bir adamın hayvancılıkla uğraşması için iki neden var: 

Ya kafadan arızalıdır, ya da vatanını çok seviyordur. 

Yani bunca sıkıntıya rağmen bu işi yapmakta direnen kişi mutlaka vatanını çok seviyordur. Bu iş yapılacak ki ülke olarak dışa bağımlılıktan kurtalacağız, cari açık kapanacak.

- Hiç karamsarlığı düştün mü?

MÖÖÖ.. Evet. İki bakanlık Tarım ve Orman Bakanlığı adıyla birleşince çok karamsar oldum, "Hayvancılık ülkede bitti ki, bakanlık isminden bile çıkarıldı" dedim. 

- Hayvancılığın kurtuluşu için sence ne yapılmalı?

MÖÖÖ... Cumhurbaşkanımızın artık yeni sistem nedeniyle hiçbir mazereti yok. Güçlü temsil, güçlü meclis artık emrinde. Dolayısı ile algı yönetiminin oyunlarına gelinmesin. Ucuz et yedireceğim diye et ithal ederseniz yarın şimdiki halimizi bile ararız. Devlet tüketeni memnun edecek diye üreteni  cezalandırmasın. O süt paketinin üstünde tüketicinin hissetmeyeceği şekilde yüzde 10'luk bir artışın köylüye nefes aldıracağı unutulmasın. 

- Annen yurt dışından getirilmiş. Sen neden ithalata karşısın.

MÖÖÖ.. Ben et ithalatına karşıyım. Canlı düve ithalatını destekliyorum. Zira ülke hayvancılığının kurtuluşu kaliteli damızlık cinsinde. 

- Halk arasında hayvancılıktan çok para kazanıldığı gibi bir algı var. Buna ne dersin?

MÖÖÖ... Bu işte çok para olsaydı Türk insanı yıllar boyu köyden kente göç etmezdi. 

İnek aklımla en çok bir koyup üç alacaklarını sanan Çiftlikbank mağdurlarına güldüm. 

Bu işin hiç mi giderlerini düşünmediler.

 "Doğuran kazanınız şimdi öldü diyen" Nasreddin Hoca fıkrasından bile bihaberler.. 

***

Daha önce Egedesonsöz yazarı da olan Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'ye aynı sütunlardan hayvancılık sektörünün çözümleri konusunda beş maddelik çağrıda bulunmuştum.

İzmirli Pakdemirli'nin sektörün sorunlarını gidermeye yönelik çalışma içinde olduğuna dair duyumlar aldım. 

Bunun ilk adımını da kurbanda besicilerin elinde kalan dana ve küçükbaşlar için fiyat vererek yaptı:

Et ve Süt Kurumu, büyükbaşları kilosu 15, küçükbaş için 14 liradan (canlı ağırlık) alacak. 

Bu konudaki kararı ben olumlu buluyor; alım garantisi vererek üreticinin yanında olduğunu gösteren Bakan Pakdemirli'den yeni bir destek paketi bekliyorum. 

Ki "Sarı İnek"ler kesime gönderilmesin...

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz