MENÜ
İzmir 10°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Bir defa için ‘tam kapansak’ ne olur?
Mehmet KARABEL
YAZARLAR
30 Kasım 2020 Pazartesi

Bir defa için ‘tam kapansak’ ne olur?

Geçtiğimiz haftanın en çarpıcı ama…

Bir o kadar da en kahredici haberiydi…

İzmir’e 20 dakika uzaklıktaki…

1.5 milyon nüfuslu Manisa’nın Tabip Odası Başkanı Dr. Şahut Duran

Resmen içini döktü ve dedi ki:

“Bir süre öncesine kadar İzmir'den hasta kabul eden Manisa, artık kendi hastalarına yer bulamıyor... Öyle ki, yoğun bakımda veya acilde yatak açılsın diye beklerken hayatını kaybeden insanlarımız var…”

Şehzadeler Kenti’nde günlük vaka sayısı 3 bine dayandı…

Şehir Hastanesi'nde 120 yatak…

Tamamen Covid 19 hastaları ile dolu…

Merkezefendi, Pandemi Hastanesi oldu; yer yok!
İlçelerde durum daha acıklı…

Hastalar servis sırası bekliyor…

Doktor ve hemşirelerin çoğu…

Test sonuçları pozitif çıktığı için karantinada…

Psikiyatri uzmanı doktor bile Covid 19 hastasını takip ediyor…

***

Manisa Tabip Odası Başkanı’nın sözleri yürek yakıyor…

Ama gerçek…

Gerçeği “yokmuş gibi” değerlendirmek mümkün mü?

Yatak beklerken son nefesini veren o vatandaşı…

Doktor da görüyor, hemşire de görüyor, paspas yapan da görüyor…

Hastanın yanındakiler görüyor…

Hele o hasta yakınları acının en büyüğünü yaşıyor…

Hani, elini tutarken “hayatın kayıp gitmesi” gibi…

Saklamak, gizlemek mümkün mü?

Bilir misiniz?

İnsanoğlu için “en ağır yük” bir hastadan gerçeği saklamaktır…

***

Böyle giderse…

Türkiye’nin Sağlık Sistemi…

Bu yükü taşıyamayacağı için…

Çökme endişesi yaşanıyor…

En büyük endişe şu:

Ya, hastalar tedavi edilemeyecek duruma gelirse?

Felaket senaryosu değil…

“Geliyorum…” diyen tehlikenin ayak sesleri…

***

En azından iki hafta…

Aslında…

Doğrusu üç hafta (21 gün)…

Millet olarak…

Kapanalım…

Sağlık… Gıda…

Ve belediye hizmetleri dışında…

Her şeyimizle kapanalım…

Türkiye’nin “yarınlarını kurtarmak” için…

Bunu yapmak zorundayız…

***

Hayat’ın frenine basmak zorundayız!

Kamyon devrilirse n’olur?

Ya da…

Olumlu sonuçları görene kadar ağırlaştırmak zorundayız, hayatı…

Bu belanın hepimize bulaşmasının önüne…

Ancak bu şekilde geçeriz…

***

Zorlukları yok mu?

Var, tabii…

Sağlık hizmetleri daha hızlı verilecek…

Doğalgazınız gelecek, suyunuz akacak, TV’niz çalışacak…

Elektriğiniz yanacak…

Ekmek kapıya gelecek…

Gerekirse…

Belediyeler araçlarla sebze / meyve / çorba dağıtacak…

Sokağa 21 gün adım bile atılmayacak…

Genci, yaşlısı, bebeği…

Hepsi ev hapsine katlanacak…

Hastane yataklarında…

Son nefesi vermekten daha iyidir!

***

Sokaktan çekilirsek insanlık kurtulur…

Çekilmezsek…

Daha vahim tablolarla karşılaşacağız…

Böyle bir durumda…

Ne okul gelir akıllara; ne işletmeler ne de piyasa…

İşler “kısmen” evden de yürüyebilir…

Üretim 21 gün sonra yeniden başlar…

Önemli olan…

Katlanabilmek…

***

Son dokuz ayda Amerika’da 240 bin kişi öldü…

Brezilya 163 bin vatandaşını kaybetti…

Hindistan’daki ölüm sayısı 130 bine, Meksika’da 100 bine yaklaştı…

İngiltere’de 50 bin kişi Korona’ya yenildi...

İtalya’da 42, Fransa’da 41, İran’da 40 bin kişi öldü…

İspanya’da 39, Peru’da 35 kişi hayatını kaybetti…

***

Türkiye vefatlarda 13 bin sınırını aştı…

***

Maske, mesafe, temizlik üçlemesini…

Hafiye gibi takip ederek ne ölçüde Korona’dan korunabiliriz…

Herkes birbirine bulaştırıyor…

Kapanarak…

Belki, gelecek nesilleri kurtarabiliriz…

***

Bitiriyoruz…

Finlandiya bir Avrupa ülkesi…

Korona ile mücadelede yaşlı kıtanın en mükemmeli…

35 yaşında bir başbakanları var…

Adı, Sanna Marin

Kadın başbakan, taaa geçen Mart ayının sonunda…

(Koronavirüs patladıktan 10 gün sonra…)

Başkent Helsinki’nin de içinde bulunduğu…

Tüm giriş çıkışları çıkışları kapattı…

Özgürlüklerin kısıtlanması demek…

Finlandiya için müthiş radikal bir karardı…

Çok eleştirildi Başbakan Sanna Marin…

Şimdi o gencecik kadına teşekkür ediyorlar…

Neden?

Çünkü, o Başbakan sayesinde…

Finlandiya’da sosyal temas “sıfır naktası”na geldi…

Toplu taşıma araçlarına binen yok…

Ya yürüyorlar ya bisikleti tercih ediyorlar…

Çalışanların yarısından fazlası evden çalışıyor…

Üstelik…

İnsanların dışarı çıkmasına yasak bile gelmedi…

Oysa..

Finlandiya’nın yüz ölçümü neredeyse Türkiye'nin yarısı kadar…

Ama nüfusu…

Türkiye’nin 15’te biri (5.5 milyon)…

Avantajları şu:

Alan geniş olduğu için, kalabalıklar birbirine virüs bulaştıramıyor…

Bi’önemli ayrıntı daha…

Hiçbir ülkeye tıbbi yardım için avuç açmadılar…

Avrupa’nın diğer ülkelerinden daha hazırdılar…

Çünkü…

Finlandiya'da acil tıbbi ve koruyucu ekipman stokları bulunuyor…

Üstelik, taaa İkinci Dünya Savaşı’ndan beri…

“Ha’ni n’olur n’olmaz…” misali…

*** 

Evde kalalım; dişimizi sıkalım…

Önceki gün…

İzmir’den bir toplu taşıma aracının iç görüntüsünü yayınladık…

Maske’yi bırak; millet birbirinin üstünde…

İşte, bu yüzdendir ki…

Her şeyi göze alalım ve “Eve Kapanalım”

Başka çare görünmüyor…

Nokta…

Sonsöz: “Eve kapanmak şart… Hatta odalara kapanmak lazım… / Dr. Fahrettin Koca – Sağlık Bakanı / Tarih: 20 Mart 2020…)

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Bu neyin kafası?
 30 Kasım 2020 Pazartesi 22:33
Yatırım dediği borç parayla yapılan köprü-hastane, tünel ...
 izmirli
 30 Kasım 2020 Pazartesi 12:06
yorum yazan zihniyet. paranın olmadığını ne biliyorsun. para yoksa bu kadar yatırım ve bu kadar yapılan işler nasıl yapılıyor.
 
 30 Kasım 2020 Pazartesi 08:31
Mehmet Karabel şu yazılarınızda çok övdüğünüz akepeye söyleyin bunları. Ülkeyi bu hale muhalefet getirmedi. Para yok para. Kasalar tam takır bomboş.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz