MENÜ
İzmir 14°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Bir 'dünya nerede' yazısı daha!
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
6 Eylül 2020 Pazar

Bir 'dünya nerede' yazısı daha!

Pandemi süreci bir kez daha gösterdi ki; bugünün küresel gıda sistemi hem insanları hem de gezegeni iflas ettiriyor. 800 milyondan fazla insan - dünya çapında her 10 kişiden biri - yetersiz beslenmeden muzdaripken, üretilen tüm gıdanın üçte biri israf oluyor.

Aşırı kilo ve obezite seviyeleri artmaya devam ediyor ve şu anda 2 milyardan fazla çocuğu ve yetişkini etkiliyor. Sağlıksız beslenme, küresel olarak hastalıklar için önde gelen bir risk faktörü haline geldi ve diyabet ve kalp hastalığı gibi kronik rahatsızlıkların pandeminin ana faktörü haline geldiğini gördük.

An itibarıyla sağlık sistemlerine muazzam ve hızla büyüyen bir yük konmuş durumda...

Öte yandan çevre de gıda ile doğrudan ilişkili… Nasıl büyüdüğümüz, işlediğimiz, taşıdığımız, tükettiğimiz ve yiyecekleri nasıl israf ettiğimiz de küresel çevre krizlerimizi tetikliyor.

Endüstriyel tarım sektörü, tek başına en büyük sera gazı yayıcısı ve ormansızlaşmaya, türlerin yok olmasına ve hem deniz sistemlerinin hem de tatlı su kaynaklarının tükenmesine neden oluyor.

İklim değişikliğinden önemli ölçüde güç alan açlık arttıkça, halihazırda aşırı gerilmiş, verimsiz ve sürdürülemez bir gıda sistemi üzerinde daha büyük baskı oluşmakta ve bu da iklim değişikliğini ve ekolojik düşüşü daha da hızlandırmaktadır. Bu büyük tehditler arasındaki bağlantılar, acil güçlerini tanımlıyor - ama aynı zamanda bize eylem için en büyük fırsatlarımızı sağlıyor. Yine bu süreç bize öğretti ki; zorlukların yakından iç içe geçtiği gibi, eylemlerimiz de sektörler, disiplinler ve kıtalar arasında entegre edilmeli.

Bu düşünce ile çalışan Slow Food’da 2007 başından beri emek veriyoruz.

Bir süredir de radarımda yeni bir kurum var: EAT…

EAT, temelde gıda sistemini dönüştürmek için kurulmuş İskandinavya kökenli bir vakıf.  Kurucu büyük ortak Stordalen Foundation, Norveç kökenli ve dünyanın yalnızca hayırseverlikle düzelmeyeceğine inanan bir vakıf… 2013 yılında, Dr Gunhild A. Stordalen, Stordalen Vakfı şemsiyesi altında yeni bir girişimi finanse etmiş. Yönetmenliğini yaptığı EAT; gıda, sağlık ve sürdürülebilirliği bilim, iş dünyası ve politika alanlarında birbirine bağlayan küresel bir girişim

EAT'nin ana akademik ortağı ise Stockholm Dayanıklılık Merkezi'dir. Girişim, Harvard Üniversitesi, Cornell Üniversitesi, California Berkeley Üniversitesi, Londra Üniversitesi, New York Bilimler Akademisi, CGIAR Konsorsiyumu, Lancet gibi dünyaca ünlü ortaklarla yakın işbirliği içinde geliştiriliyor.

EAT Danışma Kurulu, beslenme, insan ve veteriner hekimlikten ekonomi, politika ve tarıma, çevre ve iklim bilimlerine kadar dünyanın her yerinden 32 tanınmış uzmandan oluşuyor ve yılda 3 kez toplanıyor. Kurul başkanlığını Profesör Johan Rockstrom (Stockholm Üniversitesi Stockholm Dayanıklılık Merkezi İcra Direktörü) yapıyor.

 

 

Akademik ortak ise İsveç Stockholm Üniversitesi’nin “Resilience- Dayanıklılık Merkezi” dedim ya… Bu merkezin vizyonu herkes için refah sağlayan gelişen ve dirençli bir Biyosfer…  Biyosferdeki insanlar ve doğanın karmaşık, dinamik etkileşimlerinin bilimsel anlayışını geliştirmek, gelecek nesil sürdürülebilirlik araştırmacılarını ve liderlerini eğitmek ve değişim aracılarıyla işbirliği yapmak…

Dünyada üniversite denince akla bunlar geliyor. Ülkemizdeki bilimsel atıfta ilk sıralarda olan 4-5 üniversiteyi çıkarın, bunları düşünen bir kurumdan söz etmek mümkün mü?

Bu yazıyı bizim üniversitelere mesaj vereyim, binlerce kendinden başka kimseyi aklına getirmeyen çakma profesöre bilime çağrı yapayım diye yazmadım. Akademi’nin sadece ekmek parası kapısı olmadığı bilinsin yeter isterim.

Finasmanda ise 1936’dan beri çalışan Wellcome Trust var. WT Londra’da kurulan bir araştırma kuruluşu. İnsan ve hayvan sağlığını iyileştirmek için araştırmalara fon sağlamak amacıyla ilaç uzmanı Sir Henry Wellcome'ın mirası ile kurulan bu örgütün samimiyeti kesin.

Burada “samimiyet” sözcüğünü bilerek kullandım. ABD’deki bazı vakıflar için şu son Covit-19 sürecinde ileri sürülen iddialar malum.

Bu anlamda EAT gibi küresel gıda sistemimizi yeni ortaklıklar yoluyla dönüştürmeye adanmış küresel, kar amacı gütmeyen bir girişimin dikkatle izlenmesi gerek.

EAT’in vizyonu, sağlıklı insanlar ve gezegen için adil ve sürdürülebilir bir küresel gıda sistemi ve bu gelişmelerden bütün dünyanın yararlanmasını sağlamak.

EAT yönetimi; “Yaptığımız her şey, karakterimizi ve çalışma kültürümüzü tanımlayan bir dizi ilke tarafından yönlendirilir” diyor. Katı bir bilimsel politikaları var. Sistem değişikliklerini ölçeklendiriyor ve işbirliği yoluyla etkiyi hızlandırıyorlar. Bizde birileri bu lafları telaffuz edebiliyor ama uygulayan bulunmuyor.

Onlar da çeşitliliği, dürüstlüğü ve bütünlüğü savunuyorlar. Adalet ve eşitlik olmaz ise olmazları…

Geçen hafta EAT “Daha İyi Bir Gelecek İçin Beslenme Biçimleri Raporu” nu açıkladı. Bugün yazı uzadı. Bu raporun değerlendirmesini gelecek yazıda yapacağım.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Nigar Dinleten .
 25 Ocak 2021 Pazartesi 19:02
Slow Food ekibine teşekkürler .
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz