MENÜ
İzmir
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Bir muhalefet vakası olarak CHP siyasetine bakmak
Tayfun MARO
YAZARLAR
30 Mart 2018 Cuma

Bir muhalefet vakası olarak CHP siyasetine bakmak

CHP’yi eleştirmekten uzak durmak için kendime yaptıklarım, baskıcı yönetimlerin zulmünü bile aşıyor.

Ne yazık ki AKP’nin belirlediği gündeme dayalı muhalefet yapmayı içine sindiren CHP’ye duyulan öfke, 15 yıllık iktidara duyulan öfkeyi de geride bırakmış bulunuyor.

Ülkenin en az yarısının AKP’nin yaptıklarına ettiklerine karşı olduğu koşullarda, iktidar zümresi elan böyle rahat ve pervasız, tüm muhalefeti çileden çıkaracak icraatlar yapabiliyorsa, CHP’nin yaptığı muhalefet elbet de sorgulanır. Kol kırılırmış da, yen içinde kalırmış da, geçiniz bunları…

Yolun sonuna geldik, artık kimse mazeret dinlemek istemiyor. Bu nedenle, “muhalefet yapmak” ile “mış gibi yapmak” arasında gidip gelen Kılıçdaroğlu ve ekibine duyulan tepki ciddiye alınmalı.

CHP, İslamcı değişim ve dönüşümün en kritik aşamalarında, kullandığı muğlâk muhalefet diliyle, İslamcı hareketin yolunu açmakla suçlanıyor.

Bu ahvalde, CHP, İslamcı zihniyetin kurmakta olduğu yeni rejimin muhalefet modelini oluşturuyor olabilir mi? Kurulmakta olan rejime karşı durmaktan ziyade, yeni rejimin muhalefeti olmak gibi…

CHP’de önce Cumhuriyet devrimine tutkuyla bağlı “ulusalcı” unsurlar büyük ölçüde tasfiye edildi. Ardından da, netlikten yoksun ve daha ziyade AKP’ye kızmaya dayalı politikalar öne çıkarıldı.

Ulusalcı kimliğini sosyal demokrasinin uzlaşmacı kültürüyle buluşturması ve kimlik siyasetiyle mücadele etmesi beklenen CHP, tuhaf bir üslupla solculuk yapmaya başladı. “Deve desen deve değil, kuş desen kuş değil” bir sol siyaset çıktı ortaya.

Aslında CHP’nin sosyalist bir Dünya tasavvuru yok ama böylece sosyalist partilerin önünün kesildiği de bir vakıa.

Sonunda korkulan oldu; ülke muhalefeti, medya olanaklarından neredeyse bütünüyle yoksun kaldı. Kapatılan, el koyulan, devredilen medya kuruluşlarından sonra muhalefetin sesini duyuracağı çok az mecra kaldı. Yeni rejimin seküler toplumu bütünüyle teslim almasına birkaç adım kaldı...

Felaket tellallığı gibi olacak ama bu gidişle, CHP’nin posasını önümüze atacakları günler çok uzak değil. Doğan Medya’nın başına ne geldiyse, en geç 2019’da, CHP’nin de başına o gelecektir.

Cumhuriyet devriminin getirdiklerini ortadan kaldırmakta olan karşı devrim hareketi; “Durmak yok, yola devam!” şiarıyla yürüyor. Sırası gelen alaşağı oluyor.

Öte yanda, işlevini büyük ölçüde yitirmiş Parlamento’da, nevi şahsına münhasır muhalefetiyle, dostlar CHP muhalefetini alışverişte görüyor.

Hazin ama gerçek, böyle gitmeyeceğinin onlardan gayrı herkes farkında...

Görünen o ki, CHP yönetimi, iki arada bir derede siyaset yapmaktan yorgun düştü…

“Seçimleri boykot etmek gerekir,” diye görüş belirtenlere, CHP yönetimi, “Olmaz, seçimlerden kaçmak gibi anlaşılır.” diye yanıt veriyor.

CHP yönetimi, çalışamaz durumda olduğu için Meclis’in terk edilmesi gerektiğini düşünen yurttaşlara da muhtemelen deli gözüyle bakıyor.

Parlamento’da temsil enikonu sorunlu hale geldi. Yurttaşlık hakları kullanılabilir olmaktan çok uzak. Yargıya güven sıfır noktasında. Hukukun yerini keyfiyet aldı. Kuvvetler ayrılığı ilkesi fiilen ortadan kalktı. Ekonomi tıkırında değil, iş dünyası nefesini tutmuş, bekliyor. Halk gırtlağına kadar borçlu, korkudan sesi soluğu çıkmıyor. İşsizlik nedeniyle intihar vakaları gündelik hayata girdi. Kamusal yaşam normları altüst oldu. Ülke seçimlere gidiyor, seçimlerin adil olacağına inanan yok.

Hal böyle olunca, elbet de ana muhalefet partisi olmanın gereği, CHP bir şeyler söylüyor.  Gelin görün ki söylenenleri kimse anlamıyor veya ciddiye almıyor; etkisi adeta yok hükmünde. Durum vahim.

Şimdi akıllarda şu kritik soru var; Seküler toplumun ve kamusal yaşamın savunulması için ihtiyaç duyulan dinamizm ve irade, CHP yönetiminde mevcut mu?

Amacım, yıkıcı CHP eleştirisi yapmak değil. Ülkede geleceğini göremeyen milyonlarca insan var ve sayıları hergün artıyor. Muhalif olup da kendini güvende hissetmek çok zor. CHP’nin atacağı her adım, islamcı bir rejimde yaşamak istemeyenler için hayati önem taşıyor.

Yolun sonuna geldik; ya laik ve seküler alanı İslamcılara teslim eden parti olarak CHP tarihte yerini alacak, ya da herkesin kendisine yer bulabildiği, demokrasiyle yönetilen Türkiye’nin yolunu açacak.

Türkiye Cumhuriyeti’nin ezeli ebedi varlığı ve Atatürk’ün manevi şahsiyetiyle CHP’nin tarihsel bağları var. Dileğim, bu bağların gerektirdiklerinin hatırlanmasıdır.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Lombak
 3 Nisan 2018 Salı 00:00
15 yıl ve 8 seçim kayıp. Normal bir demokraside Akp iki kere gelir iki kere giderdi. Böyle kolay savuşturamazsın. Muhalefette sorun olduğu kesin. Bu büyük zaman diliminde iktidara düşünmek, yenilenmek ve yeniden iddialı olmak için aşırı zaman tanındığı da kesin. Demekki chp de koltuklar sıcak az ve değerli. Atatürk''ün arkasına sığınıp sıvışmak önemli. CHP''yi Karşıyakada %70''ten ziyade. Batman''da%10 kurtarır. Ama hdp olduğun için değil chp olduğun için. Var mı bunun altına girecek babayiğit?
 Mümtaz Adaer
 2 Nisan 2018 Pazartesi 16:27
Vur abalıya kolay.Sn.Yazardan bir de AKP ye eleştiri yazısı yazmasını öneriyorum. Bakalım tonu ve içeriği nasıl olabilecek?
 Merkez
 1 Nisan 2018 Pazar 12:39
Güzel günler göreceğiz çocuklar....
 Lombak
 30 Mart 2018 Cuma 17:33
Yani evet. Açık konuşmak gerekirse, AKP içinde muhalefetini yaratıp, sonra da o iç muhalefeti iktidara getirdi. Nasıl oldu düyeceksiniz. İşte bakın AKP'nin fetöyle ilintili kanatları tasfiye edildi. Referandumda yerel yönetimler bozuk sinyali alan AKP hemen içinde daha halkçı unsurları belediye başkanlığına getirdi. Halkla didişen Melih gibileri ise siyasetten sildi. CHP'nin Mansur Yavaşla yapamadığını Tayyip kendi parti içi muhalefetiyle yaptı. Aynısı Topbaş için de geçerli. Onlar yenilendi. CHP de hala posası çıkmış İlhan Kesiciler Cumhur başkanı adayı olsun mu diye tartışılıyor. CHP gerçekten koltuk derdinde, gerçekten gülünç durumda. Ve İzmir'de acınacak derecede Meral'e ihtiyaçları var. Son kale sallantıda. Bu CHP İstanbulda Cananlarla fingirdeşmese İstanbul da alınır. Ankara'da alınır. En müsait zamanları etnikçilerle, soykırım lobicileriyle, mimarlar odası, Türk düşmanı TTB ucubelerinin peşlerinden koşarak heba ettiler.
 Gürkan
 30 Mart 2018 Cuma 13:07
En son mühürsüz zarf ve diğer konular meclisten geçerken Erdoğan bir İstiklal Marşı dedi gündem hop değişti. chp buna hep kanıyor, akp nin gündemine göre muhalefet etmeye çalışıyor. Gündem ekonomi , yürüsene
 İzmirli
 30 Mart 2018 Cuma 12:36
Tesbitlerinizdoğru.CHP maalesef artık bildiğimiz parti değil bambaşka bir yapı haline geldi.Bu gidişle tarihteki yerini alacak ve safdışı kalacak.Üzülüyoruz ama Kılıçdaroğlu bu partiyi tanınmaz hale getirdi.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz