MENÜ
İzmir 13°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Bir ulusun zamanda yolculuğu
Dr. Berna BRIDGE
YAZARLAR
4 Ocak 2019 Cuma

Bir ulusun zamanda yolculuğu

Yılmaz Özdil’in Mustafa Kemal’ini okuyorum bu günlerde, zaman zaman ağlayarak… Mustafa Kemal kitabıyla birlikte aynı zamanda ulusumuzun zamanda yolculuğunu izliyorum…

Yeni kaybettiğim rahmetli babam Cumhuriyetle yaşıttı. Cumhuriyet ilan edildikten 2 ay sonra doğmuş. Yani tam bir Cumhuriyet çocuğuydu. Ne kadar şanslı. Cumhuriyetle büyümüş. Devrimlerle büyümüş, Atatürk’ümüzü çocuk halinde bizzat görme olanağı bile olmuştu. Bir tarihti. Son nefesine kadar Atatürk diyen bir Cumhuriyet çocuğuydu. Doğal olarak Arapça kökenli birçok sözcük kullanırdı. Oğullarım bazen anlamaz, bana “dedem ne dedi” derlerdi.

Kitabı okudukça dilimizin, kültürümüzün, babalarımızın, dedelerimizin, büyükannelerimizin geçirdiği evrimi de çok iyi görüyorum. Örneğin, Atamız 1936 yılında “Geometri” isimli kitabı yazıyor ve birçok geometrik terimin Türkçe karşılıklarını türetiyor.

Türettiği sözcükler: boyut, uzay, yüzey, çap, yarıçap, kesit, yay, çember, açı, dikey, eşit, kare, silindir, teğet… Özdil kitabında açıya zaviye, dikeye amudi… denirdi gibi Arapçalarını da yazmış bazılarının. Birden dikkatimi çekti, babam zaviye, amudi gibi sözcükleri kullanırdı, ben bu sözcükleri okulda değil, evde babamdan öğrendim. Anladım ki, 1936 yılına kadar bu terimlerin Arapçaları kullanıldığı için babam ilkokul ve ortaokul yıllarına kadar Arapça sözcüklerle öğrenmişti geometriyi… Ancak 1936 yılından sonra doğanlar açıya zaviye, dikeye amudi demediler yani, annem gibi…

Okumayı sürdürüyorum. Sayfa 122. TBMM açılacak. Ankara’da kiralık ev yok. Milletvekilleri öğretmen odasında 25 kişilik koğuşlarda kalıyorlar. Karyolalar yetmemiş, yer yataklarını birleştirip yatmışlar. Bazıları açık arazide yatıyormuş. Sıtma ve çeşitli hastalık kol geziyormuş. Çoğu cephedeymiş ayrıca, zaman bulunca gelirlermiş. Şimdiki milletvekillerinin koşulları ile karşılaştırılınca…Bu ulus nereden nereye gelmiş…

Sayfa 123 e geçiyorum: Biat yoktu, karşıt fikirlere Atamız çok hoşgörülüydü, mecliste muhalefeti özellikle isterdi yazıyor. Devam ediyorum. İngiliz kara propagandası: Mustafa Kemalin fotoğrafı diye Anadolu’da şişman, esmer, uzun kıvırcık saçlı, kafasında fes, abartılı gür bıyıklı, fırfırlı papyon takan, tombul yanaklı, padişah etrafındaki saray soytarılarına benzeyen birinin fotoğraflarını dağıtıyordu. Mustafa Kemal’i hiç görmemiş olan Anadolu halkının kafasını bulandırmaya çalışıyordu İngilizler.

Düşünüyorum, ulusumuz nasıl asil bir yoldan geçmiş… Birinci Dünya savaşının aylar öncesi Osmanlı’nın onca yokluk içinde bulup parasını ödediği 2 gemiyi vermeyen, üstüne yatan da İngiliz. Petrol için Hicaz ve Mezopotamya halkını, Arapları Osmanlı’ya karşı Lawrence’larla ayaklandıran, aleyhte dolduran, bizi bölmek, yok etmek ve bölge zenginliklerinin üstüne yatmak için her çeşit kirli oyunu deneyen de İngiliz. Bunlarla ilgili tarih derslerimizde hiç konu işledik mi? İngiltere’ye karşı öfkeyle dolduruldu mu genç dimağlarımız?

Kitabı yer yer ağlayarak okudum. Birçok bilgiyi zaten biliyordum ama yukarıdaki geometrik terimler, Atamızın resmi diye dağıtılan çirkin fotoğraf gibi bilmediğim hoş ayrıntılarla da karşılaştım. Tüm kitabı burada özetlemem Yılmaz Özdil’e haksızlık olur, zaten yer de yetmez, mutlaka okuyun bu kitabı.

Tarihimizi, ulusumuzun nereden nereye geldiğini, dedelerimizin, Mustafa Kemal Atatürk’ün karizmatik liderliğinde bize armağanı olan bu ülkenin değerini bir daha hissedeceksiniz… 

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Obi
 13 Ocak 2019 Pazar 23:18
Harika anlatmışsınız, teşekkürler!
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz