MENÜ
İzmir 14°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Bir virüslük canı kalmış
Tayfun MARO
YAZARLAR
23 Mart 2020 Pazartesi

Bir virüslük canı kalmış

Dünya sistemi kapitalizmden söz ediyorum, bir virüslük canı kalmış, yeni ayırdına varıyoruz.

Kapitalist sistemin globalleşerek ideoloji ötesinde konumlanma ve insanlığın doğal durumuyla hemhal olma iddiasına, virüsün yanıtı ağır oldu.

Sağlık politikaları çöktü.

İstihdam politikaları çöktü.

Sosyal güvenlik can çekişiyor.

Eğitim politikaları çöktü.

Güvenliği sağlamak üzere askerler sokağa inmeye başladı.

Toplumlar siyasal partilere iktidar yetkisini bu beş alanda başarılı olması halinde veriyor; Sağlık, istihdam, sosyal güvenlik, eğitim, güvenlik.

Virütik bir saldırıyla sistemde ortaya çıkan zafiyet, sosyoekonomik yapının bütünüyle çökmekte olduğunu gösterdi. Ülkeler ve toplumlar, geçen yüzyıldan taşıdıkları siyasal yapılardan artık iktidar çıkamayacağı gerçeğiyle yüzleşiyor.

Dert büyük; Corona virüsünün ortaya çıkışıyla, değerler sisteminde süren tükeniş, çöküş evresine geçiş sinyalleri vermeye başladı.

“Hayatta kalacak mıyız?” sorusunun hemen yanı sıra, aklımızda bir sürü soru var…

Paranın, üretimin, ham madde kaynaklarının kontrolü hangi grupların tekelinde olacak?

Liberal dönemim küreselci çevreleri mi, endüstriyel dönemin son temsilcileri mi, dijital dönüşümün öncüleri mi, uluslararası sistemin tahtına oturacak?

Lakin tahta kimler geçerse geçsin, geçiş dönemi, orduların gözetiminde olacak gibi…

En can yakıcı olan ise, tarafların içine sürüklendiği kıyasıya çıkar ve paylaşım mücadelesinin, iki dünya savaşının insanlığa verdiği zarardan fazlasını verme ihtimalidir.

İşsizlik, yoksulluk, sefalet, açlık, göçler, bölgesel savaşlar, ölümler ve salgın, küresel düzenin insanlığa getirdikleridir. Ve kısa vadede çıkış yok.

Yüzyıl önce, iki dünya savaşıyla çıkış bulundu… Yüz milyonda fazla insan öldü… Ve emperyal dönem sonlanırken, sanayi toplumları ve ulus devletler ortaya çıktı.

Şimdi, sanayi toplumu ve ulus devletler de, tarihselliğin getirdiği koşullarda, sönümleniyor.

Ne ki sanayi devrimi sönümlenirken, tarihin sonunu ilan eden küresel sistemin getirdiği değerlerin de çok sorunlu olduğu ortaya çıktı.

Covid-19 salgınının getirdikleri, tüketim toplumu tarafından sistemin sorgulanmasına zemin hazırlıyor. Dünya nüfusunun dörtte üçünü yoksulluğa mahkûm eden, pandemik salgında yerle bir olan küresel düzenin varlığını sürdürmek için hiçbir geçerli mazereti yok.

Bu ahvalde, akıllardaki soru şu olacak; İnsanın en temel talepleri, beslenme, barınma, sağlık, güvenlik ihtiyacına hangi sistem, nasıl cevap verecek?

Yaşanan hengâmenin ardından, yukarıdaki sorunun yanıtının bulunması gerekiyor.

Ancak, gitmekte olana ve gelmekte olana dair konuşmak için yeni akla ve bilgiye ihtiyaç var. Bakış açımızı değiştirmek ve meseleleri nasıl ele alacağımıza yeniden karar vermek artık bir zaruret. Her şeyi yeniden söylemenin zamanı geldi.

Elimizdeki kritik bilgi; Sistemin bir virüslük canı kalmış…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Lombak
 24 Mart 2020 Salı 00:35
Tabi batıda da ulusalcı cephede kendi ülkesi ve halkının çıkarları için mücadele edenler var. Bunlar ülkemizin dostları değil ama küreselcileri çok kızdırdılar. Petrol lobisini, silah lobisini çok kızdırdılar. Bunun başı Trump. Trump Amerikan derin devletinde pek çok ekseni karşısına aldı. Obama kadar silah satamadı. Obama dönemi kadar SİHAlarıyla yabancı ülkelerde yargısız infazlar yapmadı. Obama dönemi kadar ülkelerde içsavaş çıkarmadı. Hatta bunları bazen önlemeye çalıştı.Abd deki küreselciler Trumptan şikayetçi. Abddeki küreselci-ulusalcı çekişmesinin sonucu sistemin değişim hızını etkileyecek.
 Lombak
 23 Mart 2020 Pazartesi 22:16
Sorunun doğal çevrenin bozulması, ozon tabakasının delinmesi,küresel ısınma ve bunları önlemek için devletler arası çevre protokolleri imzalanması eşikleri bundan 10 önce aşıldı sonuçsuz kaldı. Dünya nüfusunun çok arttığı biliniyor ve bu nüfusun çoğunluğu ne çok bilinen üç dine ait(musa, isa muhammet) ne de batılı yaşlı abilerin ırkına ait. Para da tamamen batılı yaşlı abilere ait değil. Bu da batıda topyekün mücadele idlerini tetikliyor. İd insani davranamaz. Bu ortamda kural doğa kurallarıdır. Bu da 21.yy 'a özgü yeni öğrendiğimiz savaş şekillerini başlatmış durumda. Virüs provaydı. Geçince eski alışkanlıklara geri döneceğiz. Fakat uzun vadede batılı yaşlı abilerle vedalaşma tarihi yaklaşıyor. Çin'i iyi inceleyen uzmanlarımız umarım olacaktır. Değer yargıları batının vahşi bireyselciliğinden epey farklı. Bence.
 Baba Muhalefet
 23 Mart 2020 Pazartesi 14:27
“Hayvanların doğal yaşam alanlarını istila ettik, eko sistemi bozduk, türleri yok ettik. Virüslerin doğal ev sahipleri olan hayvanları öldürünce onlar da yeni ev sahipleri aramaya başladılar. Böylece biz insanlar, bu bilinmeyen virüslerin yeni yaşam alanları haline geldik/geliyoruz/geleceğiz.” (David Quammen / Amerikalı bilim ve doğa yazarı)
 Yaz bir gelsin de
 23 Mart 2020 Pazartesi 12:36
Bir kaç ay sonra virüs unutulur gider.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz