MENÜ
İzmir 17°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Biz buradayız - Bu vatan bizim
Dr. Berna BRIDGE
YAZARLAR
10 Ağustos 2017 Perşembe

Biz buradayız - Bu vatan bizim

Dinamik, enerji dolu, çalışkan, heyecanlı bir vatansever… Murat Bakan. Son seçimlerde İzmir’den CHP milletvekili seçilmiş… İçi vatan sevgisi dolu, “biz buradayız, bu vatan bizim” diyor. Kendini seküler ve kentli olarak tanımlıyor. Seküler yapıdaki İzmir’de türbanlı bir kızın da daha özgür olduğunu düşünüyor. “Örneğin türbanlı kızlar Kordon’da bisikletle dolaşıyor” diyor. “Bizi diğer Müslüman ülkelerden ayıran da 100 yıldır seküler olmamız, onlar daha yeni yeni ve kısmen anlamaya başladılar din ile devlet işlerini ayırmanın gerekliliğini” diye ekliyor. Tunuslu Gannuşi’den örnek veriyor. Müslüman Kardeşler çizgisinde olan Gannuşi’nin bile artık seküler yönetimden yana tutum değiştirdiğini söylüyor.

Laiklik konseptinden hemen sonra bölünme konusuna geliyoruz. “Bizi bir arada tutan değerlere sarılmamız gerekir” diyor heyecanla. “Elbette her kimliğin kendi kültürünü özgürce yaşayabileceği ve yaşatabileceği haklar temin edilerek” diye ekliyor. Ülkemizde tarihsel niteliği olan etnik kimlik sorunları bulunduğunu, bu doğrultuda politik talepler olduğunu kaydediyor, ancak komşu ülkelerden farklı olarak ülkeden ayrılma isteğinin hiçbir zaman kayda değer bir çoğunluğa ulaşmadığını, uzun yıllar devam eden terör eylemlerinin bu yönde bir etki yaratamadığını belirtiyor. Refahın arttırılabilmesi, yurttaşlık aidiyetinin güçlendirilmesi ve ortak vatan duygusunun güçlü demokratik haklarla birleşebilmesi halinde ülkemizdeki bu ayrışmanın sona ereceğine inanıyor. “Bunu başarabilmemiz gerek, ülkemizin birlikteliği için bu çok önemli ” diyor…

Daha sonra ülkemizdeki hali hazırda en kritik mesele olan kutuplaşma konusuna değiniyor ve “iktidarın politikalarına onay vermeyen %50’nin düşman görülmesinin ülkeyi güçsüz kıldığı” saptamasını yapıyor. Bunu sosyal psikolojinin kurucularından Muzaffer Şerif’in ABD’de yaptığı bir deney ile örnekliyor. 22 çocuk tatil zannettikleri bir organizasyona katılırlar. Çocuklar iki gruba ayrılırlar gruplar birbirinden habersizdir biri kendilerine yılanlar diğeri kartallar adını takar bir grup aidiyeti oluşur. Bir süre sonra yarışma yapmak üzere bu iki grup biraraya gelir ancak yarışmalar o kadar çetin geçerki birbirlerine hakaret etmeye hatta saldırmaya kalkarlar bunun üzerine orman bekçisi yarışmaları durdurur ve iki gruba ortak bir hedef verir. Yeni amaçları ormanda temiz su kaynağı aramaktır. İki grup birlikte ortak hedef etrafında birleşir ve düşmanlıklar unutulur. Yeni dostluklar kurulur. Robbers Cave deneyi ortak hedefler için çaba göstermenin insanlarda birliktelik duygusunu arttırdığını kanıtladığını anlatıyor…

Kıssadan hisse, biz de toplum olarak bizi ayrıştıracak, kutuplaştıracak sorunlara odaklanmak, diğer grubu yok sayan politik zeminler inşa etmek yerine bir araya getirecek ortak sosyal, kültürel değerleri belirleyen ve en önemlisi bir arada huzur içinde yaşamamızı sağlayacak anayasal zemini oluşturan bir ülke olarak refah ve adalet yolunda ilerlemeliyiz diyor…

Ülkemizde şu an bir duygusal bölünmenin yaşandığını üzülerek söylüyor, iktidarın belirlediği ötekileştirici politik tutumdan geniş kitlelerin bunaldığını, bu nedenle nitelikli insan kaynağımızda çok fazla yurtdışına kaçış olduğunu belirtiyor. Orta sınıf muhafazakârların bile artık yurt dışına kaçma olanakları aradıklarını ekliyor. Referandumda AKP tabanından %10’luk bir kesimin “Yanlış yapıyorsunuz” diyerek “Hayır” oyu verdiğini vurguluyor.

Çözümün uygarlığın üzerine inşa edildiği evrensel değerlere; hukukun üstünlüğüne, temel hak ve özgürlüklere, laik demokrasiye, insan haklarına, doğayı koruyan ve sürdürülebilir yaşam değerlerinde uzlaşan ama sesi yeterince çıkmayan çoğunluğun daha cesur hareket etmelerinde olduğunu belirtiyor… “Toplumun eğitimli, üreten, demokrasi kültürü gelişmiş, artı değer yaratan %50 lik nüfusu artık işlerin kötüye gittiğini düşünüyor ama tepki göstermekte tereddüt ediyor, bu insanlar ‘biz buradayız, bu vatan bizim, vatanımıza ve demokrasiye sahip çıkacağız’ diyebilmeli” diyor…

“Sokağa çıktığımızda ev ev, köy köy, mahalle mahalle halka gidiyoruz” diyerek İzmir’in çalışkan kadınları ile birlikte yaptığı işleri anlatıyor. “Ortak dil yaratarak, CHP BİZİZ söylemiyle köylere bağış kitap toplayarak, hızlı şekilde kütüphane kurarak topluma yararlı işler yapılıyor, sözle zaman harcanmıyor” diyor. Bu dönemde amaçlarının sokağa çıkmak, yani halkla buluşmak olduğunu belirtiyor. Hedefteki işlerinin 26-30 Ağustosta Çanakkale’de Adalet Kurultayında ülkenin en yakıcı adalet sorununu bir kez daha gündeme getirmek olduğunu öncelikle vurguluyor. Diğer yandan köy sorumluları ile köylere daha hızlı yardım götürme, işi ve organizasyonu delege etme, kermes yapma, eğitim grubu oluşturma, Atatürk’ü anlatma ve okulları ve muhtarlık binalarını boyama çalışmalarının da hızla devam edeceğini ekliyor.

Peki ya bu projede çalışan SAHA GRUBU üyeleri İzmirli hanımlar? Geçen hafta yazdığım gibi Murat Bakan’ın liderliğini yaptığı bu çalışmayı sırtlamış onlar götürüyor. Çalışkan, hedefli, akıllı kadınlar. Sıcak demeden kolları sıvamış çalışıyorlar. Bugün izlediğim koordinasyon toplantısı sonunda birisi “Şarj oldum, çok çalışmaya yine hazırım” diyor, gözlerindeki ışıltı ile. Hem Murat Bakan'ı, hem de İzmir’in bu vatansever hanımlarını alkışlamak gerek… Eminim bu grup çalışmaları ile tüm ülkeye örnek olacaklar…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Süheyla Erna
 11 Ağustos 2017 Cuma 13:32
Düşünceler çok güzel ve değerli , herkesin bu düşünceler doğrultusunda birşeyler yapması gerektiğine inanıyor bu yolda çalışan tüm gönüllüleri canı gönülden kutluyorum Sevgilerimle...........
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz