MENÜ
İzmir 12°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Biz yiyelim, siz açıklamayın!
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
16 Şubat 2018 Cuma

Biz yiyelim, siz açıklamayın!

Son zamanlarda okuduğum tam da bize göre haber Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’ndan geldi: Hileli gıdaları mağduriyet yaşandığı için açıklamıyoruz

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın gıda güvenliği için başlattığı hileli gıda üreten veya ithal eden firmaları açıklama uygulamasını durdurduğu ortaya çıktı. Bakanlık yetkilileri bunun sebebini 'yaşanan mağduriyet' ifadesiyle açıkladı.

Bakanlığın son taklit ve tağşiş listesi açıklamasının 2016 Aralık ayı sonunda yapıldığı olduğu öğrenildi.

Hürriyet'ten Hacer Boyacıoğlu'nun haberine göre; konu hakkında fikirleri sorulan bakanlık yetkilileri “Evet bir süredir listeler yayınlanmıyor” yanıtını verdi. Bu yöndeki tavır değişikliğinin nedeninin bazı mağduriyetler yaşanması olduğunu söyleyen yetkililer, “Kamuoyuna açıklanacak listelerle ilgili yeni bir çalışma yürütüyoruz. Uygulamayı değiştireceğiz. O nedenle şu anda listeler yayınlanmıyor” dedi.

Bakanlık, 2012-2016 arasında 1173 parti ürünün mevzuata uygun üretilmediğini kamuoyuna duyurmuştu.

***

Şimdi biraz uzaklara gidelim… Brezilya’ya… Dünyanın en büyük et ihracatçılarından Brezilya’da ortaya çıkan hileli ve doğru beslenmemiş hayvanların etlerin yarattığı skandalın ardından ülkeden et ithalatını durduran ülkelere Mısır ve Suudi Arabistan da eklendi.  İthalatı durdurma kararı alan ülkelerin sayısının her geçen gün artmasıyla ülkenin ihracatı dibe vurdu. Brezilya Tarım Bakanı Blairo Maggi, günlük ortalama et ihracatının 60 milyon dolar olduğunu ancak bu rakamın skandalın patlak vermesinin ardından 74 bin dolara düştüğünü bildirdi.

Brezilya Tarım Bakanı Blairo Maggi, kamuoyuna etin güvenli olduğunun bilgisini verirken, devam eden testlerde herhangi bir sorunla karşılaşılması durumunda söz konusu etlerin geri çekileceğini söyledi. Maggi ayrıca, mart ayında günlük ortalama et ihracatının 60 milyon dolar olduğunu ancak bu rakamın skandalın patlak vermesinin ardından 74 bin dolara düştüğünü bildirdi.

Brezilya’da bakana kim inandı dersiniz?

***

Türkiye Ziraatçılar Derneği’nin başında yürekli bir insan vardı. İbrahim Yetkin’i 2016’nın yaz aylarında kaybettik.  Hilecilere karşı yaptığı yürekli açıklamalarla aklımızda yer etmiş bir insandı…

İbrahim Yetkin ölmeden bir süre önce Türkiye Ziraatçılar Derneği’nin belirlemelerine göre, hileli gıda üretme yöntemlerini açıklamıştı. İşte o yöntemlerin listesi:

– Yüzde 100 dana eti diye satılan sucuklarda at, eşek ve kanatlı eti uzun soyulmuş sosise kanatlı eti, yabancı doku ve iç organ katılıyor.

– Sucuk, salam imalatında kullanılan sarımsak kireç suyunda soyuluyor.

– Tereyağına bitkisel yağ karıştırılıyor.

– Soya baharatla karıştırılıp sucuk imalatında kullanılıyor. Sucuğun raf ömrünü uzatmak için nitrat katılıyor.

– Yoğurda bitkisel yağ ve jelatin karıştırılıyor.

– Yoğurt ve ayrana peynir suyu ve nişasta ekleniyor.

– Atık yağ olarak anılan kullanılmış kızartmalık yağ çeşitli gıda maddelerine karıştırılıyor.

– Şekere tekstil boyası, yumuşak şekere domuz jelatini ve tekstil boyası katılıyor.

– Çikolataya hayvan yemi olarak kullanılan soya tozu, margarin, keçi boynuzu tozu, leblebi tozu, kavrulmuş bakliyat tozu, fındık zarı karıştırılıyor.

– Tatlılarda Antep fıstığı yerine bezelye ve yeşile boyanmış yer fıstığı kullanılıyor.

– İncirler hidrojen peroksitle ağartılıyor. Bozuk, ezik ve kurtlu incirlerden ‘incir lokumu’ gibi ürünler yapılıyor.

– Haşerelere karşı önlem için kuru üzümler kurutulmadan önce mazota bulanıyor.

– Tereyağlı diye satılan baklavalara tereyağı aroması ekleniyor .

– Süt kremasının yerine, sıvı ve katı formdaki bitkisel yağlar, bitkisel orijinli proteinler ve ithal ucuz süt tozları kullanılıyor.

– Şekerpancarı pekmezi üzüm pekmezi diye satılıyor.

– ‘Takoz’ diye tabir ettikleri eski dönerlerin üzerine yeniden et konularak satılıyor.

– Tavuk döner içine öğütülmüş inek memesi, sakatat parçaları, bağırsak, kıyılmış tavuk derisi ve paça katılıyor.

– Et yerine nişasta, tavuk derisi, zar, baharat karışımı kullanılıyor.

– Yağ ve kemik külünden lahmacun yapılıyor.

– Beyaz et klora batırılıp taze görüntüsü veriliyor.

– Kırmızı bibere kiremit tozu, karabibere renk alması için kanserojen boya katılıyor.

– Kakaolu fındık kremasında kakao yerine keçiboynuzu tozu ve margarin kullanılıyor.

– Zeytinyağına kanola, fındık ve soya yağı karıştırılıyor,

– Zeytinler kimyasal boya ile renklendiriliyor.

– Reçelin içine az miktarda meyve, bol miktarda şeker şurubu konuluyor.

– Dondurmaların içine doğal sahlep yerine suni sahlep, süt yerine su ve süt tozu, meyve yerine yapay meyve boyası katılıyor.

– Meyve sularına aroma olarak kimyasal ürünler katılıyor.

– Günü geçmiş sütlü tatlılar hazır yemek firmaları aracılığıyla tüketilebiliyor.

***

Sizce bunlar Türkiye’de yapılıyor mudur? Cevabınızı bilemiyorum. Ama yapılıyorsa 2016’dan beri “yapanlar mağdur olmasın” diye açıklanmıyor… Biz de yiyoruz.

Neydi geçmiş yıllardaki slow food sloganlarından biri: Ne yiyorsak oyuz...

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 
 19 Şubat 2018 Pazartesi 23:34
vatandaş mağdur.hile yapanlar mutlu.ne diyelim.ancak türkiyede olur.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz