MENÜ
İzmir 12°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Bizi ayıran değil de birleştiren…
Teodora HACUDİ
YAZARLAR
13 Aralık 2014 Cumartesi

Bizi ayıran değil de birleştiren…

Kiria Fotini’nin ağırlaştığı haberini aldığımızda,
Pazar Ayini sonrasında Peder’le kahve içiyorduk.
İkimiz de allak bullak olduk.
Çocukluğumun
güzel,
zarif,
güler yüzlü Fotini Teyzesi… 
Platin sarısı saçları zamanla bembeyaz olmuştu,
kar beyazı,
pembe rujuysa hep aynıydı…

Peder’le atladık gittik,
Bayraklı’da mütevazı bir ev,
her köşesinde
84 yıllık bir ömrün yaşanmışlıkları…

Koca yatağın içinde küçücük kalmıştı,
ya da ben büyümüştüm, bilemiyorum.
Yanında beyaz bir ayıcık;
“bütün gün bu ayıcıkla konuşuyorum, dertleşiyorum” dedi.
Yatağının başucunda İsa’nın resmi asılı,
hemen altında da bir haç...

Bir yandan sohbet ediyoruz,
diğer yandan odasını inceliyorum.

Odanın bir köşesinde
seyyar tuvalete dönüştürülmüş Thonet sandalyeyi gördüğümde
gözlerim neredeyse yuvalarından çıkıyordu.
Belli ki orijinal Thonet,
oturak kısmının hasır olup olmadığını düşünmeye başladım,
acaba restore edilebilir miydi?
Sonra saçmaladığımın, 
fazlasıyla saçmaladığımın farkına vardım.
Karşımda yitik gitmek üzere canlı bir tarih varken,
ben antika bir sandalyenin restorasyonunu düşünüyordum.
Utandım
hem de çok utandım…

Konuşmaya devam ettik,
biraz Yunanca,
biraz Türkçe,
biraz Fransızca…
Çocukluğundan hatırladığı şarkıları,
Fransız rahibelerden öğrendiği duaları söyledi bize.
Her gün bir an önce onu yanına alması için Tanrı’ya nasıl dua ettiğini anlattı…

“Başkan nasıl?” diye sorduğunda ise
kimi kastettiğini anlamadım.
“O gün çok mutlu oldum.
Beni evden aldırdığı o gün,
benim için unutulmazdı.
O’na benden selam söyleyin,
O’nun için dua ettiğimi de…”

 Anladım ki Aziz Başkan’dan bahsediyor,
“o gün” dediği ise 17 Ağustos’da Aya Vukla’da ayin yaptığımız gündü…

Boğazımda bir düğüm,
gözlerimde akamayan yaşlar.

O günü,
öncesini,
yaşadıklarımızı,
bize yaşatılanları yazmıştım…

17 Ağustos 2014
nesli tükenmekte olan kuşlar misali,
biz Rumlar için çok anlamlı bir dönüm noktasıydı.
Tüm yaşanmışlıklara rağmen
İzmir’de belki de ilk defa varlığımız kabul görüyor,
bu toprakların, bu kültürün bir parçası olduğumuz dile getiriliyordu.
Başı çeken de İzmir Büyük Şehir Belediye Başkanıydı.

Herkül Milas’ın dediği gibi,
Bizi ayıran değil de birleştiren unsurları görmeliydik…

Ben görüyorum,
hep de gördüm,
bunu görenlerin sayısı da
gün be gün artıyor… 



17 Ağustos 2014 günü 92 sene sonra yapılan ilk ayinde, Büyük Şehir Belediye Başkanımızın talimatıyla yaşlılarımız evlerinden sağlık görevleri eşliğinde özel araçlarla alınıp ayine katılımları sağlanmıştı. Bayan Fotini'nin kiliseye giriş anı hepimizi derinden etkilemişti.  

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Esen Doğu.
 14 Aralık 2014 Pazar 16:37
Çok dokunaklı bir yazı.Keşke o zamanki her iki tarafın büyükleri,daha akıllı düşünüp bizleri üzen şimdiki durumlara sebeb olmasalardı diyorum ne yazıkki tarihin akışını değiştirecek gücümüzyok maalesef.
 Seyyide Eryorulmaz
 13 Aralık 2014 Cumartesi 18:39
Sadece çok duygulandım vede Aziz beye bu hareketinden dolay çoook çoookteşekkür ederim bayan Fotiniyede sağlıklar dilerim sevgiler......
 Buket Kaymak
 13 Aralık 2014 Cumartesi 18:24
Farklılıklar olmasaydı ruhlarımız besinsiz kalırdı...
 Serpil Güngör
 13 Aralık 2014 Cumartesi 16:32
Yüreğine sağlık Aziz Başkan ve kalemine sağlık sevgili Teodora
 ANEMOS
 13 Aralık 2014 Cumartesi 11:51
Duygularına Ve Düşüncelerinin Tamamına Katılıyorum.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz