MENÜ
İzmir 11°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Bu iş bitti mi?
Fatih YAPAR
YAZARLAR
7 Aralık 2017 Perşembe

Bu iş bitti mi?

İzmir’in göbeğinde-kentin merkezinde bir çukur var!

Hem de 18 yıldır öylece duruyor. İçinde ördekler yüzüyor, sazlıklar yeşeriyor.

Neredeyse bir neslin,  yaşananlar ve hikayesiyle birlikte ömrünün yarısına denk gelen olaylar zinciri sürüyor. Sıradan bir İzmirli, işine gücüne giden bir vatandaş için belki önemi yok ama şu sıralar kentin hem siyasetini takip edenler hem de ticaretin içinde aktif olanları ilgilendiren önemli gelişmeler yaşanıyor.

Bu çukurun hikayesini, hukuki süreci burada yazmaya kalksak sayfalar yetmez! O halde, son gelişmeler kapsamında önümüzdeki süreçte neler olabilir şöyle bakalım.

Yıllarca kentin merkezinde otobüs garajı olarak kullanılan devasa alanın “satılması” kararıyla temelleri atılan bu sorun yerel yönetimlerin ve idarecilerin değişmesiyle bu güne kadar geldi. Araziyi satın alan merhum Mazhar Zorlu’nun başında olduğu Güçbirliği Holding, EGS bank batınca oradan kredi çektiği için “varlık” hanesinde yer alan çukur arazisi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na (TMSF) geçti.  Yıllarca TMSF bünyesinde duran arsanın sahibi Zorlu Holding’in içinde sıkıntılara neden olan ayrıntıyı da geçersek bu arazi için önce Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile dönemin TMSF Başkanı Ahmet Ertürk masaya oturdu. Ve Büyükşehir’in arazideki hakkı bundan sonra kim satın alırsa alsın ‘yüzde 30’ olarak sabitlendi.

Hatırlarsanız Kocaoğlu bu anlaşmayı, “Önce Güçbirliği Holding ve EGS Grubu'yla kat karşılığı yapılan anlaşma yenilenecek, merkezdeki belediye hissesi yüzde 12'den 30'a çıkarılacak. İki kurumun yüzde 44'er hisseleri yüzde 35'e düşecek. Böylece, mahkemelerin projeyle ilgili "kamu yararı olmadığı" yönündeki gerekçesiyle verdiği iptal kararları aşılmaya çalışılacak ve projedeki karşı kamu yararı artırılacak. Ayrıca, belediye hisse artışı için bedel ödemeyecek” sözleriyle duyurmuştu.

Tam 9 yıl önce 2008 yılında bu açıklamayı yapan başkanın sözlerinden sonra köprünün altından çok sular aktı. Belediye hissesi aynı kalsa da şirketlerin kontrolündeki paylar TMSF’ye tamamen geçti. Sonrasında ise sürecin hukuki boyutuyla, davalarla ilgisi olmayan bir konsorsiyum arazi geçtiğimiz yıl ihaleye çıkınca  80 milyon dolara satın aldı. Üçlü konsorsiyum içindeki Rıza Akça ve Namet A.Ş’nin hisselerini sonradan satın alan Folkart A.Ş çalışmalara “tek yetkili” başladı.

Ve bugün gelinen noktada “kamu yararı” diyerek sürece tam 8 kez dava açan Büyükşehir eski Belediye Başkanı Yüksel Çakmur ve arkadaşlarının itirazı sonucu plan yine iptal edildi.

Aslında hisse paylaşımı ve arazinin nasıl kullanılacağı konusunda bir sıkıntı yok. Burada mahkeme kararına göre problem olan binanın yüksekliği, konumu itibariyle bölgeye getirdiği yük.

O da mahkeme kararında, “böyle bir alan için gerçekleşmesi gereken plan kararları ve projelerin sıradan bir parselle aynı nitelikte olamayacağı, alanın kentin kalbinde yer aldığı, kamuoyu için hassasiyet oluşturduğu, çevresindeki kamusal alan kullanımlarını değiştirerek etkileyecek nitelikte olduğu” sözleriyle diye getiriliyor.

Büyükşehir Belediyesi ile Folkart yüzde 30 hakkın nasıl kullanılacağı konusunda büyük oranda zaten anlaşmıştı. Şirketi üstüne bin kişilik tiyatro ve drama merkezi yapma sözü de var. Çünkü binaya itiraz edenlerin başından bu yana “burası kültür ve kongre merkezi” olsun önerisi bulunuyor. Tabi ki “tamamen yeşil alan, park bahçe yapılsın” diyen de yok değil.

TMSF’ye 80 milyon dolar para vererek burayı alanlardan 104 dönümlük “ticaret-turizm” imarlı bu alanın yeşil alanına döndürmesini istemek mantıklı değil. Aslında bunu, isteyenler de biliyor! Aradan geçen yolu “yok sayarak” bölgenin Kültürpark ile birleşeceğini düşünmek de aslında meseleyi “belediyecilikte ticari anlayışla” bu noktaya getirenler kadar sürece zarar veriyor.

Kısaca her şeyin gelinen durum itibariyle oluru, düzeni ve yapılabilirliği var!

Gelelim başta Aziz Kocaoğlu’na, sonra da birçok şeye karşı olan Kültürpark Platformu’nun yaptığı açıklamaya…

Ne diyor bu platform?

“Belediye yönetimi tarafından payın yüzde 30’a çıkarılmasını, zafer kazanmış kumandan edasıyla dile getirip, bizlere ‘daha ne istiyorsunuz’ şeklinde hitap etmesi, sürecin başındaki rant odaklı antidemokratik anlayışın halen devam ettiğini göstermektedir. Bölgenin fuar alanından sonra en büyük parseli olan bu alan, kamu yararı içermeyen ve eşitlik ilkesine aykırı biçimde planlanmış ve ihaleler ile farklı firmalara geçerek uzun yıllardır rantın nasıl paylaşılacağı konusunda çaba harcanmıştır”

Kocaoğlu’na gereğinden fazla yüklenen platform dava açan eski Büyükşehir Belediye Başkanı Yüksel Çakmur’un da dediği gibi “en başa” dönülmesini, arazinin belediyeye kalmasını, sonrasında halka açılmasını istiyor?

Peki yıllar önce Kocaoğlu,  Bornova’da bile başkan değilken sahibi olduğu beyaz eşya dükkanında esnaflık yaparken burayı satanlar, imar planını yapanlar, arazinin sahibi şirketi batıranlar, mülkün TMSF’ye geçmesine neden olanlar neden konuşulmuyor? Kocaoğlu, “topu kucağımda buldum” derken samimiyetsiz mi?

Ya da bir takım elbiseyi bedeni oturmuş şekilde giymiş birisi karşısında görevi sadece “paçaları ayarlamak olan terzi” kadar sorumluluğu olan birisinden yeniden takım elbise üretmesini istemek ne kadar gerçekçi?

Yarın, “burası kamusal alana dönsün” kararı alınırsa TMSF, Güçbirliği’nin bugünkü hak sahipleri ya da Folkart mağdur olacağı için tazminat davası açmayacak mı? Kaybederse bunun bedelini İzmirliler ödemeyecek mi?

Kültürpark Platformu’nun açıklamasında yer alan ve doğrudan Kocaoğlu’na hitaben söylenmiş, “Mahkeme kararına rağmen geçmişte yapılan hataları hala devam mı ettirecek yoksa kamu yararından yana mı hareket edecek?” sorusu var.

Şimdilik bir açıklama yapmayan ve çağrılara yanıt vermeyen Kocaoğlu’nun mahkeme sürecini bekleyeceği kesin. Net olan bir şey var ki o da şirketin burada çalışmaları yapmak için sonuna kadar mahkeme sürecini devam ettirmek. Ve buradan olumlu sonuç almak.

En son ihtimal ise yeniden bölge için plan yapmak. Tabi ki “şimdiye kadar olanların devamı” bir mantıkla!

En başa dönmek gerekirse;

Bu iş daha bitmedi…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 mustafa türedi
 11 Aralık 2017 Pazartesi 13:15
sn.bursalı ,sn. Maçkalı,sn. murat güler hoşgeldiniz. şimdiye kadar basmane çukuru denen arazi üzerinde siyaseti,burokrasiyi ,yargıyı ,stö lerini bilinçli bir şekilde kullanılarak servet tranferi yapılmak istendi. 20 senelik bir yatırımcı olarak benim istediğim 1) BŞB yetkililerinin 1.protokola dönmesi 2) eger imar çıkaramıyorsa burayı kamulaştırması. 3) tmsf ninde yapılan ihalenin tekrar gözden geçirilerek bir önceki başkan ve kurulun yaptığı hatadan dönmesidir. 4) sancak ve güçyapının maduriyeti giderilerek buranın kamulaştırılması. nasıl ekonomi/politika siyaseti bu yahu .DİKKAT EDİN DEVLET ,MERKEZİ VE YEREL YÖNETİMİ İLE eften fühten gerekçelerle yatırıma güvendiği ortamı bozarmı. yargı bu ayrıntıları gözardı ederek bir karar vermesi gerekir. karar vericiler ,hakkaniyet ölçüsü içinde çözüm üretirler.başkan ne diyor biliyormusunuz ben %30 garantiye aldım..bu zihniyete yazıklar olsun .imar planı şantajı ile ve kabul edenlerin iyiniyetini bile oportonist bir vurdumduymazlıkla ..uzatın ,çözüm üretmeyin şurda seçime ne kaldı. ben 1500km öteden size tavsiyem şubat ayında larva mücadelesine başlayın ki bu gölette bütün izmiri tehdit edecek SİVRİSİNEK LARVASI ÜRER. not.sivrisinsk günde 25/30 km mesafede uçabilir. konunun şaka olmadığını anlamak için tıp fakültesi halk saglıgı bilim dalından bilimsel çözüm için yardım alın.
 bursalı
 11 Aralık 2017 Pazartesi 12:06
ben bu araziye yatırım yapmış ve 20 yıldır bu arazideki problemler dolaysıyla şuanda yaptığım yatırımların karşılığında sıfır olan bir yatırımcıyım.neden sıfır yazıyor çünkü malı satan kişinin arkasından sattığı malın gerekliliklerini yerine getirmiyor.bizim umurumuzda da olmaz oraya bina yada farklı bir proje olması.İzmiri çok seven izmir sevdalıları bize 20 yıl önce ödenen bedelleri faiziyle birlikte ödeyebilirse hatta dahada işimize gelir.öyle uzaktan izmircilik , başkancılık oynamak kolay.bu kadar çok boş konuşan sözde izmirliler elini taşın altına da koyarlarsa taş ellerini ezmeye başladığında o zaman görürüm ben ne kadar izmirli olduklarını.ben EGS yatırımcısıyım ve ödediğim paranın karşılığını istiyorum.gerekirse inşaat olarak , gerekirse para olarak. TMSF -sancak satışlarıda ayrı bir konudur, tmsf nin yaptığı satışlardaki durumda bellidir.
 murat guler
 10 Aralık 2017 Pazar 18:53
Zaten konunun bu zamanlara kadar uzaması olayın ne kadar girift bir yapıya büründüğünü gösteriyor,bugün bu noktada isek dönüp TMSF nin o günkü yönetimi ile muhatapların basmaneyi ihaleye çıkarılmasına bakılmalıdır, insan soruyor peki bu sorunlar vardı nasıl ihale edildi, buna itiraz eden tek kişi Sn.Kemal Zorlu dur, bugün gelinen nokta tekrar en başa dönülmesdir, peki sevgili İzmirliler, yatırımcılar aklınıza bu işin kumpas vede kemal beyi ekarte etme olayı olarak düzenlendiğine inandınızmı
 konuk
 10 Aralık 2017 Pazar 17:39
Sn.Türedi, ayıplı malın ne olduğunu bildiğiniz, başından beri işin içinde olmanızdan belli. Malın, satıcının alıcıya açıkladığı nitelikleri taşımadığının satış işleminin gerçekleşmesinden sonra anlaşılması diyebilir miyiz? İmar planlarının çocuk oyuncağı haline getirildiğini, belediyenin yaptığı planın bakanlıkça değiştirilebildiğini, yasaların birbiriyle çelişen maddeleri nedeniyle de mahkemelerin aynı konuda birbirinden farklı kararlar verebildiğini biliyor olmalısınız! Hem Güçbirliği'nin hem de Folkartın, kim ne derse desin, mağdur edildiğine katılıyorum. Olayın siyasallaştırılmasına gelince, verdiğimiz her karar zaten siyasal değil mi? Sahip olduğumuz siyasal görüş, yaşama bakışımızı belirlemiyor mu? Siz bana mahkemenin verdiği kararın siyasi olmadığını mı söylüyorsunuz? Aslında uzatmayı da düşünmüyorum, yatırımcılardan biri olarak, tepkilerinizde haklı olabileceğinizi, abartılı da olsa, düşünüyorum.
 Maçkalı
 10 Aralık 2017 Pazar 13:46
İZMİRLİ İŞADAMLARINA GÖRE, BELEDİYE AYIPLI MAL SATTI Suçlu belediye İmar planında yaşanan sorunlar nedeniyle yıllardır bir türlü yapılamayan Basmane''deki Dünya Ticaret Merkezi için İzmirli işadamlarından ilginç öneri geldi. Güçbirliği Holding''in İzmir Büyükşehir Belediyesi''ni mahkemeye vermesi gerektiğini ifade eden işadamları, Belediye''nin Güçbirliği Holding''e ayıplı mal sattığını vurguladılar. Güçbirliği Holding Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Zorlu ise, bu aşamada belediyeyi mahkemeye verme gibi düşünceleri olmadığını dile getirerek, İzmir Büyükşehir Belediyesi''nden negatif bir tavır görmediklerini söyledi. Belediye de sorumlu Güçbirliği Holding''in Basmane''deki yeri ihale ile İzmir Büyükşehir Belediyesi''nden satın aldığını hatırlatan EBSO Meclis Başkanı Kemal Çolakoğlu, DTM''nin yapılamamasında imar planında sorun olan bu yeri satan Belediyenin de sorumlu olduğunu söyledi. Belediyenin ayıplı ve eksik kalitede mal satışının sözkonusu olduğunu ifade eden Çolakoğlu, şöyle konuştu: "Büyükşehir Belediyesi bu yeri ihaleye çıkararak sattı. Belediye imar planında sorun olan bir yeri nasıl ihaleye çıkarıyor? Burada Büyükşehir Belediyesi''nin hatası var. Güçbirliği Holding bu sorunlar yüzünden 3 yıldır inşaata başlayamadı ve büyük zararlara uğradı. Bu zararın karşılanması için Güçbirliği Holding''in Belediyeyi dava etmesi gerekir." Eksiklikleri gidersin Dünya Ticaret Merkezi''nin önceki sahibi olan Belediyenin yasal eksikliklerin giderilmesi için üzerine düşen görevi yerine getirmesi gerektiğini vurgulayan İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, sorunun uzlaşma ile çözülmesi gerektiğini belirtti. Yer belediyeden alındıktan sonra inşaatın en önemli kısmı olan temel atma aşamasının tamamlandığına dikkat çeken Demirtaş, "İzmir''in en güzel yerinde en güzel yapı imar sorunu yüzünden bir türlü tamamlanamıyor. Biz Belediye''ye inanarak paramızı buraya yatırdık. Belediye, sattığı yerle ilgili yasal eksikliklerini bir an önce gidermeli" dedi. Dava yok Büyükşehir Belediyesi''ni mahkemeye vermelerinin kendileri için son çare olduğunu anlatan Kemal Zorlu, şöyle konuştu: "Belediye şu anda sorunun çözümü için çok olumlu bir davranış sergiliyor. Bize karşı negatif bir tavır yok. Biz öncelikle mahkemeden gelecek gerekçeli kararı bekliyoruz. Ben mahkeme önerisine şu aşamada sıcak bakmıyorum. Daha dava bitmedi. Ortada fol yok yumurta yok."
 mustafa türedi
 10 Aralık 2017 Pazar 13:46
sn.konuk, alanda kandırılmış değil demektesiniz. güçyapı o çukura 36.000.000 usd gömdü.1999 da inşaat durdu. güçyapı bütün vecibeleri yerine getirdi .(bunun içinde 7500 kapalı otoparkın yapılması dahil.) 2008 kamu yararı dendi belediyenin %11 hakkını ,%30 çıkarırsak imar verilir dendi verildi ama yine iptal. yahu bu kandırılma degilde ne. şu an imarlı arsa değil ARAZİ niteliğinde bu ÖZÜRLÜ mal katogorisine girmiyormu. sn.konuk ,bu konuda benim gibi en az 10.000 kişi tam yirmi yılımızı verdik. ya siz ,yazınızdan konuya hiç vakıf olmadığınızı görüyorum. bu konu bir münazara veya siyasi bir tartışma değil. bizlerin aradığı HAKKANİYET ÖLÇÜSÜNDE BİR ÇÖZÜM. SAGLICAKLA KALINIZ.
 mustafa türedi
 10 Aralık 2017 Pazar 13:32
sn.konuk ,19.01.2016 tarihinde tmsf araziyi sn.sancak ın şirketine sattı. bu 22 ay süresinde İNŞAAT RUHSATI niye verilemedi.bizi aydınlatırsan memnun olurum. not. bildik gerekçeleri söylemenize gerek yok.
 
 10 Aralık 2017 Pazar 13:23
sn.konuk ,olayı siyalaştırmaya pek meraklısınız. bu davalar ankara ,istanbulda açılabilirmiydi demektesiniz. ilk dava sonucu 1999 inşaat durduruluyor.
 mustafa türedi
 10 Aralık 2017 Pazar 13:13
sn.konuk ,sizden ricam AYIPLI ,ÖZÜRLÜ MAL kavramını açıklar ve bizleride aydınlatırsanız çok memnun olurum. teşekkür ederim.
 mustafa türedi
 10 Aralık 2017 Pazar 13:10
sn.konuk, bireyselleşme .ben sizin yerinizde olsam ,önce 1997 yılına gider 1.satış protokolunu incelerdim. GÜÇYAPI satış protokolundaki bütün sorumlukluluklarını yerine getirdi ve bunun maliyeti o günün koşullarında 36.000.000 usd oldu. satan İZMİR BŞB.dir inşaat 1999 yılında durdurldu ve 2017 yılı dahil , 7 kez bu inşaat mahkeme kararı ile yaptırılmadı.malı satan BŞB. dir. imar planı çıkaranda BŞB dir. dile kolay tam 20 sene olmuş bu malın satışı. şimdi size soruyorum bir malın özürlü satış sayılması için kaç sene ARAZİ ,ARSA haline dönüşmemesi gerekir. ben bu işin tam içinde bir yatırımcıyım ,bu olayın ta başından bu yana bütün süreçlerini takip ediyorum .PEKİ SİZ KİMSİNİZ.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz