Milletçe iki “temel” özelliğimiz var!
Biri, herşeyi abartmak...
İkincisi, herşeyi tersinden anlamak...
**
Manzara şu:
“Gönüllü ev hapsi (karantina) hayat kurtarır!” filan derken...
Her zaman olduğu gibi...
Yine lafı “tersinden” okuduk, okumaya da devam ediyoruz...
Bakın...
Apartman sakini çalışmayan hanımefendiler ne yapıyor?
“Paralı Günlere” devam ediyor...
“Çay-kahve” seansları tam gaz sürüyor!
Hayır, bi’şi değil...
Çocuklar da evde...
Onlar ne yapıyor?
TV’lerdeki kamu spotu, bilgilendirici filmlere bakın, cevap orada...
Dört-beş çocuk, salondaki plazma ekranın karşısında...
Koca bir sehpanın etrafında yere oturmuş, ekrandan dersleri takip edip, test çözüyorlar...
Hem de dip dibe...
Bu çocukları birlikte ekrandan ders izlemeleri...
“Coronalı Günler” için alınan önlemlere...
Bi’parça ters düşmüyor mu?
**
Aynı apartmandaki beş-altı dairenin hanımefendileri...
“Kahve Falı” partilerine...
Hiç endişe yaşamadan devam ediyorlarsa...
Sosyal mesafe titizliği yaşadığımız şu günlerde...
“Bana mısın?” diyebilme cesaretini gösteriyorlarsa...
“Biz nereye koşuyoruz?” diye kendimizi sorgulama zamanı gelmedi mi?
**
Bakın!
Sosyal medyada...
Evlerde veya farklı mekanlarda düzenlenen parti görüntüleri yayınlanıyor!
Olacak şey değil!
Azrail’le dans etmeyi...
Bu kadar “gönülden arzu etme”nin...
Psikolojik bir karşılığı var mıdır?
Falancanın villasında...
Ya da...
Kocaman bir evin salonunda “parti verme”nin bir anlamı var mı?
Türkiye ve Dünya...
Son yüzyılın en “öldürücü virüsü” ile savaşırken...
Sosyal mesafeyi unutup...
Kakara-kikiri bir anlayışla...
Evleri “disko”ya çevirmenin kime faydası olur?
Bu denli, “Gel beni al” diyerek...
Ölüme davetiye çıkarmak...
Hangi uçuk / fütursuz aklın ürünüdür?
**
Uzmanlar bile şaşkın...
Ne diyorlar?
Şunu diyorlar:
“Adı ne olursa olsun bir kaç kişinin bir araya gelmesi ciddi bir risk oluşturur... Biz aile içinde bile bu riski değerlendirirken, farklı gruplardan bireylerin, grupların dışardan biraraya gelerek (parti) gibi ortamlarda buluşması çok büyük risk... Sadece kendileri açısından değil, içinde yaşadıkları semt insanları açısından sabit risk...”
**
Hıfzısıhha bu büyük tehlike ile başa çıkabilir...
Ama...
Hangi ev “lokal” haline gelmiş, nasıl tespit edeceksin?
**
Sözüm, hanımefendilere...
Biliyorum, “Yapma...” demek kolay ama...
Şu “Kısır Günleri”ne...
“Paralı Günler”e...
“Altın Günleri”ne...
Geçici olarak veda edelim...
Çocukların TV karşısında topluca ders yapmalarına izin vermeyelim...
Hem... “Kısır Günü”neden...
“Aman şekerim, kilo aldırıyor!” diye şikayet eden siz değil miydiniz?
Nokta...
Sonsöz: “Biz farklı olabiliriz ama bize bulaşan korona tamamen aynı! / Anonim...”
Sayfa başına git