MENÜ
İzmir 11°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Bu laneti kim bıraktı?
Tayfun MARO
YAZARLAR
25 Mart 2020 Çarşamba

Bu laneti kim bıraktı?

Akıldan, ahlaktan ve vicdandan yoksunlukla malul bir çağın orta yerinde çıkıp gelen malum virüs, varlığını uzun zamandır hissettiğimiz laneti görünür kıldı.

Üstümüzde dolaşan lanet, özellikle yetmişli yıllardan itibaren, ilerleme ve gelişme başlıkları altında yücelttiğimiz serbest piyasaya dayalı değerlerin getirdiklerindendir.

Hepimiz oradaydık ve bayram çocukları gibi şendik. Sağcısı, solcusu, dindarı, ilericisi, gericisi, aydını, yobazı, cahili, okumuşu; sistemin nimetlerine şehvetle sarıldık.

Çünkü değerin maddi temsili olarak paradan daha yüce bir değer olmadığını öğrenmiştik; ancak, emeğin en yüce değer olduğunu, söylemeyi de sürdürdük. İkiyüzlü ahlakı çok sevdik.

Hepimiz suçluyuz, olanlardan hepimiz sorumluyuz. Bütün suçu kapitalistlere yükleyerek sorumluluktan kurtulamayız.

Değerli olanın yerini önemlinin aldığı postmodern zamanlarda satıhlaşan insan, her şeyin ucuzuna teşne oldu.

Kimimiz dini retorik kullanarak sisteme başkaldırdık, kimimiz de sol retorik… Ama kimse sistemin netameli imkânlarını kullanmaktan ve serbest piyasanın şaibeli nimetlerinden bir an bile vazgeçmedi.

Yeni Dünya düzeni metropollerinde sunulan imkânları ve konforu sorgulamadan benimsedik. Dünya nüfusunun dörtte üçü yoksullaşırken hiç rahatsız olmadık, “mış” gibi yaptık.

Markası ve modeliyle statü sağladığımız arabalarımız doğal uzantımıza dönüştü, ilerleme ve gelişmenin karinesi oldu. O metal yığınları adeta idolleşti.

Bağları, bahçeleri bozdurup yazlık yaptırırken kimsenin yüzü kızarmadı. Yazlık sahibi olmayı, verimli tarım arazilerine tercih ettik.

İçki masaları ve gece âlemleri, vazgeçilmezimiz oldu. Herkes meşrebince takıldı… O masalarda kimi devrim yaptı, kimi dertlendi, kimi de şiir okudu… “Ankara’da şiir yazan devrimci bir tanıdık, kız tavlamak konusunda şiirin üstüne yok, demişti…”

Giyim kuşamı moda dergilerinin takdirine bıraktık. Markalar her şeyimiz oldu. Günlerimizin akışını trendler belirledi. Tüketim kültürünün hariminde hepimiz AVM müdavimi, alışveriş müptelası olduk.

Okumayı ciddiye almadık. Kafamız basmayınca ezberleyip geçtik. Özetler ve kitapların arka kapaklarıyla yetindik. Çoğumuz, düşüncenin yöntemine elan yabancıyız.

Burjuvazi Marks’ın klasiklerinden dersler çıkarırken, sol cenah Marks’ı devrimci taklidi yapmak için kullandı… Tıpkı İslamcıların kimi islam düşünürlerini kullandıkları gibi…

Sahicilik duygusu yitik, yalanı ve çifte standardı olağanlaştırmış insanlar olarak, yeni binyıla, yitik vicdanlarımızla girdik.

Karşı olduklarımızı hayatımızdan çıkaracak kadar yürekli değiliz. Onun yerine, laf israfı ve laf cambazlığı yapıyoruz, lafla insan döverek durumu idare etmeye çalışıyoruz.

Tükeniş en geniş anlamıyla hükmünü sürerken kimse olan bitenle yüzleşmeyi göze alamıyor. Herkes en haklı, herkes en doğru olunca, sübjektivizmin zirvesini gördük.

Ve nihayet, hepimizin, her şeyi çok kötü yaptığı bir dönemin sonuna geldik. Vasatlık ve satıh olma hali, alâmetifarikamız… Yalan, en yüce değer…

Yaşadıklarımız, tam olarak bir suçüstü durumudur. Şimdi soruyoruz; Bu laneti kim bıraktı?

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Asla
 25 Mart 2020 Çarşamba 14:40
Biz zaten buyduk, aslimiza döndük.
 Caglayan Yildirim
 25 Mart 2020 Çarşamba 12:40
Yaziya gore bu laneti biz biraktik.sindi ne yapacagiz sorusu uzerine gedecegiz.
 Nadir Tokatlıoğlu
 25 Mart 2020 Çarşamba 12:16
Materyalizmin esir aldığı, kendini her şeyin efendisi sanan insanın doğanın sadece bir parçası olduğunu sert bir şekilde hatırlattı covid19 !..
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz