MENÜ
İzmir 21°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Büyük ayrılık!
Ümit YALDIZ
YAZARLAR
14 Mart 2014 Cuma

Büyük ayrılık!

Öyle yakındılar ki birbirlerine; Kuruyla pilav, çayla şeker gibiydiler desem yeri…
Etle tırnak ya da…
Velhasıl kardeş hatta bazen kardeşten de öteydiler. İzmir siyasetinde herkese nasip olmayacak kadar uzun bir birlikteliğin simgesiydiler.
Birlikte yürüdüler, birlikte yenilgiler, birlikte yendiler…
Üzüldüler, ağladılar, güldüler, eğlendiler.
Ve 10 yılda Karşıyaka’da çok şey başardılar.
Cevat Durak ve Hüseyin Çalışkan…
Biri başkan öteki başkan yardımcısıydı...
Karşıyaka’da 10 yılı iktidarda geçen 20 yıllık siyasi yolculuklarını dün itibariyle sessiz sedasız noktaladılar. Bana ulaşan bilgiye göre Karşıyaka Belediyesi’nin şantiyesinde başkan yardımcılığı görevinden istifa eden Çalışkan, Örnekköy’deki şantiyede makam aracını da bırakarak, merkezdeki evine kadar yürümüş.
Yaklaşık 5 kilometrelik bir yürüyüş…
Zaten bana bu yazıyı yazdıran da büyük bölümü otoban kenarından yapılan bu uzun yürüyüştür. Ayrılığın ne kadar derin ve kesin olduğunu anlatıyor çünkü bu yürüyüş.
Diyeceksiniz ki, zaten 15 gün sonra yeni sahibine bırakacağı bir görevden istifa etmesinin anlamı var mı? Bence var. Hem de çok var. Asıl asıl anlamı burada… Demek ki Durak ve Çalışkan arasındaki siyasi yolculuk öylesine bitmiş ki 15 gün bile dayanacak takatleri kalmamış.
Bir zamanlar Baykalcılar denildiğinde bu kentte akla gelen en kemik yapı Karşıyakalılardı. Yani Durak’ın başını çektiği Çalışkan’ın mutlaka 2. adam olarak tanımlandığı yapı.
Kimi zaman iyi polis-kötü polis olsalar da…
Nadir de olsa yüksek sesle konuşsalar da…
Kopma noktasına hiç gelmemişlerdi.
Ayrılıkları İzmir siyasetinde herkes için sürpriz olacaktır.
CHP siyasetinin duayen isimlerinden Kemal Anadol’un ünlü mübadele romanı gibi İzmir siyaseti açısından bu haber gerçekten de ‘Büyük Ayrılık’ demektir.
Kimileri pervasızca ‘Tabi tabi öküz öldü, ortaklık bozuldu’ mantığıyla bakabilir bu duruma. Ama gerçeğin öyle olmadığını en azından ben biliyorum.
Hem Başkan Durak’ı hem de Çalışkan’ı iyi tanıyan bir gazeteci olarak diyebilirim ki, onlar 20 yıllık yolculuğu ‘eften-püften’ nedenlerle bitirecek insanlar değildir. 
Tamam, Başkan Durak oldukça duygusal bir insandır. Defalarca gözyaşına şahit olmuşluğumuz vardır. Çalışkan ise biraz onun duygusallığını törpüleyen, dışarıdan bakıldığında daha diri daha katı görünen ama en az Cevat Başkanı kadar duygu dolu bir siyasetçidir.
Ve böylesine büyük ayrılıkların tek bir nedeni olmaz.
Büyük bir depremler gibidir.
Öncüleri vardır… Küçük küçük, minik minik depremlerle başlamıştır. Yıllar içinde birikmiştir. Ve son anda patlamıştır. Belki görünürde son bir neden, son bir damla bulunabilir.
Bardağı taşıran son bir damla…
Benim tahminim Yamanlar… Yani meşhur çöp tartışması…
İzmir’in yeni çöp tesisiyle ilgili tartışmada Kocaoğlu’nun ısrarlı duruşuna ‘Cesedimi çiğnemeden asla’ diye direnen Çalışkan, Yamanlar’a gazetecilerle çıkıp ünlü organik domatesiyle yaptığı melemene yumurta kırmış, ekmeğini banarak objektiflere poz vermişti.
Ve Çalışkan’ın çöp tesisi konusunda yaptığı bireysel hamlelerin Durak’ın adaylık sürecine sekte vurduğu iddiaları o tarihlerde kulaktan kulağa yayılmıştı.
İlk etapta öyle gibi görünse de Durak’ın üzerinin çizilmesiyle çöp tesisi tartışmanın hiçbir ilgisinin olmadığı 9 Şubat’taki gelişmelerle anlaşılacaktı.
Ama yine de Hüseyin Çalışkan’ın Yamanlar konusundaki bağımsız ve Durak’a göre daha sert duruşu Cevat Başkan’ın onaylamadığı biliniyordu.
Aday gösterilmemesine rağmen, Konak’tan atanan Hüseyin Mutlu Akpınar’ın arkasında dimdik duruşu ve komşu partiden aldığı davete icabet etmemesi nedeniyle hem parti hem kent kamuoyunda alkışlanan Durak için bu ayrılık en az adaylık süreci kadar hüzünlü olmuştur. Ve her ikisi açısından da kolay atlatılamayacaktır.
Hüseyin Çalışkan’ın siyaset yapmak istediğini biliyoruz.
Bu konuda yakın çevresine irade beyan etmeye başladı.
Cevat Durak’ın da boş durmayacağı ortada… En azından Akpınar’ı kabulünde ‘Yanlış yaparsa kulağını çekeriz’ derken bunu siyaseten yapacağının sinyallerini veriyordu.
Peki, siyasi yolculukları yeniden kesişebilir mi?
Paralel duruşları olabilir. Aynı listede yer de alabilirler.
Ama eskisi gibi olacaklarını sanmıyorum.
Et tırnaktan ayrılmış görünüyor çünkü
Ben ikisine de ayrı ayrı yeni yollarında başarı temenni ediyorum.

Binali Yıldırım ve Aziz Kocaoğlu’ndan sonra MHP Büyükşehir adayı Murat Taşer’in proje toplantısına da gittim. Yerel seçimin genel seçim hatta referandum havasına sokulduğu Türkiye’de proje dinlemenin bile ne denli zor olduğunu salondaki reflekslerden bir kez daha anladım. Kısa filmlerle anlatılan Taşer’in projeleri kayda değer tabi ki… Ve sanıyorum Taşer’den önce bir MHP adayı böylesine bir proje toplantısına da imza atmış değildi. Animasyonlarla zenginleştirilen üç boyutlu ilüstrasyonlar projelerin detayları arasında sörf yapmamızı sağladı. Salonda yaklaşık bin kişi vardı.
İlçe adayları, teşkilat mensupları…
Projeler de alkışlandı.
Ama en büyük alkışı Taşer’in ‘vatan-millet-sakarya’ çıkışı aldı. Bayrak, ezan dediğinde bütün salonun ayağa kaldığını görünce gazetecilik refleksiyle ben de kendimi ayakta buldum.
İzmir’in Belkahve Girişi’ne su oyunları parkı, Urla açıklarındaki adalar arasında teleferik, adalardan birine film platosu, başka bir noktada silikon vadisi, Bayraklı’nın derinliklerine uzanan kanal gibi dikkat çekici projeleri vardı Taşer’in… Daha da dikkat çekici olan nalına-mıhına çıkışlarla yakaladığı havaydı. Benim dinlediğim Taşer, umutsuz en fazla kendi partisinin oyuna sahip bir adayın çok ötesinde enerjiye sahipti. Ve yine gördüğüm kadarıyla salonu dolduranlara da bu enerjiyi geçirmeyi başarmıştı.
Tabi ki kendi sesiyle 14 Şubat’ta okuduğu Cumhur Bulut’un kaleminden çıkan ‘İzmir Sevdası’ şiiri ve salonu süsleyen karikatürler MHP’de alışık olmadığımız ‘açılım’ diyebileceğimiz türdendi. MHP bu seçimde kendi özünü koruyarak alışılmışın çok dışına çıkmayı başardı. Ülke ve kent konjonktürü ne kadarına izin verir bilinmez ama normal şartlar altında girilirse son bir haftaya sürpriz sonuçlar almaya aday bence…
Ama normal şartlar altında…
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Tufan Atakişi
 15 Mart 2014 Cumartesi 12:00
Erk elden gidince ayrılıklar başlar, gerçek yüzler meydana çıkar. Bir çok kez gündeme getirerek uyardığım, başkanı ulaşılmaz kılan çevresindeki surlar artık yavaş yavaş yıkılıp kaybolacak. 6 Aya kalmaz Sn. Cevat Durak’ı yalın bir şekilde görme, O’na ulaşabilme şansımız oluşacaktır. Emin olabilirsiniz.
 Ahmet Çipli
 14 Mart 2014 Cuma 21:19
Ayrışmak yakışmaz size sevgili dostlar.1993'ten bu güne el ele omuz omuza verdiğiniz mücadeleleri biliyorum, biliyorlar.CHP'nin yeniden açılışındaki rolünüz hizmetiniz çok büyük. Unuttunuz mu siz İzmir'de koşardınız,beni ve biz Urlalıları da yarım adada koştururdunuz.Doğruysa duyduklarımız,okuduklarımız atın aranızdaki buzdan kayaları. 5 kilometrelik bir yol değil sizin ayrı ayrı yürüyerek kat edeceğiniz mesafe, size yeniden el ele vererek uzun bir yürüyüşe çıkmak yakışır yeniden bu dikenli siyaset yolunda. Haydi dotlar kalkın, davranın el ele omuz omuza bir yürüyüş eğleyin. Dilerseniz bizi de katın yanınıza, dilemezseniz eski dostlar olarak siz omuz omuza yürümeye devam edin. Nasılsa yanınıza birileri daha eklenecektir.Sizi seviyoruz unutmayın.
 Lombak
 14 Mart 2014 Cuma 21:10
Karşıyaka'da CHP adayının seçilme sorunu yok. Bayraklı ile ilgili çok konuya ihtiyacınız olacak. Zira Karabağın kazanması soru işareti.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz