MENÜ
İzmir 15°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Büyük başın derdi de büyük oluyor…
Tayfun MARO
YAZARLAR
26 Kasım 2014 Çarşamba

Büyük başın derdi de büyük oluyor…

Geçenlerde, Başbakan Davutoğlu’nun Şam yönetimini ziyareti sırasında konvoyda meydana gelen kazada, gezi heyetindeki garson yaralandı.
Zat-ı şahanelerine hizmet edemeyeceği için iki defa yaralı bu mümin kardeşimize acil şifalar diliyorum.
Şimdi kimi münafıklar, “heyette garsonun işi ne!” diye cahil cahil konuşup, her şeye olduğu gibi buna da karşı çıkabilirler… Ama bilmezler ki büyük devletlerde bu işler böyle olur… Büyük devletlerin başındaki büyük adamlar başka devletleri ziyarete uşaklarıyla birlikte giderler; Aşçı, garson, tencere, tava… Hatta büyük devlet adamı rahmetli Kaddafi otağını bile götürüyordu.
Koskoca Devlet-i Recebi’nin Sadrazamı Davutoğlu, başıkabak, yalınayak müstemleke ziyaretine gidecek değil herhalde… “Nereden geliyorsun?” “Bin odalı Ak Saray’dan!” Ama mahiyetinde hizmetkârların olmayacak…
Prestijimizin alâmetifarikası saraydır, uçaktır, uşaklardır… Gittiğin yere bir kilometrelik konvoyla gideceksin ki dost düşman görsün azametini…
Saltanatın debdebesi vardır ve bunu göstermek elzemdir… Rizeli Recep Efendi ve Konyalı Ahmet Efendi bu işleri iyi bilirler… Saraydan çıkmış, ilim irfan sahibi insanlar…
Bu Efendiler, Ortadoğu’ya, Kuzey Afrika’ya, Balkanlar’a hükümdar olmaya hazırlanıyorlar. Ve bunun olabileceğine inanıyorlar.
Yüksek cari açık ve dış borç, sıcak parayla dönen ekonomi falan bu bölgesel güç olma hayallerine engel olmuyor. Ülkenin boğazına kadar battığı borç batağında emperyal güç olmak fikriyle yatıp kalkan Osmanlı bakiyesi efendiler, bu halleriyle çok naif görünüyorlar.
Olan biten, sırf halkı aldatmak ve iktidarlarını sürdürmek için uydurdukları bir hikâye ise, bu o kadar mühim değil; ama söyledikleri yalana kendileri de inanıyorsa, hepimizin başı dertte demektir.
 
Türkiye’de sağ iktidarların gösteriş merakı her zaman vardı ama böyle görgüsüzlük noktasına hiç varmamıştı. Öncekilerin görece bir sadeliği ve zarafeti vardı. Şimdikilerin ise sığlığı ve görgüsüzlüğüyle müsemma hırsı ve kibri var. Bu hırs ve kibir, ülkede günlük hayatı gün be gün kuşatıyor
İş veremediği yoksullara makarna, kömür falan dağıtan, hibe ve sadakayla sürdürülebilir yoksulluk koşulları sağlayan AKP iktidarı, gösteriş için sınırsız para harcıyor. Dindar ve kibirli iktidar sahipleri, halk yarı aç yarı tok yaşarken, dünya nimetlerinin tadını dibine kadar çıkarıyorlar. Bu ülkenin gördüğü en vicdansız ve en sığ iktidar sahipleri…
 
Ülkede servet el değiştiriyor; yeni kapitalistlerinin ele geçirdikleri serveti hazmetmesini bekliyoruz. Kendilerini dindar olarak tarif eden yeni muktedirler zengin oldular ama burjuvaziye dâhil olamadılar. Zenginler mahallesinin kıroları gibiler… Bu durumun yarattığı kompleks, iktidarın verdiği güç ile de birleşince, çok tehlikeli olmaya başladı.
Türkiye, büyüklük kompleksine kapılan yeni iktidar çevreleri tarafından, dünya kamuoyunda çok sık küçük düşürülüyor. Ve bu kibirli, yarı cahil iktidar zümresi, uluslararası düzeyde saçmaladıkça aşağılanıyor, aşağılandıkça da daha hırçınlaşıyor. Bu gidiş hepimizi endişelendirmeli.
 
Ülke, iktidarda kalmak için her yolu mubah sayan bir anlayışla yönetiliyor. İktidar sahiplerinin elde tuttuklarını düşündükleri % 50’yi arka bahçelerinde zapt etmek için yapmayacakları şey yok. Gözden çıkarılan diğer yüzde elliden toplanan paralarla kendi yüzde ellilerine geçim imkânları yaratıyorlar. Deli Dumrul gibi para topluyorlar. Devleti akıl ve vicdanla yönetmiyorlar; her ikisinden de yoksunlar. Ve bu durum, gündelik hayatımızın bütün değerlerini altüst ediyor.
Büyüklük kompleksiyle malul büyük başların derdi de büyük oluyor; Kazada yaralanan garson, mutfağa sokulmayan aşçı gibi…
Ama Türkiye’nin bu büyük başların büyük dertlerini çekecek takati kalmadığında, asıl o zaman, derdin büyüğü hepimizin canını çok yakacak.
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz