MENÜ
İzmir 12°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Çanakkale’de değişen dünya
Nedim ATİLLA
YAZARLAR
18 Mart 2020 Çarşamba

Çanakkale’de değişen dünya

Bugün 105’inci kez saygı, sevgi ve övünerek andığımız Çanakkale Şehitlerimiz aslında neyi başarmışlardı?

18 Mart’tan sonra Sömürge olan Müslüman ve hatta Müslüman olmayan halklar, emperyalizme karşı bu üstün direnişi ve emperyal güçlerin mağlubiyetini kendi kurtuluşları için önemli bir örnek kabul ettiler.  Büyük imparatorluklar da yenilebilirdi, İngiltere ve Fransa da aslında kağıttan kaplan idi…

Çanakkale ‘nin barış yurdu olması üzerine düşüncelerim nettir:

http://www.egedesonsoz.com/yazar/Evrensel-barisin-merkezi-Canakkale/13054/#agree

Ama bugün şu tarihsel gerçeklerin altını da çizme zamanı.

Barış yerine savaşı vaz ederek, onbinlerce genç insanımızı ölüme sürükleyen İttihatçılar, Almanya’daki yöneticilerin faşizan eğilimlerine destek verip bayrağını ve adlarını değiştirdiği iki gemi ile önce Boğazları deniz trafiğine kapattılar.

Ardından da 28 Ekim 1914’te Karadeniz’deki Rus gemi ve limanlarını bombalamıştır. O bombalamada kaç tane Kırım Türkü’nün öldüğünü bugün de bilemiyoruz. Savaş yanlısı olmak aptallıktır, kendi insanını da öldürebilirsin… Bu olay üzerine önce Rusya ve arkasından da İngiltere ve Fransa Osmanlı Devleti’ne savaş açtı.

Bilinir ama tekrarda zarar yok: Çanakkale cephesinin açılma önerisi Rusya’dan gelmiş ve planlamayı da Churchill bizzat yapmıştır.. 1914 yılı sonunda Çanakkale Boğazı’nı ele geçirme planlarını yapan Churchill, Boğazların ele geçmesiyle Rusya’ya destek yolunun açılacağını ve Bulgaristan ve Romanya’nın da kendi yanlarında savaşa gireceğini hesaplıyordu.

Şubat ayında yapılan birkaç denemeden sonra Mart 1915 de fırtınalı olmayan bir günde Çanakkale’ye deniz saldırısı başlayacaktır. Ama bu saldırıdan kısa bir süre önce, 8 Mat’ta Nusret mayın gemisinin Boğazın en geniş yeri olan ve İtilaf Devletleri gemilerinin manevra yaptığı Erenköy koyuna boğaza paralel olarak döşediği 26 mayın savaşın kaderini değiştirecektir.

18 Mart sabahı önde İngiliz zırhlıları, ikinci sırada Fransız zırhlıları olmak üzere İtilaf Devletleri donanması saldırıya geçmiştir. Amaçları ilk mayın hatlarından başlayarak mayınları temizlemek ve Boğazın en dar yerine yaklaşarak her iki kıyıdaki Türk savunma mevzilerini susturarak Çanakkale Boğazı’nı aşmaktır.

Ne güzel bir deyim oturmuştur dilimize… “Çanakkale Geçilmez!” deriz. Buna inanarak ve bunu övünerek söyleriz. Oysa bu değerlendirme, 1916 yılından sonra ve Çanakkale savaşlarının sonucu bilinerek yapılan bir değerlendirmedir.

***

Bir savaş muhabiri şöyle notlar düşüyordu defterine: 18 Mart 1915 sabahı: Kaptan köprüsünden isabet alan Inflexible gemisi mürettebatına geri dönme emri verildi. Bouvet zırhlısında almış olduğu isabetten dolayı yangın başlamıştı. Geminin toplarının yarısı kullanılmaz hale gelmişti. 15 dakikada 14 isabet alan Suffren de savaş dışı kalmış sayılırdı.

Bu arada Çanakkale şehrinde ateşlerinin sebep olduğu yangın yayılmıştı. Dardanos, Namazgah ve Hamidiye bataryaları, Fransız gemilerinin ateşi karşısında etkisiz kalmıştı. Fransız gemilerinin yıprandığını gören de Komutanları, bu gemilerin geri dönmelerini ve üçüncü grup gemiler ile yedeklerin onların yerini almalarını emretti. Öndeki gemilerle yedektekiler yer değiştirecekti. Fakat Boğazdan çıkmak, girmek kadar kolay değildi.

Erenköy’de Karanlık Limanın güney kısmına, Erenköy açıklarından Doğuya doğru Nusrat mayın gemisi 7-8 Mart gecesi, Ruslarca Karadeniz kıyılarına dökülüp Türkler tarafından toplanmış olan mayınlardan 26 tanesini yerleştirmişti. Bu mayınlar diğerleri gibi Boğaza dik olarak değil, paralel olarak yerleştirilmişti.

Onun için de kıyıda olabilecekleri tahmin edilmiyordu. İşte bu mayınlardan birine çarpan Bouvet birkaç dakikada 640-700 kadar mevcudu ile sulara gömüldü. 5 subayla 51 er ancak kurtarıldı.

Kurtarma işine kalkışan Gaulois zırhlısı da iki ağır top mermisi ile yaralanıp su almaya başlayınca diğer iki Fransız gemisinin yardımı ile savaş yerini terk etmek zorunda kaldı. Saat 14.00’ten sonra savaş 6 İngiliz zırhlısı ile bataryalar arasında tekrar top atışları başladı. İrili ufaklı Türk toplarının her 2 kıyıdaki sayısı 230 civarındaydı. Bu toplardan etkin savunma ve atış yapabilenlerin sayısı 176 adetti. Saat 15.15’te Irrsistable zırhlısı Beyaztepe hizasında bir torpidoya çarparak yan yatmaya başladı. Makineleri su aldı. Hareket edemiyordu. Ocean zırhlısı onun yardımına gitti. Onu geriye çekmek istiyordu. Fakat akıntı iki gemiyi Anadolu kıyısına doğru sürüklemeye başladı.

***

Ve bizim Havranlı Kahramanımız Seyit Onbaşı… Kilitbahir’deki Rumeli Mecidiye tabyasından kahraman Seyit Onbaşı’nın attığı top mermisi Ocean’ın dümenine isabet etti. Seyit Onbaşı Rumeli Mecidiye Tabyasının erbeşlerındandı. Seyit Onbaşı’nın görevli olduğu bataryanın topları düşman ateşinden zarar görmüş ve bataryadaki 4 toptan bir tek top sağlam kalmıştı. Bu topun da mermileri namlu ağzına götüren vinci arızalanmıştı. Bunun üzerine Seyit Onbaşı yaklaşık 275 kg. ağırlığındaki top mermilerini sırtlayarak top merdivenlerini çıktı ve mermileri top kundağına yerleştirdi. Seyit Onbaşı, üçüncü atışında İngiliz gemisi Ocean’a isabet sağladı.

Atılan mermi geminin bacasından içeri girerek gemiye büyük hasar verdi. Mürettebat gemiyi terk etmek zorunda kaldı. O atıştan sonra Müstahkem Mevki Komutanı, Seyit Onbaşı’dan top mermisi sırtında iken fotoğrafının çekilmesini istedi. Seyit Onbaşı ne kadar zorlansa da top mermisini kaldıramadı.

Bunun üzerine Harp Mecmuası için ancak tahta bir mermi maketiyle bugün elimizde olan o fotoğraf çekilebildi.

Ocean gemisi kontrol edilemiyor ve dönerek kıyıya yaklaşıyordu. Ocean da Bovvet’in batmakta olduğu yerde bir mayına çarptı. İki yaralı gemi Türk topçusunun ateşi altındaydı. Gemiler boşaltılarak kendi hallerine bırakıldı. Amiral de saat 17’de donanmanın geri kalan zırhlılarına geri dönüş emrini verdi.

İtilaf Devletleri’nde 18 Mart’ta Boğazı geçmek için 12 büyük zırhlı gemi savaşa katılmıştı. Bunlardan 3’ü batmış, 4’ü de savaş dışı kalmıştı. İngiliz ve Fransızların 44 top ve 800 de insan kayıpları vardı. Diğer gemiler de az çok isabet almışlardı.

18 Mart akşamı İstanbul ve zafer haberinin ulaştığı bütün Türk şehirlerinde, kasabalarında ve köylerinde evler bayraklarla süslenmiş, aydınlatılmış ve şenlik yapılmıştı.

Aslında Çanakkale Boğazı’ndaki deniz yenilgisi altında kalmak istemeyen ve bu yenilginin olumsuz etkisini her ne pahasına olursa olsun silmek isteyen İtilaf Devletleri talihlerini bu kez de İstanbul’u almak için kara yolundan giderek denemeye karar verdiler. Bu yolun Gelibolu yarımadasından geçtiğini düşündüler ve kara ordularını Gelibolu’ya çıkarttılar. Çanakkale kara savaşlarında da İtilaf Devletleri’nin karşısına kahraman Türk ordusu, Mustafa Kemal Paşa ve diğer kahraman komutanlar çıkacaklar Çanakkale’yi İtilaf Devletleri’ne kapatacaklar ve bütün dünyaya “Çanakkale Geçilmez!” dedirteceklerdir.

Çanakkale Deniz Zaferi Kutlu olsun, saygı ve sevgi ile anıyoruz bütün kahramanlarımızı…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz