MENÜ
İzmir 10°
Ege'de Sonsöz
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Çekirge...
Rifat ÖZER
YAZARLAR
9 Ağustos 2020 Pazar

Çekirge...

ÇEKİRGE...

 

İnsanı aptal yerine koyan suçlular, dolandırıcılıklarıyla da insanları çok güldürürler !

 

Sülün Osman gibi, maceracılar çoktur.

Sonlarının da... cezaevlerine, evsiz barksız otel odalarına ve kimsesizler mezarlığına düşmelerinin... kaçınılmazlığı gibi.

 

Sülün Osman Galata Kulesini satar da,

Eyfel Kulesini... satan olmaz mı ?

Hele de bu satıcı sahte bile olsa,

bir Kont olursa... çok da inandırıcı olur !

 

Eyfel Kulesi... 1789 Fransız Devriminin

100. yıl dönümü kutlamaları programında düzenlenen... EXPO 1889 Paris Fuarının giriş kapısı olarak inşa edilmişti.

Hani İzmir’e gelsin için... dünyanın da

fır fır dolaşıldığı fuar !

 

Radyo vericisi anteniyle 325 m. yüksekliği, 7.300 ton çeliği ile toplamda 10.150 ton ağırlığı olan bir kule.

2002’ verilerine göre ve bizde dahil,

yılda 200 milyon turistin gezdiği,

Paris’in simgesi... çekim merkezi kule !

 

İşte bu kuleyi iki kere sattı Kont Victor.

Kont değildi tabii de, kendisi öyle diyordu. İyi giyimiyle, nezaketiyle,

Kontluğu hak etmiyor da değildi hani !

 

Victor Lustig... 1890’da Prag’da doğmuştu. Bir kasabanın orta halli belediye başkanının oğluydu.

25 yaşlarında Paris’e yerleşti...

Ana dili Çekce’den başka... İngilizce, Almanca, İtalyanca ve Fransızca’da biliyordu.

 

1925 yılında bir sabah gazetesinde,

Eyfel Kulesinin çürüdüğünü ve yıkılacağını okudu. Kafasında hemen şimşekler çaktı !

20 yıllığına yapılmıştı, 2009 yılında da, yıkılması... zaten gerekmez miydi ?

 

Hemen Paris’in en lüks bir otelinde

gösterişli bir oda tuttu.

Hurda metal satıcısı 5 iş adamına,

Bakanlık Genel Müdür Yardımcısı olarak, resmi antetli kağıtlarla birer davet mektubu yazdı !

 

Toplandılar... Kulenin yıkılacağına ve hurdasını satıp zengin olacaklarına

inandılar... Ağızlarının suyu aktı !

Aldı onları, bir güzel de kuleyi gezdirdi.

Tekliflerini bir an önce vermelerini istedi.

 

Verdiler de... Kont içlerinden en saf gördüğü... birinin teklifini kabul etti !

 

İşi alan, karısının da telkini ile, Konta karşı

bir ara güven bunalımı geçirse de...

Kont maaşının azlığından, karısının kürk manto isteğinden dem vurup kendine acındırınca... bunu alışıldık bir rüşvet istediğine yordu. İşler böyle dönüyor diye,

Adama olan güveni... geriye döndü !

 

Toptan fiyatın dörtte biri olarak 250.000 franklık çek ile,rüşvet için bir kaç bin de nakit verdi. Karşılığında kuleye sahiplik gibi cafcaflı fatura ve belgeleri aldı...

Kont hemen de Paris’ten ayrılmıştı bile !

 

Adam bundan sonra... beklemeye koyuldu.

Hükumetten bir ses çıkmayınca araştırdı, öyle bir şahsın ve müdürün bulunmadığını,

Eyfel Kulesini yıkmak gibi bir düşüncenin de... olmadığını öğrendi !

 

Dolandırılmıştı... Frankları uçup gitmişti.

Polise falan gitmedi... Duyulursa ünü zedelenirdi.Halkın gözünde itibarı azalırdı.

Boş ver dedi. Paranın peşine düşmedi.

 

Kimseden ses çıkmayınca...

Kont, altı ay sonra yeniden Paris’e döndü.

Eyfel Kulesini başka bir hurdacıya,

Yeniden ve daha yüksek bir fiyata sattı !

 

Yeni alıcı... dolandırıldığını anlayınca hemen Polise şikayet etti...

O da alelacele... ABD’ye kaçtı !

 

Başkaca... sahte para basma makinesi satmalar. Al Capone gibi bir mafya liderini kandırmalar. Daha da... neler neler yaptı !

 

1947’de Alcatraz Hapishanesinde öldü.

Cesaretin zirvesiydi bu olanlar...

Ama, çekirge bir sıçrar iki sıçrardı !

 

Şimdilerde de çok sıçrayanlar var !

Her şeyin üzerinde cemalini gören,

Kendi doğruları en doğru olan,

En tek olan !

 

İyi Pazarlar...

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Ege'de Sonsöz