Çeşme Davası yeni başlıyor!

Salgın öncesi, Çeşme ve Urla/Zeytineli turizm projesi konusunda tartışmalar yerel gündemin en önemli konularından birini oluşturuyordu. Bir süreliğine gündemden düştü gibi gözükse de, barbarlar durmak bilmiyor... Can pazarında bile rant hesapları/planları hiç aksamıyor…

Kamu yararı değil, ticaret için bazı özel mülklere ve hazine arazilerine el konunca, bazı tepkiler oluşmaya başlamıştı… Özel mülk sahipleri arka arkaya dava açtı... Proje alanı olarak belirlenen alan içinde özel mülk parselleri çok küçük bir bölümü oluşturuyordu… Ama kamuoyunda belli bir tepkiye yol açmıştı…

Bunun üzerine Cumhurbaşkanlığı kararı ile üç aşamada özel mülkler hakkındaki kamulaştırma kararları kaldırıldı… Bu konuda açılan davalar da de düşmüş oldu…

***

Özel mülklere ticari amaçla el konması hukuksuzdu tabii, ama burada yaratılacak rant ile birlikte mülk sahiplerinin beklentilerini artırmak ve onları böylece devre dışı bırakmak o kadar zor değildi…

Ama esas dava, aslında milyonlarca metrekarelik hazine arazilerinin tahsisi konusudur… Mülk sahipleri, yasal olarak haklarını savunurlar veya önerilen bedellere razı olup arazilerini satabilirler... Peki, bu milyonlarca metrekarelik hazine arazilerini kim koruyacak?

Bu tahsise konu olan bölgede çok geniş orman ve mera alanları hangi hukukla, ticari bir amaçla tahsis ediliyor? Hukuk yok diyebilirsiniz bunca yaşanan tecrübeden sonra, haklı da olabilirsiniz… İyi ama buna kimse ses çıkarmayacak mı?

***

Daha önce Urla ve Çeşme’de, İzmir Düşünce Topluluğu’nun çağrısı ile halka açık çeşitli toplantılar düzenlendi. Bu toplantılarda sivil toplum temsilcileri, yurttaşlar ve CHP ile HDP’den bazı milletvekilleri görüşlerini bildirdiler…

Turizm projesi adı altında, bu alanın pazarlanması olduğu görüşü sıkça dile getirildi… Çevre Mühendisleri Odası ve Şehir Bölge Planlama Odası temsilcileri, uzmanlık alanları bakımından çok net raporlar sundular… Çevre değerleri açısından bu projenin kabul edilemez olduğunu, planlama ilkelerine hiçbir şekilde uymadığını gerekçeleri ile anlattılar…

Bu kadar önemli bir rant projesinde muhalefeti temsil eden siyasetçilerden çok az ses çıktı bugüne kadar. İzmir Milletvekili Kani Beko, bu konuda çaba sarf eden ender kişilerden biriydi…

***

Çeşme toplantısında, CHP Genel Başkan Yardımcısı Orhan Sarıbal, basına da yansıyan konuşmasında net bir ifade kullanmıştı. “Hazine arazileri, Saray’ın değil, halkın malıdır. Oradaki canlı varlıkların yaşam alanıdır…”

Ancak görünen o ki, eğer hukuk dur demezse, Çeşme’nin büyük bir bölümü ile Zeytineli’de yer alan hazine arazileri Saray’ın tasarrufuna devredilmek isteniyor. Gerekçe basit, kamuya ait bu araziler paraya dönüştürülecek…

İktidarın yönetme tarzı bu, ama önemli olan muhalefet ve sivil toplumun vereceği sınavdır…

Yorum Ekle

Yorumlar

Neyi tartışıyoruz
15 Mayıs 2020 Cuma 14:43

Çözüm yok demiştim; gerçekleri kabul etmemeyi de ekliyorum. Türkiye'deki şehirlerde şehirleşme kötü, bu bir gerçek ancak İzmir'e bakarsak dağ-taş gecekondu, kalitesiz apartman dolu. Çarpık yapılaşma almış başını gitmiş. Gecekondu deyince sadece kaledeki veya diğer gecekondu bölgelerindeki tek katlı yapılar aklınıza gelmesin. Sorun çok büyük ve çözülmesi de bu kafayla çok zor. Aylardır Ankara'dayım; Çarpık yapılaşma var mı, var; her yerden mantar gibi gökdelenler çıkmış mı, çıkmış ama İzmir kadar "genel anlamda" berbat bir görüntü yok. İzmir'in şehir merkezi dahi dökülüyor. Otogar tarafından şehre giriyorsun görüntü berbat, havaalanı tarafından giriyorsun yine görüntü berbat. Düzgün yerler bir elin parmağını geçmez ki düzgün dediğimiz yerlerde de çarpık yapılaşma var. Aylardır gökdelen mevzusu konuşuldu. Yapılmadı, ne oldu? Sadece itiraz var, çözüm yok diye boşuna yazmıyoruz. Kordon'dan yol geçmedi, çözüm? 20 yıldır trafik gar önünde sıkışıyor. Bu demek değildir ki Kordon'dan yol geçmeliydi veya gökdelen yapılmalıydı. Çeşme projesi nedir, ayrıntıları tam olarak nedir, kim tam olarak biliyor? Diyelim ki kötü bir proje, yapılmasın. Çözüm nedir? İzmir gibi bir şehre 1 milyondan bile az turist gelmesi kabul edilebilir bir şey mi? 5-10 milyon turist niye gelmesin? Şu şehrin çöp sorunu bile hala çözülemedi. Kimsenin de umurunda değil. İnciraltı, Çeşme, liman ... gibi elimizde malzeme olup da kullanamayan başka bir şehir herhalde yoktur. En kötüsü de insanlarda bir kabullenme var. İzmir'den denizi çıkar; neredeyse, elde bu kadar imkan olmasına rağmen sıradan anadolu şehirlerinden bu kafa yüzünden hiçbir farkı kalmayacak. İzmir dediğimiz şehir İstanbul'a kafa tutacak potansiyele sahipken 'küçük olsun, bizim olsun' anlayışı yüzünden bugün sıradan bir şehir haline gelmiştir. Çarpık yapılaşmaya ek yoksulluk da almış başını gitmiştir.

Alen35
14 Mayıs 2020 Perşembe 21:12

Çözüm yok isimli yorumcuya cevap vermek istiyorum.Efendim tuik verilerine göre türkiye de en fazla gece kondu istanbul da yer alıyor. 2. sırada Başkent ankara 3. sıra da ise izmir yer alıyor. Ha izmir de şöyle bir durum var. oda gecekonduların artık merkezi yerlerde kalmış olması!!! yoksa türkiye lşartlarına baktıgınız da malesef ama malesef tüm şehirlerimiz gece kondu dolu. İzmir in şehirleşmesi berbat derken onuda anlamıyorum . efendim Canım türkiyemiz de roma,paris,medird,londra gibi şehirler varda bizim mi haberimiz yok acaba? Söylediğinz rant konusuna katılıyorum Turizm konulaarına da katılıyorum. heleki kemeraltı konusuna çok çok katılıyorum ancak iş bilen insanlar ile kemeraltı,agora ve alsancak üçgeni inanılmaz turizm potansiyeli olan yerler haline getirilebilir. gerekli düzenlemeler ile kadıfekale de üstüen tatlı olarak sunulabilir . Beyin göçü olarak ta haksızsınız malesef. izmir de son 10 yılda beyin göçü tersine dönmüştür. evet halen daha istanbul ve anakra ya okumak için veya çalışmak için giden gençler var ancak hatırlatırım izmir istanbul ve ankara üzerinden inanılmaz bir beyaz yaka göçü aldı. bunu da unutmayınız.

Çözüm yok
14 Mayıs 2020 Perşembe 11:22

Rant var, yapılmasın diye diye şehir gecekondu şehri oldu. Turist desen sayılı geliyor. İşsizlik yüksek. Çözüm adına tek bir şey söylemeyenler devamlı aynı söylemler ile itiraz ediyorlar. Türkiye'de İzmir kadar berbat bir şehirleşmesi olan başka bir şehir yoktur. Bunda da bir çok kesimin payı vardır. Bir kesim ne olursa olsun yapılsın derken, karşı tarafta ne olursa olsun yapılmasın dediği için şehir bugün bu haldedir. Bu kafayla da düzelmez. Antalya turist rekoru kırarken, biz hala daha Kemeraltı 24 saat yaşayacak masalları ile yılları geçiririz. Neyse, beyin göçü vermeye devam.

Komedi
14 Mayıs 2020 Perşembe 11:11

Özel mülk denilen arazilerin içinde büyük şirketlerin arazilerinin olması. Buraları kimler sattı ki! Herhalde dededen kalmadı değil mi?

Baba Muhalefet
14 Mayıs 2020 Perşembe 10:32

Halktan da muhalefetten de herhangi bir çabayı/direnişi boşuna beklemeyin Sn.ÖNEN... Cumhuriyet'in değerleri/kazançları yıllardır "babalar gibi" peşkeş çekilirken hangi çaba/direniş ortaya kondu ki, şimdi UFACIK(!) BİR TOPRAK PARÇASI için konsun?

Yazarın Diğer Yazıları

Köylerde 34 plakalar

5/9/2020

Din, diyanet ve siyaset

5/6/2020

İdeolojik aygıt olarak Diyanet

5/2/2020

Eski fotoğraflar, geçmiş ve gelecek

4/28/2020

Alçak gönüllü uygarlık

4/25/2020

Can pazarında kötü siyaset!