AK Parti’nin ‘hacı’ vekillerinden Rıfat Sait’in açıklamalarını okuyunca genel olarak yüzümde bir tebessüm belirir. Ama geçen gün epey güldüm.
Son zamanlarda ailecek dikkat çekmeyi başaran hidayet kapılarını ikişer ikişer açan Vekil Sait İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’la yaptığı sohbeti aktarıyor ve aynen şöyle diyor; “Kadir Topbaş bana dedi ki “İzmir kavgayla alınmaz” Biz İzmir’i kazanmaya çalışırken gerginlik yaşıyoruz. Bu gerginlik içerisinde kazanmamız gereken bir toplumu kaybediyoruz.”
Güler misin, ağlar mısın? Bir İzmir vekilinin İstanbul Belediye Başkanı’ndan tavsiye almasına mı üzülürsün bu tavsiyeyi kamuoyuna açıklamasına mı yanarsın?
*
Bu açıklamalarından yola çıkarak Vekil Sait’in tavsiyelere açık bir şahsiyet olduğunu anlamış bulunuyoruz. Belki de bu ironik vakanın benim cephemden tek anlamlı yönü bu.
Vekil Sait’e önerim şu…
Uzağa değil İzmir’e baksın…
Tavsiyeye ihtiyacı varsa da yabancıdan değil yerliden alsın.
Kadir Topbaş’a itirazım yok. Kaldı ki kendisini uzaktan beğenerek izlerim.
Ama yıllardır bu kentte aynı şeyleri anlatmaya çalışıyoruz.
İzmir kavgayla, gerginlikle alınmaz.
İzmir’de gerginlik politikası sökmez…
Sökse bile bu kavganın kazanan tarafı asla AK Parti olmaz.
İzmir şaşı bakılarak, cezalandırılarak, aba altından sopa gösterilerek, ‘ne kadar oy o kadar hizmet’ mantığıyla tehdit edilerek alınmaz.
Bırakın alınmayı bunların hepsi İzmir’de ters teper…
Bu minvalde belki 100 yazım vardır arşivlerde…
Vekil Sait, Topbaş’ı bırakıp tavsiyeyi benden alsın demiyorum.
Uzağa değil İzmir’e baksın diyorum.
Başkasına değil partisine baksın diyorum.
İl Başkanı Bülent Delican’a baksa, Delican’ı biraz izlese Topbaş’ın ne demeye çalıştığını daha iyi kavrar kanımca…
Delican Topbaş’tan tavsiye almadan bakın neler yapıyor?
Öteki İzmir’e selam çakıyor geldiğinden bu yana…
Öylesine bir selam değil bu… İçten bir Merhaba!
12 yıl boyunca 9 Eylül törenlerine katılıp CHP’li mevkidaşıyla kol kola yürüyen tek il başkanı oldu. Yani kavgayı değil birlikte yürümeyi seçti.
CHP İl Başkanı Ali Engin’den ‘İzmir’in Ankara’da bekleyen işleri’ dosyasını aldığında da samimiyetle ‘ilgilenme’ sözü verdi.
Karaman’daki elim kaza yüzünden iptal etse de İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kente kazandırdığı Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde filarmoni orkestrasıyla ‘Cumhuriyet Konseri’ düzenledi.
Açıklamalarında ‘şu ana kadar’ belirli bir dozu aşmamaya özen gösterdi. Üslubunu korumaya çalıştı. Tire üzerinden başlayan ‘köy malları’ sürecini bana göre çok iyi yönetti. Cumhuriyet tarihinin özelleştirme rekorlarını elinde bulunduran bir iktidarın il başkanı olmasına rağmen köy malları konusunda ‘sattırmayız’ duruşuyla mahalleye dönüştürülen binin üzerinde köyde sempati kazandı.
Ve sıkı durun…
Çalışma Bakanlığı yetkilileri tarafından ‘iş güvenliği’ gerekçesiyle durdurulan Yeni Fuar Alanı inşaatında da devreye girdi. Bakanlık yetkililerinin ‘ipe un sermemesi’ için harekete geçip, ‘Bu fuar Marble 2015’e yetişmeli’ diyerek bürokrasinin hızlı işlemesini sağladı.
Ve CHP’li mevkidaşı Ali Engin’e de bu konuda bilgi verdi.
Güvenilir bir kaynaktan teyit ettikten sonra Bülent Delican’a sordum. Çünkü 12 yıllık AK Parti iktidarının her satırını takip eden bir yerel gazeteci olarak bu durum benim için bile sürpriz hatta bir parça şoke ediciydi.
Nasıl yani dedim.
Şimdi siz CHP’li belediyenin projesinin zamanında bitmesi için devreye mi girdiniz?
‘Evet’ dedi rahatlıkta…
- Çalışma Bakanlığı bürokratlarından olayın ayrıntılarını dinledim.
Hazırladıkları teknik raporları inceledim. Tabi ki müteahhit firmadan kaynaklı bazı eksiklikler vardı. Ama bu eksiklerin ivedi bir şekilde giderilmesi halinde mührün de hemen kaldırılması için ricacı oldum. Ve onlara dünyanın en büyük 3 fuarından biri kabul edilen mermer fuarına kadar bu projenin bitmesi gerektiğini anlattım.
- Neden? Bu durum politik olarak size ‘eksi’ yazmaz mı?
- Başkaları ne düşünür bilemiyorum ama ben hizmette siyaset olmaması gerektiğine inanıyorum. Benim için önce İzmir gelir. Kaldı ki yıllardır CHP’liler ‘Hükümet İzmir’i cezalandırıyor, engelliyor’ türünden açıklamalarla kamuoyundaki algıyı bizim aleyhimize yönetmeyi başardılar. Şimdi bize düşen partimizi ve iktidarımı bu haksız yargıdan kurtarmaktır”
*
İşte çok güzel hareketler bunlar…
Bugüne kadar AK Partilileri genelde İzmir’in projelerinin karşısında ‘engellemeye’ çalışırken gördük.
Torbalı ve Menemen’e yapılması planlanan çöp tesisi bizzat bakanlar tarafından engellendi.
Kentsel dönüşüm projeleri aylar hatta yıllarca ‘onay’ bekledi.
Tranvay projesine hazine onayı için 2 yıl beklendi.
Örnekleri arttırmak mümkün…
İlk kez bir AK Partili İzmir’in projeleri için ‘parti ayrımı gözetmeden’ bürokrasiyi hızlandırmak için harekete geçti. Yani kavgayı değil uzlaşıyı, birlikte iş yapmayı seçti.
Daha ne olsun!
Duruşunu bozmazsa İl Başkanı Bülent Delican İzmir’de partisinin bu güne kadar bırakın açmayı, çalmayı bile başaramadığı kapıları zorlayabilir.
Tabi ki Ankara’daki ‘siyasi ağabeyleri’ onun çay kaşığı ile topladıklarını kepçe ile dağıtmazsa…
İşte Sayın Vekil Sait!
İzlemeniz ve dinlemeniz gereken kişi Bülent Delican’dır.
Uzağa gitmenize lüzum yok!
Sayfa başına git