Çok partili sisteme geçtiğimizden bugüne…
Yani…
73 yıl boyunca…
“Ben Türkiye Cumhuriyeti’nin projesiyim” diyen…
Bi’tane siyasi lider…
Olmadı…
Bi’tane siyasi figür yok!
Sadece ve yalnızca…
İstanbul’u “ikinci kez kazanan” Ekrem İmamoğlu söyledi…
Neden?
İsmet İnönü söylemedi?
Adnan Menderes, Bülent Ecevit, Süleyman Demirel, Turgut Özal, Deniz Baykal, Tayyip Erdoğan, Kemal Kılıçdaroğlu…
Neden, “Biz Cumhuriyet Projesiyiz” demediler / diyemediler?
Acaba akıllarına mı gelmedi?
Belki de…
Her biri aslında ve dahi kendi çaplarında…
Bir “Cumhuriyet Projesi” olduğunu biliyordu…
Ama ses etmedi?
Sizce neden?
***
Kimsenin hakkını yemeyelim…
Saydığımız isimlerin…
Cumhuriyet’e sayısız hizmeti oldu…
***
Bu güzel vatan…
1923’ten itibaren Cumhuriyet’le yönetiliyor…
“Tek Parti Dönemi” yüzünden…
Demokrasi ile ancak 1950’lerde tanıştı…
Oysa ikisi birden en başta olmalıydı…
Bakın mesela…
“İran İslam Cumhuriyeti” diyoruz…
Eeee, demokrasi nerede?
Libya Üniter Parlamenter Cumhuriyet…
Demokrasiyi büyüteçle arayın…
Mısır, mesela…
Demokratik Cumhuriyet…
Harbiden demokrasi olsa…
Sisi’ler, misiler çıkar mıydı?
Hak, hukuk, adalet, eşiklik olmayınca…
Demokrasi “süs” gibi kalıyor o ülkelerde…
Demek ki…
Doğrusu neymiş?
“Ne kadar Cumhuriyet, o kadar Demokrasi…”
***
Türkiye’nin “ortalaması” olarak kabul İstanbul’un…
Eziyet de olsa yaşadığı tekrar seçim ile…
“Ulus Bilinci” tescil edilmiştir…
10 milyon İstanbullu müthiş bi’şi başarmıştır…
Sevgi ve barış dilini ne kadar özlediğimiz ortaya çıkmıştır…
Ve artık…
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin önü açılmıştır…
***
İmamoğlu, “Türkiye Projesi” olduğunu…
Hasret kaldığımız “kucaklaşma” ile tesis etmiştir…
Bakar mısınız, şu değişime?
31 Mart gecesi…
İstanbul’un 39 ilçe belediyesinden…
24’ünü AK Parti…
14’ünü CHP…
Birini de MHP kazanmıştı…
İnat etti iktidar partisi, sadece büyükşehir seçimini yenilendi…
23 Haziran gecesi ortaya bambaşka bir tablo çıktı…
Ekrem İmamoğlu…
İstanbul’un 39 ilçesinde topladığı oylarla…
Ezber bozdu; her şeyi tersine çevirdi…
İstanbul ilçelerinde “27’ye 12” öne geçti…
AK Parti’nin “kalesi” olarak nitelendirilen…
Şile, Fatih, Bayrampaşa, Çekmeköy, Beyoğlu, Zeytinburnu, Bahçelievler, Sancaktepe, Tuzla, Üsküdar ve Eyüp Sultan’ı…
İktidar partisinin elinden aldı…
Şimdi…
Diyelim ki…
Üsküdar gibi bi’ilçede yaşıyorsunuz…
Ya da Fatih gibi bir AK Parti kalesinde…
31 Mart’ta İktidar Partisi’ne oy veriyorsunuz…
50 gün sonra ise…
Fikrinizi değiştirip, “İmamoğlu’na oyum helaldir” diyorsunuz…
N’oldu 50 günde?
Şu oldu…
14-15 bin oyla da olsa…
Koca İstanbul’u kazanan İmamoğlu’nu…
Pata-küte hırpaladılar…
Önüne gelen bi’tane yapıştırdı…
Yapıştırmakla kalmadı; o işi görev kabul etti!
Bunu fark eden…
Eyüp’lü, Üsküdarlı seçmen…
“Ben sevgi ve barış dilini özledim arkadaş!” deyip…
Yüreğinin sesini de dinleyerek…
“Cumhuriyet Projesi”ne meyletti!
CHP’li büyükşehir adayının…
Üsküdar’ı silip-süpürmesi ne demek?
Bi’düşünün…
Şimdi sıra…
Türkiye’nin “İkinci İstanbul Seçimi”nden…
Demokrasi dersi çıkarmasında…
Başarır mıyız?
100 yaşına koşan Türkiye Cumhuriyeti…
Bugüne kadar…
Neler başarmadı ki?
***
Aklınızdan geçen soruya cevap vermeye çalışarak…
Bitirelim…
Bırakalım şu “erken genel seçim” muhabbetini…
Millet İttifakı da…
Otursun oturduğu yerde ve asla seçim istemesin…
İddiadır, middiadır ama…
Cumhur İttifakı içinde “yakın” gelecekte…
Bi’çatlama olabilir…
Hatırlayalım, hep beraber…
MHP Lideri Bahçeli, 10 ay önce…
(Tam da 5 Eylül 2018’de…)
Ne demişti?
Şöyle demişti:
“İstanbul, Ankara ve İzmir’in, Millet İttifakı’nın eline geçmesi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni tartışmaya açabilir…”
Haklıysa Bahçeli…
Demek ki, pek yakında…
“Cumhur İttifakı içinde bi’şiler yaşanacak…”
Ve de…
Böyle olursa…
“Kasım 2021, erken genel seçim için ideal tarihtir…”
Bu tarih…
Belki de…
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nden…
Parlamenter Hükümet Sistemi’ne geçişin…
Kilidi olabilir…
En azından kapıyı aralar…
Kimbilir?
“Ben Cumhuriyet Projesiyim diyen İmamoğlu”…
Zamanı geldiğinde…
Parlamenter Sistem’e yeniden dönüşün…
İlk Cumhurbaşkanı oluverir…
Bu millet “Cumhuriyet Projeleri”ni sever, bağrına basar…
Nokta!
Sonsöz: “İnsanı ateş değil, kendi gafleti yakar… Herkeste kusur görür, kendisine kör bakar… Neye nasıl bakarsan, o sana öyle bakar… / Hz. Mevlana…”
Sayfa başına git