Biliyorum, görmüşsünüzdür ama üstünde durmak gerekir…
Türk-İş’in araştırmasına göre…
Dört kişilik bir ailenin “yoksulluk” sınırı…
Tarihimizde ilk kez…
6 bin liranın üstüne çıktı, 6.167 TL. oldu…
Bunun içinde…
Gıda var…
Giyim var…
Kira var…
Elektrik, su parası var…
Yakıt var…
Ulaşım ücretleri var…
Çocukların defter-kalem, kantin parası var…
Sağlık giderleri var…
Peki; o evin reisi ayda 6 bin lira kazanabiliyor mu?
Yaşamak ve sevdiklerini yaşatabilmek için…
Hangi ihtiyaçlara veda ediliyor o evde bilen var mı?
Bileni bırakalım, merak eden var mı?
O zaman…
Pazarda limon satan öğretmen…
Çaresizdir…
Bitiktir ama bence…
Yılın babasıdır…
***
Farkında mısınız?
Eve temizliğe giden kadınların profili değişti…
Gencecik, iki çocuklu…
Lise mezunu ama…
Çaresiz…
Çünkü eşinin kazandığı yetmiyor…
***
Dolar bu yılın başında 3.70 TL.’nin üstündeydi…
Yani 8-9 ay önce…
Temmuz’da 5 TL.’yi gördü…
Ağustos’ta 6 TL.’yi geçti…
6 Eylül sabahı bi’uyandık; Dolar olmuş 6.60 TL.
Şükürler olsun, şu sıralarda ateşi düşüyor…
***
Peki, ne oldu da…
Bu yılın ilk altı aylık döneminden sonra…
Çarşı-pazarda…
Özellikle yiyecek, içecek ve giyeceklerin fiyatı…
Birdenbire katlandı, hergün değişmeye başladı?
Temmuz’da akaryakıt fiyatlarına gelen %9’luk zam yüzünden mi, makarnanın fiyatı pahalandı?
Asgari ücrete zaten zam yok…
Emekli maaşına gelen zammı…
Hissedemedi bile millet…
Ama başka bi’şi oldu!
Dolar uçuşa geçtikten sonra…
Her şeyin fiyatı “anında” katlandı…
Son beş ay içinde…
4 liralık domates 8 lira oldu…
Taze fasulye 5 liraydı, 15’e terfi etti…
Börülce’ye %100 zam geldi; etiketi şimdi 20 TL.
Allahın otu ıspanak 7 TL.
Kuruşla aldığın patlıcan nasıl 6 TL.’ye çıktı?
Altı ay önce fiyatı 2.5 TL. olan sivri biberin 8 TL.’ye gelmesinin tek sebebi Dolar olabilir mi?
Havucu 5 TL.’ye zor buluyorsun!
Salatalık 2.5 TL’den 5 TL.’ye uçarken…
“Fiyatım ne kadar olsun?” diye Dolar’a mı sordu?
Marul bile pazarda 3 TL.
Brokolinin yanına hiç yaklaşmayın…
Durum böyle olunca…
Doğaldır ki…
Enflasyon canavarı hepimizin yanaklarından “kesme” alıyor!
Almaya da devam edecek…
***
Cumartesi “Ege’de SonSöz”de bir başlık vardı…
İzmirli’ye “kış” kazığı diye…
Bir Kemeraltı Çarşısı haberi…
Geçtiğimiz kış, (Ocak – Şubat) 25 TL.’ye satılan kazak…
Şimdi 45 TL.’lik etiketiyle müşteri bekliyor…
Yüzde 100’e yakın zamdan söz ediyoruz…
Buna da mı Dolar sebep oldu?
O zaman kazaklara da veda edelim…
***
Şu sıralarda…
Devlet Baba’nın açıkladığı enflasyon ile…
Halkın enflasyonu tartışılır hale geldi…
Vatandaşa sorarsan…
Enflasyon %30’un üstünde…
Sonuç şu:
Pazar’daki alev alev fiyatların tek sebebi var…
“Aracılar…”
Tarladan bir’e alıp, Pazar tezgahına beş’e taşıyanlar…
Aracı, taşıyıcı, komisyoncu…
Adı ne ise artık…
Gelin görün ki…
İzmir Pazarcılar Odası Başkanı Hamdin Erişen…
Bizim gibi düşünmüyor…
O’nun bakış açısı farklı…
Çok değil, aşağı yukarı üç ay önce Ege’de SonSöz’e şöyle demiş:
“Aracılar çok diyoruz ya… Bizde yanlış anlaşılma var… O alıyor öbürüne, o öbürüne değil… Aracı devlet, aracı hükümetler… Biz küçük esnafız… Bir mazot kaç para? Şoförün maliyeti kaç para? Balık baştan kokuyor... Bir kamyoncuya, bir gemiciye verdiğin mazotu verirsen bu işi düzeltirsin... Kilometre bu kadar dersin, bu iş böyle yoksa bu işi bırak dersin…”
Bu ne tesadüf…
Hemen hemen aynı günlerde…
Yani üç ay kadar önce…
Manisa Ziraat Odası Başkanı Hüseyin Altındağ, ne demiş?
“Bu sene fiyatlar biraz pazarda uçuk da olsa biz üretici olarak 1,2 lira civarında İstanbul, İzmir, Mersin ve Konya’ya sevkiyata başladık…”
İyi o zaman?
Biz neden domat’ı şu günlerde…
“Sera domatı bunlar…” cambazlıkları arasında…
8-10 TL.’den yiyoruz?
Sonsöz: “Soru sormuyorsan, sana sunulanlara esirsindir! / Zata…
Sayfa başına git